Değerli Üyeler Bektaşi,züğürtleyince eski hesaplarını karıştırırmış misali,sizlere bu raporu sunuyorum Zaman içinde hem bana yolculuk yaptıran,ancak hüzünlü bir yolculuk olan eski günlerim ve hemde bugünle mukayese imkanı sağlayan nostaljik avlarımdan turnalarla başlamak istedim. O günlerde limit yoktu.Ancak bilinsinki hiçbir turna avımdan onlarcasını yakalamadan dönmezdim.Rekorum ilk 6 atışta 6 turna aldığım,Ömerli Barajının 70 li yıllarının başıyla,10 saatlik bir avda 125 turna yakalayıp saldığım K.Çekmece avlarımdır. K.Çekmece bemberraktı.Kürekle her noktasını tararken,turnaları altta seyrederdim. Sanırım 3 sene içersinde oradan bine yakın turna yakalamışımdır. Emin olunuzki bunlardan alıkoyduğum iki elin parmaklarını geçmez. Takımlarım o zamanda tam tekmildi.Ortalıkta Kısık balıkcılıkta dahil kimseler yoktu. Sadece Perşembe Pazarında Adalıyla,Coni adlı iki ihtiyar Rum olta satıcısı vardı. Bu kişiler Türk Amatör Balıkcılığına büyük hizmet vermişlerdir,toprakları bol olsun. Taa o günlerden bugünlere tonlarca balığı yakalamış ve gelmiş ve bunların nerdeyse yarısından fazlasını salmış olan bendeniz,kimi zaman nasıl oluyorda halen kendini ispat etme gailesine düşüyor,inanınızki bende anlamıyorum. O günlerde limit yoktu,sirküler yoktu ama vicdan elbetteki vardı. Neyse ilişikte bazı nostaljik resimlerimle ,tek bir tanede güncel resim koyuyorum. Bakınız eskiden aksiymişim ama şimdi sempatiğim değilmi. Ya bana ne derlerdi bilirmisiniz? Sen insana küfür etsen bile karşındaki alınmamalı derlerdi. Eskiler böyle derlerdide,şimdikiler neden didiklerler bilemiyorum. Sevgim ve saygım daimdir
Ustam Turnalar müthişler. Korkarım ki biz de çocuklarımıza torunlarımıza sadece çektiğimiz turnaların fotoğraflarını miras bırakacağız.
Vedat Abi çok kilit bi cümle olmuş. Tesadüftür ki az önce bu siteye üye olduğum 2006 yılından sonra ara ara gönderdiğim raporlardaki balıklara bakıyor ve şimdi bunların nerde olduğunu düşünüyordum. Galiba ufacık göle üreme mevsiminde 1 km ağ döşeyenlerin, kalem boydaki balıkları alıkoyanların ve bunlara seyirci kalanların vicdanlarıyla birlikte bizi terkediyorlar. İçim acıyor, biz nereye gidiyoruz böyle.....???
Dikkat ettimde 3. ve son resimde balığı tutuşunuz aynı Çok güzel ve buram buram anı kokan fotoğraflar gerçekten.. Size bu hobiyi ilk aşılayan kim oldu ve nasıl oldu Vedat abi? Çünkü o dönem gerçekten insanlar balıklarla ve balıkçılıkla okadar yoğun ilgilenmezken sizi ilk tetikleyen neydi?
çok güzel süper, mükemmel. Darısı başımıza. Ama bu balıklar eskilerde kaldı Vedat abi. Şmidi böyle balıklar bulmak zor. Ama yılmak yok.
O günlerde limit yoktu,sirküler yoktu ama vicdan elbetteki vardı vedat abi avlar ve mazi çok güzel o güzel sözü bizde insanlara anlatmaya çalışoyoz ama nafile
Vedat baba ne güzel bir rapor olmuş eski fotoğraflara bakıp anıları canlandırmayı bende çok seviyorum. Eskiden bahsettiğin o avları gerçekleştirmek artık çok zor 6 atışta 6 turna falan. Biz 600 atışta belki 1 2 tane balık alabiliyoruz oda belki yani. Umarım insanlarımız biran önce bilinçlenir ve o güzel duyguları bizde yaşarız..
