Sonunda oldu.. -Halili-

Avcılar:Ben ve Ahmet(amberjack33)
Av saati:17.30-21.30
Kamışlar:Okuma v-system 2.40 10-40 gr, daiwa crossfire 2.70 10-40 gr
Makineler:Spro passion 720, shimano exage 4000
Misinalar:Nippon super tough 0.26mm, nippon ghost 0.30mm
Sahte:Maxrap limon çakması 11 cmlik bir sahte
Yakalanan balık:85 cm 5 kg halili-granyoz-sarıağız-muskar
Avlak:Akdeniz

Geçen yıl tamda bu zamanlar levreğe rapala atarken tanıştığım ve ip misinamı koparıp rapalamı benden alan bu balığın peşinden tam bir yıldır koşturuyordum. İki tanesinin hikayesi.

http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=54504
http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=56485

Öyle ki daha sonra farklı aylarda olmak üzere 3 kez ucunda yarım kiloluk kanlı canlı kefaller olan 45lik misinalarımı banamısın demeden patlattı. Bir kezde tüm sardalya taktığım iğneyi aldı ama tasmalamakta geç kalınca kaçırdım. İçimde bi ukteydi bu balık. 5 kez mağlup etti beni ve Türkiye'de hiçbir şehirde güzel Mersin'im deki kadar bol bulunmuyordu. E bu sene okul da bitecek, işe başlayacağız bidaha nerde bulacağız

Bu balık için neler yapmadık ki.. Bazen Ahmet kardeşimle bazen tek başıma.. Mersin limanının ucuna öğle sıcağında onca malzemeyle koca taşların üstünde seke seke gidip, akşama kadar kefalmi aramadık.. Sonra 15 kiloluk koca bidonda canlı kefallerle o kayaların üstünden seke seke geri gelip taaa fizandaki meralaramı koşturmadık.. Öğrenci harçlığıyla aldığımız en sağlam takımlarımızı tekneleremi kaptırmadık(ocak ayında gece 10da o karanlık suya girdiğimi söylemek bile istemiyorum ama yaptım).. Tüm bunlara rağmen skor 5-0dı ama 90 dakika daha bitmemişti. Mersin'de geçireceğim garanti 10 günüm daha vardı ve en azından şeref golünü atmalıydım.

Şu son tatilimde yine bakacaktım meralarına ama bu daha ilk günümdü. Kefalle falan uğraşamam dedim. Hazır denizde patladı. Ahmet'i arıyorum.
-At-çeke gidelim mi Ahmet?
-Bana uyar kanka, gidelim. (Hiç hayır der mi)

Bi meraya varıyoruz yarım saat sonra balık yapmayacağına kanaat getirip avlak değiştiriyoruz. Bu şekilde 5 avlak değiştiriyoruz. Son avlağımızda 200 metrelik bir alanda bazı noktaları deniyoruz. İkimizde raglou atıyoruz. Köpüklü suların en iyi sahtesi. Sonra ne olduysa Ahmet maxrap çakması sahtesini denemeye karar veriyor. Artık avlakta son noktadayız. Burada da 10 dk atıp gideceğiz. Aramızda 30 metre var-yok. Son 5 dk kalmıştı ki rüzgarın sesine karışan 'Ortaaaak!!' sesiyle kafamı çeviriyorum. Ahmet'in kamış eğilmiş. Ümidim de yok ya. 'Nooldu la taktın mı?' 'Yok lan balık var, çok büyük gell!'

Kamışı atıyorum bi kenara koşuyorum hemen. Kalamayı iyice açmasını söylüyorum ve aşağı inip misinayı elime alıyorum. Böyle durumlarda kamışın açısını biraz değiştirmenin bile sahteye el sallamak anlamına gelebileceğini iyi biliyorum. Kalama sıkı değilse de balık misinayı kayalara sürtüp kopartıyor. Tecrübeyle sabit. Bakıyorum balık sağlam asılıyor. Hiç zorlamıyorum. Ağzım kaç defa yanmış.. Vatoz heralde diyorum. 5 dk uğraştıktan sonra balık yaklaşıyor. Ahmet 'Bak bak gördün mü' diye bağırıyor bakıyorum kocaman bişey. Aklıma levrek geliyor. Trofe bi levrek diyorum.

