Sevgili Sinan kardeşim çok teşekkür ederim, biz ailemizden onu öğrendik kendini sen meht etme seni başkaları meht etsin derdi rahmetli babam, ama senin dediğine gelirsek doğruluk payının çok doğru da olduğuna inanıyorum, Sivrice'de 15 seneye yakın bir zamandan beri bulunmaktayım, genelde herkes gibi ben de balıkçılığa kıyı balıkçısı olarak başladım, el oltası balık tutardık bizim zamanımızga zaten kamış ve makina yoktu, o zamanlar Galata köprüsünün altında torik avlanırdı, büyük bir zokaya yaprak yem takarlar ve köprünün altındaki aralıklardan denize salarlar ve karlı havalarda torikleri çekerlerdi, köprünün üst tarafında istavrit ve çinakop avlarlardı her balık tutan balıkçının yaylanan bir teli vardı her halde şemsiye teli olsa gerek... bu tele misinasını bağlar ve o şekilde balığın vurduğunu hissederdi 1961- 1961 seneleri, ben o zaman 11 veya 12 yaşlarındaydım, çok uskumru çıkardı her zaman uskumru yerdik zira hem lezzetli hem de çok ucuzdu. Babam bakkal dükkanı işletirdi ve babamın geliri 4 çocuğu hem okutmak, hem yedirmek hem de giydirmek için yetmezdi, işte o günler Karagümrük pazarında ucuz satılan balıkları görürdük, sardalya, istavrit uskumru, torik, palamut, çinakop gibi. O zamanlar, el oltası ile avlanılırdı o zamanlarda ben hiç makina kamışla avlanan balıkçı görmedim, zaten bir tek balık avı malzemesi satan bir yer vardı, Sirkeci'de Ali muhittin şekercisinin yanında Mario Gabay mağazası bir olta takımlarımızı ve oradan aldığımız malzemelerle yapardık, o zamanlar gözüme hiç makinalı kamış takıldığını hatırlamıyorum, ama kamış la avlanan balıkçılarda vardı bijdiğimiz normal 4-5 metre kamışın ucuna misinayı bağlayıp denize sarkıtırdık, ben İlhan abimle beraber Sarayburnunda balık avlardık kıyıdan ufak balıklar artık ne geliyorsa... İşte bu şekilde el oltası ile balık avlamaya o tarihlerde başlamıştım ondan sonra futbol hayatım, askerlik ve İsviçreye gidişim, evlilik, çocuklar işhayatı artık beni denizlerden uzaklaştırmış sadece Türkiye'ye gelince tekrar balık avlarıma başlamama neden oldu oda 45 günlük, şimdi ise dediğim gibi 15 seneden beri hayatım denizde balık avlayarak geçiyor, göllerde ve nahirlarde tatlı su balığı avlamasını bilmem ama avlayanları seyretmekten de çok zevk alırım, neyse gelelim Sivrice 'ye kıyı balıkçılğından Rahmetli Kenan ağabeyim sayesinde tekne ile olta balıkçılığına terfih ettim, ilk avlarımı ondan öğrendim hala onun kullandığı aynı sistem takımlarla avlanırım, bu sırtı avında ilk balığımı tutmuştum bu bir barakuda idi ne kadar sevindiğimi seneler geçsede hiç unutamam, ontan sonra bu tutku beni denize ve balık avlamaya aşık etti artık gözü kara bir sevdalıydım, Sivrice'de olta ile nasıl balık avlanır diye soranlara, beni gösterirler ve beni tanıştırırlardı, bende onları tekneme alır beraber balık tuttururdum, artık çok iyi bir sırtı avcısı olmuştım, balık mecmualarında benim avlarımı okumaya başladım, bu benim dünyama değişik bir tat veriyordu, ama sırtı avlarında artık daha da çok başarılı olmaya başladım, her denize çıktığımda çok güzel sadece büyük balıklar yakalıyordum, balıkları bir kovanın içine arabamın arkasıda bagaja koyardım, kahvenin önüne geldiğim zaman hemen bagajımı açarlar ve balıklar orada bulunanlara teşhir edilirdi, artık balık tutmayı her geçen gün balık tutarak daha fazla öğreniyor sırtı avlarıma daha fazla zaman ayırıyordum, artık balık yakaladığım yerleri ezbere tanıyor örneğin barakuda avlayacaksam akşam üzeri çıkıp barakudaların dolaştığı yerlerde dolaşarak 3- 5 barakuda alıp hemen dostlarla beraber akşam ızgaranın başına otururduk, her denize açıldığım