örme kolçak

Dün benim gibi artık fosilleşmiş kadim bir balıkçı dostumla balığa çıktık .Bilindik meramıza gelmek üzereyken çapariyi koyverdik. Bilahare akışa geçtik. Ben devraldım çapariyi balık bindi arkadaş dümende toplamaya başladım kıçüstüne boylama bitti kolçağı gördüm koyverirken dikkatimi çekmemişti .O kadar şahane örülmüştü ki çapariyi tekrar bastıktan sonra arkadaşa sormadan edemedim sen mi ördün diye ihtimal veremiyorum onun ördüğüne çünkü çocukluk zamanımızdan beri arkadaşız ve biz yetişirken böyle tipte örgü yoktu.bizim bildiğimiz düz büküm vardı. Saç örgüsüne benzeyen ama biraz farklı bir örgü tipi vardı .Adalı Rumlardan öğrendiğimiz bir büküm çeşidi vardı ama bu hepsinden şahane yeni nesil bir örgü tipi zaten dostumda samatyalı bir gencin yaptığını söyledi.Balıkçılık konusunda çok gelenekçiyimdir lakin böyle yeniliklere her zaman açığım ve sormak istiyorum eğer bu yeni örgü tiplerini bilenler var ise bana izahat verebilirlermi hakikaten çok müteşekkir olurum

 

Sevgili Ali'nin (Alico) ihtisas alanıdır diye düşünüyorum. Konuyu görmesi yeterli, yazar binbir çeşidini.

 

açıkçası benim kendi kendime bulduğum ve kullandığım bir yöntem var işinize yarar umarım. lazım olan kolçak uzunluğunun 4.5-5 katı kadar bir misina bulup iki kat yapıyorum uçlarını düğümledikten sonra iki kat misinayı fırdöndü deliğinden geçirip bir ucuna parmağımı geçirip diğer ucunu da bir olta makarasına geçirip çevirebildiğim kadar çeviriyorum kendi ekseninde dönen misinayı ortasından tutup tekrar ikiye katladığımda aldığı gamın etkisiyle kendi kendine 4 kat örülmüş oluyor. fırdöndüsüz uca bir kasa düğümü atarak işlemi sonlandırıyoruz.çok karışık olduysa videoya çekip eklerim.

saygılar....

 

Cevabınız için müteşekkirim.Büküm tekniğinden bahsediyor olmalısınız.Benim aradığım bu değil.

 

Cevap verecek yokmu. Eski tüfekler,yeni yetmeler neredisiniz

 

ismal amca yeni yetmeler derken ? sen eski topraksın bizde yeni nesiliz bunumu demek istiyorsun ?

 

Verilecek cevaba göre cevap mı vereceksin yoksa sorguluyor musun bir art niyet mi var diye?

 

Bende art niyet olmaz.Yeni yetme mesleğe yeni başlamış manasında.Ayrıca İsmail amca değil İsmail abi veya abi muadili bir kelime kullanırsan daha mutlu olurum.O kadar ihtiyarlamadık daha.Ben hala genç bir İstanbul balıkçısıyım traş olmadan ne dışarı çıkarım ne balığa giderim teknedeyken bile yakınımdan geçen vapurlardaki hanımefendilere selam veririm.Rakıyı eskiden olduğu gibi susuz içerim.Yani hala gencim. Sizden istirhamım amca ,dayı gibi ihtiyarvari kelimeleri benim için kullanmamanız

 

Çok merak ettim resmi yok mu bunun, nasıl bir şey? Başlığı ilkönce Eşref Kolçak diye okudum

 

maalesef resmi yok

 

nette böyle bir bilgi buldum ama işinize yarar mı bilemiyorum.

Örme:
Misinalar sert durmaları, şok emmeleri, yaylanabilmeleri ve ince bedenleri desteklemek için örerek de kullanılırlar. Çok komplike örmelerin yanısıra en çok 2li ve 3lü basit örgüler kullanılır.
2li Örgü:
Misina örülecek ebat kadar ikiye katlanır, kat yerinin başına düğüm atılır, bir elde sabitlenen misina sona kadar burulur ve sonda tekrar düğümlenir. Burma sırasında uçlar birbirinden uzağa çekilerek burmanın misinada yer yapması sağlanır en sonunda istenilen uzunluğa bir düğüm atılır ve fazlası kesilerek kullanılır.
3lü Örgü:
Aynı şekilde üç eşit parça misina hazırlanıp uçları bir araya getirilip düğümlenir, ortada işaret parmağı kalacak şekilde ele geçirilip burulur ve düğümlenerek sabitlenir.








