shimano avtıvecast 1080 kullanan varmı arkadaşlar ? yorum ve önerilerinizi bekliyorum ebayda 93 usd cargo dahil fiyatı. http://www.ebay.com/itm/SHIMANO-ACT...196?pt=LH_DefaultDomain_0&hash=item20bd83a2d4
Bu Shimano'nun Japonya için üretip sattığı bir model. Ağrı, sert, yavaş. Öyle ahım şahım bir özelliği yok. Bu sizin shimano beklentilerinizi pek karşılamaya yetmez. Alelade bir surf makineden iyidir genede. Ama orta karar bir okuma ile dahi, daha çok mutlu ve mesut bir hayatınız olabilir.
Boğaz için biçilmiş kaftan bir makine düşü devri daha da cazip kılıyor. Ağır olması biraz handikap yaratır o kadar, o nun dışında taş gibi makine. Ayrıca shimano ile okuma makine kalitesi olarak düşünüldüğünde nasıl karşılaştırılabilir anlamak zor.
Düşük devir boğaz için hiç iyi bir şey değil. Yüksek devir olup hızlı saracak ki, lüferi misina kestirmeden çekebilsin, önünden kaşık kaçırabilsin. Üzerinde Shimano yazması onu otomatikman Okuma'dan iyi yapmıyor elbette. Okuma'nın ortalama modelleri bu modelden iyidir kesinlikle. Ha, onlar atıyorum bir Ultegra hatta Navi ile zor yarışabilir elbette. Fakat bu Activecast için bunları söylemek zor.
200 gram ağırlık, üstüne lüfer, üstüne akıntıyı ekleyince yüksek devir pek mantıklı değil. Makinayı ve kendinizi fazla zorlarsınız. Boğaz için doğru formül; düşük devir,büyük kafadır. Active caste gelirsek şimonun en alt segment, ünlü shimano teknolojilerinden yoksun ama bir turda 82 cm saran 4 rulmanlı (+1) düşük devirli (3.8) güzel bir makina ve bence ağır değil.
Emir, niye 200 gr atıyorsun ki? Onu atacak kamış 600 dolar. Parana kastın mı var? Sen dersin ki, ama benim aha şu kamışım var, atıyor. O kamışta kendi kurşun gibi, sağır, uzak atamıyor, iyice zorluyorsun, yoruyor. Diğer yandan benim boğazda en sık kullandığım makina Emblem Pro. Piyasada bulunabilen devri en yüksek makinadır: 5.1:1 . Ama kafa büyük, bu yüzden bir turda 120 cm sarar. Ve 200gr kurşunda olsa, yağ gibi çeker getirir. Kısaca, bu tamamen makineye bağlı bir olay. İyi makine böyle bir sorun çıkarmaz. Ama asıl mesele şu. Takım bir takım olmalıdır, futbol takımı gibi. Makine, kamış, misina, kurşun vs. birlikte bir takım olur. 200gr kurşun değil, 125, 150, 100gr kurşun atabilecek şekilde takımın diğer bileşenlerini iyileştirmeniz lazım. Zira, 4m kamışla, 200 gram her durumda ciddi bir rakamdır. Kendinize bu kadar zulm etmenin anlamı yok. Uzak atışta 180gr limittir, daha ağır bir şeyler atmak durumundaysdanız, takımınızda bir sorun vardır. Ve asıl mesele şu. Boğazda ana hedef lüfer ve palamuttur. Bu ikisi içinde, aslolan kaşığın hızlı çekilmesidir. İşte düşük devirli makine burada başarısız olur. Sizde, tamam rahat sararsınız vs. ama, dönüşte "Amanda balık yok" der gelirsiniz, balık kaynayan yerden.
