Selam arkadaşlar. Yasaklar başladı. Benim öğrenmek istediğim şudur. İsrail sazanına bildiğim kadarıyla yasak yok. Peki av yasağı girmiş olan herhangi bir gölde israil sazanı tutulabilir mi? bu konuda yardım ederseniz sevinirim. Saygılar.
mustafa kardeş yanlış anlamadı isem av yasağı olan gölde israil sazanının tutulup tutulamayacağını soruyorsun şayet göl tebliğlerde av yasağı olan göller arsında değilse 12 ay boyunca israil sazanı avlayabilirsin ama av yasağı olan göller listesinde ise kesinlikle olta atamazsın
Aytekin abicim daha açık yazmak gerekirse şöyle sorayım. Mesela konya bölgesinde 15 martta yasak başlıyor. Beyşehir gölüde yanılmıyorsam yasak kapsamına giriyor. Yani bu gölde israil sazanı da var. Şimdi bu gölde israil sazanı tutabilir miyim?
Beyşehir gölünde sezon içerisinde yasak olmadığı için hiçbir sorun yok 12 ay boyunca boy ve kilo sınırı olmaksızın istediğin kadar israil sazanı tutabilirsin
Aytekim abicim teşekkür ediyorum. Hızır gibi yetişiyorsun. Üç ay balık tutmadan yaşamanın ne demek olduğunu bilir misin sen? Verdiğin bu cevapla inan çok rahatladım. Yazılarını takip ediyorum. Forumu çevirenlerdensin. İstanbula geldiğimde müsait olursan tecrübelerinden canlı canlı faydalanmak isterim. Saygılar.
teveccü ediyorsunuz ben pek aktif bile olamıyorum bu forumda çok iyi üstadlarımız vardır istanbula geldiğinizde haberinizi beklerim size bir sorum olacak acaba beyşehir gölünün son durumu nedir geçen senelerde kıyılardaki otlardan olta atılamayacak duruma gelmişti
İnşallah geldiğimde haber veririm. Geçen dönem bir kaç defa beyşehire gitme fırsatım oldu. Çok fena yosun-ot vs var. Çok olta zaiyatı oluyor.
evet geçen senelerde oradaki durum çok kötü idi inşallah durum biraz düzelmiştir lakin otların önüne olta atabilmek neredeyse imkansız idi
Aytekin, Tebliğde ''İsrail sazanını istediğiniz gibi tutabilirsiniz'' demiyor.Beyşehir'in yerleşik balıklarıyla ilgili yasak varsa İsrail Sazanını da kapsıyor maalesef. Keşke Tebliğde ''israil sazanı için zaman sınır söz konusu değil'' deseydi.
nejat abi istediğin izin bu muydu İçsularımızdaki ekolojik açıdan zararlı balıklar MADDE 9 – (1) Çizelge-2’de yer alan içsularımızdaki ekolojik açıdan potansiyel zararlı balıkların görüldüğü sular derhal Bakanlığın en yakın il veya ilçe müdürlüklerine bildirilmelidir. Bu grup balıklar için boy ve sayı limiti yoktur. Kapalı sezon bulunmamaktadır. Bu balıkların canlı yem olarak kullanılması, bir yerden başka bir yere bu amaçlı nakli yasaktır.
