Tüm doğasever arkadaşlara merhaba, Aslında sizlerin de en az benim kadar iyi bildiğiniz,belki de okumaktan ve konuşmaktan sıkıldığınız önemli bir konuyu tekrar dile getirmek istedim. Ülkemizde balıklar tükeniyor... Neredeyse çocukluğumdan beri balık avı benim için en büyük meşgale.Hafta sonlarını iple çeker,iş ortamında çok stresli durumlarda hafta sonlarında yapacağım balık avlarını hayal eder güç toplarım.Eminim yanı duyguları sizler de paylaşıyorsunuz.Aslına bakarsanız balığa gittiğimde balık yakalayıp yakalayamamak da çok umurumda değil.Denizde olmak,o güzel atmosferi yaşamak benim için yeterli... Ama gelin görün ki son zamanlarda her av günü daha da eziyete dönüşüyor.Zira denizlerimizdeki tükeniş beni her geçen gün daha da kahrediyor. Ben size Mersin ve çevre bölgeleri için bilgilendirebilirim,ancak sizlerin raporlarınızdan da tahmin ediyorum ki hemen hemen tüm yurdumuz aynı durumda..Hepimizin bildiği gibi bunun birçok sebebi var,ama benim aklıma ilk gelenler;bilinçsiz avlanma,denizlerimizdeki kirlilik,yeterli denetim yapılmaması...Ancak bence en önemlisi ise 3 tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizde denizcilik ile direk ilgili bir bakanlık veya düzenlemenin olmaması. Arkadaşlar,bölgemizde en ufak balıkçı teknelerde bile son derece gelişmiş balık bulucu ve sonar cihazları var.Ve o kadar çok trol,gırgır,postacı ve ağcı balıkçı var ki...Balığa çıktığımızda her taraf ağ..Size soruyorum;bu kadar tekne ve balık bulucu,ağ ve bilinçsizlik varsa bu balıklar nasıl yaşayacak,nasıl nesillerini devam ettirecek... Buradaki profesyonel balıkçılarla yaptığımız görüşmelerde masraflarının çok fazla olduğunu,bu sebeple her türlü ve her tür boyda balığa muhtaç olduklarını,ne kadar çok kasa doldururlarsa o kadar avantaj sağlayacakları söylüyorlar.İşte bence problem burada...Sen devlet olarak bunun inisiyatifini o balıkçıya verirsen o da balığı tüketir.Ama o balıkçı arkadaşlarımız yarın balık tükendiğinde ne yapacaklar çok merak ediyorum... Şu anda av yasağı başlamış durumda,size soruyorum;kaç tane tekne bu yasağa uyuyor?Ben söyleyeyim,çok azı... Gözünüzün önüne bir grafik getirin arkadaşlar,bu grafikte son 15-20 yılda yakaladığınız balık miktarını çizin,eminim ki son 1-2 sene 0(sıfır)noktasına çok yakın.Sürekli ve keskin biçimde alçalan bir görüntü göreceksiniz.Bu istikrarda giderse muhtemelen önümüzdeki 2-3 yılda balığı ancak akvaryumda göreceğiz. Durum böylesine vahimken neler yapılacağı konusunda benimde nacizane birtakım fikirlerim var.Bu fikirlerimi hem sizlerle paylaşmak,hem de belki bir yetkili bunları okur da " ya acaba durum bu kadar kötü mü" diye kafasında bir soru işareti oluşturabilirim. *Öncelikle Denizcilik Bakanlığı oluşturulacak ve aktif hale getirilecek. *Bakanlık avlanma standartlarını ve kotaları açıklayacak.Bu anlamda balıkçılar ne kadar balık görürsek o kadar avlarız mantığından çıkacak.Devlet bu konuda yeterli konrol ve ceza mekanizmasını oluşturacak.Gerekirse profesyonel balıkçı sayısında sınırlandırmaya gidecek,mevcut balıkçılara da mağdur olmamaları konusunda sübvansiyonlar verecek. *Balıkçı teknelerindeki balık buluculara sınırlama getirilecek,belki de yasaklanmaları gündeme getirilecek. *Denizlerimizi kirleten her türlü fabrika,kanalizasyon sistemi v.b. gibi ciddi mikrop ve bakteri yayan kanallar yol edilmeli. *Her 3-5 metre teknesi olana ağ atma yetkisi verilmemeli ve bu konuda caydırı cezalar verilmeli. *Amatör balıkçılara da ayrıca miktar ve boyut anlamında av kotası konulması(kimse bana zaten böyle bir uygulama var demesin lütfen). *Tüplü dalış yapanlar kayıt altına alınmalı ve bunların zıpkınla dalış yapmaları durumunda ciddi cezalar getirilmeli. *Denizlerimizde yapay yuvalanma yerleri oluşturulması konusunda daha aktif çalışmalar yapılmalı,bununla ilgili çalışma yapmak isteyen kurum ve kuruluşlar teşviklerle desteklenmeli. Arkadaşlar,benim aklıma gelen önlemler bu kadar...Sizlerin de aklına gelen bir çözüm varsa memnuniyetle dinlemeye hazırım.Tek bir isteğim var;denizlerimiz ölmesin ve ileri de çocuklarımız da torunlarımız da denizlerimizi doya doya yaşasın... Hepinize sonsuz sevgi ve saygılarımla...
