merhabalar foruma yeni üye oldum. lüfer hakkında bir ödevim var fakat kitabi bilgilerin dışında balıkçıların gözünden bakmam gerek. bu site sayesinde lüferi daha iyi tanıyıp anlatabileceğimi düşündüm. bana lüferi ama özellikle balıkçı olarak anlatırmısınız
Merhaba değerli kardeşimiz. Yakalanmasınımı? Genel özelliklerinimi? tam olarak neyi öğrenmen gerekiyor. Konuyu netleştirebiilirsen eminim çok daha yardım alacaksın. Bu vesile ile aramıza hoşgeldin. Selamlar.
Buradaki bilgili abilerimiz lüferi anlatırlar da, bir kaç sene sonra nesli tükenmiş balıklar kategorisinden öğrenebilirsin ancak. Biraz daha korunmazsa hakkında yalnızca kitaplardan bilgi alabileceksin. Yaşıtlarımızdan pek lüfer gören olmadığından yaşça daha büyük olanlardan sana yardımcı olmasını bekleyelim. Kolay gelsin.
Maşallah bu arkadaş ne kadar balıkçı forumu var hepsine üye olup rastgele konulara mesaj yazmış, sempatiklikten antipatikliğe doğru bir gidiş var
Ödev başka bir balık türü hakkında olsaymış kolay olurmuş. Konu lüfer olunca ise iş değişir. Uğruna padişahların gümüşten olta döktürdüğü denizlerin sultanı lüferi anlatmak öyle kolay mı ki??? Denizlerimizin en lezzetli balığı demek de yeterli olmaz. Bence sen ödeve tek cümleyle "lüfer anlatılmaz, yaşanır" diye yazabilirsin.
siz önce kendinizi tanıtsanız bizde lüfer beyi tanıtacağız,ancak sizin okullarınızda insanlık ilişkilerini mezun olduktan sonra öğretikleri kanaatindeyim..o sebebten hocalarınız size lüferi tanıtsın.
lüfer....aaahh ah....lüfer rakının çok iyi arkadaşı, balıkların kralı idi genç arkadaşım....rakı çok şükür henüz hayatta ama altın suyu fiyatına....lüferi ise kaybettik ..... ama midelerimizde olmasa bile kalplerimizde yaşayacak.....
Lüfer abisi ve kardeşleri ile belkide dünya üzerindeki en lezzetli balıktır. Ayrıca lüfer İstanbul yaşamının bir parçasıdır ama bu yaşam şimdi yaşadığımız hayat ile alakası yoktur. Denizlerin temiz ve balıkla dolu olduğu insanlarının beyefendi hanfendi olduğu insanların birbirine saygı ve sevgi ile yaklaştığı zamanlardan kalma bir anıdır. Bu yüzden o günlerin anısına bu kadar değerlidir. Rakı yanında lüfer, roka taş maş da istemez hanidir.
Babam hep anlatır 1960larda İstanbulda öğrenciyken sabah erkenden Anadolu yakasına geçermiş. Kışın sabah saatlerinde yoğun sis nedeniyle vapurlar sık sık rotar yaparmış. Artık alışkanlık olmuş ki yanında tahtaya sardığı misina ve lüfer takımı olurmuş. Eminönündeki oltacılardan fileto uskumru kestirip hemen vapur iskelesinin dibine salarmış. Vapurun rotar yaptığı sürelerde hemen her defasında en az 1 lüferi aldığını anlatır. Arada kaçan dev kofanalarında hikayeleri gelir elbette Kimbilir beklide kaçmıştır.Üstelik ne 420 surf kamış ne doğru dürüst bir kurşun . sadece basit bir el oltasıyla iskele altı. Okula gidince arkadaşların dalga geçmezmiydi, balık kokmazmıydı derim. Balık torbada kapalı camın dışında soğukta beklediğinden kokmazmış. Arkadaşlarıysa dalga geçmek bir kenara bir katakulleye getirip balığı alabilmek için birbirlerini yerlerdi diyor Ben de hey gidi günler hey diyorum