Aytekin kardeşim, bunu yapacağını tahmin etmiştim Aşağıdaki devamını da beklerdim. Çizelge 1 – İçsularımızdaki Ekolojik Açıdan Potansiyel Sakıncalı Balıklar MADDE 8 – (1) Çizelge-1’de yer alan içsularımızdaki ekolojik açıdan potansiyel sakıncalı balıkların kontrolsüz ve izinsiz olarak canlı nakledilmesi ve başka kaynaklara bırakılması yasaktır. Gökkuşağı alabalığı Oncornhychus mykiss Ülkemiz iç sularının hiç birinin doğal türü değildir. Kültürü yapılan bu balık kendi kendine üreyemez. Doğal balık türlerinin yumurta ve yavrularını yok eder. Hastalıklara karşı son derece dayanıklı olup, özellikle hassas olan doğal alabalık türlerine hastalık bulaştırma riski taşır ve doğal türlere karşı yem rekabetini lehine geliştirir. Turna Esox lucius Bu tür tatlı su yaşam zincirinin en üst halkasındadır. Her türlü kirlilik ve yaşam şartına kolay adapte olabilir. Bırakıldığı bir su havzasından temizlenmesi mümkün değildir. Bu tür ülkemizin doğal türü olmakla birlikte, bırakıldığı bir su havzasından temizlenmesi mümkün değildir. Tatlısu levreği Perca fluviatilis Aşırı etçil bir türdür. Diğer balık türleri üzerinde baskı oluşturur. Bu tür ülkemizin doğal türü olmakla birlikte, bırakıldığı bir su havzasından temizlenmesi mümkün değildir. Çizelge–2 İçsularımızdaki Ekolojik Açıdan Zararlı Balıklar MADDE 9 – (1) Çizelge-2’de yer alan içsularımızdaki ekolojik açıdan potansiyel zararlı balıkların görüldüğü sular derhal Bakanlığın en yakın il veya ilçe müdürlüklerine bildirilmelidir. Bu grup balıklar için boy ve sayı limiti yoktur. Kapalı sezon bulunmamaktadır. Bu balıkların canlı yem olarak kullanılması, bir yerden başka bir yere bu amaçlı nakli yasaktır. Adı Latince adı Gerekçesi Güneş levreği Lepomis gibbosus Yabancı kökenli etçil bir balıktır. Ekonomik değeri olmayıp yerli türlerimize ve ekonomik balık türlerine büyük zararlar verebilir. Tilapya azmanı Tilapia sp. Yabancı kökenlidir. Ekonomik değeri olmayıp yerli türlerimize ve ekonomik balık türlerine büyük zararlar verebilir. Havuz balıkları Carassius sp. Sazan balığı ve bazı sazangiller türleriyle çiftleştiğinde kısır yavrular meydana gelir. Bu etkisi ile sazan ırkını yok edici özellik taşımaktadır. Hızla çoğalarak ortama hakim olur. Gambusia Ghambussia sp. Ülkemizde de sivrisineklerle biyolojik mücadelede kullanılan ve zararsız olduğu düşünülen bu balık türü bırakıldığı sularda bazı balık türlerinin yumurtalarını yiyerek, zararlı olabilmektedir. Yerleştiği habitattan temizlenmesi çok zordur. Çizgili Sazan Pseudorasbora parva Ekonomik değeri yoktur. Küçük böcekler, balık yumurtaları ve larvalarıyla beslenir. Sayıca üstünlüğe ulaşınca diğer balıkların yumurtlama alanlarına ciddi zararlar verir. Kirlilikten ve sıcaklık değişimlerinden etkilenmez. Birçok balık türü üzerinde baskı oluşturur. Doğal balık faunasına, öldürücü patojen enfeksiyonlar bulaştırması ile de zarar vermektedir. İsrail Sazanı bu türler arasında değil. Ayrıca İsrail Sazanı sularımıza bırakılırken amaç aslında iyi niyetliydi. Bugün de bunu savunacak birileri eminim vardır.
Nejat abi devamını koymamamın sebebi konumuzun israil sazanı olmasıydı ama son sözünde haklısın abi malesef listede bu balık yok
Evet. Maalesef yok. Ama olmamasında biraz fayda da var. Çünkü sazanların hepsinin avlanma şekilleri aynı. İsrail Sazanı avlamak için yasak zamanda suya gidecek, yeterli bilgi ve birikime sahip olmayan insanları kimse kontrol edemez. Böyle birinin yakalacağı bir aynalı,kambur veya sarı sazanın hesabını soracak sistem henüz yok. İsrail Sazanının sularımızda çoğalmasından duyulan dehşeti paylaşıyorum. Av sezonunda boy ve kg limitine bakılmadan avlanması gerektiğini düşünüyorum.Selamlar,sevgiler.