Balık iyice yaklaşıyor oda ne Halili. Uğruna yemediğimiz nane kalmadı çıka çıka burda mı çıkıyorsun karşımıza? Hemde rapalaya? 45lik misinaları patır patır koparan balığı 30lukla nasıl çıkartacağız o ayrı bi muamma. Üstelik sahteyi yutmamış kafa atmış ve çok eğreti duruyor sahte. Anormal bi şekilde sakinim nedense. Ahmet'e kalamayı iyice açmasını söylüyorum. 'Öldürene kadar yoracağım onu diyorum.' 1 metreye yaklaşan dalgalara rağmen suyun içindeki bi kayaya iniyorum. İş inada binmiş.. 5-0 kolay mı

Balık istedikçe veriyorum durdukça çekiyorum. Suyun içinde küçük bi kaya var. Hay aksi misina ona sürtecek neredeyse. Bırakıyorum uzaklaşıyor. Kayadan kurtarınca tekrar asılıyorum. 10 dk uğraştıktan sonra balık iyice çatlıyor. Arada küçük deparlar atıyor elimle hafif sıkarak misina veriyorum tekrar yüzlüyor. Dalgalar bizden yana. Kuzu gibi yatan balığı bana yaklaştırıyorlar. Misinayı biraz gerdirsem sahte kurtulacak. Sağ tarafımda suya doğru meyilli, tıpkı teknelerin denize indirildiği rampalara benzeyen bi kaya var. Ona yanaştırıyorum balığı. Büyük bi dalga 'Hadi bu da benim kıyağım olsun' dercesine kuzu gibi yatırıyor balığı o kayanın üstüne. Sonraki dalga gelmeden alelacele solungacına elimi sokup kucaklıyorum kuzuyu. İşte oldu! Bizimsin artık

Kayaların üzerine yatırıp o siyah inciyi andıran beneklerini seyrediyoruz bir süre. Ordaki birkaç acemi hemen haftaya sahte alacaklarını söylüyorlar. Bizde bu balığın peşinden ne kadar koştuğumuzu anlatırken kenarda bizi dinleyen bi adamın içi içini yiyor kıskançlıktanhihi 'Ben yıllardır balık peşinde koşuyorum böylesi denk gelmedi. Size de bidaha gelmez!' diyor. Bu ses bana olgun bi karpuza bıçak değdiğinde çıkan yarılma sesini hatırlatıyor:laughing: Tabi ömrü boyunca boru kurdu veya ekmek atarsa böyle bi canavar yakalama ihtimalinin olmadığını anlatma zahmetine girmiyoruz çünkü o an bizden mutlusu yok. Balığa baktıkça daha da şaşırıyorum çünkü suyun içindeyken 3 kg olduğunu tahmin ettiğim balığın bacağımla hemen hemen aynı boyda olduğunu görüyorum. Ölüsü 5 kg var diyorum.

Yarım saat sonra tekrar çalışmaya başlıyoruz ama hareket yok. Bizde uzun bi fotoğraf çekimi faslından sonra balığın kafasını bi poşete kuyruğunu bi poşete koyup evin yolunu tutuyoruz.

