Sevgili Nuri Özellikle göl ve barajlarda Gökala avının tekrar randımanlı olarak başlamasında hem skor ve hemde iri gökalaları en iyi kandıracak bazı kaşık resimlerini yolluyorum. Zaten sen bana bunu sormuştun, onca takımım arasında ancak buldum ve Harakiri kardeşimin raporundada sorunca sana resimlerini çekip yollıyayım dedim. Şİmdi,bunların ikiside Acme'nin meşhur kaşıkları olup büyüğü Little Cleo diye diğeride Fiord spoon olarak adlandırılır,Zaten resimdede görülmekte. Bronz turuncu olan renkleri en tercih edileni olup Abant gölünde alabalık sezonunda,daha çok Ankaralı avcılarca,örneğin Tarık Ersal gibi kullanılmakta ve iriAbanticus almaktadırlar. Diğeri adeta minik olan Fiord Spoon ise,inanki Gökalaların en nazlı olduğu zamanlarda dahi illaki ilgilerini çeken,hiçbir yeme rağbet etmeyen Gökalaların adeta çerez yer gibi,yemek üzerine baklava yer gibi,tok olsalarda asla red etmeyecekleri bir kaşıktır ve aynı renklerdedir. Yanlız küçüğün iğnesini bir büyük no ile değiştirmen gerekecektir. İnşallah piyasada bulursun. Bunlar Alba starın bir zamanlar ithaliydi. Ankarada tanıdıkların varsa sanırım Pars balıkcılıkta bulunmaktadır. Sevgi ve saygımla kal Uploaded with ImageShack.us
Konu dışı olacak ama Vedat abi, dün gece Eceabatta mıydınız? Size çok benzeyen birini gördüm ama soramadım o musunuz diye
Zahmet ettiniz üstadım, ellerinize fikrinize sağlık. Kaşık konusunda cevabını hala bulamadığım bir konu var o da; Kaşığı çekiş hızı ve buna bağlı olarak derinliğin ne olacağı konusu. Geçen günkü teatimizde sevgili Bilge Kağan "kelebek uçuşu" nu andıran bir tarz önermişti sağolsun. Lap-lap-lap ritmine uygun gelebilecek bir hızda sarım yapmayı tavsiye etmişti. Sonki birkaç avımda özellikle denedim ancak küçük balık takipleri dışında bir sonuç elde edemedim. Turları hızlı/yavaş, hızlı/yavaş şeklinde 3'er periyotlarla yapmak daha randımanlı oluyor gibi. Bu tarz, önceden de kullandığım sarım şekli. Ancak bir eksiklik var mı diye de düşünüyorum. Özellikle açık/güneşli hava ve dalgalı su durumunda yüzeyden, durgun ve kapalı havalarda ise nispeten dipten çekişlerin daha etkili olduğunu düşünüyorum. Bu konularda da ömrünü bu muhteşem balıkla hemhal etmiş siz saygıdeğer ustamızdan öneriler almak isterim. Tekrar teşekkür eder, ellerinizden öperim saygı ile. Tarık abim bu kaşıkları kullanıyorsa; kalsın, ben kullanmayam. Gıcıktır bana biraz. "Gaşığımı elimden aldı o mendebur" desin istemem.
Oyy, gözüm dur hele acele etme. Tarık aağbim ne der bu işe, sora papaz olmayalım kendisiyle. Bulurum sanırım, olmazsa kapını tıklarız gubani, sağolasın.
