Okuyunuz:Karadeniz Hakkında Bilimsel Veriler

Konu, 'Makaleler' kısmında bnymnblr tarafından paylaşıldı.

  1. bnymnblr

    bnymnblr Bünyamin

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    510
    Şehir:
    istanbul
    Karadeniz'in flora ve faunası evsel ve endüstriyel kirlenme nedeniyle her geçen gün fakirleşmekte. Irmaklardan gelen organik madde miktarı deniz suyundaki bakterilerin normalde ayrışabileceğinden daha fazla olduğundan, bakteriler deniz suyunda normalde bulunan çözünmüş oksijen yerine deniz suyunun bir bileşeni olan sülfür iyonlarından oksijeni temin ederler. Bu işlemin sonucunda ortaya son derece zehirli hidrojen sülfür (H2S) gazı çıkar ve 200 metrenin altında yaşamı engeller.

    · Karadeniz dünyanın en büyük hidrojen sülfür rezervidir. 150-200 metre arasında değişen derinliklerin altında yaşam yoktur. Suda oksijen bulunmaz ve H2S yüklüdür. Hidrojen Sülfür bulunduğu yerdeki tüm eko sistemi öldürür, sahil balıkçılığını yok eder.

    · Özellikle Tuna Nehri tüm Orta ve Doğu Avrupa ile Balkanlar'ın endüstri ve evsel atık sularının boşaltıldığı bir yüzeysel su olup, doğal yaşam için ölümcül miktarda organik ve inorganik maddeyi Karadeniz'e getirmekte kirlilik oradan Boğazlar yoluyla da Marmara Denizi'ne taşınmaktadır.

    · 1980'lerin ortasında bir geminin balast suyu ile Karadeniz'e gelen ve orijini Doğu Amerika kıyıları olan Taraklı deniz anası (Mnemiopsis Leidyi) adlı canlı türünün doğal düşmanı olmadığı için Karadeniz'i istila etmiş, balık larvalarının temel besinleri olan zooplanktonları ve bizzat balık larvalarını yiyerek balık sayısında önemli oranda düşme yaşanmasına sebep olmuştur.
    Mnemiopsis, balık yumurtaları ve larvaları üzerinden beslenerek balıkların çoğalmalarını engelliyor


    Mnemiopsis Leidyi


    [​IMG]

    [​IMG]



    - Balık larvalarının temel besinleri olan zooplanktonlar üzerinden beslenerek onların besinlerine ortak oluyor

    - Sayıları hızla artan M. leidyi bireyleri öldüklerinde deniz tabanı nda birikmeye başlayarak zaten ciddi boyutlarda olan kirlilik sorunun daha da artmasına neden oluyorlar, bu kirlenme de birçok balık türü için yaşam alanı kaybına neden oluyor.


    Kısa sürede tüm Karadeniz'i kuşatan bu cins, balık larvaları ve küçük balıkların yumurtaları ile beslenirken, zamanla Karadeniz'deki varlığı 1988 de 900 milyon tona (rakama dikkat edin) ulaşan söz konusu canlı, hamsi ve istavrit gibi balık türlerinin azalmasına sebep oldu.

    Öldükleri zaman denizin dibinde kirliliğe neden olması
    1982 de varlığı saptanan 1989 da 1 milyar tona ulaştığı söylenen canlının bu hesaplamaya göre günümüzdeki miktarının 3,5 milyar ton olması gerekmektedir.

    Neyseki sonradan beroe adlı bir denizanasının mneopsis leidyi ile beslendiği ortaya çıktı Beroe sayesinde mnemiopsis Leidyi miktarında azalma gözlendi
    Ancak beroe ile mneopsis arasındaki mücadeleden Karadeniz mi şanslı çıkacak yoksa beroe yeni isilacı mı olacak bunları zaman gösterecek.


    Beroe


    [​IMG]

    [​IMG]
     
    Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı: 20 Ağustos 2009
  2. bnymnblr

    bnymnblr Bünyamin

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    510
    Şehir:
    istanbul
    Balık çeşitliliği açısından zengin olmayan denizde; açık sularda, yunus ve domuz balığı kolonilerinin yanısıra arasında kıyılara dek vuran palamut ve hamsi sürülerine rastlanmaktadır. Bununla birlikte ekolojik sorunlar yüzünden günümüzde uskumru balığı kaybolmuş, palamut ve lüfer miktarı azalmış hamsi, pisi, dere pisisi, kalkan balıklarının ve çaça azalmış, kofana, torik, çinekop cinsleri tükenmiştir.