Valla kullandığım kamışla 200 gramı güzel mesafelere atabiliyorum kullandığım makina da 4.3 devir bir turda bir metreden fazla misina saran bir makina. Makinem iyi ama diyelim ki aynı makine 3.9 devirinde olsaydı daha az efor sarfedecektim ve bir turda ona da diyelim 90 cm misina saracaktım. Hem makina hem de ben daha az yorulacaktık. Bir arkadaşımda 3.4 devirli bir turda 81 cm saran bir makina var. Esas yağ gibi çekme olayını ben o makinada gördüm. Aslolan kaşığın hızlı çekilmesi demişsiniz. Yukarıda bahsettiğim turda 81 cm saran makineyle kaşığı hızlı çekemez misiniz ?? Pek tabi ki çekebilirsiniz. 200 gr neden mi atıyorum ? inanın avlandığımız yerlerde 100 125 gram kurşunu dibe indirmeniz için en az 100 metre yürümeniz gerekir. Bu da kalabalık merada karışıklığa sebep olur. Uzak atışta 180 gr limit demişsiniz neye istinaden olduğunu bilmiyorum fakat olay uzak atış değil kanalda dibi bulabilmek. Neyse bütün bunlar denemelerle edindiğimiz tecrübeler. 100 gr kurtarsa kendimizi yormazdık emin olun. Ha Karaköy Tarabya gibi akıntısız denilebilecek yerlerde avlanıyorsanız 100 grama bile çok diyebilirsiniz. Ama bizim oralarda bu iş böyle yapılıyor.. Ekleme : boğazda sahte ile atçekte kullandığımız kurşunlar 150 170 185 ve 200 gr. bazı çılgın arkadaşlar suların çok aktığı zaman 250 gr. da kullanıyorlar Bunun yanında makinalarda ince (0.20-0.25 mm) mono ya da braid (0.07-0.10 mm) sarılı. Ayrıca en ufak ve sağlamlarından fırdöndüler kullanmaktayız. Balık açıkta iken sürtünmeyi azaltması bakımından ufak sahteler kullanıyoruz vs. vs. Yani her şey açığa atıp kısa sürede dibi bulmak için...
200 gram atabilmek için 600 dolarlık kamışa gerek yok... Hoş ben 200 atmıyorum; en fazla 180 atarım ve mümkün olan en düşük devirli makina makbuldür benim için.. Tabii bir turda sarabildiği misina miktarı önemli... 80 cm. civarı olur ise gayet yeterli oluyor palamut olsun; lüfer olsun... Aslında 5,8 devirli makinam var 109 cm. sarar... Bir kez denedim ve kaldırıp kutusuna koydum... 2.keredir satılığa da çıkarıyorum ki fiyatı gayet makul tuttum; buna rağmen satılmadı... Bizim kullandığımız disiplinde yüksek devirli makinalar zülum oluyor resmen; boşken bile sulara girdiğinizde zorlanıyorsunuz ki eğer bir de balık gelirse vay halinize... Birkaç istisna haricinde tercihler hep düşük devirden yana ve bu bir tecrübe... Ayrıca kaşık pek fazla talep görmüyor; genellikle vobler kullanılıyor bu tür avlarda; zaman zaman çapari... Sonuç olarak bu makinayı kullanmadım ancak Shimano'nun en alt düzey surf makinası bile bahsettiğiniz makinalardan katbekat üstündür... Ayrıca dikkatinizi çekerim makina çok ağır değil; yüksüz olarak 650 gram geliyor ki bugün Shimano hariç diğer markalara baktığınızda 65'lik makinaları 670 gram civarlarında; surf tipleri ise 690 gramdan aşağı değil... Bu durumda bu makina hafif bile kalıyor... Sonuç olarak fiyatını da gözönünde bulundurarak kağıt üzerinde gayet güzel bir makina olarak göründüğünü söyleyebilirim; tabii kullanmak; deneyip görmek lazım kesin karar verebilmek için...
Hesabı ortada. 80 cm saran bir makine ile, 120 cm saran bir makina arasında, %40 hız farkı olacaktır kafadan. Bu da %40 daha hızlı sarmanız gerekir demektir. Ama gerek furunotr, gerek siz bir noktayı kötü ıskalıyorsunuz: Bilhassa lüfer ve palamutun ilacı kaşıktır. Kaşığa gelmiyorsa, hiç bir şeye gelmez bunlar. Ama kaşık, hızlı çekilir. Cidden hızlı. Ne kadar hızlı o kadar iyi. 200gr atıp birde çekeceğim diye kasılmak akıl karı değil Misinasını vs. ayarlayıp, 150gr'ın üstüne çıkmamak lazım. Ben boğazda at-çek için, 150gr'dan fazla kurşun gerekecek hiç bir yer bilmiyorum. 150gr bile nadiren gerekir. Bana üsküdar yada sarayburnu vs. demeyin, oralar bilmediğim yerler değil. Olayın daha başka bir boyutu da var. Ağır kurşun, balığıda ürkütür, kaşığın/sahtenin gelişini de bozar. Eğer spor yapmaya gidiyorsanız, onu bilemem. Ama bilhassa kaşık vs. atıp balık tutmaya gidiyorsanız, yüksek devirli makine anahtardır. Ondan sonra gelip, balık yoktu diyorsunuz, yanlış oluyor zira..