Ah Vedat amca ah o günlerde dediğin gibi berrak sularda kayıkla dolaşmak bile ne mutluluk verirdi insana sadece tutmak için balık tutmak kadar zevk veren birşey olmadığını herkes anladığını gün bakarsın belkide eski günlere dönme imkanımız olurdu ama hayal işte böyle birşey olamaz artık insanlar çok değişmiş. Genç iken zayıf olduğun için görüntü yeniye nazaran biraz daha aksi gibi gösteriyor ama o zamanda yüzündeki gülümseme aynı şimdikide. Bizim şimdi büyük dediğimiz turnalar o zaman normal boylarmış dedemde anlatır bunu şimdileri memleketteki (Sakarya) göletlere gidince oltayı atıp eskiden balıkçılar nasıldı diye hayal ediyorum. Ne olursa olsun insan balık aşkını hiçbir zaman yitirmemeli 7'sinde yaşadığım heyecanı 22'sinde de yaşıyorum inşAllah senin yaşında da yaşayacağım. Sevgi ve saygılarımla...
......"Taa o günlerden bugünlere tonlarca balığı yakalamış ve gelmiş ve bunların nerdeyse yarısından fazlasını salmış olan bendeniz, kimi zaman nasıl oluyor da halen kendini ispat etme gailesine düşüyor, inanınız ki ben de anlamıyorum"..... Turnalara soylenecek soz yok, bizlerin ruyamizda bile goremeyecegimiz baliklar... hele ki resimlerdeki anilar... hepsi bir efsaneyi anlatiyor. ...ve nihayet babamizin samimi bir ozelestirisi yuzumuzde tebessume neden oluyor, daha onemlisi kafalardaki sorularin hic degilse bir tanesine cevap oluyor, hepimize az da olsa gelecege dair umut veriyor. Kafalardaki diger sorulara da boyle samimi yanitlar bulmak dilegiyle... ve saygilarimla...
Ömerli barajı ve dev turnalar Şimdilerde bol miktarda israil sazanı var malesef ki Vedat abi, sazan zamanı Ömerli'ye bekleriz müsait olursan
Sevgili İsa Arada nostralik anılarımın belgelerini sunarken,yeni geçmişinkilerinide sunmayı hedefledim. Bu vesileyle 15 ila 20 sene evvelsinin Ömerli Barajı görüntüleri ve bazı tuttuklarımızın resimlerinide sana ithafen yollayacağım. Davetine teşekkürler Sevgimle kal
Sevgili İbo Seninle ilgili hafızamı şöyle bir yokladım. Anımsadığıma göre forumlarda evveldende polemik yaşamıştın.Hatta iş banlanmaya kadar gidiyordu. Seninle güzel mesaj teatilerimiz oldu.Güzeldiler keyf aldım,faydalı olabildiğimide sandım. Sadece şunu söylemek istiyorum. Bardağımın dolu tarafını görmeye çalış,böylesi sanada,banada,herkesede faydalı olur. Hatasız kul olmaz Burnu büyük değilim Paylaşlımcı ve vericiyim. Tebliğlere sirkülerelere inancım tam değil. Deniz ve içsularımızın bugünki acıklı haline gelmesinde suçları ve eksiklikleri olduğuna inanmaktayım. Sinagritlerle ilgili resimli bir konu açacağım.Orada göreceksin bu nadide balığı nasıl kırdırıyor o sirküler. Sevgiler
Sirkülerde ustaların ve bilgisi olan abilerimizin, görüşlerini kullanarak yenilenmesini talep ediyoruz. Ama çocukluğumuzdaki amatör balıkçılığı yaşayabilelim. Avrupadaki gibi yasaklar ülkesi olmayalım.
