Son Buluşma 14 Kasım'da Sinemalarda

Konu, 'Genel Konular' kısmında zinebird tarafından paylaşıldı.

  1. zinebird

    zinebird

    Mesajlar:
    12
    Şehir:
    ist
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    herzaman daha iyisi olur
    [​IMG]

    Atatürk'ün hayatta kalan son 3 askeri, 100 yaşından sonra kamera karşısına geçti. Onlar bizler için savaştı, son görev kabul edip gönüllü olarak bu filmde oynadı. Ama filme sponsor bulunamadı.. Şimdi görev sırası bizde.

    Filmin reklamını izlemek için buraya dokununuz: http://www.sonbulusma.com/ veya
    http://video.haberturk.com/Video.aspx?v_ID=37761&k_A=haberturk

    O yılları, cephede ve sonrasında yaşadıklarını, Kurtuluşumuzun öyküsünü son kez anlatıyorlar.


    Yapımcısı Can Dündar olunca tüm tepkilere rağmen "Mustafa" sponsor bulurken, tartışmalar üzerine gişe rekorları kırarken, "Son Buluşma" sponsor bulamamış..


    Nesli Çölgeçen "Belki de benim beceriksizliğimden" diyerek haklı sitemini üzeri kapalı diye getiriyor.


    'Bunun kurgusuyla uğraşıp vakit kaybetme' dedim, kendi kendime. Yaşayan gerçek kahramanlarımız var ve bunları birer birer kaybediyoruz. 'Gerçek kahramanların peşine düş, önce onları çek, ondan sonra gerekirse, kurgusal olanı yaparsın' dedim. Neredeyse bir sabah kalktım, ekibi topladım, 'Arkadaşlar, çekime gidiyoruz' dedim. Böyle başladık. Gittik, ellerini öptük, yanlarına oturduk. Ve 3 ay boyunca onlarla yaşadık.

    Ayrı ayrı yerlerde miydi? Hepsini bir araya getirdiniz mi?


    Hayır. Sürekli gidip geldik. Yalnız içlerinden bir tanesi 2005 yılı Zafer Haftası'nda arkadaşlarını ziyerete gidip onlarla vedalaştı.

    Var mı o sahne?
    Var.

    Siz çektikten sonra ikisi daha vefat etti...
    Böyle bir 8-10 ay arayla vefat ettiler.

    Son kalan 3 kişiyle de siz bu belgeseli yapmış oldunuz.
    Bu anlamda da kendimi çok şanslı hissediyorum.

    Onların hikayelerinde sizi en çok şaşırtan, etkileyen ne oldu?


    Birçok şey tabii ki şaşırttı. Kurtuluş Savaşı'nın mesela inanılmaz bir yoksulluk içinde yapılan bir savaş olduğunu birebir o savaşın içinde, cephede bulunmuş insanlardan duymak hakikaten çok etkileyiciydi. Silahsız bir savaş Kurtuluş Savaşı, 10 kişi bir silahın başında biri şehit olunca o silahı alıyor, öteki şehit olunca öteki...Böyle bir savaş bu ve bu bizim filmimizde var olan kahramanlar bu olayı bilfiil yaşamışlar. İki tanesi zaten yaralanmış da. Bu zaten etkileyici bir şeydi.



    Ama beni en çok şaşırtan şeylerden bir tanesi üçü de inanılmaz derecede nüktedan, hayata sarılı, kendileriyle barışık, çevreleriyle barışık, doğayla barışık, süreekli espri yapan hatta ve hatta inanılmaz derecede kendileriyle dalga geçen insanlar.



    İnsanın ister istemez böyle bir beklentisi olmuyor. Çünkü bir kahraman karşınızdaki. Kurtuluş Savaşı gazisi, üstelik de 100 küsür yaşlarını doldurmuşlar.


    Bir de neler yaşamışlar? Savaşları görmüşler, yoklukları götmüşler, kıtlıkları görmüşler. Artık onlar dünyayıi hayatı, insanı kavramışlar. Yani onlar dalga geçmesinler de kim dalga geçsin? Üçü biraraya geldiler dediniz, ne yaptılar, ne konuştular?


    Üçü bir araya gelmedi, bir tanesi diğer iki tanesini ziyaret etti.

    Hiç birbirlerini tanımıyorlardı değil mi?


    Birbirlerini medya aracılığıyla tanıyorlardı. Son dönemlerinde artık iyice birbirleriyle medya aracılığıyla ilişki kurmaya başlamışlar. Gerek yazılı basında gerek görsel basında kendileriyle ilgili çıkan haberleri pür dikkat dinliyor ve izliyorlarmış.

    Birbirlerini de 'Ne zaman sıra bana gelecek?' diye de izliyorlardır, değil mi?


    Zaten filmde söylüyor onu. Onlar ölümle de dalga geçiyorlardı. Hayırlı yolculuklar, diliyorlardı birbirlerine mesela, o derece. Ermiş gibiydiler. İnanılmaz bir şeydi. Bütün bunlar gerçek haliyle Son Buluşma filminde seyirciyle buluşacak.


