Nükleer santrallerin ilkinin Mersin-Akkuyu’ya kurulması kesinleşti. Sinop’un yer lisansı ancak önümüzdeki yıl verilebilecek. “Macera peşinde değiliz” diyen Enerji Bakanı Güler, Sinop’a Nükleer Teknoloji Geliştirme Merkezi’nin kurulacağını açıkladı. Yerli ve yabancı firmaların yoğun katılımının bulunduğu toplantıda Sinop’a yapılacak nükleer teknoloji merkezi hakkında bilgi verildi. Yer lisansı hazır olmadığı için santral kurulması için bir yıl daha beklenecek Bu nedenle ihalede öncelik Mersin-Akkuyu’da olacak. Ancak Sinop’a kurulacak Nükleer Teknoloji Geliştirme Merkezi için şimdiden çalışmalar başladı. Burada araştırma reaktörleri, yakıt üretim ve eğitim tesisleri yer alacak. Kaynak:ntvmsnbc.com NÜKLEER SANTRALLER ÜZERİNE Son yıllarda hayli artan enerji ihtiyacı nedeniyle farklı arayışlara girilen ülkemizde yaklaşık 20 yıldır ara ara gündeme gelip tartışmaya açılan nükleer santraller için somut adım atılıyor ve 21 şubatta ilk ihale yapılıyor. Özellikle 90'lı yılların başında sıklıkla eylemlerin,eleştirel şarkıların yapıldığı santraller,günümüzde de ''İran,Kuzey Kore ve Rusya'' gibi ülkelerin de uluslararası alanda hayli başını ağrıtmakta.Uluslararsı atom enerjisi kurumu(UAEK) sözkonusu ülkeler hakkında sık sık raporlar hazırlamakta ve enerji üretimi dışında başka alanlarda kullanılmasının denetlenmesini sağlamaktadır.Ülkemizde ise Türkiye Atom Enejisi Kurumu(TAEK) santraller için denetim,lisans v.b işlerim yönlendirildiği teşkilat olarak faailey göstermektedir. Bir yandan farklı arayışlara gidilmesi gerektiğini savunan ve Türkiye'de hayli fazla olan rüzgar,güneş,su gibi kaynaklardan yararlanmasını savunan görüşler nükleer reaktörlerin çevreye olan zararını eleştirmekte.Diğer yandan ise tüm dünyada giderek büyüyen bir enerji ihytiyacı,sanayi tesislerinin devamlılığı ve maliyetin düşürülmesi yani ekonomik kaygılar ile işin bir başka boyutu olan nükleer savunma sistemlerinin caydırıcı güç olarak kullanılması görüşleri vardır. Ufuk Kula Dokuz Eylül Ünv.
Niye colun ortasina kurmazlar da yurdumun en guzel koylarina sahillerine kurarlar ki bu santralleri?? Rant pesinde mi yine birileri acaba?
Ufuk'cum gerçekten güzel bir konuya değinmişsin..Bu konuya doğayı seven yönüyle bakınca başka getireceği ekonomik faydalar yönüyle bakınca farklı düşünüyorum.. En son verdiğim karar bu nükleer santral uluslararası anlaşmalarla tamamen kullanımdan kaldırılmalı yada isteyen ,bu teknolojiye sahip ülkelerin kullanımının önlenmemesi yönünde..Bu enerji çok ucuza elde edilebilen ve sonsuz denecek kadar kaynağa sahip..Bir Nükleer santral ile yüzlerce hidroelektrik santralının sağladığı güç sağlanabilmekte..İşletme giderleri göz önune alındığında diğerine göre neredeyse bedava.Bunun dışında enerji kaynakları olarak bizim gibi tamamen dışa bağımlı bir Ülkenin bence yararına olacaktır..Fakat bu santral kurulurken çevreye minimum zarar verilmeli ve güvenlik en üst düzeyde tutulmalı.. bu konuda çok detay var ama kısaca yayım dedim
santraller kurulurken halihazırda yoğun iletim hatlarının olduğu bölgelere kurulurlar. Türkiye de nükleer enerji pek istenmese de buna mecbur kalındığı bir gerçek. Hidroelektirik santrallerinin belli bir ömrü var, bu sürenin yarıısından sonra elektirik üretimi veriminde büyük azalma oluyor, en kötüsü de hidroelektirik santraller barajlarda su tutulması nedeniyle bölgenin su rejimini ve iklimini olumsuz yönde etkiliyor. Halihazırda yurdumuzda üretilen elektiriğin %60 ı doğalgaz santrallerinden sağlanıyor. Yurdumuzda ise yeterince doğalgaz malesef yok..