Arkadaşlar bu önemli konuya bende katkı sağlamak isterim aşağıdaki sirküleri ve onun altındaki makaleyi dikkatle okursanız tilapya azmanı ile israil sazanının aynı balık olduğunu görürsünüz ve bu sebepten aytekin aslında ilk görüşünde haklıydı yani boy ve kilo limiti olmaksızın 12 ay boyunca tilipya azmanı yani bizim dilimizde israil sazanı yakalayabiliriz. Bahadır ÇAPAR HOCAMADA KATKILARINDAN DOLAYI TEŞEKKÜRLER Çizelge–2 İçsularımızdaki Ekolojik Açıdan Zararlı Balıklar MADDE 9 – (1) Çizelge-2’de yer alan içsularımızdaki ekolojik açıdan potansiyel zararlı balıkların görüldüğü sular derhal Bakanlığın en yakın il veya ilçe müdürlüklerine bildirilmelidir. Bu grup balıklar için boy ve sayı limiti yoktur. Kapalı sezon bulunmamaktadır. Tilapya azmanı Tilapia sp. Yabancı kökenlidir. Ekonomik değeri olmayıp yerli türlerimize ve ekonomik balık türlerine büyük zararlar verebilir. [/QUOTE]İsrail Çipurası (Oreochromis niloticus, =Tilapia nilotica, Oreochromis aureus, Oreochromis rendalli) dediğimiz balık nedir? Bu isim son on yıllık dönem içerisinde amatör balıkçılar ve halk arasında; Orta ve Kuzey Afrika özelinde Nil havzası orijinli birkaç tropik balık türü için ortak olarak kullanılmaktadır. İlk olarak 70' li yılların sonu ve 80'li yıllar içerisinde ülkemiz coğrafyasında kültüre alınabilir alternatif türlerin denenmesi kapsamında başta İsrail olmak üzere yurt dışından getirilen anaçların çoğaltılması ile ülkemize girmiştir. Başta Çukurova bölgesi olmak üzere ılıman ve yarı ılıman iklim özellikleri sergileyen bölgelerimizde yetiştiricilik çalışmaları yürütülen bu ithal tür 90'lı yılların başında Seyhan Nehrinde de doğal tür kompozisyonları içerisinde lokal gruplar oluşturarak zamanla belirgin bir populasyon değerine ulaşmıştır. Daha öncesinde ülkemiz coğrafyasında yakın hiçbir akrabasının doğal rezervlerde yer almadığı bu tür piyasa arzı öncesinde halka tanıtılırken tüketici alışkanlıkları ve geleneksel pazar olgusu düşünülerek bilinen ve yadsınmayacak bir isimle tanıtılmıştır. Şeklen en yakın ve halkımızca bilinen bir tür olan çipuraya benzemesi ancak menşeininde vurgulanabilmesi için "İsrail çipurası" olarak tanıtılmaya başlanmıştır. Bu uydurma(!) isim artık bugün bile söz konusu birkaç tür için ortak olarak kullanılmaktadır.
Neden bir kaç tür için aynı isim kullanılmakta? Bu soruya verilebilecek en mantıklı yanıt kısaca; söz konusu Oreochromis ve Tilapia cinsi balıkların ithal edilmiş türleri arasında morfolojik (şekilsel) açıdan çok az farklılığın bulunmasıdır. Diğer bir deyişle konuya uzman olmayan insanların rahatlıkla birbiriyle karıştırabileceği kadar benzemelerinden dolayı her birine bir isim vermek yerine hepsi için bir isim verilmesindendir. Peki bir balık için isim uydurmak doğru mudur? Eğer söz konusu balık türü bulunduğu ortamda doğal olarak yaşamıyor, getirildiği tarihten öncesinde söz konusu coğrafyada bulunmuyor ise tabi ki isimsiz kalacak değildir. Ancak bu balıkların anavatanlarında kullanılan isimleri yabancı bir isim ise telafuzu ve harf dizimi Türkçeye uygun değilse bu türü tanımlayıcı yeni bir isim konulabilir. Örneğin hepimizin bildiği fakat ülkemiz coğrafyasının doğal bir türü olmayan Gökkuşağı alabalığı" İngilizce' de "Rainbow Trout" olarak anılır. Adında yer alan ekin Türkçe karşılığı olduğu için ismin Türkçeleştirilmesinde teknik bir imkansızlık yoktur. Oysa Yine Gökkuşağı gibi ithal olarak ülkemize Coho Salmon getirilse ve yetiştiriciliği yapılarak pazara sunulsa ne adla satılacak? Hadi salmona karşılık som yada somon sözünü kullandık diyelim, orijinal ismin ön ekinde ki cohoyu ne yapacağız? Muhtemelen birileri Kızılderili dili orijinli olan bu eke bir karşılık bulamayacağı için balığın kendisinin kırmızı ağırlıklı oluşuna dayanarak kızıl somon veya gelincik somu gibi makul ve mantıklı bir isim kullanarak yerel dile sokacak. Bu hikayede vurgulamaya çalıştığım olgu bizim hikayemizde de