Herkese selamlar. Arkadaşlar nasıl ki motorsiklete kasksız binmek çok yanlışsa ,tekne ve botlara can yeleksiz binmek de çok büyük bir hatadır.Bu sebeple 3.40 şişme botumuzda kullanmak üzere bu hafta sonu TSE belgeli 4 adet boyundan geçme tipli can yeleği aldım.Satıcının söylediğine göre bu yeleklerin TSE li olması gerekiyormuş. Bu yüzden bu ürünü almak zorunda kaldım.TSE belgeli ürünler maalesef TSE belgesini almak için belki firmaların resmi kurumlara ödedikleri resmi veya gayri resmi harçlardan dolayı oldukça yüksek fiyatlı.Yani ödenen para ürüne değil TSE etiketine veriliyor. Muhtemelen sokakta görsek tekme atacağımız,yeleğin içindeki polietilen köpük malzemenin gerçek değeri belki 1 TL. bile değilken sadece TSE li diye bu ürünler 25 TL. gibi fiyatlara satılıyor.Resmi veya gayri resmi ödenen harçlar kullanıcıdan çıkartılıyor.Ben de mecburen bottaki her kişi başına 1 adet bulunması gerektiğinden 4 tane aldım.Ayrıca çok kaba ve rahatsız edici,hareketlerinizi kısıtlayıcı bir ürün olduğundan sürekli üzerinizde taşıma imkanınız yok. Allah hiçbirimizi gerçek anlamda can yeleği kullanmayı gerektirecek bir durumda bırakmasın ama kollardan geçerek bir mont gibi giyilen,fermuarlı ve bağlama kemerli yelek tipliler sanki daha kullanışlı gibi geldi.Ve daha yumuşak süngerimsi bir malzemeden yapıldığından 4 tanesini bile biraz sıkıştırarak küçük bir çantaya koyabilirsiniz.Yine çok belli ki dikişi ,fermuarı,üzerindeki işçiliği TSE li ürünlerden çok daha fazla.Bu ürünün TSE li olmayan ürünleri de yine 25 TL. civarı. Ayrıca üzerinizde durması çok rahatsız edici değil ve kullanmadığınızda çok yer kaplamıyor.Yelek tip olanların TSE li ürünleri de oldukça yüksek fiyatlı.150-200 TL.ye kadar çıkıyor. Ayrıca 4 veya daha fazla hava bölmeli botunuz muhtemelen üzerinde TSE yazan o garip ve sizi boğarcasına sıkan,iki beton parçasının arasında cendereye sıkışmışsınız hissi veren bir can yeleğinden çok daha güvenli olsa gerek. Çoğu kişi için de 1500 TL.lik bir botta kullanmak için 4 tane yelek tipli TSE li can yeleğine 800 TL.vermek rahatsız edici bir duygu.Bu durumda can yeleğine verilecek 800 TL.yi de ekleyerek daha kaliteli ve büyük bir bot almak sanırım herkesin aklından geçer.Bundan da öte biz bot sahipleri pratikliği,kolay taşınırlığı,fazla yükümüz olmasın diye şişme botu tercih ediyoruz. Benim aldığım kıvrılamayan,katlanamayan,sürekli bot içinde üzerinizde tutmanız imkansız olan bu 4 adet TSE li can yeleğinin ağırlığı 3 kg. ama kapladığı alan inanın bir mutfak fırını,küçük bir buzdolabının kapladığı hacime çok yakın.Denize çıkarken yanınıza aldığınız tüm yükler palet,gözlük,havlu,yiyecek,içecek,olta,ip,çıpa vs.bunların yarısı kadar yer kaplamıyor. Belki komik olacak ama çaresiz kalırsam 1,5 metrelik ucuz bir çocuk botu alıp bu malzemeleri onun içine koyarak yedeğimde çekmeyi düşünüyorum.Sahil Güvenliğin çevirdiği arkadaşlar size sorum şu.Görevli çevirirse illaki TSE li mi diye can yeleklerini inceliyor mu?Yoksa TSE siz ama rahat kullanımlı diğer fermuarlı hemen hemen her botta kullanılan yelek gibi giyilen diğer tiple değiştireyim mi? Bu can yeleklerinden alırsam cezai bir durumla karşılaşır mıyım? Özetle sırf üzerinde TSE yazıyor diye son derece kullanışsız ve botun yarısını kaplayan bir kenarda süs gibi duracak bu ürünün yerine kullanabileceğim,aynı işi gören,fazla yer kaplamayan hatta sürekli giymenin bile rahatsızlık vermeyeceği TSE siz ürünle değiştireyim mi? Fikir vermesi için son bir not.Kızım yaz tatillerinde İstanbul'un tanınmış ve büyük klüplerinden birinde optimist yelken sporu yapıyor.Orada denize açılırken çocukların can yeleği giymeleri tabii ki mecburi.Ama ben biliyorum ki çocuklar hem rahat hareket etsin,rüzgardan, sudan ve yelken bumbasının çarpmasından vücudu korusun diye giydikleri can yeleklerinin hepsi piyasada satılan fermuarlı,yelek tip TSE siz can yelekleri. Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim. Rast gele.