Arkadaşlar ben olaya daha yüzeysel bakıyorum...eger rant yok ise ..eger mecburiyetten yapılacaksa.ve eger yeride uygun ise benca yapılmalı ancak bu işin tüm aşaması ülkemizdeki bir üniversiteye verilmeli...a dan z ye oradaki bilim insanları bu işleri organize edecek ve başında durup yapılacak...işte o zaman ben derimki saglıklı olur..aksi takdirde olaya ilgili bakanlık müteahit vs. girdimi vay halimize yani bu iş kar amaçlı değil daha çok üniversitenin bir eseri olarak ortaya çıkarsa bence saglıklı olur...
nükleer enerji vallahi dostum nükleer enerjiye sonuna kadar tam destek ama kurulan alan için sonuna kadar savaş varın kurun doğaya en az zarar verecek alana ister 10 tane ister 20 tane nasılsa kurmak iteyen çok zaten ısınmada doğalgaz kullanıyoruz iran ve rusya sıksık vanaları kapatıyor bari doğalğaza ödediğimiz doviz yutta kalır bizde kılima ile ısınırız hem de elektirik satar hatta doğudaki iller ğibi tüm yurda bedava elektirik veririz
Merhaba dostlar,bu santralleri fayların etkilerinin en az olduğu yerlere yapmak ,nükleer sızıntı durumunda ana karaya olacak etkiyi en aza indirmek içinde yarım ada üzerine tesis kurmakta haklılar.
doğal kaynaklarımızı bukadar hoyratca harcarsak nukleer santraller kacınılmaz olacaktır. umarım yapılan santralide birine satmazlar
iyiakşamlar ben postacı gürol beye katılıyorum yalnız santrali şırnak,a kursunlar ülke genelinde yüzde seksenyedi oranında kaçak elektrik kullanıyolar belki biz onların elektrik faturalarını ödemek zorunda kalmayız ?
Nükleer santrallerin su kıyısında olmasının sebebi çekirdeğin soğutulması için devamlı bir su kaynağğına ihtiyaç duyulması. Akkuyuda yapılmak istenmesinin sebebi de jeolojik açıdan depreme uzak yani fay hatları açısından en az risksiz bölege kurulmasının istenmesi. Yalnız bildiğim kadarıyla o bölgeye yakın denizde uzun süredir hareketsiz bir fay hattı var ki zamanında bu tarz fay hatlarının yarattığı çok buyuk depremlerin kötü sonuçlarını gördük. Bir diğer açıdan hatlardan kaybedilen enerjinin %25 lere varması ve yapılan nükleer santral ile ihtiyaç olan enerjinin belki %5 yada%10unu karşılayacağı düşünülrse, yapılan nükleer santralin ürettiği enerji hatların kötü olması ve kaçak enerji sebebiyle de boşa gitmiş olucak. En büyk sorunda nükleer atıklar. bu atıklar yuzbinlerce yıl etkinliğini sürdürmesi yüzünden çok ama ciddi anlamda çok iyi saklanması gerekmektedir. Gömüldüğü bölge çok iyi izole edilmeli, doğal kaynaklara uzak olmalı ve kesinlikle de deprem bölgesinde olmamalıdır. Milim boyunda bir çatlak bölgenin kaynaklarının ve insanının etkilenmesi ve besin zincirinin kullanılamaz duruma gelmesine sebep olucaktır. Çernobilden sonra edirnede yapılan ölçümlerin raporlarını okumuştum da (ki o dönemki hükümet üniversitelerin bu konuda araştırma yapmasını yasaklıycak buyuklukte gerçekleri bu şekilde gizledi- bir diyer sonuç da karadeniz bölgesinde patlama yapan kanser vakalarıdır) inanamamıştım. Gözlerim yerinden fırlıycaktı resmen. 1999da iptal edilen nükl. sant. ihalesinden önce Akkuyuda santralin yapılmasına onay veren 3 prof.den biri sanırım Prof. Dr. Tolga Yalmandı; her cümlesinin başında ben neyaptım ki buna nasıl izin verdim diye kendine kızıyordu ve "bu ülkenin gerçek anlamda bu santrallere ihtiycı yoktur" derken yüzündeki pişmanlık ifadesini görmenizi isterdim. bu arada nükleer atıklar için o dönemde ihaleye katılan konsorsiyumlardan biri şöyle demişti hiç unutamıyorum " bu atıkların bir çözümü yoktur. ancak zeki Türk insanı bunun çözümünü önümzdeki 20 yıl içinde eminiz ki bulacaktır. olmadı Toroslara gömersiniz" şeklinde lakayit ve umursamaz bir tavırla dalga geçer gibi bir açıklama yapmıştı. Şimdi size bukadar ciddi bir olay hakkında verilen demeçler nekadar inandırıcı geliyor? Sizce bu ihalede olan firmalar gerçekten ülke ihtiyacı için mi yoksa para için mi katılıyor ve bastırıyor... Ben bu duruma düşürülmemize katlanamıyorum ve kabullenemiyorum...
