Bu, toplum zekamızın ne kadar geri olduğunun, hiçbir yaşam formuna saygımızın olmadığının göstergelerinden biridir. Böyle tipleri cümle aleme sevdireceksin!!! http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/19272970.asp
ya bu nasıl bir zihniyettir.çanakkalede de 50 kasa defne yaprağı denecek boydakileri hale sokmadan kendi aralarında pay etmişler görenler anlatıyor.yazık valla içim sızlıyor.
Muvaffak abi sen geçen bahsetmiştin fiyat düşmesin diye balıkları denize dökmüşlerdi. Yıl 2011 bu sefer karaya dökülmüş denize saçılmış.
Hocam kızgınlıkla söylediğini tahmin ediyorum ama bu çok kullanılan söylem bence gelişmenin önünde bir engel teşkil ettiği için yazmak istedim. Herşeyden önce, yasakların, cezaların ve benzeri her türlü uygulamanın bir işe yaramadığını görüyoruz. Adam satamadığını kuytu bir yere dökmüş işte Çok klişe gelebilir ama bu ve ülkemizde yaşanan benzeri her türlü sorunun tek çözümü EĞİTİM'dir. Bahsettiğim şey okulda verilen matematik, fizik dersleri değil. İNSAN olma eğitimi verilmeli bu ülkede. İşe en yaşlılardan başlayarak yapılmalı eğitim. Çocuk yetiştirenler eğitilmeli. Eğitim verenler eğitilmeli. Herkes bu ülkede insan olmanın akıl ve mantık yolu ile doğru yolu bulmaya çalışmaktan geçtiğini öğrenmeli. Dürüstlük öğretilmeli. Ama sıkışınca rüşvet vermeye çalışmayacak kadar; oğluna torpil istemeyecek kadar dürüstlük öğretilmeli. Hatta kafaya kazınana kadar anlatılmalı. Unutmayalım ki, gelişmiş ülkelerin ortak özelliği kuralların ve hayatın çok basit temeller üzerine kurulmuş olmasıdır. Karmaşıklık halkın sistemi atlatmak için cambazlık yapmaya başlaması ile başlar. Halk'ta cambazlığa hayatta adalet olmadığını anlarsa başlar ve kendini haklı bulur. Tüm bunlar zincirleme bir reaksiyon gibidir..! Bu ülkede bir kişinin işlediği suçta tüm toplum kendini sorumlu tutmayı öğrenene kadar hiçbirşey değişmeyecek idk
Bunun çözümü ne "taksimde sallandırmaktır" ne de "eğitimdir". Bunun tek gerçekci çözümü "can yakacak kadar yüksek para cezalarıdır." Bi örnek vereyim; orman arazisinden kaçak kesim yaptınız diyelim ve aracınızla odunları taşıyorsunuz, yakalandığınızda aracınıza el koyuluyor. Burda da limit altı balıkla yakalanan kişilerin gırgırına, kamyonetine...vs. el konulsun bakalım adam bi daha yapar mı!
Hocam bu da bir görüş ama bir de şu açıdan bak istersen... Bu balığı döken ÖKÜZÜ yakaladın ve teknesini aldın, sokağa saldın, peki öküzlüğünden birşey kaybedek mi? HAYIR!!! Tekneden inecek arabaya binecek, sonra Trafikte öküzlük yapıp bir masumun canını da karada yakacak. Yani evir çevir bu tür bilinçsiz insan müsvettesinin tüm topluma bir şekilde zararı var. Konu sadece balık değil ki, bunu yapan zihniyet. Bence esas bununla mücadele etmek lazım.
Abi o öküz Almanya'ya, İngiltere'ye filan gittiğinde öyle bir insana dönüşüyor ki, seve seve insan oluyor yani. Oradaki kanunlar cezalar kağıt üzerinde değil çünkü, zabıtaya 2 kasa balık vererek, trafik polisine sana Atamızın bir resmini hediye edeyim diyerek kurtulamazsın orada, teklif edersen alacağın ceza üçe katlanır.
Dostum ben işim nedeniyle çok yurtdışına çıkıyroum. Emin ol buradan göründüğü gibi değil. En başında, rüşveti teklif edemiyorsun çünkü kabul etmiyorlar! Çünkü rüşveti alan kendini ülkesine ihanet etmiş gibi görüyor. Çünkü o ülke vatandaşına mümkün olan her türlü imkanı sağlıyor. O ülke o imkanı sağlıyor çünkü halkın çoğu yasalara saygılı ve ülkesine kazık atmaya çalışmıyor.... Bu bir kısır döngü, paradox..! Bunu aşmanın tek yolu da toplumsal bilinçten geçiyor işte. Toplum bilinçli olunca devlette güçlü oluyor ve düzeni sağlıyor. Karmaşık kanunlara ve bir sürü bürokrasiye ihtiyaç kalmıyor. Hayat basitleşiyor ve düzen işliyor. Bu kadar basit... Dikkatli bir bak bakalım, bürokrasinin en çok olduğu ülkeler nereler..? Amerika'da millet mektupla vergi ödüyor ya... Maaştan kesmek yok! Çünkü devlet vatandaşa güveniyor. Arada yamuk yapan çıkarsa da ibret-i alem için çok ağır cezalandırıyor. Ama anahtar CEZA değil emin ol...