Kiymetli Vedat agabeyim, Sizinle bugune kadar ozelden olsun, genel konular icinde olsun, cok kez yazistik, bircok noktada bana buyuk yardimlariniz oldu, daha ben sormadan anlattiginiz tekniklerle, verdiginiz ipuclariyla bana cok sey ogrettiniz. Bunlarin hakki elbette odenmez. Yukarida Allah var, bunlari gormezden gelmek de buyuk gunah olur. Beni taniyorsunuz. Bilgiye, hayat tecrubesine ne kadar deger verdigimi biliyorsunuz. Dolayisiyla sahsiniza ve balikcilik gecmisinize olan saygimi, sevgimi acikca buradan yazarak ifade etmem anlamsiz olur, siz zaten biliyorsunuz. Kaldi ki "onu soyle severim, buna boyle saygi duyarim" gibisinden laflarin, yazilarin bende pek degeri yoktur, onun yerine "ne oldugunu karsindakine gostermeye calisma, gorebilen nasil olsa gorur, senin kiymetini bilir, goremeyenle zaten isin olmasin" derim hep kendi kendime. Bu paylasimlar insanlari birbirine tanitiyor, bir zaman sonra herkes karsisindakinin gonlunu, ruhunu biliyor, balik ustune yazdiklarindan muhatabinin icini okur hale geliyor. Sizin de artik benim icimi okur oldugunuza en azindan inanmak istiyorum. Baska bir konu altinda onunla veya bununla polemige girmisim, sizin aviniza dair tartismalarda yer almisim, bunlarin hepsi bir yana, ucuncu sahislardan da bagimsiz olarak diyorum ki SIZI AMATOR BALIKCILIGIN KRALI OLARAK GORMEK ISTIYORUM AMA GOREMIYORUM. Diyebilirsiniz ki "sen daha oltayi dun eline aldin, benim omrum balikta gecti, nasil curet edersin de benim avciligimi sorgularsin, yargilarsin? Sen kimsin?"... Iste tam da bu noktada, musade ederseniz icimdekileri oldugu gibi dokmek, samimiyetle, ictenlikle derdimi anlatmak istiyorum. Vedat agabey; Sizi ve avlarinizi herkes gibi uzun zamandir keyifle takip ediyorum. Babamiz yerindeki bir buyugumuz olarak, tonton dedemiz olarak, yarim asiri geckin tecrubesiyle denizin tuzu, kokusu gonlune sinmis bir efsane avci olarak taniyoruz, oyle bildik, oyle seviyoruz. Sizin gibi, Orhan agabey gibi kac tane "baba" dedigimiz, baliga dair ne varsa kendi babamiza sorar gibi iki kez dusunmeden, hesapsizca sordugumuz ustad var memlekette? Bu kadar az ve kiymetli olan bilgi hazinelerinin degerini elbet biliyoruz ama bir yandan da bu iliskiyi tek tarafli bir bilgi akisi, bir tuketim cabasi olarak gormeden, insani bir iliskiyle, dostlukla, muhabbetle surdurup gelistirmenin derdindeyiz. En azindan cogumuzun boyle olduguna inaniyorum. Fakat hersey iyi giderken, keyifle raporlar okunurken, insanlar birbirinin avini tebrik ederken bir anda ortalik toza dumana boguluyor, limitti, tebligdi derken, kavga dovus, kusluk, darginlik, sonrasinda kilitlenmek zorunda kalinan konular, bir sinir harbi cikiveriyor ortaya. Lafi