bence biran önce kurulmasında yarar var tabii ki yerinde ve emniyetli bir şekilde avrupanın en medeni ülkelerinde var ve şuan faal durumdalar çevreye zarar ve tehlike arz etse isviçre gibi hemde akarsuyu bol olan bir yerde kurulmasına izin vermezler sanırım su kenarlarına yakın kurulmasının sebebi ise soğutma amaçlı ben isviçrede bir tanesinin içine girmiştim çalışma bir montaj işi için heralde dünya bankasına daha kolay girilir okadar emniyetli ve sıkı aynı şekilde olacaksa kurulması yararımıza olacaktır sanıyorum
Nükleer Faydalıdır Değerli arkadaşlarım. Nükleer enerji kesinlikle diğer enerji üretim yollarından daha ekonomiktir. Fakat yapılacak bu ekonomi; ancak çevresel bilinç, işletme güvenliği, dışa bağımlılık ve uluslararası tehdit gibi faktörler enine boyuna hesaplanırsa ülkemize faydalı olabilir düşüncesindeyim. 1- Çevresel bilinç konusunda ne kadar duyarlı olduğumuz ortada. Ayrıca yukarıda bazı arkadaşlarımızın da bahsettiği üzere inşa işi müteahhit firmalara ihale edilirse kar marjı önem kazanacağından, doğayı kimsenin takacağını sanmıyorum. İşletmede ise, maliyetlerini bilemem ama atık yakıtların uzayda bir gezegende depolanması dünyamız için bir çözüm olabilir gibi geliyor bana. 2- İşletme güvenliği konusunda yakın geçmişte yaşanan Tüpraş faciasını yorumsuz olarak anımsatmak isterim. 3- Kullanılacak olan nükleer yakıtın dışarıdan getirilecek olması, dışa bağımlılığın yanı sıra nakliye esnasında sabotaj riskini de beraberinde getirir. Kendimiz üretmeye kalksak (henüz bir elektronik entegre bile üretemiyoruz ama hadi yaptık diyelim), dış güçler hemen "Siz uranyum zenginleştiren tehlikeli ülkelerdensiniz!" demeye başlarlar. 4- İşin uluslararası tehdit kısmı ise beni en çok düşündüren konudur. Unutmayalım ki bir savaş anında öncelikli hedef ne yazıkki nükleer santraller olacaktır. Bu kadar da kötümser olunmaz ki be kardeşim demeyin lütfen. Bende isterim ucuz elektrikle, dışarıya az bağımlılıkla ülkemin hızla kalkınmasını. Bu işi yapacaksak adam akıllı düşünüp, geçmişi irdeleyerek, çocuklarımızın yaşam alanlarını daraltmadan-kirletmeden, bilimin ışığında yapmalıyız derim. Evet değerli dostlar. Şayet bu şartlar sağlanırsa ve en önemlisi de barış dolu bir dünya olursa; "Nükleer Faydalıdır" Saygılar.
Bence bizim ulkemizdeki en buyuk sorunlardan birisi "guvensizlik". Yillar boyunca kokusmaya yuz tutmus bir duzen, yolsuzluklar, ceteler, rusvet, dolandiricilik ve daha neler neler. Sonucta insanlarin insanlara ve hatta devlete olan guvenleri sarsilmis hatta kimilerinde kalmamis. Belki bazi gelismis ulkeler nukleer santralleri kullaniyorlar ama orda halk biliyor ki devlet bunu olabilecek en ust duzey guvenlikte ve ne dogaya ne de insanlara zarar vermeyeceginden emin olmak icin hicbirseyden kacinmadan kuruyor. Bizim ulkemiz ise medeni avrupa ulkelerinin dogaya cok zararli atiklarinin gemilerle getirilip birakildigi bir ulke konumunda. 1-2 sene once Iskenderun'da yakalanan gemiyi duyanlariniz vardir sanirim. Bunun gibi duyulmayan neler var kimbilir. Sonucta su an insanlarin cogunda bir korku hakim. Nukleer enerji olmasi gerektigi gibi degil de birilerinin isine gelen sirketler tarafindan sadece kazanilacak paraya bakilarak kurulursa sonu ne olur, nerelere varabilir?