Dün değilde geçen Pazar Eceabattaydım sevgili Erhan. Eceabat Jandarma 2.Komutanı Kıd.Bşv.Kazım kardeşimi ziyaret ettim.Oda beni oranın önemli avcılarından Aptullah kardeşimin(Rusyalı)evine götürdü,oturdum sohbet ettik.Aptullahın olağanüstü takımlarını gördüm. Böylesine bir avcının Eceabatta olmasının sevincini yaşadım.Belki kendisini tanırsın. Ancak haftaya Bayram başında Eceabatta tekrar olacak,oradan Kabatepeye geçerek acık su Sinagrit ve Akya avına çıkacağım. Sanırım çok ve iri balık yakalayacağız.İnşallah yakala bırakta yapacağım bir trofe balıkla. Sevgimle kal
Ballim Yazdıklarını okumaktan,şimdilerdede konuştuklarını dinlemekten olağanüstü keyf aldığım muhterem kardeşim. Telefondada adın yukarıdaki gibi kayıtlıdır bilesin. Bu işte senin yazdıklarına katılıyorum.Dediğin gibi yaparım zatende. Clioyla uzağa erersin çekim hızına göre derindende gelebilirsin.Arada panik havasına girmiş bir yem balığını taklit edercesine kısa sert hamlelerde yaptırsın kaşığına.Bazen iyicede yavaşlarsın.Ancak dibe taktırma riskini aşmalısın,Meranın dip yapısını iyi bilip öyle davranırsın. Sana şimdi bulamam ama konu içinde Acmenin sair modellerini,yani Abantta çalışan dahada uzağa ve derine inebileceğin tiplerininde resimlerini göndereceğim. Bu kaşığı dediğim gibi Ankaralı usta avcılar kullanırlar.Keza meşhur Tahir Gürhanda tarifim üzerine,kaşıkla Abantın en muhteşem Abanticuslarından biirisini yakalamıştır,hemde nokta tarifi yaptığım yerden. Konuda yazdığım gibi en tedirgin ve uyanık ve olmadık zamanlarda Gökalanın asla kayıtsız kalmayacağı kaşık ise Fiord tipinin bu en küçük üyesidir. Minicik boyuna birde iğnesinin bir büyüğü ile değiştirirsen harika neticeler alabilirsin. Merak etme bunu Tarıkta çoğuda bilmezler. Sevgimle kal
Şöyle bir gezinirken rastladım adımın da geçtiği bu konuya. :laughing: Durup dururken yine beni güldürdün Balli birederim. :laughing: En az benim kadar rahatsız bir adamsın vesselam. Seninle tanışıp, karşılıklı görüşmek şart oldu gibi. :thumb: İlk fırsatta. Sence de uygun olursa mesela seneye Mayıs - Haziran olabilir. Sana hitaben yazdığım son mesajımda "Sana AKARSULARDA, YAPAY YEM İLE yaptığın DOĞAL ALABALIK avlarında sonsuz başarılar diliyorum." demiştim. Göllerde kullanacağın K-O Wobbler'ine de dinolar rastgelsin. Derin sularda (7-8 metreyi geçen) 3/4 oz. yani 21 gr. olanını tavsiye ederim. 1/2 oz. olan 14 gr.lık daha sığ sularda iş yapar. Resimdeki sanırım 1/2 oz. olanı.
Haddim olmayarak adını yazıvermişim konuma. Niyetim,herzaman tatlısularda ustalıklarına pek güvendiğim Ankaralı avcıların,üstelik en meşhurlarından olan şahsının adını zikrederek,Balli kardeşime sorduğu bir soru üzerine yardımcı olmaktı. Balli kardeşim bir bilge insandır. Bence yazıp,çizdikleri ibretle okunmalıdır. Sözleri batmamalı,sadece dinlenmeli ve kişinin kendisini şöyle bir değer yargılarından tekrar geçirerek,bence nihai sonuca bu şekilde varmalıdır.. Benimde kulağımı hafiften çektiği anlarda olmuştur. Kendisine asla kızamadım,büyüklerime yaptığım gibi dinledim ve sonunda kendisi haklı çıkmıştır. Samimi olduğuna inandığım görüşme talebin gerçekleşirse,sanırım sende bana hak vereceksin. Ben insanları severim,ama,balıkcı olanları daha fazla severim. Başarılar dilerim
Yarınların ne getireceğini kim bilebilir? Tamam, bekliyorum diyerek daha şimdiden taahhüt altına almış olmayayım ne seni, ne de kendimi. Bu yaz için de aynı teklifine cesaret edemediydim. Forum sayfalarında yaşanılan itiş-kakışların her ikimiz için de pek arzulanan sonuçlara varamayacağını düşündüm. Belki yanıldım, belki hiçte öyle tatsız bir karşılaşma gerçekleşmeyebilirdi de ancak madem az da olsa bir küçük ünsiyet var aramızda, varsın o haliyle kalsın dedim kendime. Ancak zamanla kendi doğallığında naif bir haleti ruhiye yakalayabiliriz diye o teklifinize de bigane kaldım. Niye böyle biliyor musun? Ben aksi bir adamım, anam bile bazen serzenir. Ters ve zor biriyimdir. Pamuk ipliğine bağlı da olsa yine de iyiniyetimin berhava olmasıyla siz sevgili aağbimin ofsayta düşmesini istemedim. Bir diğer konu ise senden çekiniyorum, hadi tırsıyorum diyeyim. Yakaladığı insanı oracıkta büküp pert eden bir yapın var. Gözünü budaktan sakınmıyorsun. Yeri gelince en haşin darbeyi vurabilecek cesaretin, kimseye eyvallah etmeyen çıkışların beni hepten elden-ayaktan üzer sayın aağbim. Bir anda gülerken şen şakrak anında en onmaz yaraya darbe vurursun. Sen korkunç bir adam değilsin lakin ben senden korkuyorum. İşte o zaman da inşallah gelmez buralara, gelse de rastlaşmayız diye dua etmiştim. Peki şimdi ben nasıl evet, gel diyeyim?