Evet emrah fransada biz de mektupla vergi ödüyoruz. Ödemezsen ceza biner. Belli bir süre sonra haciz gelir. Memura al bi yemek ye yapamazsin onu alir eline makbuzu verir borcundan düser. Akabinde haciz edilecek mallar haciz edilip açikarttirmada satilir. Kalan borcu çalisiyorsan maasindan keserler. Rahmete erene kadar ödersin. Buralarda da rüsvet oluyor tabi ama büyük isler için. Mesela imar olaylarinda mesela ihalelerde falan.
Ben 7 yıl Almanya'da yaşadım. 3 milyon civarında Türk yaşıyor ve hepsi süt dökmüş kedi gibiler. Ama aynı adamlar Kapıkule'den geçti mi öküzlükleri de aktif hale geçiyor. Almanya'ya dönünce yine kuzu. Bahsettiğim adamların eğitim durumunu anlatmak gereksiz. Bildiğin odun. Ama Alman kanunları odunu bir güzel traşlıyor. Yemiyor orada mesela arabadan inip diğer şöföre kafa atmak. Niye biliyor ki yumruğunu kaldırdığı an en az 10 bin euroluk bir para cezası artı hapis cezası onu bekliyor. Kırmızı da geçemiyor, aşırı sürat yapamıyor, yerlere çöp vs atamıyor, tüküremiyor. Biliyor ki polis görmese başka bir vatandaş görüp şikayet edebilir ve görevinin bilincinde ki polis eliyle koymuş gibi bulup bir de adaleti geciktirme suçunu da üzerine ekleyip elemanı bir güzel paketler. Kısacası eğitim bie disiplin işidir. Kanunlar da bir disiplindir. Uygulanmadığı sürece hiçbir işe yaramazlar. Bu ülkenin sağlam kanunları, ağır para cezaları ve bu cezaları uygulayacak, takip edebilecek bilinçli güvenlik ve kanun adamlarına ihtiyacı var. 70 milyonu eğitemezsiniz ama 500 bin eğitilmiş adamla 70 milyonu gayet güzel adam edersiniz.
Kerem Bey; Aslında karşıt görüş olması için yazmışsınız ama tam olarak beni destekleyen bir sonuç çıkmış Diyorsunuz ki Almanya'daki Türkler orada süt dökmüş kedi gibiler çünkü cezalardan korkuyorlar... Haklısınız ama unutmamalısınız ki onlar orada AZINLIK. Sizinde belirttiğiniz gibi, eğitimli ve bilinçli bir Alman Vatandaşı şikayet edebilir. Ben yabancı ülkelerde cezalar hafif demedim ki. Ağır, çok ağır çünkü o cezayı alan çok az insan var. Türkiye'de trafikte her kavga edeni hapse atsan sokakta adam kalmazdı... Lafı çok uzatmak ve tartışmaya devam etmek niyetinde değilim. O yüzden son olarak şunu belirtmek isterim. Cezalar caydırıcı olabilir ancak sorunun kesin çözümü suçu işlemeyecek kadar kafası çalışan, bilinçli bir toplum oluşturmaktır. Eğitim kelimesi ile neyi kastettiğimi ilk mesajımda belirtmiştim ama maalesef ülkemizde yaşanan "kavramların içinin boşaltılması" durumu da bu kelime için sonuna kadar gerçekleşmiş.
Hayvan kapısından değil, insan kapısından giriş yaptım, evet. Eğer insanları küçük gördüğümü ima ediyorsanız.
Abi orası Sultanahmet meydanı değilmiydi yav doğru ya Taksim di ben yalnış hatırlıyorum Ankara için Kızılay,İzmir için saat kulesi vs.tek çare hadım etmek,çare değil ama acı dindirici...bu da bir tecavüz değilmidir?
Kerem genelde benim bir kahvemi içmeden Bulgaristandan kardeşini atlayıp da geçmez bazen de uçakla geçeceği zaman telefon eder abi böyle böyle diye tövbe tövbe ne demek Kapıkuledenmi,Hamzabeylidenmi bende merak ettim biraz daha detaylı bir açıklama yaparsanız makbule geçer Hüseyin bey vatandaş kaçak mı göçek mi ki tünel kazsın insanlar nereden giriş çıkış yapıyorlarsa oradan herhalde