Dışardan bakıldığı zaman evet haklısınız ancak işin biraz derinine girdiğiniz zaman gördükleriniz okadar canınızı acıtıyo ki.. okadar üzüyo ki anlatamam size. eşke dediğiniz kadar basit olsaydı... ben ilk ihale döneminde devamlı konsorsiyumlar arası taraf değiştiren vekillerden mi bahsediyim yoksa ihaleye girenlerin nasıl lakayit davrandığından mı bahsediyim... emin olun ki bu devlete guven olayıyla alakası yok... bu olay apayrı bir durum... bunun geri dönüşümü kesinlikle ama kesinlikle yok... sebebi de bir nükleer santral işletmeye açıldığı andan itibaren; 1 saat sonra biz bu santrali kapatıyoruz ve kullanmayacağız deseniz de o santralin her bir parçası nükleer atık!!! ve bu olayın şakası yok... ve en kötüsü de TÜRKİYENİN BİR ENERJİ POLİTİKASI YOK. Her gelen hükümet malesef kendi adamını getirdiği ve kadrolaşmaya çalıştığı için durum bu. İleriye dönük stratejilerin olmadığıbir ülkede bu kadar hasssas ve tehlikeli bir işe girmenin mantığı yoktur. Bu işin sorumluluğunu alanlar ne acı ki bunun bilince olmayan ve kendileri birey olarak araştırmadan danışmanlarının sunduğu raporlar ile hareket eden insanlar. İşte ülkemizin durumu budur.... İster inanın ister inanmayın... Bu olay göründüğü kadar basit değil... ve gerçekten allah yardımcımız olsun. plansız programsız yaşamaya alışmış bir ülkede bukardar tehlikeli ve önmli bir yatırımda bu şekilde hareket edilmesi bizlerin geliceğini ciddi anlamda etkiliyecektir... Sanmayın bu teknolojii geldiğinde dertler bitecek... Hani hep alt yapıdan bahsederiz ya yetersiz diye; bunun da alt yapısı yetersiz... hatların durumu kaçak elektrik sorunu... ozaman daha niye bu konuda ısrarcılar anlamıyorum. daha nükleer enerjiye gelene kadar elektriksiz kalan köyler, buyuk şehirlerde 2008 yılında hala kesilen elektrikler var. ilk önce en temelden başlanmalı düzeltöeler; ondan sonra bu tarz yatırımlar yapılmalı. ben hala doğuda elektrik alamaayan köyleri gördüğüm zaman deliriyorum. ve haklıyım; yıl 2008 bırakın buyuk şehirlerde elektrik kesintilerini insnlar doğuda elektriği yok. bu ne büyük utançtır, bune buyuk bir rezalettir.... sevgili Nightwalker bukadar şeyi sana yazmadım haberin ola... okuduktan sonra kızma sakın bana
memleketemize hayırlısı olsun ne diyelim..bizim üniversitedeki hocaların bugüne kadar hiçbiri bu konu hakkında olumsuz bişey demedi...Bencede olmasında yarar var bakın avrupada 7 şer 8 er kurulurken biz halen dışardan elektrik alıyoruz....Hem temiz hemde daha fazla elektrik elde edebilicez...Gelin görün bi yatağanın halinide daha sonra bu nükleer santrali öpüp başınıza koyun
Oncelikle yazdiklarinda kizacak hicbirsey bulamadim ben. Anlamadim mi yoksa? Bu arada ben olayi sadece guvensizlik gibi basit birseye indirgemek istemedim. Yazdiklarim yanlis anlasilmis olabilir. Mevcut olan guvensizligin hakli sebeplerle olustugunu soylemeye calismistim aslinda (rusvet, yolsuzluk, cikar hesaplari, rant kavgalari gibi). Dolayisiyla bu nukleer santralin cok kotu sonuclara yol acabileceginden hala korku duyuyorum. Madem sogutmak icin cok suya ihtiyac duyulacak Firat, Dicle nehirlerinin uzerinde yerlesim yerlerinden mumkun oldugunca uzakta bir yere kurulamaz mi ornegin? Dogudaki koylerdeki son durumu bilmiyorum ama eski hukumetler zamaninda doguda elektriksiz koy kalmadi diye bas bas bagirildiginda burada (Silifke, Gulnar) toroslar uzerinde pekcok elektriksiz koy vardi. Su an suyu olmayan pekcok koy hala mevcut...
Namıkçığım kimyacı olur mu?Nükleerden bu kadar korkmayın,zaten bazı yönler- den oldukça iç içe yaşıyoruz.
Talat Abi,nükleer enerjiden korkmuyoruzda,bu küffarların bize nükleer santral diye eski teknolaji ile donatılmış tesislerini kakalamalarından korkuyoruz.
Onu yapamazlarda(çünkü bizden de çok sayıda bu işi bilenler var)atıkları yok etmek büyük problem,benide bu kısmı korkutuyor.Radyoaktif çay için radyoaktif değil diyen siyastçilerimiz var.Veya evet bunlar radyoaktiftir deyip,yok etmek için yakma metodunu uygulamaya kalkan cahil politikacılarımız var,bütün bunları daha yeni yaşadık işte bunlar beni korkutuyor.