Alıntıdır.

 

Ekleyeceğim resmini çekmeyı unutmazsam. Örgü kasadan yapılmış palamut torik boylaması içinde fırdöndü geçer 2 ucundada fırdöndüler örgünün içinde kalır. 0,45 misinadan örülme 3 adet misinadır hatta dahada ilerletilebilir. Fırdöndü başları kırmızı iple sabitlenebilirde.... Örülen kasanın içindede yürüyen bir fırdöndü daha bırakılır kurşun bağlamak için

 

Beyler gösterdiğiniz ilgiye müteşekkirim.Ali bey resmi hevesle bekliyorum.

 

Ali bey beni unuttunuz herhalde halen beklemedeyim

 

İsmail Abi. Konu dışı olacak ama, size zahmet olmazsa aklınızdan çıkmayan avlarınızdan oluşan bikaç konu açsanız av hikayeleri bölümüne.. Özellikle orkinos, varsa kılıç, sırtıkara.. Ne bileyim şimdilerde rüyalarımızda göremediğimiz balıklardan işte. Mesela en büyük levreğinizi anlatsanız çok ilgi çeken bi başlık olacaktır. Zira biz teknoloji nesli olsakda balıkçılık adına şanssız bi nesiliz. Ve çok büyük ihtimal sizin gördüklerinizi bu forumdaki kimse göremeyecek önümüzdeki hayatımızda. Eğer uğraşamam derseniz yine de anlarım. Sadece bi rica benimkisi. Sağlıcakla kalmanız ve uzunca bi ömür yaşayıp nice balıklar yakalamanız dileğiyle. Saygılar...

 