zaman illaki balıkla dönerdim artık bana torik avları daha çok heyecan veriyordu, bu sefer sadeca torklerin peşinde dolaşıyor ve onları her zaman yakaladığm yerlerde tekrar avlıyordum torik avları bana çok zevk ve heyecan vermeye başladı, bu arada siaritleri de torik ve barakuda kadar çok olmasada onlarıda avlıyor ve sinaritin ızgarasını çok seviyordum, işte bu tutku zamanla beni sadece olmamı gezdirerk değil, sırtı avlalarıma artık kendi kendime yeni aksiyonlar katmaya başlamıştım tabi haha balık bulucu GPS falan teknemde yoktu o zaman balık bulucu olarak kerterizlerimiz, camiler, fener, evler, tepeler ve yollardı, bilgilerin ve tecrübelerimin üzerine artık her gün çeşitli yeni faktörler koymaya başlıyordum, mesela güneşi arkama alıyor, balıkları bulunacağı yerden sadece sahtemi geçiriyor motor sesinden uzak olan yerde torikleri alıyordum,havanın durumuna göre dalgaya doğru gitmeye başladım, suyun soğukluğu ve sıcaklığına göre suyun üzerinen, ortasında ve suyun dibinden denemelerle balıkarı alıyordum, artık suyun üzerindeki kuşlar bana aşaığıda hangi balığın olduğunu haberlerini veriyorlardı, suyun üzerinde eğer tek tek balık oynakları varsa burada biraz sonta oltama bir toriğin takılacağına her zaman inanıyordum, her avımda değişik sahte yemleri deniyordum ve bu yemlerin hangi zaman hangi balıklar için olduklarını öğrenmeye devam ediyordum. Sırtı avlarında artık ustalaşmıştım, sırtı avlarını yaparken aynı zamanda çeşitli taktikleri deniyor kendime göre o anda değişik yorumlarla da avlarımda başarılı oluyordum, tabi buradaki en önemli unsurlardan biri bu geniş merayı çok iyi tanımaktı, artık sadece bir yerde avlanmıyor artık Kuzey ege nin çeşitli meralarına gidiyordum, çok Torkler, barakudalar , palamutlar, sinaritler, akyalar, avlıyordum fakat o zamanlar fotoğraf makinam bile yoktu daha doğrusu devamlı fotoğraf çekip ne yapacaktım, seneler sonra internette balık avları sitelerini öğrendim ve oraya yazmaya başladım bu arada bir de fotoğraf makinası aldım tabi fotoğraf göndermesini de öğrendim, şimdi amatör balıçı kardeşlerimle yapmış olduğum avlarımı paylaşıyorum, Oltacı mecmuasında aylık yazılarım ve av raporlarım yayınlanıyor, arada sırada balık avı yapmak isteyen kardeşlerime hem balık avlarını öğretiyorum hemde balık yakalıyoruz. İşte böyle Sinan kardeşim ben sırtı avını çok seviyorum, seni de en yakuın bir zaman da Sivrice'ye bekliyorum, bu sefer beraber sırtı avına çıkacağız...sevgiler hoşça kal.
Orhan abi nerlerdesin sen ? Gecen Çanakkale den gelirken cebini aradım ama ulaşamadım.Cebin aynı değilse sampex@sampex.com a gönderirsen gelecek defa sana uğrarım. hobby.mobby
orhan abim saygılar, sırf şu anlattıklarınızı yerinde görmek ve yaşamak için istanbuldan atlayıp o taraflara geleceğim, bundan şüpheniz olmasın. inşallah sizinle tanışmak ve deneyimlerinizi sivricede görmek nasip olur.
Orhan Bey, Yazılarınızı okudum, çok memnun oldum ifade edişinize ve kısada olsa hatıralarınıza dem vurmanız benide maziye götürdü.. En derin sevgi ve saygılarımlan.. Rast Gelsin
Sevgili Şenol kardeşim yeni tel numaram 0535 073 75 18 , her şey çok güzel gidiyor yakında da balık sezonunun açılmasını bekliyoruz, iyi oldu bundan sonra burada beraber oluruz, senden de güzel raporlarını bekleriz sevgiler hoşça kal.
Sevgili Utku kardeşim bu güzel yorumların için sana çok teşekkür ederim, her zaman düşünmüşümdür emekli olunca deniz kenarıda yaşamayı ve bir tekne ile denize açılmayı allah ta benim isteklerimi yerine getirdi ona çok şükrediyorum, inşallah sizlerle de Sivrice de tanışmak imkanımız olur bekliyoruz, sevgiler hoşça kalın.