    Bu filmin bence en büyük özelliklerinden bir tanesi burada çok gerçek, çok inandırıcı bir vatan sevgisi var. Bir fedakarlık var ve bir vefa var. Bu film asla ve asla tekrarı olmayacak bir film. Çünkü bu üç kahraman artık aramızda değil ve benzerleri de yok. Bu anlamda film gerçek sinema filmi olmaktan öteye ikinci bir anlamı var ki, bugüne ve gelecek kuşaklara çok öenmli bir belge. Kurtuluş Savaşı'nın son belgesi olacak, Son Buluşma. Ve bunu çok inanarak, çok isteyerek yaptılar. Daha öncekileri birtakım gazeteciler ziyret etmiş, üniversiteler ilgilenmiş. Aşinaydılar çekimlere fakat bizim farklı bir şey yaptığımızı çok kısa zamanda kavradılar. Ve inanır mısınız, gönüllü biçimde, 'Biz önümüzdeki kuşaklara çok öenmli belge ırakıyoruz' bilinciyle inanılmaz bir eforla filmde görev aldılar, bunu bir görev gibi yaptılar.

    Son görevleri de buydu diyebiliriz.


    Buydu. bu filmin kendilerini ölümsüzleştireceğini ve Türk toplumuna çok önemli bir mesaj bıraktıklarının bilincindeydiler.

    Çok daha değişik bir soru soracağım. Bu filmi çekerken sponsor bulmakta ya da destek bulmakta zorlandınız mı?


    Bu film, Kültür Bakanlığı'nın belgesel film yapım desteğini almış bir filmdir. Kültür Bakanlığı'na bu anlamda tabii ki çok teşekkür ederiz. Ama o destek

    inanılmaz küçük bir destektir.

    Yani yol paranızı falan karşılar...


    Evet o kadar. Bu film öyle bir destekle çekilecek bir film değildi. Çekim süresi de uzundu, montaj süresi de uzundu. Maliyeti çok yüksek bir filmdi bu. Bu film tamamen bizim kendi kaynaklarımızla gerçekleşti. Hiçbir sponsoru yoktur.

    Siz mi araştırmadınız?


    Biz araştırdık. Ama bu film sponsorsuz bir filmdir.

    Mustafa filmi ile ilgili birtakım tartışmalar oldu ya, sizin de başınıza herhangi bir şey geldi mi?


    Hayır. Biz bir arayış içine girdik, bulamadık. Belki de bizim beceriksizliğimizden dolayı. Bu film Türkiye'de sponsor bulamadı.

    Sizi bir şey dürtmüş değil mi?


    Evet. Filmi seyreden bir arkadaş, 'ilahi bir güçseni çağırmış' dedi. Yani şöyle dedi: 'Aslında onlar seni çağırmış' Ben hakikaten kalktım, 'Bunu mutlaka yapmam lazım' dedim, girdim yaptım. Biz filmi bitirdikten sonra sponsor aradık, ama olmadı. Olmaması çok önemli bir şey değil...

    Hayır, olmaması tabi ki çok önemli bir şey değil, siz filmi tamamladınız. Gayet güzel bir gişe elde edeceğinden de eminim ben. Bu aralar bu tarz tartışmalar olduğu için, tarihi nitelikte bir belgesel bu. Buna sponsor olmaktan kim, neden çekildi?


    Bu bence ciddi bir bilimsel araştırma konusu. Yani bu böyle birkaç lafla...

    Yani siz gitiğiniz şirketlerde 'Ben böyle bir şey çektim, sponsor olmak ister misiniz?' mi dediniz? Yoksa izletip de mi böyle bir talepte bulundunuz?


    Tabi izlettik.

    İzlettirdiğiniz halde gittiğiniz yerlerden 'Hayır' yanıtı mı aldınız?


    Evet...Ama bu önemli değil. bu filmin yapılması öncelikle önemli. Şimdi bundan sonra halktır sponsor. Bence sinemada en büyük sponsor halktır. Halk eğer kendi filmine sahip çıkarsa gerisi çok fazla bir şey değil.


    Peki bu gazilerimiz içinde Atatürk'le birebir tanışmışlığı olan var mı?


    Evet. Gazi Yakup Satar..O çok profesyonel bir asker. 1. Dünya Savaşı'na katılmış. Irak'ta savaşmış bir asker. Kurtuluş Savaşı'nın ilk yıllarında o tür tecrübeli askerler çok az var. Ve o kendi anlatımlarından Atatürk'le yan yana olmuşluğu var.

    Onunla ilgili herhangi bir şey anlatıyor mu?


    Anlatıyor. Filmde kendi ağzından duyuyoruz.

    Kaynak:Haber Türk
     
    Son düzenleme: 13 Kasım 2008
  2. ahmet10

    ahmet10 Ahmet

    Mesajlar:
    504
    Şehir:
    Balıkesir
    Favori Kamış:
    Olta ve Sabır
    En İyi Avı:
    Henüz denizde geziyor
    Ama beni en çok şaşırtan şeylerden bir tanesi üçü de inanılmaz derecede nüktedan, hayata sarılı, kendileriyle barışık, çevreleriyle barışık, doğayla barışık, süreekli espri yapan hatta ve hatta inanılmaz derecede kendileriyle dalga geçen insanlar.

    Yabancı ülke askerleri ile aramızdaki en büyük fark bu işte. Onlarda savaşlardan sonra Psikopatlar doğar ... Bizde ise güleç yüzlü dedeler...Ruhları şad olsun
     
  3. smyrna

    smyrna Sevil Kurtoğlu

    Yaş:
    58
    Mesajlar:
    7.772
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    olacak inşallah
    Sevgili Can paylaşımın için teşekkürler :) Gündemin yoğunluğundan bu konuyu atlamış olmam beni çok üzdü. Canlı tarih filmi bu, ordan burdan toplama değil, yaşanmışlıkların birebir anlatıldığı bir film. Ben en kısa zamanda mutlaka izleyeceğim. Yaşananları, yaşayanların ağzından dinlemek kadar doğru ne olabilir ki?