Erol Bey öncelikle hayırlı olsun. Bilmenizde fayda olduğunu düşündüğüm birşey var. Boyu 3.50 ye kadar olan botlarda taşıma sınırı 2 kişi. 3.50 den sonra 3 kişiye çıkıyor. Sahil güvenlik yeleklerin TSE li olmasından önce bu konuya dikkat edecektir.
Sevgili Mesut bey.Bilgilendirmeniz için teşekkür ederim.Benim botum 3.40 metre.Ve genelde eşim ve kızımla 3 kişi olacağız.Ancak botun kullanım kitapçığı bilgilerinde 750 kg ve 4+1 kişi binebilir ibaresi var.Bu yüzden kıramayacağımız konuklarımız olur diye 4 tane TSE li ve boyundan geçen tip can yeleği aldım.Dediğiniz gibiyse 2 tanesini iade edebilirim.Yine de asıl öğrenmek istediğim eğer değiştirecek olursam,bu yelekler TSE' siz diye insanın tatilini zehir edecek ceza uygulamaları var mı? Hoşçakalın.
Merhaba, yerli üretim can yeleklerinde TSE belgesi isteniyor fakat ithal ürünler CE belgesi ile geldiği için ayrıca TSE'li olma zorunluluğu yok. Can yeleğinde güvenlik kadar konfor da önemlidir, bahsettiğiniz can yeleklerini giyerseniz rahatsız edecek, giymezseniz boşuna yer kaplayacak ve güvenliğinize hiç bir katkısı bulunmayacak. Naçizane tavsiyem CE belgeli fermuarlı, alttan klipsli yelek tipi can yeleklerinden almanız. Rahat olduğu için üzerinizde taşıyacaksınız ve botta hiç yer kaplamamış olacak.
Merhaba 3.20 bot için şimdilik 2 ad. spor yüzdürme yardımcısı aldım sonra 2 adet daha almak lazım. Yüzdürme yardımcılarının kaldırma kuvveti can yeleği tiplerinden daha azdır açık denizde yüzme bilmeyenleri kurtarmak için değil yüzmeyi bilenlere, yardımın yakın olduğu sularda extra yüzdürücülük sağlamak için tasarlanmıştır. http://www.martek.com.tr/tr/b-aids.htm Sahil güvenlik teknedeki kişi başına can yeleği ister.
Sevgili dostum Hasan kardeşim ve Gökhan Tunalı arkadaşım.İçimdeki derdi dökmek için 1 km. yazı yazdım.Ama değdi.Aradığım açıklayıcı cevap sanırım sizlerin söyledikleriniz. Sayın Mesut Kerim arkadaşımızın yazdığı gibi 3,5 m. den kısa botlara en fazla 2 kişi binilmesi husunda sizin de yasal dayanaklı bir bilginiz mevcut mu? Ben bunu şuna benzettim.1994 yılında Honda İntegra bir arabamız vardı.O araçların far dizaynını gördüyseniz hatırlarsınız.Arabanın üzerine orjinal olarak Japonya' da fabrikasında yerleştirilmiş,dünyanın her yerinde aynı dizaynla satılan ve hala yollarımızda kullanılmakta olan Honda İntegra araçlarda esas farın yanında bir de birleşik sis farı mevcuttur.Aracın ön dizaynı böyledir.Bu pek çok başka marka araçta da böyledir.Sis farlarının aracın orjinalliğinin bozularak sonradan takılması ve sis yokken yakılması yasaktır. Bir akşam rahmetli babamla işten eve dönerken işgüzar bir polis memuru aracımızı durdurarak ceza yazmaya kalktı ve sis farlarını sökeceksiniz dedi.Babam gayet sakin bir şekilde aracın takım kutusundan bir tornavida aldı,polise verdi ve hadi sök dedi.Ben de Türkiye Cumhuriyeti Devletini trafiğe çıkması yasak bir aracın ithaline izin verdiği için mahkemeye vereceğim,sen de şahitlik yapacaksın dedi.