Hani derler ya, hayatımı yazsam roman olurdu diye, herkesin kendi içinde roman olacak bir hikayesi vardır.Kısmen de olsa bizimle hayatınızın bir kesitini paylaştığınız için teşekkürler Orhan abi, Allah cc size uzun, sağlıklı ve bol balıklı bir ömür nasip etsin, tabiki sevdiklerinizle birlikte Bu arada, "oltayla Sivrice'de balık nasıl avlanır."
Sevgili doktorum bu güzel yoruların için çok teşekkürler, sabah, sabah kahvemi yudumlarken balık avı sitelerine giriyorum oralardan gelen yorumlara cevaplar veriyorum dediğiniz gibi bazen taaaaa eskilere kadar gidiyorum ben Karagümrüğün çocuğuyum orada doğdum, orada büyüdüm, oranın ilk başta ailenden olmak üzere sonra da çevremden , daha çocukken oranın terbiyesini aldım, orada büyüklerime karşı saygılı olmayı öğrendim, orada sevgiyi öğrendim, orada paylaşmayı öğrendim, orada arkadaşlığın, dostluğun pazara kadar değil...mezera kadar olacağını öğrendim... orada insanlığı öğrendim...çünkü benim büyüdüğüm Karagümrük semtinde insanlar ve insanlık vardı, yardımlaşma vardı, delikanlılık vardı velhasıl her şeyin bir raconu vardı.... Semtimizde herkes birbirini tanırlardı, artık o insanlar yok, Helvacı Osman vardı, helva alırdık çocukları arkadaşlarımızdı, Muhallebici Aydın amca vardı, Oğulları Recai abi, adem abi vardı, hatta onların çocukları bizlerle oynarlardı birisi de kuşum Aydın kardeşim de.... Fırıncı Emin usta vardı, oğlu Fenerbahçeli Naci abimizdi, Tütüncü yani Tekel bayi Kahraman amca vardı, oda rahmetli babam olurdu. Gene tekel bayi Sadri dayım vardı oda amcam olurdu,çosukları Sinan abi, Turgut abi, Naci ve necmi vardı Berber Davut amca vardı, berberimizdi, oğlu Erol abi futbolcuydu, Tatlıcı Cafer usta vardı, tatlıları ondan alırdık, Nalbur Rıza amca vardı, bizim komşumuzdu, Berber Tahsin ve Süleyman amcalar vardı onlar da babamın berberiydiler, Pastırmacı Aptullah vardı, Mehmet abimizi çok severdik, Manifaturacı Osman abi vardı ammen oradan alış veriş yapardı, Kırtasiye satan Yavdi Kemal amcamız vardı, Gene tuhafiyeci Acem Cemak ve oğlu sevgili Ayhan abimiz vardı, Gıda maddeleri satan iki kapılı Mehmet abimiz vardı, Kasap Hamit amcamız ve oğlu vecihi abimiz vardı, Gene bizim kasabımız Alaattin abimiz vardı, sipahi sigarası içerdi, kutularını bana verirdi, Pazartda Muammer amcamız vardı sebzelerimizi ondan alırdık, Ciğerci Muammer vardı onunla beraber top oynardık, Gazeteci Şaban amcam vardı, oğlu oğuz arkadaşım ve diğer oğlu Galatasaylı Cengiz abimiz olurdu, Zahireci Necmi amcamız ve oğlu Sami kardeşimiz vardı, Top ayakkabılarımızı yapan Turhan abimiz vardı, bizleri çok severdi, Aysu sinaması ve babamın arkadaşı İbrahim amca vardı, sinamaya girmek için bizlerden para almazdı, Bahriyeli Kemal amcamız vardı, ayakçı meyhenesi işletirdi, oğlu Maço benim kundaktan arkadaşım olurdu, Yoğurtçu Hüseyin amca ve oğlu Ziya kardeşim vardı, İşte bu değerli insanları saygıyla anıyorum, şimdi ortalığa bakıyorum da gerçekten onlar adam gibi adamdı, onlar her şeyden evvel birbirlerine olan sevgileri, saygıları, hoş görü ve yardımlaşmalarıyla hepsi birer güzelliklerle dolu insandı.....sizleri unutmayalım..... İşte sevgili doktorum hem kahvemi yudumladım hemde bu değerli insanları sizlere anlattım, hem sevindim, he biraz duygulandım, sizlere selamlar, sevgiler , saygılar hoşça kalın.
Çok teşekkürler sevgili İsa kardeşim, güzel bir emeklilik geçiriyorum, sizlerle beraber paylaşmak ta bana mutluluk veriyor, Oltayla Sivrice'de nasıl avlanır....diyorsun....anlatılmaz buraya geleceksin ve yaşayacaksın sevgiler hoşça kal.
