Anlatacağım bu hikaye genç ve tecrübesiz arkadaşlara ders niteliğinde bir hikaye. Bu hikayem Kocaeli derincede , şimdi HARİKALAR SAHİLİ diye adlandırılan yerde başladı.Yine güzel güneşli bir günün öğleden sonrası 2 arkadaşımla beraber sandal kiralayıp av yapacaktık, sandalı kiralamak için bahsi geçen yere ulaştık, sandalın sahibi Selahattin adında bir arkadaştı. Selahattine 2 saatliğine sandallardan birisini bize vermesini söyledim oda büyük olanı almamızı söyledi. Böylelikle 3 arkadaş küreklere asılıp av noktamıza ulaştık, herkez kendi çaparisini açıp atçek yapmaya başladık Denizde hava gibi çok güzeldi atçeklerimiz boş gelmiyordu öyleki artık nerede ise livarımız dolmak üzereydi ,kendimizi öylebir şekilde avlanmaya kaptırmışızki avlağımızdan nerede ise 1 km sürüklenmişiz fakat farkına varmamıştık . Bu arada havada ufak ufak dönmüş idi .Arkadaşlara dönüp bukadar yete nerede ise 2 saat dolmak üzere dediğimde onlar 1 saat daha takılalım hazır balıkta güzel yapıyor diye bana direttiler , bende onlara hava çok bozuluyor dönüşümüz riske girer dedimsede sözümü dinletemedim 10 15 dakika sonra sağlam bir dalganın bizi sallaması ile ufak bir tedirginlik yaşandı onlarda geri dönelim artık diye görüşümü onayladılar , fakat çıkış yaptığımız nokta artık gözükmüyordu nerede ise tütünçiftlik vapur iskelesini bile geçmiştik . İki kişi birden küreklere asılıyoruz fakat geri dönmek ne mümkün ancak olduğumuz noktayı koruyabiliyorduk baktım bu böyle olmayacak , çocuklar akıntıya direnmenin anlamı yok akıntıyı kullanarak en yakın kıyıya çıkmaya bakalım dedim ve öylede yaptık . Yaklaşık 30 dakikalık bir uğraş sonunda kendimizi kıyıya attık , iki arkadaş sandaldan inip ipi çekerek bende küreklere asılarak çıkış yaptığımız noktaya tam tamına 3 saatte ulaşabilmiştik. Sandalı bize veren arkadaşım Selahattin ise bizi denizde göremeyince durumu polise bildirmiş Biz olanları anlattıktan sonra tekrar polisi arayıp durumun normale döndüğünü bildirdi. Sandalda benim aklımdan geçen fakat arkadaşların paniklememesi için anlatmadığım bir olay daha vardı , oda yine böyle çok güzel bir havada normal seferini yapan vapur aniden patlayan bir fırtınaya yakalanmış ve onlarca insanımız maalesef hayatını kaybetmişti , bizim durumumuzda buna benzerlikler taşıyordu.
Evet her zaman herkesin başına gelebilecek durumlar. aslında en güzeli demir atmak. ya da kerteriz alıp sürekli kontrol etmek. Tabii birlikte olunan arkadaşların da işi ciddiye almaları önemli.
Erdinç abi her söylediğinizde haklısınız fakat o yaşlarda insanlar bu kadar düşünceli olamıyabiliyor. Bu hikayemi anlatmamdaki bir diğer amacımda 1 . MART 1958 de batan Üsküdar vapuru ve onun içinde hayatını kaybeden resmi rakamlara göre 272. kişi gayri resmi rakamlara göre 450 kişiyi rahmetle anmak . Bu faciada bizim sularımızda meydana gelen en büyük denizcilik faciasıdır.
Büyük geçmiş olsun. Sürüklendiğiniz mesafe gerçekten fazla. Anladığım kadarıyla yarış pistine yakın bir kıyıya çıkmışsınız ilk. Bu arada Üsküdar vapurunda ölenleri rahmetle anıyoruz. Geminin burnu hala kıyıya 20 metre kala gözükür durumda olup o günleri yaşayanlara hatırlatmakta bizlere de ibret niteliğinde durmaktadır.
Yaşınızı bilemediğim için Hayri bey diyeceğim, evet yarış pistinin yani gölün olduğu noktaya kadar sürüklenmiştik.
Kardeşim basit bir olay gibi duruyorda, aslında tam bir can pazarı değilmi? O sandalın alabora olması veya açığa sürüklenmesi, bir felakete dönüşebilirdi Allah korumuş geçmiş olsun.
Çok haklısın kardeşim olay daha büyük boyutlarda yaşanabilirdi buda hiç istenmeyen durumlara yol açabilirdi. . Dileklerin için çok sağol.
Benimde bir tanıdığım botla adana karataştan açılıyordu ama o bir çuvala sahilden kum dolduruyordu halatla onuda bota bağlıyodu en fazla yüz metre gidiyordu hiç bir şeyde olmuyor..
sevgili kılıçbey geçmiş olsun denizlerde böyle şeyler olabiliyor.yanlız ben şunu anlayamadım batan geminin karaya 20 metreden burnunun göründüğünü yazmışsı n benim seninbahsettiğin yerde teknem vardı 5 yıl oıraların suyunu iyi bilirim ama seinin bahsettiğin üsküdar vapurunun burnuna rastlamadım. selamlar
Sayın Nedim abi ben öyle bir şey yazmadım , o yazı sayın Hayri abime aittir. eğer yanlış bilmiyorsam o vapur parçalanarak şehir merkezine yakın bir yerde petrol ofisinin açıklarında battı.Hayri abinin bahsettiği o vapura ait parçada olabilir yada başka bir batıkda olabilir. Saygılar abi.
Nedim abi bugün yaptığım bir araştırma sonucunda batan üsküdar vapurunu donanma 11 gün sonra sudan çıkarmış, bir rivayete göre vapur tekrar tamir edilip sefere koyulmak istenmiş fakat halktan gelen tepkiler üzerine hurdaya çıkarılmış. Bu gün bile vapur kazasında hayatını kaybedenlerin gerçek sayısı hala bilinmiyor.