Palamutlar birer, birer gelmeye başlıyorlar. 30 Nisan 2011 Sivrice.

Palamutlar birer, birer gelmeye başlıyorlar. 30 Nisan 2011 Sivrice.


28 Nisan Perşembe, Sivrice'de hava çok güzel, Conta kaptan ile denizdeyiz, bugün çok balık olur diyorum, kaptan da, - yok bence olmaz diyor, sebebini soruyorum neden olmaz, -çünkü merada çok tirsi var, tirsi olunca diğer balıklar çekinirler ve tirsinin içine girmezler, -neden çekinirler, diye soruyorum, -Tirsinin pulları büyük balıkların gözlerine girer bu nedenle tirsiden korkarlar, diyor Conta kaptan, birde palamutlar açıkta çamura yatak yapmışlardır, kıyıya gelmiyorlar, gelenler tek tük olanlar, velhasıl Conta kaptanın dediği gibi palamut çok az ilk gün bir tane Conta kaptanın rapalasına vurdu, Palamutu conta kaptanım güzelce temizledi tuzlu suya bıraktı kanının iyice temizlenmesini, gitmesini sağladı ve onu akşam yemeği için Muammar ustaya verdi, Sevgili Muammer usta da palamutu bize zeytinyağında kızarttı , ben hayatımda bu kadar lezzetli bir palamutu ilk defa yedim, bunu sizlere en ufak detaylarına kadar yazmak istiyorum, işte.

Palamut tava Muammer Ustanın sihirli elleri ile hazırlanmış.
Palamutu ilk başta güzelce temizleyeceksin, palamutun kafasın kesecek ve sidiklikten de biraz keserek içersindeki bağırsakları çekip çıkaracaksın, içersini güzelce yıkayıp, yuvarlak olaran bir cm inceliğinde çok keskin bir bıçakla keseceksin, dilimlere ayıracaksın, bunu bir tasın içersinde 20 dakika bekleteceksin, balığın kanını iyice gittiğini göreceğiz, tastaki su kırmızımsı bir hale dönüşecek, sonra balıkları çıkartıp güzelce tuzlayacağız, bu şekilde 20 dakika daha kalacak, sonra tavaya halis zeytinyağı (bizim bahçemizden ilaçsız ve asiti düşük) koyacaksın kızdıktan sonra balıkları tavaya koyacaksın, hızlı ateşte 2 dakika sonra obür yüzünü çevirip iki dakika daha pişip hemen bir tabağa alacaksın, aynı kılıç balığı lezzetinde oluyor, mutlaka denemenizi yavsiye ederim.