Sevgili Orhan Abi; Bu kadar tecrübe etmeden Sırtı Kralı olamazdın herhalde. Kral olmak için Kral bir baban olması lazım olduğu için sözümü değiştiriyorum. Sen Sırtının Ordinaryüs Profesörüsün.
Çok teşekkürler Mesut kardeşim valla ben denize aşık birisiyim bu tutkunu ölünceye kadar devam etmesini istiyorum, beni tanıyanlar bilir ben hava müsaitse hergün denize çıkarım çok güzel 5.78 Rota teknem var, içesinde de 15 lik Yanmar motor var artık bakımlarını hiç aksatmadan yaptırıyorum şu anda tek başıma sadece teknem ile uğraşıyorum, evvelden Conta kaptan biraz yardım ederdi şimdi onun da teknesi olduğu için iş başa düştü... iyi ki düşmüş teknemin temizliğini yapıyorum, iç düzenlerine dikkat ediyorum, yağına ve yakıtına devamlı bakıyorum artık çok zek alıyorum, tek eksik balıklar onlarda yakında geleceklerdir, sizleri bekliyoruz sevgiler hoşça kalın.
Çok teşekkürler sevgili Sinan kardeşim bu güzel yorumlarını övgülerini acaba hak ediyormuyum diye kendi kendime soruyorum sonra da şu şekilde biraz tatmin oluyorum, sizlere karşı her zaman alçak gönüllü oldum ama sırtı avlarıda da böyle davranırsam doğruyuda söylememiş olacağım için dediklerin biraz gerçek, zaten benim çok konuşmama gerek yok, Google ye dünyanın neresinden girersen gir, alttaki yazıları yazmak bini tanımak için yeterli olacaktır, Sırtı avlarım, Torik avlarım, Sinarit avlarım, Barakuda avlarım, Orhan balık avlarım, Orhan Küçükbiçmen gibi...... Sırtı avları tabi sahte balık ile, bulunduğum Kuzey Ege de belirli bir yere geldim, artık bu konuda teknem ile dersler vermeye bilgi ve tecrübelerimi paylaşmaya devam ediyorum ve hayatımın en güzel anlarını yaşıyorum, kafamda sadece sırtı avlarım var başka şeyleri artık gözüm görmüyor, çok yakında sizlere günlük papacağım sırtı avlarımı kesintisiz aynı konu üzerinde sunmaya çalışacağım, hepinize sevgiler selamlar hoşça kalın.
Gunaydinlar Orhan Kaptan Bende 4 gozle sezonu bekliyorum.Gecen haftaki denememde ilk sargozumu aldim.Afiyetlede yedim.Haftaya tekrar Assos yollarinda olacagim.Levrek tam bir surpriz olsada Sargozlar hic yaniltmiyor.SAGLICAKLA KAL...
Sevgili Orhan abi, 10 yaşından beri bende balık avı ile uğraşırım.Evet, be de kıyıdan avlamayı çok severim.Hatta gece taşlardan avlanırdık.Sürekli oltamız taşlara takılıp koptuğu için gece karanlığında iğne bağlayabilmek için evde akşamları ışığı söndürüp karanlıkta iğne bağlama provası yapardım.Misinalar o kadar pahallıydıki misinayı metre ile alırdık.Öyle paketle alacak baba yiğit varmıydı acaba.? Ama forum sitesine girince hemen gelen maillerin içinde sizden gelen varmı diye öncelikle göz gezdirip hemen açıyorum.Çünkü sizin yazılarınızı okurken kendimi aynı teknede hissediyorum.Ayrıca tecrübelerinizden de oldukça faydalanıyorum.Allah uzun ömürler versin.Selamlar,saygılar.
Sevgili Eyyüp kardeşim bu güzel yorumun ve övgülerin için sana sonsuz teşekkürler ederim. Yazdığın gibi her zaman geçen eski güzellikleri arıyoruz, ben de emekli olduktan sonra çok sevdiğim denizde balık avına daha çok zaman ayırdı ve bir de tekne alarak havanın müsait olduğu her gün denize açıldım, ilk başta sırtı avını, yemli mecan avını ve çapari avlarını çok severim, senelerce emekler verdiğim bu avlarda tabiki bulunduğumuz meralarıda çok iyi tanıyarak bir yerlere geldim.....yetermi diye sorarsan hala öğrenmeye devam ediyorum, bu konu dipsiz kuyuya benziyor, inşallah seninle de bir gün tanışma fırsatımız olur, sevgiler hoşça kal.