Herkese merhaba, Uzak mesafelere avlanmaya gitmenin zaman ve maliyeti sebebiyle uzun suredir aklimda olan Sile'de bir avlak bulma denemesini, epeydir gormedigim kardesimin de İstanbul'a gelmesini firsat bilerek bu hafta gerceklestirdim. Amacim, google earth'ten gozume kestirdigim meralarda onunla birlikte denemeler yapmak ve onun da fikrini almakti. Eminim, İstanbul'a yakin boyle avlaklar bulmak bircogumuzun hayalidir. Hatta daha once forumda bu avlaklarla ilgili sorular da gormustum. Hedef baligimiz Levrek, avlanma yontemimiz de sahte yemlerle at-çek oldugu icin dere agizlarini sectigimizi tahmin edersiniz. Sozkunusu avlaklarin goruntulerini de ekleyecegim. Umarim google earth basima telif ile ilgili bir dert acmaz)) Muhabbetle gecen bir aksamin ardindan sabah istedigimiz saatte uyanamayarak biraz gec olsa da 8:00 gibi yola ciktik. İlk gozumuze kestirdigimiz yer Sile Dogancili koyunun kıyıları. Bir zıpkıncı forumunda burada vurulmuş bir levrek gordugum için baslangıcı buraya veriyoruz. Amacımız birden fazla koyu dolasarak, hem at-çek denemeleri yapmak hemde kardesimin yurtdısından getirdigi ve Ege'de hemen hemen hic bos gecmeyen yemlerle meralarin durumunu anlamak. Yemlerin fotograflarını da ekliyorum. İlk iki tanesi boru kurdunun farklı iki cinsi digeri ise Çuçun denilen ve Turkiye'de en azindan benim bulamadıgım bir yem. Guzel renkte ve agır kokulu yemler, canlı olmaları da elbette ayrı bir avantaj. Kardesim bu yemleri aslında babam icin getiriyor. Ben pek yemli takım kullanmıyorum ama dedigim gibi merayı anlamak acısından bu yemler iyi birer kılavuz olacagından denemye karar verdik. 9:00 - 9:30 arası Dogancılı kıyılarına vardık, ruzgar Lodos esiyor ancak dalgalar tahminimce onceki geceden kalan poyrazın dalgaları. Su tam istedigimiz gibi karısıyor. Dalgalar yarım metre civarında 20 metre onumuzde patlıyor. Kardesime takılıyorum, levrekleri goruyorum suyun icinde diye. Oltalarimizi acarken, Levrek burada olmazsa nerede olacak diye birbirimize laf atıyoruz. Derinlik 1 metrelerde, arada kumluklar, kayalıklar var. Biraz daha derinler eristelik gibi duruyor yada birden derinlesiyor, kestiremiyorum. Derenin bir kenarına gecip once yemli takımları sonra da sahteleri bırakıyoruz suya. Yarım saat, bir saat derken at-çek takımlarını bırakıp yemli takımlarla ugrasmaya koyuluyoruz. Atabildigimiz kadar uzaktan yakınlara dogru farklı yerlere indiriyoruz oltalari. 1,5 saat gectikten sonra, yemler oldugu gibi dururken vazgeciyoruz buradan ve baska bir koya dogru ilerliyoruz. Sahilkoy civarında balıkçı barınağı haline getirilmiş bir kayalık buluyoruz. Yanında bir dere, martılar ucusuyor. Tamam diyoruz, yanlış yerden başlamışız, gelmemiz gereken yer burasıymış. Once yemliler sonra sahteler derken 1,5 saat daha geçiyor. Ne sahtelerde ne yemli takımlarda hicbir hareket yok. Kardesim yerel yemlerle deneyelim demeye baslıyor. Bunları konusarak baska bir koya hareket ediyoruz. İstanbul tarafına dogru gorunuste yine cok uygun gelen bir yer buluyoruz. Yemliler, sahteler derken yine tek bir canlı yok. Burada birsey farkediyoruz. Gezdigimiz hicbir koyda ne kucuk bir balık ne de bir yengec goremedik. Garibimize gidiyor. Kardesim Limana gidelim diyor, iki canlı hayvan gorelim yoksa denize atacagım kendimi. Geri donup Şile limanın yolunu tutuyoruz. Ama ne fayda. Gozumuz tasların arasında bir kayabalıgı bir yengec arıyor. Sanki deniz kurumus. Aksama da balık yiyecegiz dedik evdekilere, ne yapsak diye dusunurken hadi diyorum İstanbul'a donelim. Yapılacak sey belli, iki kilo istavrit alıp evin yolunu tutuyoruz. Vahim durum budur. Rastgelsin Mert Uploaded with ImageShack.us Uploaded with ImageShack.us Uploaded with ImageShack.us Uploaded with ImageShack.us Uploaded with ImageShack.us Uploaded with ImageShack.us Uploaded with ImageShack.us
Mert güzel bir haftasonu geçirmissiniz, mekan seçimlerinizin isabetli olduğunu düşünüyorum lakin oralarda su sıcaklığı. 8c civarında. Aynı yerleri Haziran'dan sonra sabah erken saatlerde yokladiginizda şansınızın daha yüksek olacağı kanaatindeyim. En azından göçmen levrekler donmuş olur, bu yemleri geri çevireceklerini sanmıyorum ..
