Kafaya koymuştum, bu haftasonunu lüfer peşinde geçirecektim. Cumartesi sabah Arnavutköy'de rapala yapmaya karar verdik. Yer bulmak için sabah kaçta gidelim, nasıl gidelim derken, sabah değil geceden gidelim yemli bekleyelim, sabah da rapala çekeriz dedik. Yem olarak balıkçıdan zargana ve istavrit aldık. Bu planlarla çıktık yola, saat 11'e doğru Arnavutköy'e yaklaşmıştık ki "eyvah" dedim... Herşeyi alıp tripotu evde unutmuştum. Baktık Arnavutköy de full çekiyor. Yürü dedim arkadaşa, Emirgan'a gidelim orada banklar müsait, tripota gerek olmaz. Gerçekten de Emirgan oldukça boştu, çünkü balık yoktu. Olsun daha iyi, zaten çinakopa değil şakşak yapıp lüfere atacaktık. 2 kamışa şakşak istavrit, 1 tanesine de uzunolta benzeri 3 iğneli mantarlı takımda yaprak zargana taktık. Başladık beklemeye... Ne gelen var ne giden. Etrafta çok ender çinakop alıyorlar. Saat 1, 2, 3... Soğuk iyice ısırmaya başladı. Emirgan'ın sevimli farleri ile iyice ahbap olduk. Fare denen hayvanı çoğu insan gibi pek sevmem ama setin yükseltindeki taşları kendilerine yuva yapan bu Emirgan'ın fareleri bir başka. Birileri gittikten sonra, kafalarını setten yukarı kaldırıp, bir sağa bir sola bakıp, koşarak yem artıklarını kapmaları ve denize geri dönmeleri sanki çizgi filmlerden fırlamış kareler... Tabii kamışın ucuna odaklanmışken birden dikkati dağıtıp vuruşları görmemeye de neden oluyorlar baş belaları. Bu yemlerle bu iş olmayacak dedik. Taze istavrit yakalayabilirsek belki şansımız olur... Boğaz'da istavrit kıtlığı yaşanıyor, geçen seferler 0,20 misine ile şeytan oltası denemiştim ama yememişlerdi. Bu yüzden haftaiçi paraya kıyıp Berkley 0,14 görünmez misine aldım. 15 lira verene bunun 50 metresini hediye ediyorlar. Ama her kuruşu helal olsun, misineyi ben bile göremiyordum. Teknelerin yanaşması için yapılmış kırmızı zeminli küçük iskeleden kısa sürede 10 tane istavriti hemen yakaladım. Aklınızda bulunsun bu misineden 4-5 metreyi bir yere sarıp ucuna da 11 no. Mustad sinek iğnesi takarsanız canlı yem sıkıntısı çekmezsiniz. İğneyi karides, midye veya parlak derili balık parçası ile yemleyip suya atıyorsunuz, yavaş yavaş batıyor. Misineyi göremeyen istavrit bunu kapıp götürüyor, hiç acele etmeyin misine avucunuzun içinde boşta olsun. Yemi biraz götürüp yok ettiğinde yakalanmış demektir. Yakaladığımız istavritleri şakşak kestik, birini asansörle canlı indirdik. Yine gelen giden yok. Bu arada etrafta çinakop tutanlar biraz artmıştı. Biz de 2 kamışı yaprak yem ve küçük iğneli takımla çinakopa çevirdik. Bir tane vurdu kaçtı, ardından bir tane yakaladım. Sonra o da kesti. Bekleyelim belki güneş doğduğunda filan derken, oldu sabah erken... Neticede saat 8'de soğuktan buz kesmiş 2 tip, kovada 7-8 istavrit ve 1 çinekopla olay noktalandı. Cumartesi balığa gitmedim tabii, bugün yani pazar Anadolu Yakası'nda işim vardı. Akşamüstü biraz rapala çekerim diyerek surf kamışımla gerekli malzemeleri yanıma aldım. Saat 4 gibi, sahildeki taşlıklarda cambazlık yaparak rapala çekmeye başladım. Bir saat kadar geçmişti ki, su üstünde kaçışan küçük balıklar gördüm. Acaba lüfer mi yoksa palamut mu kovalıyordu bunları... Ucuz rapalayı çıkartıp en güvendiğim lüfer sahtesi olan 7 cm. Yo-zuri F197-M36'yı taktım. Harika renklere sahip olan bu sahte, sarıkanat ve lüferde çok defa yüzümü güldürmüştür. Birkaç atış sonra tam boy bir lüfer sahteyi kıyıya kadar kovalayıp adeta denizden çıkarken kaptı ve kendini taşların üzerinde buldu. Yarım saat kadar sonra bir tanesi de uzaktan geldi. 2 saat at çek sonucu bu yılki ilk lüferlerim yanımdaydı. Yanıma kova bile almamıştım, takımları koyduğum torbayı boşaltıp balıkları ona koydum. Balıkçılık ilginç bir şey, o kadar eziyet ve hazırlığın sonucu hüsran ama hiç beklenmedik anda ödülünü verebiliyor. Her zaman denemek lazım, olta denizde ise mutlaka ümit vardır... Lüfer ve belalısı Yo-zuri F197-M36 Perch Pattern
Evet yahu Sevgili Aret Senden güzel bir rapor bekliyordum doğrusu. . Raporu Şimdi okudum,çok beğendim. Tebrik ederim. Bu güzel rapor Çok güzel bir kelam ile bitiyor. " olta denizde ise mutlaka ümit vardır..."
Şahane balıklar, bereketli olsun yarın sabah bende iniyorum sabahtan beylerbeyi paşalimanı falan öle bi bakınıcam.
Turnayı, pardon lüferi gözünden vurmak işte bu. Gözüm sende idi. Bekliyordum, bu gün-yarın diyerek. Sevgili Aret senin adına sevindim. Ne güzel lüferler öyle, çok hoş balıklar. Dahasına rastgelsin kardeşim, tadında avlarının devamını dilerim. Selamlar, sevgiler.
Aret tebrikler...afiyet olsun... Raporunu görünce sevindim umarım bir sonraki avın daha bereketli geçer..... Sağlıcakla..
Sevgili Aret kardeşim, Bir an olsun kendimi İstanbul'da zannetim, bu arada, bir, balıkları yani denizlerin en lezzetli balıklarını lüferlerini tebrik ediyorum, iki raporunu okuyanların, bütün deteyları ile takım ve malzeme bilgileri bulabileceklerini görüyorum, çok güzel. Tekrar tebrikler,hoşçakal.
Aret tebrikler, önceki günün bereketsizliğinden utanmış herhalde deniz... ben de dün sabah 5 den 9 a kadar envayi çeşit rapala ile sadece bir çinekop alabildim, bir dahaki avıma senin gibi hazırlıksız gidip turnayı gözünden vurur muyum acaba bu sahte benim de favorim ama ben 9 cm liğini tercih ediyorum çünkü gece sığ suda kullanıyorum... sektirmiyor. gece denemediysen dene yani, süper.
Aret tebikler o kadar uğraşın sonunda lüferleri yakalaman çok güzel.Çevremde bulunan yıllarını balıkçılığa vermiş büyüklerimiz var arada sırada bizler sıkı sıkı hazırlıklar yaparken balık hazırlık sevmez diye mırıldanıp dururlar.Bu olay onları biraz doğruluyor gibi .Benimde çok kere başıma gelen bu tip anılarım var. Devamını dilerim.