fazla uzatmadan, tum samimiyetimle icimi dokmeme izin verirseniz sayet; Yurt disnda ikamet eden bir amator avci olarak bana yabanci avcilarca "Turkiye'de amator balikciligin Krali kimdir?" diye soruldugunda "Vedat Abayoglu'dur" demek istiyorum ama icim elvermiyor, kendime olan saygimdan diyemiyorum. Bunu diyebilmem icin; 1. Bir yandan genclere ornek oluyorum derken, diger yandan 40 igneli caparilerle av yapan, 2. Cok sayida, koca koca sinaritleri tutup da nefsini yenemeyip hepsini alikoyan, 3. Tebligle, vicdanla, onunla, bununla yapilan olcumleri asmis, baliga doymus ama avina doyamamis bir buyuk avci, gercek bir Kral gibi davranmasi beklenirken, yarim asir sonra dahi hala sig surtusmelere giren, amator avcilik felsefesiyle degil de insanlarla olan cekismelere enerjisini veren, 4. "Beni elestirin ki hep beraber geliselim" dedikten sonra, tum ictenligiyle icinden geleni soyleyen bir genc kardesimize karsi cok sert bir tutum takinan, 5. Gencliginden bu yana akyalari, orkinoslari, kiliclari avlamis, turnalarin, alabaliklarin kitabini yazmis bir avciyken, daha hala pohpohlanmak, el ustunde tutulmak isteyen, alkis bekleyen, 6. "Baligi keyif icin avliyoruz, balik avini da dostlarla huzuru paylasmak icin yapiyoruz" denilen bir yerde, dostluk cagrilarini duymayan, ustelik biz dostlarla muhatap dahi olmayan, her zaman kendini yukarilarda goren aslan partnerlerine soz soyletmeyen, 7. Foto olsun, video olsun, yaptigi avlarin belgelenmesi sirasinda kolunda, omzunda, degilse sapkasinda, gogsunde illa ki bir taninmis markanin reklamini tasiyan, haliyle ister istemez bizlere "acaba??" dedirten, 8. Velhasili kelam, amator balikcilik diye bildigimiz degerlerden uzak bir goruntu veren, hatta bazen insana "Acaba ben mi amatorlugu yanlis algiliyorum? Benim amatorluk sandigim sey bu degil, bu amatorlukse ben neyim o zaman?" dedirten, bir SAHTE KRAL degil, gonullerin sultani, ornek avci, ornek amator, GERCEK BIR KRAL gormek istiyorum. Biliyorum, cok sey istiyorum, ustelik bunlari haddim olmayarak istiyorum. Ama ne yapalim, Krallar boyledir, herhangi biri gibi olamazlar, onlarin istekleri herhangi birinin istekleri gibi yuzeysel, bencilce, doymak bilmezce, maddiyata dair olamaz. Krallarin istekleri yucedir, askindir, felsefeye dairdir. Ve insanlarin Krallarindan bekledikleri de boyledir... Sizi uzmek istemedigimi fakat icimden gelenleri en acik haliyle paylasmak zorunda oldugumu umarim anlamissinizdir. Her seye ragmen kalbimizde ayri bir yeriniz vardir ve hep olacaktir. Saygilarimla ellerinizden operim...
önce ÇIPLAK KRAL Sonra BALIKÇILIĞIN KRALI SAHTE KRAL GERÇEK KRAL Netice de her türlü KRAL sın Vedat abi. Biz yaltakçılarını affet...