    · Dünyanın en lezzetli balığı hamsinin stoğu, boyu ve ağırlığı azalmış, havyarı için avlanan ve nehir ağızlarında yaşayan Mersin balığının, kirlilik ve aşırı avlanma sonucu nesli tükenmiştir

    · Karadeniz dünyadaki en büyük kapalı içdenizdir.

    · Karadeniz’e kıyısı olan altı ülke bulunur. Bulgaristan, Türkiye, Gürcistan,Romanya, Rusya ve Ukrayna.

    · Karadeniz’e kıyısı olan bu ülkelerle birlikte, Karadeniz’e dökülen büyük akarsuların sınırları içinden geçtiği 17 ülke Karadeniz’in kirlenmesinden sorumludur.

    · Karadeniz kıyısında yaklaşık 300 milyon insan yaşamaktadır.

    · Karadeniz; tarımsal, evsel ve endüstriyel atıklar nedeniyle hızla kirlenmektedir. Bu atıklar Karadeniz ekosistemini tehdit eden ötrofikasyon miktarını artırmaktadır.
    ötrofikasyon: çeşitli nedenlerle besin maddelerinin büyük oranda çoğalması sonucu bitki varlığının aşırı şekilde artması. Bu durum sudaki çözülmüş oksijen miktarını azaltarak uzun vadede su ekosisteminin ölümüne neden olabilir


    · Her yıl 95.000 ton petrol atığı kazalar ve taşıma faaliyetleri sırasında Karadeniz’i kirletmektedir. Aynı zamanda Karadeniz’e ulasan insan kaynaklı tahmini atık miktarı 571 milyon m3’tür.

    · Yapılan araştırmalara göre Karadeniz’e dökülen nehirler doğal süreçleriyle karşılaştırıldıklarında üç kat daha fazla materyal taşıdıkları ortaya çıkmıstır. Normal seviyesinden beş kat fazla çıkan baryum miktarı son 80 yıl içerisinde oluşan yüksek organik kirleticilerin bir sonucudur. Çinko seviyesi beş kat, bakır seviyesi iki kat, kurşun seviyesi dokuz kat fazla çıkmıştır. Bu da son 80 yılda artan endustriyel kirliliğin göstergesidir.

    · Karadeniz, dünyanın en büyük doğal oksijensiz su havzasıdır. Karadeniz’in yaklaşık %87’si oksijensiz bölüm olduğu için canlılar için yaşam ortamına sahip değildir. Karadeniz’in ilk 180 metresinde canlı türleri yaşamaktadır.

    · Karadeniz’in en eski türlerinden biri olan mersin balıkları, son 20 yılda hızla azalarak hassasiyetle korunması gereken türler arasına girmiştir.

    · Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerde avlanan balık miktarı ortalama toplam 300.000-400.000 ton arasındadır. Bunun %75’i Türkiye kıyılarında avlanmaktadır.

    · DİE’nin verilerine göre Türkiye denizlerinde 2000 yılında 373.000 ton hamsi avlanırken, 2006’da 270.000 ton avlanmıştır. 2000’de 25.000 ton lüfer avlanırken, 2006 yılında 8.399 ton avlanmıştır. 2000 yılında 12.000 ton kefal avlanırken, 2006’da 8.915 ton kefal avlanmıştır.

    · Karadeniz’in doğal yapısını bozan en önemli insan aktivitelerinden biri de aşırı balıkçılık ve yanlış, sürdürülebilir olmayan balıkçılık yöntemleridir. Dinamit, zehirleme, elektrik şoku ve trol gibi yöntemlerin kullanılması ile yapılan balıkçılık karadeniz’de balık popülasyonlarında son 30-40 yıl içerisinde %80 azalmaya neden olmuştur.

    · Coğrafi yapısı gereği Karadeniz’de tarım dışındaki tüm faaliyetler kıyıda yer almaktadır. Kıyı boyunca karayolu, limanlar, endüstriyel gelişim, enerji nakil hatları ve kentsel yerleşim alanları bulunmaktadır.


    · Bükreş Sözleşmesi’ne (Karadeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi) taraf olan altı ülkeden Türkiye hariç diğer ülkelerin Karadeniz’in biyolojik çeşitliliğini korumak ve sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla, Karadeniz kıyısında Biyosfer Rezervi, Kumul Alan Rezervi, Deniz Rezerv Alanı gibi ilan edilmiş deniz koruma alanları bulunurken, Türkiye’nin Karadeniz kıyısında herhangi bir deniz koruma alanı yoktur.

