Son levrek avımdan bu yana hiç balığa gidemediğim için içim de hep bir sıkıntı vardı. Bu gün bu özlemi gidermek için geceden hazırlıklarımı tamamlayıp saatimi sabah altıya kurarak yattım.Sabah kalkıp önce balıkavına ordanda işe gidecektim. Saatin alarmı ötmeye başladığında ise sıcak yataktan çıkmak o kadar zor geldiki alarmı kapatmak için bile yerimden kalkamadım.Öyle kendi kendine çaldı durdu. Aman dedim başka zaman giderim gibi şeyler geçirdim içimden o uykulu halimde herhalde. Ama unuttuğum bir şey vardı...Uykuya dalmadan önce alarmı yeniden kurmam ve beni işyerine götürecek servise yetişmem gerekiyordu. Ama tabiki ben mışıl mışıl uyurken ne kadar süre geçtiğinden ne servisçinin nede balıkların haberi vardı. Benim zaten kendimle bir alakam bile yoktu. Böyle sıcak yatakta mışıl mışıl uyur rüyamda sıcak denizlerde balık kovalarken,ZINNNK diye oltama bir balık yapıştı aynı anda ben yatakta gözümü açtım. Ama o ne yerinden fırlayış anlatam,hemen bir tasmalama yapıp saate baktım aman allahım nerdeyse saat 9.00 oluyordu. Hemen kalamayı açtım ve seri hareketlerle pijamalrımı çıkarıp iş kıyafetlerini giymeye çabaladım. Öyle telaşlanmıştımki elim ayağım birbirine dolaşıyordu. Bir süre sonra kendime çeki düzen verip el yüz ayakkabı anahtar çakmak sigara derken kendimi arabanın yanında buldum. Arabaya bindim kalamayı kıstım,kaloriferi açtım. Bastım gaza ve saat 9,30 olduğunda yakışıklıyı kıyıya çekmiştim. Pardon saat 9,30 olduğunda yakışıklı ben iş yerinin kıyısına çekilmiştim. İş yerinden içeri girdiğimde kendimi sudan çıkmış balık gibi hissettim. Müdürüm beni görünce o yakışıklı paşam sonunda teşrif etmişler diye alay etti. Bende evet paşa ki ne paşa tam trofe dedim. Müdürüm anlamadı ve Efendim ? dedi. Ben yok bişi dedim....
Amatör Balıkçılık böyle bişey işte. Bizim iş yerinde de her mevzu nasıl olayorsa bişekilde balık avına dönüşüyor.