Nihayet Bingo

Hemen hemen bütün yazı Akdeniz de geçirdim.Her gün sabah saat 05.15-05.30 arası deniz kenarın da balık avına başlamama ramen kayde değer bir balık yakalayamadım.Daha önce ki deneyimlerimden biliyordum,eylül ayında Karadeniz de çinekop başlıyordu.Bahçedeki mandalinalar renklenmeye başlamadan Karadeniz yapmaya kararverdim ve10.092012 günü gece saat 20.30 gibi Samsun Alaçam da idim.Çinekop takımlarımı hazırldaım ve çantaya yerleştirdim.Yol yormuştu sabah saat 05.30da kalktım,hava rüzgarlı ve deniz dalgalı idi,tekrar yattım.
Öyle den sonra saat 16.00 gibi skıldım.Yakakent’te limanına gitmeye karar verim.Linan dışı yine dalgalı idi.Fakat liman içinde zaman zaman sıçramalar vardı.Kefaller zaman zaman su yüzeyine sıçrıyor,suyun yüzeyi kıpır kıpır.Kefalmi zargana mı anlamak zor.Mesafe uzun rapala o mesafeye ulaşmak zor.Onun için slikon ve zargana topu ile avlanmak daha mantıklı geldi.
Arabadan sedef renkli dörtlü silikon çaparisini ve3.90cmLinnenin C surf kamışını,Daiwa SS 1600 makinayı ve zargana topundan oluşan takımı çıkardım.İlk atışı yaptım ve yavaş yavaş çekmeye başladım.Top gelince kefaller sıçrayarak kaçıyordu.Ama slikonlara saldıran çinekoplar küçük şıpırtılar oluştuyordu.iri kefalleri lüfer sıkıştıyor galiba diye düşünürken,güçlü bir saldırı oldu ve misina gerildi ama boşaldı.Saldırı konusun da bir fikrim olmadı.Acaba ne saldırmıştı diye düşünürken saldırının olduğu yerin üç dört metre sağına salladım takımı.Top suya düştü bir kaç saniye bekleyip takımı sarmaya başladım.Bu ara da zargana topuna küçük şıpırtılar çıkarttırıyorum.Kendimce kaçan balık havası vermeye çalışıyorum.İki veya üçüncü şıpırtıda makina beklediğim sesi vermeye başlamıştı.Yavaş sarmaya devam ettim.Balık dibe dibe basıyordu ne balığı diye meraketmeye başladım.Yaklaşık on metre falan bu şekilde geldi.Sonra sağa doğru kaymaya başladı.Bunu görünce levrek olsa gerek diyordum,yine de emindeğildim.Yirmi metre falan kalınca biraz da merakla kamışın ucunu havaya dikdim.Kolu bir kaç kez sarınca suda ilk parıltıyı gördüm balığı görmenin heyecanı ile kamışı biraz daha kaldırınca ikinci parlamayı gördüm.Bunlar levrekti.Şimdi firesiz bir şekilde bunları kenera almak lazımdı.Olabildiğince sakin bir şekilde kıyıya kadar getirdimi, bulunduğum yer sudan üç metre falan yüksek.Kayanın üzerine balıkları almam olanaksız.Kıyıyı taradım hemen ve iki kayanın arasında topraklı boş bir yeri gözüme kesriedim ve balıkları oraya aldım.Kamışı atar gibi kayanın üzerine bırakıp balıkların yanına indim.Nekadar zaman olmuştu?Böyle bir anı yaşamayalı diye düşündüm.Nerede ise bir yıl olmuştu yanılmıyorsam.Hemen iğneleri konturol ettim iğneler balıkların ağzına tam oturmuştu kurtulmazlardı.Anın tadını çıkarabilirdim.Acelem yoktu.Hemen bunları çıkarayım da bir üçüncüyü ,dördüncüyü yakalayım telaşım yoktu.Onlar beklesin.Kolaymı bir yıldır bu anı bekliyordum.Balıkları çantaya yerleştirdim.Biri 900gr diğeri de 750 gr civarında idi.Kik üç kez değişik yönlere attıktan sonra aynı yere bir daha attım ikinci çırptırmadan sonra yine makına ötmeye başladı kolu beş altı kez sardıktan sonra boşaldı .Bir kez ya attım ya atmadım
Sandalın biri geldi önüme ağ sermeye başladı.
Adama liman içine ağ sermek yasak değilmi dedim.Bana yasak yok dedi.Karadeniz sahil güvenliği aradım.Bütün oparatörlerimiz meşgül bekleyin diyor banttan kayıt.Akdeniz sahil güvenlikten normal telefonunu aldım ve aradım.Deniz haraketli gelemeyiz dediler.Adam boşuna söylemiyormuş bana yasak yok diye bir bildiği varmış.
İşte bir yıldır hasretle özlemle beklediklerim.Şimdi sizler cevap verin,bunlar bir yıl beklemeye değer mi?


Uploaded with ImageShack.us


Uploaded with ImageShack.us


Uploaded with ImageShack.us


Uploaded with ImageShack.us