    Kaynak:kesfetmekicinbak
     
  3. 56561

    56561 Yücel

    Yaş:
    49
    Mesajlar:
    2.535
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Daiwa Sensor Red Surf 4.00, Daiwa Procaster Samfish 2.10
    Favori Makine:
    Shimano Catana 4000FA, Ryobi Ecuisma 8000vi
    En İyi Avı:
    10.5 kg rus kefali, 5.250 Levrek, 1573gr kofana
    · Bükreş Sözleşmesi’ne (Karadeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi) taraf olan altı ülkeden Türkiye hariç diğer ülkelerin Karadeniz’in biyolojik çeşitliliğini korumak ve sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla, Karadeniz kıyısında Biyosfer Rezervi, Kumul Alan Rezervi, Deniz Rezerv Alanı gibi ilan edilmiş deniz koruma alanları bulunurken, Türkiye’nin Karadeniz kıyısında herhangi bir deniz koruma alanı yoktur.
    İşte bu kısmına oldukça bozuluyorum. Diğer ülkelerde alınan önlemlerden sonra balık popülasyonunun ciddi şekilde arttığı tespit edilmesine rağmen, bizim bu konudaki yetkililerimiz her sene "daha fazla, daha daha fazla" diyerekten olan bitene gözünü kulağını tıkamakta.
     
  4. bnymnblr

    bnymnblr Bünyamin

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    510
    Şehir:
    istanbul
    Üzülerek söylüyorum. Karadeniz konusunda asıl Türkiye'nin çok büyük adımlar atması gerekirken bu konuda en pasif gene biz kalıyoruz. Türkiye'nin; Karadeniz'den gelen atıksuların Karadeniz kıyılarını ve Marmarayı kirletmesine rağmen, Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerden herhangi bir çevresel hak arama talebiyle gündem oluşturmuyor.
     
    Son düzenleme: 19 Ağustos 2009
  5. REİS

    REİS Mahir Ersin

    Yaş:
    80
    Mesajlar:
    2.389
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Olta
    En İyi Avı:
    Torikler-Kofanalar
    Bu araştırmanın tarihi ne?
    Sanki eski haberler gibi geldi bana.
    Bir arkadaşımın TV'de gördüğü bir haber-belgeselde, Karadeniz'de işlerin iyiye gittiği, Tuna'nın alınan tedbirler ve yapılan arıtma tesisleri dolayısıyla artık eskisi gibi yoğun kirletici getirmediği, Ukrayna kıyılarında büyük balık sürüleri görüldüğü gibi iç açıcı sözler ve görüntüler varmış.
    İnşallah bunlar doğrudur.
     
  6. bnymnblr

    bnymnblr Bünyamin

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    510
    Şehir:
    istanbul
    Bu çalışmalar son 20 yıldaki olup biteni anlatan çalışmalardır.

    Türkiye hariç diğer ülkelerin Karadeniz’in biyolojik çeşitliliğini korumak ve sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla, Karadeniz kıyısında Biyosfer Rezervi, Kumul Alan Rezervi, Deniz Rezerv Alanı gibi ilan edilmiş deniz koruma alanları bulunurken, Türkiye’nin Karadeniz kıyısında herhangi bir deniz koruma alanı yoktur.
     
  7. duzensizifade

    duzensizifade Hüseyin

    Yaş:
    40
    Mesajlar:
    313
    Şehir:
    Silivri / İstanbul
    hızlı gelişen teknoloji ve nüfusun artmasıyla oluşan çarpıklık geçtiğimiz bir kaç senede yerini duyarlılık, çevreyi koruma ve bilinçlenmenin ne derece önemli olduğuna bıraktığından geç olmadan alınacak önlemler birşeyleri kurtarmaya ve korumaya yetecektir. farkettiyseniz çevresel konular artık dahada gündemde. sağlıklı yaşam için kapalı alanlarda sigara yasaklandı. benim çocukluğumda otobüslerde dahi içilebiliyordu. önemli adımlarda atılmakta, karamsar olmamak gerekmektedir. bilinçsiz avcılığa karşı önlemler alınsa, denetimler arttırılsa sorunun büyük kısmı ortadan kalkıcaktır. zamanla herşey yoluna girecektir.