29 Nisan Cuma Conta kaptanın bir işi çıktı bu gün ben yalnız başıma çıkıyorum,
denizlerimizde palamut var, benim aklımda ise hep Torik, onu için ön beden misinayı biraz kalınlaştırdım, 045 asso çekeri 26 kilo kadar, bu şekilde hiç korkmam isterse orkinoz gelsin,
gene yozuri 10.5 cm Tobimarudan vazgeçmiyorum, gerçi benim için hep modası geçmiş rapalaları kullanıyor diyorlar ama ben palamutların, toriklerin modayı takip ettiklerini zannetmiyorum.
Birde ben sırtı avımı elle yapıyorum, bu iştende ananılmaz bir zevk alıyorum, balığın ilk vuruş anını hissetleliyim....kolun geriye doğru bir sarsılmalı......
ilk anda balığın tasmadan kurtulmak isteyen büyük bir köpek gibi geriye doğru kafa ata ata çekişini elimde parmaklarımda hissetleliyim, böyle, elle sırtı ile balık avlamak benim için bambaşka bir heyecan, bambaşka bir duygu......sonra balıkla oynamalıyım, bazen ona yol vermeliyim bazen de mücadeleyi kazanım onu çekerek tennenin yanına kadar getirmeliyim, velhasım ben el ile sırtı avı vapan balıkçılarda çok az kalanlardan, olanlardan biriyim, ammaaa kamış ile sırtı yapan ve balık avlayan herkeze saygım sonsuz, bu bir alışkanlık, nasıl rahat ediyorsan o şekilde avlanacaksın.
Takımı denize saldım, teknem rolantinin biraz üzerinde seyrediyor, denizin üzerinde martılar ve palamut kuşları uçuşuyor, bazıları denize dalıp yemleri alıyorlar, demekki denizde balık var, yemlerin tirsi olduğunu görüyorum, bu kadar tirsinin içine, Conta kaptanın dediği gibi, bizim palamutlar veya torikler girmezler ama mutlaka bunların yakınlarıda dolaşıyorlardır diye düşünüyorum, takımımdaki kurşunları fazlalaştırdım, balık oynaklarının olduğu yer 10 metereler civarı, bu sığların eteğinden geçmeyi düşünüyorum, olsa olsa balıklar buraya pusu kurmuşlardır diyorum, açıklardan gaz ayarım 1.8 gösteriyor, takriben 8 km hızında gidiyorum, rolantinin biraz üzerinde, yani rapalam yalpa yapa, yapa bir sakat balık gibi yüzüyor, 20 metrelerde seyir halindeyim 12 metrelerde, derinliklerde balığı arıyorum, 18 metreye geldim, 16 metre derken 14 metrelerde devam ediyorum, sol tarafımda sığların üzerinde balık oynakları ve kuşlar uçuşarak teknenin önünden kaçıyorlar, 14 metrede ilerlerken bir vuruş aldım, yaşasın, gerçekten kolum sarsıldı, çok heyecanlandım, tamam diyorum, toriği bu sefer nihayet aldım,
çok büyük bir balığı yakaladım, balık hala hırçınlığını sürdürüyor, tekneyi rolantide sürmeye devam ediyorum ve yavaş yavaş takımı teknenin içersine topluyorum, bu avımda denize saldığım toplam misina 80 metre kadar, bunun iyi tarafı büyük bir balık vurduğunda esneme payının fazla olması ve takımdaki ağırlığın da fazla olması tutulan balığın çok kısa bir zamanda yorulmasını sağlayacaktır, bende öyle yapıyorum, balığı çekiyorum balığı yoruyorum, ilk vuruştaki gibi çok büyük olmadığı anlaşılıyor gene de heyecanlıyım, Toriktir, toriktir bu diyorum.
Teknenin yanına geldi tekneyi görünce daha da hırçınlaştı ama bu torik değil hatırı sayılır bir Palamut.
30 Nisan Cumartesi ben denize çıkmadım, genç balıkçı kardeşlerimi Conta kaptan balığa çıkardı Ramazan kardeşim ve arkadaşları hanımlarıyla beraber, bana haber geldi gene bir palamut almışlar, işte hergün bir palamut, bir haftaya kalmaz havalar ısınır rüzgarlar normale döner ve palamutlar, torikler, barakudalar, mercanlar, uskumrular gelmeye başlar , oltalarınızı hazırlayın arkadaşlar, sevgiler, hoşakalın.

 

Orhan Baba yine çok keyifli bir anlatım okuduk, teşekkürler...

 

Usta yine mükemmel bir anlatım, mükemmel bir av. Ellerine sağlık. Allah uzun ömür versin.Avınız daim olsun.

 

Orhan Abi,yüreğine sağlık.Raporlarını okurken balıkları kendim çekmiş gibi oluyorum.Bol avlı günler dilerim.Saygılarımla.

 

Orhan Baba ve Conta Kaptan, yine döktürmüşler. Sivrice klasiği de diyebiliriz. Afiyet şeker olsun. Bu yaz inşallah Muammer Şefi de ziyaret edeceğiz. Selamlar sevgiler.

 

Orhan abim özlediğin torikleride yakalamanı dilerim
conta kaptanada selamlar
afiyet olsun rastgele

 

çok güzel bir anlatım bir nefeste okuduk sanki kendimizide orada hissetik..Orhan abi bu yaz kısmetse sana gelip tanışmak arzusundayım.Bende kocaköy ün aşasında yım.....selamlar

 

Orhan abi tebrikler ,yine ustalığınızı konuşturmuşsunuz palamut da ne güzel ışıldıyor öyle hey mübarek

 

tbr.orhan abi hikayenin anlatım güzelliği ,avın heyecanını bize yaşattı.herkese böyle avlar nasip olur inşallah.

 

Çok teşekkürler sevgili Emre, sana da rastgelsin, hoşçakal.

 

Nadir kardeşim, çok teşekkürler, kuzey ege de nihayet palamut ve torik başladı, takımları hazırlamanın zamanı geldi, hoşçakal.

 

Çok teşekkürler Tufan kardeşim, ben de aynen hissettiğim gibi yazıyorum, bu günlerde palamut var, takımları hazırlayın, benden bir isteğin varsa bana yaz, sevgiler, hoşçakal.

 

Orhan Abi tebrikler yine herzamanki gibi çok güzel bir av paylaşımınız içinde teşekkürler.

 

orhan abi,sen böyle anlatmaya devam eersen bir gün abi yoldayız-geliyoruz diyip çıkıp gelecez inş.resmen burnuma balık kokusu geldi.
paylaşımın için çok teşekkür ederiz abi