Çünkü ben biliyorum ki o lüx sayılan bazı donanım (sun roof,otomatik cam hatta radyo teyp)aracın CIF kıymetine eklenmiştir ,ithalinde ve kullanırken de vergileri ona göre ödenmektedir.Ve yine ne yazık ki aynı senaryo o aracı kullandığımız süre zarfında 5-6 kez değişik yerlerde ,değişik memurlarca adeta şaka gibi bize uygulanılmaya çalışıldı.Demek ki bu mesnetsiz ve yasa dışı işlem başkalarına da uygulandı ve muhtemelen birilerine cezalar kesildi veya bazı art niyetli memurlar tarafından haksız kazanç yolu yapıldı. Biz bunu bilmesek ya memura iki saat dil dökecek veya haksız bir uygulamayla ceza ödeyecektik.Neticede polis hatasını anladı,özür diledi,ve biz yolumuza devam ettik.Tabii ki benim botum 5 kişilik olarak ithal edildiyse ben 6 kişi zaten binmem.Zaten 2 kişiden fazla binmek istemem.Ama mecbur kalırsam ve 4 kişi binersem,devlet beni çevirip 2 kişiden fazla binemezsin derse ben burada bilgisizlik ve art niyet ararım.Hasan kardeşimin başına gelen, yaptığı işin ne olduğunu bile bilmeyen ve vergilerimizden tıkır tıkır maaşını alan ,haksızlıkla Hasan'ın botuna %18 ÖTV. ödettirmeye kalkan memurlar gibi. Bunu her yerde söylüyorum.Devletlerin işi vatandaşının sağlıklı ve huzurlu yaşamını temindir.Bunun için vergi toplarlar ve gerçekten gerekli ve vatandaşların sağlık ve huzurlarını teminen yasalar çıkartırlar.Ama maalesef biz de çoğu zaman devletimiz işgüzar,işbilmez ve art niyetli bazı memurlarıyla vatandaşlarına tuzak kurmakta.Sis farının sonradan araçlara montajı yasaksa sen devlet olarak bu farların ithaline izin vermeyeceksin.Sen buna izin verirsen bundan faydalanmak isteyen işgüzarlar ve art niyetliler çıkacaktır.En hafif ifade ile devlet eliyle; Tavşana kaç, tazıya tut denmesi benim hiç bir insanı ve vicdani erdemimle örtüşmemektedir.Her şeyi düzgün yapmaya çalışan vatandaşlar olarak neden yollarda trafik polisleriyle,denizde sahil güvenlikle köşe kapmaca oynayalım ki. O malın ithalinde alacağın verginin peşine düşmek,sonra da bilerek veya bilmeyerek onları takanları çevirip ceza yazmak Devlet baba dediğimiz kutsal müessesenin büyüklüğüne yakışmamakta.Ve maalesef bu çoklukla yasağın yorumunu kendi çıkarına göre yapan art niyetli bazı memurların zulümü.Ben o halojen farı alıp bahçemi ya da gökyüzünü mü aydınlatacağım?Ve ne acı ki takılması yasak ama ithali serbest sis farları en çok İstanbul Aksaray'da ki oto parçacılarında Aksaray emniyet müdürlüğünün arka sokağında satılmakta. Maalesef ülkemizde karada otomobillerimizden sonra ,3 kuruşa alıp denizde kullanmak istediğimiz botlarımızla başımıza 2. bir dert kapısı mı açtık diye düşünmekten kendimi alamıyorum.Selam ve sevgiler.
Yanıltıcı olmamak adına tekrar araştırdım. 2006 tarihli İç Su araçları yönetmeliğinde; Madde 18 - (1) Tam boyları 8 metreden küçük olan eğlence ve benzeri amaçla kullanılan araçlardan tam boyu 3 metre dahil daha kısa olan tekneler azami iki kişi, 3 metreden 3.5 metreye kadar azami üç kişi, 3.5 metreden 4.5 metreye kadar azami dört kişi, 4.5 metreden 5.5 metreye kadar azami beş kişi, 5.5 metreden 6.5 metreye kadar azami altı kişi, 6.5 metreden 8 metreye kadar olanlar da azami dokuz kişi taşır. deniliyor ancak 2010 yılında yönetmelik yürülükten kaldırılmış yeni yönetmelikte taşıma kapasitesiyle ilgili birşey göremedim. Net bilgisi olan kanun maddesiyle birlikte paylaşabilirse hepimiz daha kesin bilgiye ulaşabiliriz.