Kullanılabilecek en ince misinayı ve en ufak fırdöndüleri kullanıyorum ama yeri geliyor 185-200 gramla dip bulmam için akıntı yönünde 30 40 metre yürümem gerekiyor...Bazen öyle akıntı oluyor ki hiç takımları açmadan çaylarımızı içip dönüyoruz ...Farklı boğazlarda mı avlanıyoruz anlamış değilim.
Şunu da anlamıyorum kim gidip sonra da balık yok diyor ki size ? Yani size kalsa boğazda kimse ne kamıştan ne makinadan ne balık tutmaktan anlıyor. Biz atıp bütün gün boş çekerken siz yanımızda lüferi mi kırıyorsunuz anlayamadım bir türlü. Devamlı bir "o öyle olmaz bu böyle olur" tarzı yazılar... Biz bilmiyoruz zaten birşey araştırmıyoruz denemiyoruz uygulamıyoruz dükkana gidip rapala atcam ben kamış makina ver bide misina sar deyip boğaza rapala atmaya gidiyoruz değil mi?
Hiç de ıskalamış falan değilim... Biz denedik; deniyoruz da... Yıllardır Istanbul Boğazı'nda yüzdeleyecek olursanız 90'ından fazlası vobler ile yapılan avlar; kaşığa kalan yüzde miktarı ise bellir... Ayrıca bir kolda 80 cm. civarı hiç fena bir rakkam değildir; olmadı birçeyrek veya birbuçuk kol atarsınız balık sürat istiyor ise... Yani kaşık mazilerde kaldı; biraz güncele uymak lazım değil mi...Deniyoruz da denenmiyor değil; kaşık atılıp iş yapmadığında vobler atıp iş yaptırıyorsunuz; yani kaşık elzem bir alet değil; ancak bazı durumlarda iş yapıyor artık... (Sürat ise belli bir sürattir; yoksa ne kadar sürat o kadar avcı olayı değil; eğer en hızlı çekecek olan avlanabilse herkez saatte 90-100 km.lere çıkar Kaşıkta veya vobler de avın niteliğine göre belli bir çekim hızı uygulamak gerekir; tam yol değil...) Siz bilmiyorsunuz; çünki bu noktalarda bu disiplinde av yapmıyorsunuz... Biz ise biliyoruz; yıllardır bu avlaklarda at-çek disiplininde av yapıyoruz ki bu avlakların gerektirdiği ağırlıklar 150-200 gram aralığıdır ve bunun şu an için başka bir çözümü yok... Herhalde bu avlaklarda avlanan ve pekçoğu gerçekten usta olan zatlardan fazla bilecek haliniz yok... Buyrun bir formülü var ise ortaya koyun da uygulayalım bakalım... (He ben bu arada ağırlığı 140 grama kadar düşürebilen az sayıda avcıdan biriyim... Hatta 125 gram da attığımı hatırlıyorum bazı durumlarda ama bahsedildiği gibi normal şartlarda gereken ağırlıklar 150-200 arası.. Merak buyurmayın bu şekilde her ava gittiğimde balığı karaya alamasam bile en azından vuruş alabiliyorum ki bu da kullandığımız metodun doğru olduğunu gösterir... Ben son lüferlerden bahsedeyim... Hepsi orta hıza rağbet ediyor; yani koşullara göre de durum değişiyor; her zaman hızlı değil... Hız meselesi avın, avlağın, yemin, havanın kısacası durumu etkileyecek her türlü koşula bağlı bir olgudur; elbet palamut hızlı ister ama bazan orta karar hızlarda bu balığın da avlandığı olmuştur...
Serdar bey sizin boğazda avlandığınıza gerçekten inanmıyorum. Bu kadar insan salak bir siz akıllısınız o'nu mu demek istiyorsunuz anlamadım ki.
ortam biraz gerilmiş yorum yapan herkese teşekkür ederim makinayı almaya karar verdim ve aldım inşallah hayal kırıklıgı yaşamam.... tekrar herkese yorumları için teşekkürler...