Bizde ricalar hiç bir zaman geri çevrilmez.Anlatırım tabi öncelikle ben bu zanaatla 3 çocuk okutmuş yetiştirmiş birisiyim.Ortanca oğlum uluslararası bir gemide kaptan ,küçük oğlum Kuleli Askeri Lisesinden yetişme yarbay,büyük oğlum ise yurtdışında Fransa da bir üniversitede öğretim üyeliği yapmaktalar.Hepsi İstanbul da yetişmiş birer deniz aşığıdırlar.Bizim mesleğe başladığımız zamanlarda bu zanaat üzerine Türk usta bulmak zordu.Sadece Samatya ve boğazın bazı kesimlerinde namlı Türk ustalar vardı.Adını hatırladıklarım Samatya dan İrfan Reis,Yunus Reis,Ali Reis Ahırkapıdan babam Sağır İsmail Reis .Boğazda ise Paşabahçeli Mustafa Reis,Şalvarlı Hüseyin Reis ler Türk ustalardı.Bu zanaatın gediklileri gayrimüslimlerdi.Agop Reis,Hampard Reis,Kevork Reis, Zaven Reis,Yerevon Reis,Hüsig Reis,Hrant Reis,Yani Reis daha çok var da her iki taraftan ama isimleri hatırımda kalmamış,rahmetli olanlarının ruhları şad olsun bir tek İrfan Reis sağ herhalde onu da çok uzun zamandır görmüyorum.O zamanlar da meslek konusunda böyle forumda olduğu gibi sorular sormak yadırganır ve ekseriyetle cevabı soru sorulan ustadan kallavi bir küfür olurdu.Ben okulu bıraktığımda rahmetli babam beni ilk ustam olan Kevork Reis in yanına çırak verdiğini ve verirken de 'Eti senin kemiği benim Kevork' dediğini daha dün gibi hatırlarım.Rahmetli ustam çok kalender bir ustaydı.Ne bir dayak ne bir kötü söz hiçbir kötülüğünü görmedim.Meslekte ilk façamı onun yanında aldım bir orkinos avında sağ el işaret parmağımı kaybettim.Hayırsız açıklarında orkinos avlarken orkinosun oltama vurması ,benim takımı çalmam ve kaloma verirken balığın birden diplemesiyle parmağımı ziftli troll ipiyle küpeşte arasına sıkıştırıp ipin sürte sürte parmağımı kopartması.Nasıl bir acı olduğunu tahayyül edebilirsiniz sanırım.Ustam yetişemedi kurtarmak için ,hemen dönüyoruz dedi kıyıya.Ben karşı çıktım balıksız olmaz usta dedim.çoktan kusmuştur iğneyi dedi.İpi yokladı boşluğu aldı.Ulan çırak nasıl çalmışsan takımı balığa hala oltada dedi.Tabi ipi çekince hayvan tekrar hareketlendi.Hemen baş mapaya bağladı ipi.En sonunda balık yoruldu.Ustam su üstüne çıkardı hayvanı.Baktım bir eliyle ipi tutmuş balığı zaptetmeye çalışıyor diğer eliyle zıpkına ulaşmaya bende sürekli kan kaybediyorum.İş başa düştü İsmail dedim kendi kendime sol elime aldım zıpkını ilk defa solla zıpkın atacağım. Ustamın 'dur ne yapıyorsun 'demesine kalmadan gözünün altından zıpkınladım balığı.Balığı yedekledik ve motoru beklemeye başladık o zamanlar bugün olduğu gibi her kayıkta motor yok.Büyük motorlar sabah erken saatlerde kumkapıdan alıyor tekne salkımını avlakta bırakıyor.Akşam 4 ler gibi geri topluyor. Ben iyice kan kaybetmişim ayağımdan çıkarıp tampon yaptığım yün çorap kıpkırmızı kesilmiş ve yarada bir yeşillenme var.Ustama gösteriyorum yarayı endişesi yüzünden okunuyor mikrop kapmış herhalde diyor.Hemen yanımızdaki teknede avlanan Yani Reis e sesleniyor bozuk bir rum aksanıyla(ustam Ermeniydi Yani Reis ise Rum)'Yani Yani yanında raki varmı vire' Yani Reis 'Ne yapacaksin rakiyi gündüz vakti akşamı bekle' Ustam 'K.çıma sokmayacağim herhalde çırak yaralandi ' Yani Reis yanaşıyor hemen 'Ne oldu vire yavrimu' Ustam 'çok konuşma rakiyi ver 'rakıyı aldık yarısına yakınını diğer çorabıma döküp yarama bastırdı.Diğer yarısınıda kafaya dikip içmemi söyledi.Ben çok acı duymama rağmen hala ustama saygı peşindeyim içemiyorum bir türlü karşısında.En sonunda kızıyor 'İç yoksa ben boşaltırım boğazından içeri'diyor.İçiyorum hemen rakının tesiriyle biraz acım hafifliyor.O esnada motor geliyor.Halatı atmak için davranıyorum hem aç karnına rakının çarpması hemde ustamın azarıyla tekrar oturuyorum. Kıyıya geliyoruz balığı bir arkadaşına emanet ediyor.Beni doğru hastaneye götürüyor.Kan kaybından dolayı iki gün hastanede yatıyorum.Çıkışta doğru tekneye geliyorum.Ustama ilk sorduğum soru 'Balık kaç kilo çekti usta' gülüyor ve 'ulan çırak parmağını koparttırdın hala balığı düşünüyorsun' 430 küsür kiloluk bir balıktı.Geldi ama gelirken benden bir parçayı almayıda bildi.

 

Vay be demekten kendimi alamadım, burham burham nostalji , macera ve heyecan dolu yaşanmışlıklarını paylaştığın için teşekkür ederim ustam.

 

İzninizle yazınızı kopyalayıp av hikayeleri bölümünde yeni konu açıyorum İsmail Abi. Bu başlık altında böyle bir hikaye olduğunu bilmeyenler bu güzel anıları kaçırmasınlar. Teşekkürler kırmadığınız için.

 

Samatyalı gençten sevgiler İsmail baba



Uploaded with ImageShack.us



Uploaded with ImageShack.us



Uploaded with ImageShack.us

 

Müteşekkirim Aliço sen Samatyalı mısın ?