Şimdiii: insan biraz düşününce diyor ki; eğer 5. avlağın bilmem kaçıncı noktasına gitmeseydik,eğer Ahmet birden bire ragloudan vazgeçip de maxrap çakmasını takmasaydı, eğer ilk anlardaki mücadele esnasında zaten yarım yamalak giren iğne kurtulsaydı, eğer orda iki kişi olmasaydık, eğer dalgalar misinaya hemen hemen hiç yük bindirmemize gerek kalmadan balığı bize sürüklemeseydi, eğer o rampaya benzeyen kaya tam da orada olmasaydı, eğer dalga balığı oraya yatıracağına misinayı midyelere verseydi, eğer suya düşen şapkamı alıyormuşcasına sakin olamasaydım da balığı yukardan kaldırmaya çalışsaydım( Bu sakinliği ilk defa başarabildim. Öncekiler hep bu yüzden gitmişti.), eğer.. -liste uzar gider- bu raporun yerine 6-0ın acısını yaşıyor olacaktım. Bütün bu ayrıntıların hepsi lehimizeydi ve balık bizim oldu. Bir tanesi negatif olsa klasik, balıksız bir akşam avı olacaktı bizim için. Balığı Ahmet kandırdı ben çektim. Ekip işi oldu anlayacağınız. O yüzden kendim tutmuş kadar seviniyorum ve bu golü kendi haneme de yazıyorum 5-1 :thumb: Başkasının tuttuğu balıkla fotoğraf çekinmem ama bunla 30 tane falan çekinmişimdirreeling Sağolsun Ahmet kardeşim raporu açma şerefini de bana layık gördü.

Sen istediğin kadar koştur, kıpır kıpır kefalleri nerelerden ne zahmetlerle getirip yüzdür, bilmem kaç liralık takımlara balığı bindirip dakikalarca güreşten sonra mağlup ol.. Balık aklının almayacağı yerde, sen çamur gibi suda ümitsizce levreğe çalışırken çakma rapalaya kafa atıp 30luk misinayla kucağına kadar geliyor işte. Olacak iş mi bu? E değil ama oldu işte bikaç saat önce... Uzun lafın kısası; BALIK İŞİ NASİP İŞİ, VESSELAM. Yılmadan olta sallayan herkese rastgelsin. Kalın sağlıcakla.

 

tebrikler bu saatte bi solukta okudum cok guzel bir av ve rapor olmuş..şansınız her zaman daim olsun..rast gelsin..

 

çok güzel balık tebrik ederimmm...tadıda çok güzeldir..

ayrıca çok güzel anlatmışsın bir solukta okuduk rastgelsin

 

Maşallah. Tebrikler. Çok güzel bir balık.

 

:thumb: :thumb: :thumb:

 

Ustalık teçrübelerden ibarettirhihi evlat acısı gibi bir çok yenilgi zaferi getirmişreeling tebrikler.
Balık hep zor avlaklarda geziyor,uzun kovalamaca yapan işi götürüyor.Yılmak yok devam daim olsun

 

Herkes, her zaman hata yapar. Hatalarından ders alan usta olur. Usta olacak adam, hata yaptığını görebilecek adamdır. Ben hata yapmıyorum, her şeyim doğru dediğin sürece, olduğun yerde sayarsın.

 

Harika bir balık ve harika bir rapor. Tebrikler. Sonunda aldın paşayı. Bu 5 lik olmuş. Maçı kurtarmışsın.

 

tebrik ederim..
rapor değil resmen film senaryosu
tüm duygu ve heyecan ve mutlu son..

 

tebrikler harika bir av harika bir rapor

daha irilerinin rastgelmesini dilerim

 

Harika av, harika anlatım. Tebrikler.

 

güzel bir rapor olmuş.yayından, yapımdan ve oltaya takılan mübarekten razıyım güzel kardeşlerim.Avınız daim olsun

 

Tebrik etmesek burada ne işimiz var.Balıkçılık her yiğidin harcı değil.Olmadı da zaten.Sabırlı ve kararlı olmak, ısrarcı ve inatçı olmak,duruma göre hızla mera ve avlanma usulü değiştirmek.Güzel bir av ve mutlu son.Paylaşım için teşekkürler..

 

Tebrikler. Güzel bir rapor. :thumb:

 

Tebrik ederim bravo gerçekten, güzel bir av ve macera olmuş.
Onu yemek yerine dondurup duvara asarsınız

Bu arada bizlerede nasip olur inşallah diyelim.

 

Ellerinize sağlık Olsun.
Güzel iş çıkartmışsınız, dahasının ve bereketlilerinin her daim oltalarınızda olması dileğiyle,

Sevgiler.

 

valla bravooo... güzel av..

 

Sağolun ben de bu avın gazıyla sabaha kadar uyumadan sabah yine gittim aynı mekana ama her zaman o kadar şanslı olamıyoruz.