Sevgili Ali kardeşim bu çok önemli ve uyarıcı yazına katılmamak mümkün değil. Şu anda gördüğümüz kadarı ile denizlerimiz kendi haline bırakılmış ve artık çaresiz bir durumdalar, zaten talan edildiği kadar edildiler, her konuda olduğu gibi maalesef gün geçtikçe geriye doğru gidiyoruz, senin için bir satır da olsa bir çozüm yazmak isterdim, Ama çok zor. Ülkemizi şimdiye kadar yöneten kaşerlenmiş politikacılar değilde, artık bu ülkenin, akıllı, bilgili ve dürüst, vatanını ve halkını seven her ferdine, milli ve dini değerlerine sahip çıkan, içersinde insan sevgisi, vatan sevgisi olan, ülkesinin yaraltı ve yer üstü kaynaklarını değerlendirebilen, ülkenin doğasını, denizini, balıklarını, ormanını kuşlarını, dağlarını hayvanlarını koruyan ve kollayan, idolojilerden uzak, ilimi ve irfanı, uygulayacak ülkeyi daha ilerlere götürebileck, kendi branjlarında en yüksek mertebelere ulaşmış genç dinamik yöneticilere, artık yeni pırıl prıl beyinlere ihtiyacı var. valla bu anda aklıma gelenler bunlar.
Evet dönem dönem önümüze gelen ve artık sıkan bir konu.Yapacak birşey yok ve burda kafa patlatmanında bir anlamı yok bence...
Sevgili Orhan Abi,aslına bakarsan sen durumu gayet iyi özetlemişsin.Bizim bu politikacılarla bir adım ileri gidemeyeceğimiz oldukça açık.Memleketin hangi önemli problemini çözmüşler ki bizler de denizlerimiz için endişe duyuyoruz.Nafile...
-malı, -meli şeklindeki çözüm önerileri ancak okuyanların bilinçlenmesinde faydalı olacaktır. Elbette bu da birşey. Ama ikna edici ve etkileyici olması için bilimsel dayanaklardan da bahsedilmeli. Eskiden ne torikler çıkardı diye yakınırken, 3 tane kreça aldı diye bir amatörün aşağılanıp küstürülmesi arasında doğrudan bir sebep sonuç ilişkisi kurmak zor oluyor. Denizlerimizin bu hale gelmesinin sebepleri hakkında hepimizin bir fikri vardır elbet. Ama önce bunları bir derlesek toparlasak belki daha iyi olacak. İlk akla gelenler; - Sularımızın kirlenmesi - Kaçak avcılık - Bilinçsiz avcılık. Bunların alt kalemleri olmayacak başka maddeler de varsa ekleyip anket açalım bence
Yavuz arkadaşım,siz de haklısınız.Genel olarak tüm balıkçı arkadaşlarımızın da bu sorunları bildiğinin farkındayız.Bizlerin asıl amacı sesimizi yetkililere duyurabilmek,onların dikkatini bir şekilde çekebilmek...Bunu yapabilirsek belki de daha faydalı olabiliriz diye düşünüyorum.