Konu başlığı "Nuri(balli)kardeşimin sorduğu alabalık kaşıkları." Yani bir soru ile yola çıkılmış gibi görünüyor. Bir şekilde adım geçince konuya dahil olup, sana bir teklif getiriyorum. Sen ise bana cevaben yazdığın yukarıdaki mesajın başında "Yarınların ne getireceğini kim bilebilir?" dedikten sonra bana "ben neymişim be " dedirtecek laflar edip, lafın sonunu da bir soru ile bağlıyor " Peki şimdi ben nasıl evet, gel diyeyim? " diyorsun. Karar senin birader. Benim teklifim "İnsanca, pek insanca......" bir teklif. Bak bilesin ki bu güne kadar kimseyi yemedim. :hungry: NOT: Neye karar verirsin bilemem de rica etsem bana yazdığın mesajlarında bana aağbim diyorsun ya. Onun neden bir a stepnesi var? Bari bunu anlat bana. :laughing:
Konu benim konum, elbette müdahil olabilirim sanırım. Hayatımda iki kişiden hakaret yedim. Heyhat ikisininde lakabı Torik. Biri CanTorik, diğeri Baba Torik. Geçenlerde tuttuğum toriği bana yar etmemek için,anında lakabını Sinagritten Toriğe çeviren Torik. Kardeşlerimi otelimizde ağırlayıp,doyasıya balığa çıkarmak çağrımdan korkup,şimdilerde Sivricelerde telaşla aleyhime atıp,tutmaya çalışan Torik. Diğeri iki kere evimin 20 metre ötesinden geçip bana uğramaktan korkan Torik. Hey be Balli senin yüreğin, onların koca gövdelerinin toplamı kadar. Dedim ya heyhat bu Toriklerin ikiside, senle ters düşmekteler. Birde benle ters düşmekteler. Ne Toriklermiş ama. Afiyet olsun
Yazdııım yazdım. SİLDİM. Seninle yazışmayacağım, uğraşmayacağım ihtiyar. Ben ruh hekimi değilim. Git çareni ya da belanı başkasından bul. Bulaşma bana. Uzak dur.
O ihtiyar varya iki Toriği üst,üste koyar vede......lakerdamı acaba Anladın sen onu. Dediklerim doğru değilmi Hadi aksini ispat etsene Benimle yazışmaya ne gönlün,ne bleğin,ne bilgin ne yeteneğin velhasıl hiçbirşeyin yetmez Ben ise senin belanı bulmanı istemiyorum
İhtiyar, Kaç kez daha yazıp, söyleyeyim? Bana seneler evvel " üzerime gelme, intihar ederim" dediğin gün her ne yaparsan yap, seninle uğraşmamam gerektiğini anladım. Ağzından çoğu zaman yaptığın doğru dürüst tek iş olan BALIKÇILIK ile ilgili derin bilgiler dökülse de bilirim ki bazen, hani şimdi olduğu gibi, o EGO kaynaklı bunalımların baskın çıktığında zehir ve hatta pislik saçıyorsun. Üstüste koyarmış ta...... Yaşından utan. Sen utanmıyorsan, seni seven sayanları utandırma. Bana bulaşmadıkça var mı sana bir lafım? Var git işine, var git balığına, sevdan olduğunu yazıp çizdiğin denizine. Olabildiğince mutlu ol ve onunla yetin. Benden olsun uzak dur be adam. Çok mu sey istedim? UZAK DUR. Bak yazmayacağım dedim de bu mesajı yazdımsa bunun da bir sebebi var. O sebep sana verdiğim değerden değil, sana verilen değere saygımdandır. Ama UZAK DUR BENDEN.
İntiharmı edermişim, Demek senin için edermişim vay be..Sen neymişsin be abii..Hani varya kargalar onlar bile güler dimi bu lafa. Ama senden uzak durmayacağım. Ankaralıyım ben Oraya geleceğim,seni tutacağımreeling ve seni Lakerda yapacağım. Bundan sonrada sana Lakerdacan deriz ... Sonrada yeriz:hungry: :thumb: Sevimli adamsın vesselam..
Lisedeyken bedenci bir hocamız vardı, Allah selamet versin. "Lang olumg, beng angaralıyımg, angaralı. Ba'nga laga-luga yok olumg, banga bak lang, kırmiyam kemikleringi" şeklinde biz yavrucakları ile tatlı-şen günler yaşardı. Hemcins meslektaşlarına "Aağbi" derdi. Çok hoşuma giderdi, beklerdim ki bir daha desin, bayılırdım aağbi deyişine. İçten, candan söylerdi. Aağbi, Murat hocadan mülhem.
Anladım Aağbisi, Açıklaman için teşekkürler. Angara'lı ya da Ankara'lı olmak özellikle bu gün (10 Kasım) gibi günlerde ayrıcalıktır.