Sağolun daha irileri sizlere rastgelsin.

Sağolun daha güzelleri sizlerin olsun.

 

Akıl en büyük sermaye. Büyük kazanmak için büyük oynayıp gereken emeği de vermek gerek. Şans değişkeni de bu ikisine eklenince karşılığını alıyorsunuz. Mesela bizim burada hemen her mevsim kıyılara boy boy akya girer. İşi bilenlerde 1000 metre misinaya koca bi iğneyle kefali diker suya bırakır. Kefal açılır gider. Artık akya varsa dayanamaz atlar. Ama 20 yıllık balıkçıyım diyen kefalciler torbaya attıkları 4-5 kefalden bi tanesini bile yüzdürmeyi denemez. Balık vurursa ne ala vurmazsa kefal gene torbada. Ama denemeyi düşünecek basiret yok. Sonra da sen balık tutunca 'denk geldi' der geçerler. Sadece 3 yıldır okul tatillerinde avlanıyorum ama ömrünü balığa harcayan adama denk gelmeyenler son 1 yılda 5 kez denk geldi bu acemiye.

Kefal avından hiç zevk almam ama bu yüzden peşinden o kadar çok koştum ki 1 haftalık tatilimin tamamında kefal aradığım sonunda hedef balığa olta atamadan gittiğim oldu.

Bazen de doğruyu bulmak için sırayla bütün yanlışları yapmak gerekiyor. Balık kaçınca bi durup düşünmek yerine her seferinde ezberlediği davranışı tekrar edenler yenilmeye mahkum oluyor.

Bu balık öyle kolay bi avlaktaydı ki şaştık kaldık abi. Gökte ararken yerde bulduk Her yenilgime farklı hatalar sebep oldu. Birinde balık bana doğru yüzdü bende kolay geliyor diye takıma güvenip zorladım. Dibe basıp kayaya sürttü. Birinde kefali aldı 3 metre gitti tasmaladım yutmamış. Gelen kefal kafasına saksı düşmüş gibi boş boş havaya bakıp ağzını açıp kapatıyodu. Birinde kefali kusmasın diye misinaya boşluk verdim. Gelen dalga misinayı suyun içindeki kayaya verdi midye misinayı zedeledi. Birinde balık kafayı döndürdü gitti durduramadık... En sonunda bu balığı kıyıya hiç yanaştırmadan uzakta da fazla zorlamadan yormak gerektiği sonucuna ulaştım.

Teşekkürler. Zaten o 1'i o yüzden büyük yazdım. Şuan skor berabere ve henüz maç bitmedi

Sağolun zevkle okumanızı sağladıysak ne mutlu bize. Daha iyileri size rastgelsin.

İnşallah inşallah Aslında geldi ama henüz ikinci sefer karşılaşıyorduk bu hazretle. O yüzden gerekli saygıyı gösteremedik ve haddimizi bildirmişti bize Bu sefer hak ettiği şekilde ağırladıkhihi Sizede daha iyileri rastgelsin teşekkürler.

 

Sağolun keşke hep tutsak da böyle anlatsak.

Sağolun bizde sizlerden razıyız daha iyileri sizlere rastgelsin.

O zorluğu bile sevmesek balıkçılık yapamayız zaten. Hala balıkçı olamadık ama en azından olmaya çalışıyoruz kararlıyız. Sağolun daha iyileri sizlerin olsun.

Senin levrek raporlarını da zevkle okuyoruz abi teşkkürler.

İnşallah gönlünden geçiren herkese nasip olur. Balığı değil ama boy boy fotolarını asmayı düşünüyoruz Ahmet sağolsun çıkarttırmış bile

Sağol Ali abi. Takım çalışır el övünür Bu hastalığa yakalandığım ilk zamanlarda gece gündüz forum karıştırır eski konuları okurdum. En tatlı konular da skoylu-ALİCO atışmalarıydı. İkinizin de çok farklı, birbirinden güzel tarzı var.

Sağolun sizlerin güzelliği. Daha iyileri sizin oltanıza takılsın