Murat merhaba, yer secimi konusunda bende cok umitliydim ama gercekten bir yengec bile goremedik. Dedigin gibi bu yemlerin geri cevrilmişliği yok. Babam dort yıldır bu yemler ile herkes kamısın ucuna bakarken balık cekiyor. Teke, sulunez gibi diger canlı yemler bos bos balık beklerken biz bu yemlerle trofe levrekler cekiyorduk. Bence Sile'deki durum bambaska. Farklı bir ıssızlık durumu sozkunusu.
İstavrit mukemmel balıktır. Benim damak tadıma gore; 1. İstavrit 2. Levrek 3. Lüfer 4. Kalkan 5. Çipura 6. Hamsi Tabi buna Mercan'ı ekleyen olacaktır, aa Lahoz var diyen olacaktır. Hatta Kılıç şiş ile tereyağ alabalık bir numaradır diyen olacaktır ama benim sıralamam boyle. Rastgelsin
Çok güzel bir rapor olmuş anlatım tarzın güzel fotoğraflarda öyle İnşallah güzel avlar yaparsınız rastgele.
Rapor için teşekkürler avlaklar verim alınabilecek avlaklar fakat murat abinin dediği gibi levrek için suyun biraz daha ısınmasını bekleyeceğiz gibi.Yalnız bu yemlere ısparoz dahi tıklamamış olması ilginç. Yemler hakkında yalnış bilmiyorsam şunları aktarayım 1.si deniz hıyarı 2.sini çözemedim 3.sü kırmızı kurt diye tabir ettiğimiz kurt çeşidi olması lazım bu kırmızı kurt canlıyken çok oynak bişeydir özellikle yeni başlayan arkadaşların eline bu yemi tutuştururum hep tepkileri ölçmek için genelde elinden atma olarak şekillenir olay.
Onur merhaba, Deniz suyu sıcaklığı için diyebileceğim birşey yok. Ama levrek olmasa bile yemlerin en azından bir yengeç tarafından tırtıklanmaması hoşumuza gitmedi. Yemlere gelirsek dediğin doğru, birincisi bir çeşit deniz hıyarı fakat ikinci ve üçüncünün bizim kırmızı kurtlarla tek yakınlığı hepsinin kurt olmaları. Kardeşimin dediğine göre yaşam ortamları birbirinden oldukça farklı. Kokuları ise kırmızı kurtarın aksine toprak solucanını andırıyor. Rastgelsin Mert
mert kardeş karadenizin havasını solumak suyuna dokunmak bile güzeldir. varsın buseferlik balık olmasın . sonrakilere rasgele.
1. resimdeki vern blanc dedikleri tanesi 1 ytl olan bir deniz kurdu tunusta renkleri beyaz.2.si normal kurt toprak kurdu 3.sü kendinden dış kabugu olan boru kurdu.Çok ayaklı
Vedat bey merhaba, Yemler hakkinda bir iki düzeltme yapacağım yanlış anlamazsanız. 1. resimdeki deniz hıyarı diye bildiğimiz canlının daha küçük boydaki türevi. Resimdeki ölü ancak canlıyken fosforlu bir görüntüsü var, çok daha açık renkli. Canlı fotoğrafını da en kısa zamanda yükleyeceğim. 2. resimdeki toprak solucanı değil, aslında onun da kısa bacakları var, resimde maalesef görülmüyor. Ve kardeşimin dediğine göre su içinde yaşıyor. Ayrıca işim toprakta geçiyor, dolayısıyla toprak solucanı neye benziyor ayırabiliyorum. 3. resimdeki ise borukurdunun tatlı ve tuzlu suların birleştiği yerde, tatlı suya yakın konumlarda daha doğrusu tatlı su içinde yaşayan bir çeşidi. Dediğiniz gibi çıplak yaşıyor. Bu arada, kardesim su ürünleri teknikeri ve bu ara uğraştığı iş ise kurt üretimi. Kısacası bu tür canlıların çoğaltılması ve yaşatılmasıyla uğraşıyor. Rastgelsin Mert