Tamam yükte hafiftirler ama pahada ağır... Mesela Power Aero Albrid 480 gram olmalı; Super Aero Kisu 355 gram filan... Fakat yine söylüyorum 650 gram ağır sayılmaz... 65'lik makinalarda 650 gramdan aşağısını bulmak pek zor; yine surf makinalar 690 gramdan aşağı değil pek... Shimano'nun IC4 olmayan Super Ultegra makinası 700 küsür gram, veyahut 6000-8000 serisi spinleri 580-640 gram aralığında ki pekçok kişi kullanıyor bu makinaları ve ağırlıklar gayet normal sayılır... Daha önce kullandığım Ryobi 690 gram mesela; şu an kullandığım Aceration ise 585... Bu durumda 650 gram normal sayılır... Ancak bütçeniz yüksek ve sizin gönlünüz de o paraları vermeye razı ise hafif bir surf makina önereyim... http://fishing.shimano.co.jp/product/reel/2598 Kalama ayarı yoktur yalnız bu makinada... Zaten Boğazda kullanacaksanız gerek de yok...
Hala aynı triptesiniz. Hala amanda biz herşeyi pek iyi biliriz, müneccimiz havasındasınız Size gayet açık ve net söylüyoruz sanıyorum. Lüfer ve palamutu kaşıkla vs. yakalamanın anahtarı, hızlı çekmektir. Hızlı diyoruz, baya baya hızlı hemde. Başka dilden mi anlatalım? Kaşığınız vs. iyi olacak, ama birde üstüne hızlı çekeceksiniz. Hızlı saramayan makineyle, tutamazsınız, sonuçta da balık yok dersiniz. Siz çıkmış ne anlıyorsunuz? Elinizdeki makine, bir turda 80 cm kadar sarıyor. Bu hız az. Az olunca daha çok kol kuvvetiyle daha hızlı sarmak gerekir, bu da kısa sürede yorar. Bu işler için bir turda 100cm ve üstü makineyle çalışmak gerekir. Sanırım gene anlamadınız. Size bir şeyler göstermeye, öğretmeye çalışana böyle "amanda biz bilmiyormuyuz sanki" tribine girmeye yobazlık denir, başkaca bir şey değil. Buyrun bildiğiniz yanlışlarla devam edin, çok ta umrumdaydı..
Hımmm.. Demekki siz bu işi bilmiyorsunuz. Bu da bu kadar basit. Demekki siz kaşığı kullanmayı bilmiyorsunuz, bu yazdıklarınız açıkca bunu gösteriyor sadece. Biz sizin gittiğiniz o aynı noktalara gidip, milletin 200gr atıp oturtamadığı yerlerde, 140 gr'ı oturtuyoruz. O zaman bu sizin bilmediğinizi göstermiyor mu? Bana diyorsunuz ki, amanda bilmiyor. Olabilir elbette. Ama soru şu. Sizin o zatların bildiklerini nerden biliyorsunuz? Tutturmuşsunuz aynı lakırdıları sayıklayıp duruyorsunuz. O ustalar dediklerinize seneler öcne "shock leader" diye bir şeyden bahsediyor, gösteriyorduk, gülüveriyorlardı sadece mesela, bize aynen dediğiniz gibi, "sen bilmeyon, çünkü biz ustayız" diyorlardı. Bugün ne oldu? Uzatmanın anlamı yok. Mesele gayet basit: Benim bilmediğimi nerden biliyorsunuz? Onların bildiklerini nerden biliyorsunuz? Bunu işkembeden uydurmuyorsanız, eminim somut bir şeyleriniz vardır da, görürüz.
Bu kadar veya şu kadar insan salak olabilir. Bunu bilemem. Ama benim kimseye salak demediğimi biliyorum. Fakat, salaklığın nasıl bir şey olduğunu biraz biliyorum sanırım. Galile dünya dönüyor dediğinde, "Bu kadar adam bilmiyorda, sen mi biliyorsun bre melun" diyerek yakmaya çalışanlar mesela. Nedir bu mesele? Yukardaki tanımlar için: http://safsatakilavuzu.com/safsata turleri ve guncel ornekler-3.htm Safsata: Boş, temelsiz, asılsız söz (TDK sözlüğü) Sanırım, böyle gelip boş, temelsiz, asılsız laflarla bir şeyleri göstermeye çalışmak, amanda o kadar adam bilmeyor da, sen mi bileyon de demekten daha büyük salaklık olamaz. Yanılıyor muyum?