aynı yapıda şekillenerek İsrail çipurasını balıkçı lugatına sokmuştur. Ancak ben yinede doğrusunu/orjinalini kullanırım diyenlere benden bir küçük hediye: Oreochromis niloticus, =Tilapia nilotica türleri için Nil tilapyası, Tilapia rendalli için Kızılgöğüslü tilapya, Oreochromis aureus içinse Mavi tilapyayı gönül rahatlığı ile kullanabilirler. Hatta hepsini tanımlayacak nitelikte kısaca Tilapya denilebilir(Şahsen ben bu ismi tercih ediyorum). İşin bundan sonrası malum; gün gelecek FAO Türkiye çalıştayı doğal rezervlerde yer alan tür listelerini güncellediğinde bir de bakacağız ki israil çipurası yada tilapya; artık hangisi bu ünvan karşılaşmasını kazanmışsa TR - local names klasmanında yerini alacak. Tamam buraya kadar herşey güzel güzel de bu İsrail Sazanı ne peki? Yukarıda bahsettiğim üzere malum dönemde yurda getirilen ve kültür denemelerine girişilen bu türler belirli geliştirme ve adaptasyon çalışmaları bünyesinde, kontrollü ortamlarda birbirleriylede çaprazlanarak (çiftleştirilerek) hibrit(melez) döller elde edildi. Bunda amaç kimi zaman bir türün soğuğa dayanıklılığı ile diğer türün hızlı ve yüksek büyüme performansı birleştirmek gibi yetiştiricilik için başarılı ve yüksek verimli döller elde etmekti. Yine bu çalışmalar esnasında görüldü ki tilapya türleri çokda fazla zorlamaya gerek kalmadan zaten kendi aralarında da çiftleşerek yeni melezler oluşturabiliyor (tıpkı atla eşeğin icabında birbirleri ile çiftleşerek katırları oluşturmaları gibi). İki farklı ebeveyn türün yükselen karakterlerini yansıtan bu döller hem ana-baba özelliklerini taşıyor hemde onlardan farklı ve çoğu abartılı diğer karakterleri barındırıyorlardı. Bir sebepten(!) doğal kaynaklarımıza üretim çiftlikleri deşarj suyu ile karışarak hayatta kalmayı başaran bu saf türler hem kendi türleri ile hemde zaten sorunsuz olarak çiftleşebildikleri diğer kardeş tilapya türleri ile de yeni döller oluşturdular. Bu melezlerin çoğu kendi aralarında döl veremeyen (infertil) bireyler olmakla birlikte acısuya (tuzluluğa) daha toleranslı bireyler olarak nehir mansaplarına kadar indiler. Zaten yem ve beslenme konusunda oldukça verimli olan bu tip alanlarda rahatça bol çeşnili bir menüden beslenerek ana-babalarından çok daha iri ve biraz daha farklı formları ile bir melez populasyonu oluşturmayı başardılar. Bu çiftleşme ve melezleme döngüsü süreklilik arz ettiği süre boyuncada üçüncü bir tür(!) gibi ayrı ve karışık gruplar halinde rezervlerde av vermektedirler. İşte bu İsrail çipurası olarak tanınmış türe benzemekle birlikte ondan daha iri ve bir düzeyde ayırt edilmesini sağlayacak kadar da farklılaşabilmiş hibritlere balıkçılar İsrail sazanı demektedir. Şahsen ben bu melezler için zaten uydurma bir isim olan İsrail Sazanı yerine Tilapya Azmanı ismini kullanmayı tercih ederdim. Farklı bir mecrada şekillenen Aynalı sazan ile İsrail sazanı aynı mıdır? Sorusunun da cevabı ortaya konulmuş sayılabilir. Yani İsrail sazanı ile Aynalı sazan aynı balık mıdır? Eğer yukarıda ki paragrafı bir kez daha okumak istemiyorsanız kısa cevabım: Hayır aynı balıklar değildir olacaktır. Abartılı cevabım ise Kesinlikle aynı balık değildir hatta İsrail sazanı sistematik açıdan sazan bile değildir olacaktır. Küçük bir ek bilgide vermek gerekirse tüm tilapya türleri (=İsrail çipuraları) akvaryum meraklısı dostların yakından tanıdığını sandığım ve piyasada Çiklit adıyla tanınan bilimsel ismi ile Cichlidae familyası üyelerinin büyük ağabeyleridir. Bu balıklara en yakın görebileceğiniz türler bu rengarenk ve çeşidi(varyantı) bol akvaryum balıklarıdır. Madem öyle: İsrail çipuraları (=Tilapyalar) ve melezleri İsrail sazanları Türkiye'de nerede bulunurlar? Konunun başında da değindiğim gibi aslen Afrika orijinli tropik kuşak balıkları olan tilapyalar ülkemiz doğal coğrafyasında anavatanlarının klimatolojik ve hidrografik özelliklerine en yakın karakterdeki Akdeniz, Orta ve Güney Ege