Öylesine bir düş, Öyle bir insan düşlüyorum ki, elimden tutmalı ve uzaklara götürmeli beni. Bilmediğim yaylalarına çıkarmalı insanlık dağının. Oradaki temiz havayı ciğerlerime çekip, sonsuzluğa uzatmalıyım bakışlarımı. En sarp uçurumların kenarlarında yürümeliyim o insanla ve düşecek gibi olduğumda uzatabilmeliyim ellerimi ona, ama uçup gitmek istiyorsam eğer, bırakmalı beni, hatta kanatlarım olmalı. Düşümdeki insanla karışmalıyım, birliğimizin her anında tuzla su gibi homojen olmalı ama gerektiğinde su uçup gidince ayrışan tuz gibi yine kendim olmalıyım onsuzluğumda. Ya etkiler? Yaşanmışlık kalmalı bilinçte. Maddemi arttırmasın, istemiyorum. Ama tek bir yeni düşünce, ondan edindiğim, tek bir hoşgörü onun sayesinde ön yargısını yıkabildiğim ve tek bir sevgi anı onunla paylaşabildiğim bana yeter. Ne ben ona ait olmalıyım, ne o bana. Sırf içtenliğinden açsın gönül bahçesini, aynı o sıcak ağustos günlerinde, en çılgın sevişmelerden sonra sevgili teninde açan çiçeklerin o tatlı, o sonsuz çeşitli morluklarıyla bezenmiş meyvelerini, tüm bedeni can yakıcı dikenlerle dolu olduğu halde dikensiz tazecik dallarla yola uzatan böğürtlenlere koşa koşa gittiğim çocukluk anılarımdaki tabiat anam gibi. Ve güneş gibi işlesin içime, soyunup çıplak kalayım ve kuşluk vaktinde o ilk ışımalarla şöyle bir gerinip uyanan gündüz sefaları gibi şerbetimin toplandığı çanağımı sunayım o çalışkan bal arısına. Öyle bir insan düşlüyorum ki, onlayken artayım ama onsuzken eksilmeyeyim. Beni kendileştirmesin, kendimleştirsin. Böyle yapsın ki onsuzluğumda gördüğüm kabuslardan uyanıp ta, kan ter içinde oluşumu farkettiğimde, fırtınadan sonra yırtık yelkenini onarmak için dalgasız bir koy arayan bir kalyon gibi seğirtebileyim yanlızlığıma; benim için en doğru sığınak olduğunu bana öğrettiği, hiçbir öğretmenlik taslamadan. Öyle bir insan düşlüyorum ki, elimden tutmalı ve uzaklara götürmeli beni ve insanlık dağının yaylalarında bir başıma bıraktığında, mevsim bahar olmalı. Taze çiçekler açmalı dallarında, göğe kucak açan ağaçların ve bir madrigal başlamalı kulaklarımda tınlamaya. Uçup giden notalarla, hiç tekrarlamadan kendini, havalanmalıyım bir kelebek gibi. Ve o kısacık ömrü aynı bir yaz yağmuru geçiciliğindeki kelebek gibi, telaşlı çırpınışlarımdan yorulup, açlığımı susuzluğumu gidermek umuduyla bir çiçeğe konup ta balına uzandığımda, o hayat dolu sıvıda kendi aksimi görüp, şaşırmalıyım ve sormalıyım: "Beni bırakıp gittiğini sanıyordum" Kadri Kalemci, Isparta 1996
Anlaşıldı Kadri kardeşim , sen cennete gitmek istiyorsun , lakin oradan daha yeni gelmedinmi, ruh dünyamızın cenneti Vedat babanın yanıdır, marş marş marş .İnşallah bu aradıklarına bir ömür boyu sahip olursun.
vedat abinin yanına ilk gittiğimde büyülenmiş gibi dönmüştüm, ve hep tekrar gitmek istemiştim. insanlar hep sordu ''ne buluyorsun şu sivricede'' diye, anlaşılan benim bulduğumu sende bulmuşsun kadri abi yüreğine sağlık....
Sanırım bir çoğumuz ortak düşler görmeye başlamışız, bunun bir açıklaması vardır elbet, Tebrikler Kadri abi, eline, yüreğine sağlık.
Bazı şeyler vardır, anlatılmaz yaşanır. Ben Babakalede, gece 11:00 den 02:00 ye kadar limanda suyun kıyısında, taşın tepesinde oturur, gelen tekneleri seyrederdim.Çok mutlu olurdum.
Vedat abiyle tanışma hırsım gitgide artıyor, sanki bu zamana kadar tanımamakla çok şey kaybetmiş gibi hissediyorum kendimi.Paylaşımın için sağol abi.
Sevgili Kardeşim Kadri Bu makaleyi birkac kere okudum.Sebebi yanlış anlayabileceğim bir noktası kalmasın diye. Eksik yada yanlış anlaşılmak hayatta en korktuğum şeydir ve maalesef birkac kerede başıma gelmiştir. Net olarak ifade edeyimki ,sen beni net ve doğru olarak anlayabilmiş bir kardeşimsin. Doruğa ermiş doğa ve hayvan sevgisi,balık avı tutkusu,hayatta her problemimi cözmede bana yardımcı olmuş öğelerdir. Buna ermiş kişilerin,imtiyazlı kişiler olduğuna bile inanırım. Hayattan zevk almanın,kişinin eşini, evlatlarını,kardeşlerini ve genel olarak insanlarıda cok sevmesinin anahtarı olarakta görürüm. Karşılıksız sevmenin değeri olmadığına,sevilmenin bir şey olduğuna,sevmenin ve sevilmenin ise herşey olduğuna tam manasıyle inanırım. Şükürler olsunki,sayenizde kendimi herşeye sahip mutlu biri olarak görebilmekteyim. Makalede aranan kişinin ben olduğumu iddia ediyorum. Sizler için karşılık gözetmeden herşeyi yaparım. Sadece cemalinizi sıkca,hitabınızın oldukca,beraber balık avlamanın mümkün olduğunca gercekleşmesi olabilir tek dileğim. Ben artık ihtiyarım.Zamanım pek kalmamıştır.Hadi o zaman hep beraber olabildiğince olalım. Derin sevgi ve saygımla
Vedat abi doğaya sevginiz ve saygınız hem bedeninizi hem de ruhunuzu dinç tutuyor ve hepimize örnek teşkil ediyor. Azim ve heyecanınız daim olsun. Seni seviyoruz..
Bunlar edilmiş ne güzel laflarmış. Elbette yeni cennetler hazırlama peşindeyim.Sadece bana birkaç ay müsaaede etmeniz gerekmektedir. Hepinizin düşlerindeki balıkları birlikte yakalayacağız. Sevgimle saygımla kalınız