Sevgili İbo İlkönce şu noktayı bir belirteyim. Nuri,sen,Bandırmalı ve Volkan Ben sizlerin iyi insanlar olduğunuzu forumdakilerin hepsinden daha iyi biliyorum,bu fikrim siz bile değiştiremezsiniz. Detaylı yazmışsın elbette beni iyi tanımaya başladığına dair nüanslar var. Ama bilinizki bugün oltayı eline ilk alanada,ustasınada ,meraklısınada,velhasıl balıkla uzaktan,yakından ilgisi olana hep aynı duyguyla yanaşırım,bunda faydalı olabilmek,ona balık tutmayı öğretmek yada pekiştirmek duygularının özü vardır. Beni burnu büyük sanmayınız ama,benden öğreneceğiniz yada bu derece her alternatif balık avıyyla ilgili faydanabileceğiniz ikinci bir şahısı bulamazsınız,hayatınız boyuncada bulabileceğinizi sanmıyorum. Yanlış anlamayın ben balıkcılık olgusunun tüm alternatflerini kasdediyorum. Tahir üstadın TRT belgeselindeki kalamarla sinagritr vdeosunu izledim dün. Adam nerdeyse yan dönüp kalamarın ğneye takılmasını gizler çabadaydı.Bumudur faydalı olmak. Yakında video çekimlerini tam manasıyla oturttuğumda neleri nasıl ve net olarak,hiçbir şüpheye meydan vermeden sizlere sunacağımı göreceksiniz. Gelelim beni tenkit ettiğiniz ortak kanaatlerinize. Şu 40 iğneye kafayı taktınız. Benim gizli saklım yoktur.Uygulamış ve anlatmışımdır.Ama kimin ne yaptığını siz bilemezsiniz zira işi kitabına uyduranları anlayamazsınızki,zira bu işi iyi bilmiyorsunuz. Sennura anlattım sizede anlatayım 1)Ben trofe avcısı olarak ortaya çıkan bir avcı değilim.Ancak elbette bu işi hemen herkesten iyi bilirim ve arada yaparımda. ,2)Trofe avcılığında suni yemler,randımanı ne olursa olsun bir canlı yemin şartlar uygun olduğunda,yerini tutamaz. Dolayısıyla canlı yemlik balık tutabilmek trofe balık avcısının baş uğraşısı ve kimi zaman fiili trofe avı kadar zamanını alan bir uğraşıdır. Denizler artık o kadar verimsizki,yemlik balık tutabilmek için elinizde 10-15 iğneli çapariyle uğraşısanız komik durumda kalırsınız. Çaparimi kendim yaparım,FC misina kullanır muhtelif nerdeyse sonsuz uzunlukta sim,floş tüy kolleksiyonumdan itina ile seçer ve bağlarım. Bilindik svrice ustalarına çapariyle nasıl balık avlanır ben öğrettim ama şimdi pişmanım. Saroz avlarımıza malum devam etmekteyiz.Ama içimde tutamadım,konu açıp sizlere yeni eşsiz avlarımı sunmaya çekindim,tenkitlerinizden korktum. İşte bu avlarımızda,o devasa merada(av alanımız çok geniştir)yemlik balık yakalamak için çapari yapmıştım,ilk ve tek göz denememde bu balıklar geldi. Bu ne senn ne benim nede başka bir avcının asla tekrar görebilecekleri bir av olmayacak şekilde gelişmiştir. Nedenmi Melina (İstanbul Mavi Kanal pab uç izmariti)nin 2,si belki 4'ü falan birden oltaya gelmiş olabilir.Ancak bu balık bir çapari hedef balığı değildir. Ancak dediğim gibi emsali görülmemiş oranda tüm iğneler dolmuştur,bu enteresan durumu sizlere aktarmak istedim,olay budur. Kaldıki tebliğe uygun bir avdır zira tebliğe göre çaparide iğne sayısı sınırlaması yoktur. Ben Kral olma niyetinde bir adam değilim. Haşa ne demek kral olmak Ama sizlerin bir büyüğü bir abisi,bu balık işinde sorabileceğiniz bir kaynak olma niyet ve çabasındahyım.Bundada başarı sağladığımı sanıyorum. Sizlerle ilgili tek menfi kanaatim,abiniz hatta babanız yaştaki bir adama üstelik bugüne kadar her sorduğunuzu büyük bir heves ve keyfle yanıltlayan yardımcı olabilmek amacıyla çırpınan bir büyüğünüze,kimi zaman sizlere oğlum diyehitap edecek kadar yakın gören biirisine ,saygısızlığa varabilmesine ramak kalmış şekilde hitapta bulunmanız bunu sayfalara dökerek ortaya koymanızdır Helede bohçacı tabiri. Takdir sizin,süngüm düşmüştür,ne derseniz deyin ne yazarsanız yazın Sevgiler