Sizin son yazınızı görmeden önce yazmıştım isabet olmuş. 3-3,5 m boyda 2 kişi diye aklımda kalmıştı 3 kişi imiş. Öncelikle yanılttığım için özür dilerim. Dediğim gibi son yönetmelikte yani 2010 yılında çıkanda taşıma haddi yok ama biryerlerde mutlaka belirtilmiştir diye düşünüyorum. Sürekli birşeylerin anlamlı-anlamsız değişti bir yerde son çıkanları takip etmek biraz zor oluyor taktir edersininiz ki. Tekrar özür dilerim.
Mesut kardeşim rica ederim,çok incesiniz,özüre değmez. Haklısınız her an bir şeyler değişmekte,akılda tutmak imkansız. Araştırıp sağlıklı bilgi ulaştırdığınız için de ayrıca çok teşekkürler.Doğru,sağlıklı,adil ve uygulanabilir yasalarla donanmış bir ülkemiz ve öyle yaşanan günlerimiz olsun.Selam ve sevgiler.
Bir de sevgili Gökhan arkadaşım,geri dönüp yazınızı bir kez daha dikkatlice okuyunca şöyle bir şey algıladım.((Sahil güvenlik teknede kişi başına can yeleği ister.))Bot veya teknedeki herkesin Yelek tipi yüzdürme yardımcıları giyilmiş vaziyette bulunacak,ayrıca bot veya teknede kaç kişi varsa o kadar da benim aldığıma pişman olduğum,sert ,katlanmayan boyundan geçen can yeleklerinden mi bulundurulacak.Aslında satıcı da böyle söyledi.Ben de bari ikisini alacağıma bunu alayım dedim.Buna lütfen bir açıklama getirelim. Zira dediğiniz gibiyse eşyaları taşımak için de 3.40 bir bot daha alacağım,ya da hiç binmeden aldığım bot ve motorumu satacağım.Yağmurdan kaçarken doluya mı tutuluyoruz ne.Bunların hepsi sizin sağlıklı bir seyir için alınmış tedbirlerdir gibi saçma sapan şeyler umarım duymayız.Oldu olacak botla denize çıktığımızda imkanı olanlar üzerlerinde bir tane de güvenlik helikopteri uçurtsunlar. Çalıntı botlar ve motorlar denizlerde,göllerde cirit atarken,ve birileri o hırsızlık mallarına gönül rahatlığıyla binerken,bizim takıldığımız noktaya bakın.Ve biz buna dikkat ettiğimiz için de körün gözü gibi gelir o sahil güvenlik seni bulur.((Murphy Kanunu)).Kimseyi küçümsemek istemem ama yüzme bilmeyip beline pet şişe bağlayıp kıyıdan 500 metre açılan vatandaşlarla aynı kefeye konulmak sanırım bu yazıyı okuyan herkesi acı acı gülümsetecektir. Selam ve sevgiler.
Erol bey yüzdürme yardımcısını giymek fermuar-kemerlerini bağlamak da bir hayli zahmetli bence, pek rahat değil açıkçası. Can yeleklerini aldığınız mağazada üzerinizde deneyin gerekiyorsa birkaçını-yüzmeyi bilenler için yüzdürme yardımcısıyla değiştirebilirsiniz. İkisi de can kurtarıyor sonuçta sahil güvenlik belki kendi yüzdürme yardımcısı kullanıyordur.
Gökhan bey ilginiz için teşekkür ederim.Bu gün İst.Karaköy de 5 farklı yere sordum.Hepsinin dediği aynı.Kesinlikle yelek tipi olanlar daha rahat ve kullanışlı,fakat sahil güvenlik kontrollerde boyundan geçen TSE li ürünleri soruyor,olmazsa ceza yazıyor diyorlar.Ki yelek tipi olan yüzdürme yardımcılarının fiyatları daha yüksek.Yani amaçları sadece satmak olsa daha çok kazanmak için yelek tiplerinden alın,sorun olmaz derlerdi.Ancak işin doğrusunu öğrenmek isteyince illaki TSE li yi alın diyorlar. Allah muhtaç etmesin ama ben ipe bağlayıp denizin içinden çekeceğim.Botun İÇİNDE büyük bir fotokopi makinası kadar yer kaplayan 4 adet can yeleğine ayıracak yer bulamıyorum.İşte bunun için sahil güvenliğin bu tür bir kontrolüne maruz kalan arkadaşlardan yardım istemiştim.Hasan arkadaşım da ben de ilk defa botla denize açılacağız.Yardımcı olmaya çalışan tüm arkadaşlara teşekkürler.Yine de bizzat tecrübesi olan arkadaşlar varsa yazarlarsa çok makbule geçer.Selam ve sevgiler.
Bilgilendirme için teşekkürler Erol bey doğrusu can kurtaran yeleği ama aldık bir kere, yüzdürme yardımcısının yanına da can yeleği almak şart oldu.