ile Güneydoğu Anadolu'nun batı bölgesinde yer alan nehir ve göl sistemlerinde bulunabilirler. Bulunabilirler diyorum çünkü bildiğim kadarı ile DSİ balıklandırma programında bu türler yer almamaktadır. Dolayısı ile bir yerde bulunulurlukları tamamen bu balıkların kendi gayretleri ve yakın bölgede yürütülen ancak deşarj suyundan izolasyonu tam olarak yapılamamış ticari ve bilimsel araştırma işletmelerinden kaynaklanmaktadır. Zaten her zaman söylediğim gibi Doğa bir yolunu bulur! ve bu balıklar gün gelir kendisinden beklenmeyen bir adaptasyon, yayılım ve yaşayabilme performansı ile daha soğuk iklim alanlarına ve iç bölgelere de yayılabilir (Kimbilir belki de çoktan yayılmıştır). Kimbilir diyorum çünkü normal yurdum oltacısı ve de balıkçısı tuttuğu balığın fiyatı kadar kendisini bilmediği için varsa da hangi benzer hikayeyle türetilmiş bir isim altında tanıyordur tilapyaları (nam-ı diğer İsrail çipuralarını ve melezi İsrail sazanlarını). Bu ve benzeri konularda işte bizim gibi bu işin tanımını ve detayını ortaya koyma gayretini ve inancını benimsemiş insanlar ve oluşturdukları dernekler için açık birer hedef projedir. Ülkemizde yerel dilde kullanılan balık isimlerini, eşleşiklerini ve farklılıklarını bölgeler bazında ortaya koyan bir Türlerimiz ve yöresel deyişleri indeksini hazırlamamız, canlandırmamız gerekmektedir. Bu proje büyüktür ve aynen de ulusal niteliktedir. Ülkeye katkısıda en kısasından; güncel tür kompozisyonlarının belirlenerek anılışlarının bilinmesi ile doğru zaman ve mekan içerisinde anılmalarını sağlayarak kesin doğrulukta ve etkin yaptırım altında istihsalinin, yetiştiriciliğinin, avının ve dönem belirlemelerinin yapılabilmesini sağlamak olacaktır. Siz bunları nereden biliyorsunuz? Biliyorum çünkü Su Ürünleri Mühendisi olarak bunları ve daha fazlasını bilmem gerektiğini düşünüyorum yani mesleğim bu. Biliyorum çünkü bu ve benzeri konularda kişisel ve bilimsel araştırmalar yapıyorum. Biliyorum Çünkü Rastgele-Der üyesiyim. Yardımcı olur inancıyla adı geçen türlerin fotoğrafları sıralı şekilde: İşte 40 yıllık sazan. Üstte bir adi sazan varyantı olan Aynalı sazan, altta ise zaten iyi bildiğimiz ve halk arasında pullu sazan olarak da tanınan Bayağı sazan. Her iki türün latincesi; Cyprinus carpio carpio dur. İsrail çipurası (Nil Tilapyası) Oreochromis niloticus =Tilapia nilotica (bu iki isim bir türe ait sinonimdir farklı kaynaklarda ayrı ayrı anılabilirler) İsrail çipurası (Mavi Tilapya) Oreochromis aureus İsrail çipurası (Kırmızı göğüslü Tilapya) Oreochromis rendalli İsrail sazanı (Tilapya Azmanı) adı altında yer alan Tilapya melezleri her zaman birebir aynı özellikleri yansıtmadığı ve elimde bunlara ait görsel medya bulunmadığı için Yukarıda resmi görülen üç tilapyanın benzeri bir melez görünüm olarak hayal edilebilir. O. Bahadır ÇAPAR Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi, Temel Bilimler Bölümü Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı
Arkadaşlar verdiğiniz bilgiler için teşekkür ediyorum. Ama kafam iyice karıştı. Şimdi bu israil sazanı ysak mı değil mi? Kısa ve öz bir cevap lütfen?
vay bana...vaylar bana...Herkesin İsrail Sazanı olarak bildiği tanıdığı balığı yasaklar kapsamında tutuyorlar derken meğer ona Tilapya Azmanı adını verip bizden iyice gizlemişler. ''Nasıl olsa Su Ürünleri Mühendisleri başka mesleklerle iştigal ediyor. Balıkla uğraşan az bi kısmısının da avla işi gücü olmaz'' demişler sanırım. Allahtan ki Aydın kardeşimiz çıktı aydınlattı. İnşallah doğrudur ve ''Tilapya Avı Turları'' yapılır bundan böyle. Ama Tilapya tutacağız derken bundan haberi olmayan jandarmaya nasıl laf anlatılır bilmem. Tilapya yakalamak için attığımız oltalara bizim yerli sazanlar ''Bu yemler Tilapya kardeşlerimizin, biz haziranı bekleyelim'' derler mi acaba?
Sirküleri devamlı çantamda taşırım. Hatırlattığın için tşk ederim. Aytekin abicim ilk tuttuğum israili senin için tutacam söz