Bu konu hakkında özellikle bazı üyelerin yorumlarını, olaya bakış açılarını merak ediyorum ,forumda da rastlamadım bu tarz bir konuya. Sanırım arada ki farkı net bir şekilde çizmek gerekiyor.
Sevgili Mehmet, Böyle güzel bir konu için öncelikle teşekkürler. Sanırım ilk olarak son yayınlanan tebliğin tanımlarına bakmak gerek: 3/2 Numaralı amatör amaçlı su ürünleri avcılığını düzenleyen tebliğde (tebliğ no: 2012/66) Birinci bölüm-amaç, kapsam, dayanak ve tanımlarda Tanımlar MADDE 3 (1) Bu Tebliğde geçen genel tanımlardan; a-b) Amatör balıkçı: Sadece rekreasyon, spor veya dinlence amacıyla yapılan, maddi ve ticari kazanç gayesi gütmeyen, avlanılan ürünün satılmadığı balıkçılık etkinliğinde bulunan gerçek kişiyi, m) Sportif balıkçılık: Sportif balık avcılığı federasyonlarınca konulan kurallara dayalı olarak, yakalanan balığa zarar vermeme, sağlıklı ve canlı olarak suya iade edilmesi gibi temel prensipler içeren bireysel balık avcılığı etkinliğini, Tebliğ tanımlamalarına göre durum açık. Sportif balıkçılık kurallara dayalı olarak yapılan yakala&bırak(sal) avcılığı olarak adlandırılmış. Kişisel olarak yakala&bırak avcılığının(tebliğe göre sportif balıkçılığın) amatör balıkçılık camiasında bir av disiplini olarak kabul görerek, yaygınlaşmasını umut ediyorum. Av disiplininden kastım; ava bu amaçla çıkılması. Aynı yakalanacak hedef balığın belirli olduğu avlar gibi. Konu çok daha genişletilebilir. Uzun tutarak sıkıcı olmasın. Sevgi ve selamlarımla
aslında benim merak ettiğim... Raporlardan dikkat ederek yola çıkıyorum hem balıkları alı koyuyorlar hem de spor olarak yaklaşıyorlar. Yani bu yaklaşım doğrumudur. Tebliğde amatöre balıkçılığı tanımlarken Spor kelimesi'de geçmekte.(Bu ne kadar doğru) En önemlisi de Bizim sportif balık avcılığı federasyonumuz var mı?
Açıkçası bana göre her ikisi de amatör balık avcısıdır. Ki amatör kelimesinin kökü "amor" aşk, sevgiye dayanır. Yani bu işi aşkla yapan kişi demektir. Amatör kişi de, maddi ve ticari kazanç gayesi gütmeden(hatta tersine araştırma ve avcılık için daha çok cebinden para harcayan) hoşça ve mutlu vakit geçirmek için balık avına gönül vermiş kişidir. "Onların" tanımlamarındaki kelimeler açıkçası pek tatmin edici değil. Bildiğim kadarıyla yakala&bırak(ki sportif avcılığı tebliğdeki ifadeye dayandırarak kullandığınızı düşünüyorum) avcılığı federasyonumuz yok. Bir ara yakala&bırak avcılığı kurallarını araştırdığımda yerli yazın bulamamıştım. İncelediğim tüm kaynaklar yabancı yayınlardı.
Olaya kar açısından bakarsak ikisi de amatör balıkçı sayılır ama biri mideye biri göle gönderiyor balıkları Sportif balıkçılığın ülkemiz de gelişmesini açıkçası benim istememin başlıca nedenleri.. 1. İç sularımızda trofe boyutunda ki balıkların çoğalması. 2. Balık nüfusu'nun artması. 3. Böyle bir kitle oluştuğu zaman biz de yurtdışında federasyonların düzenlediği yarışmalara katılma şansı elde edebiliriz.(Federasyon kurulması gerek ilk önce) 4. Tüm bunların getirisi olarak hak eden kişilerin sponsor desteği bulabilmesi. 5. Devlete milyarlarca dolar getiri bırakabilme olanağı(Özel avlaklar vs...) 6. Belki de bu ülke de en çok arzuladığım sportif balık ligleri'nin oluşması. Tüm bunlar yakalanan balığın yenmesi ile malesef olmuyor. Hani ben biraz o yüzden iç sularda balık yakalayıp tüketen arkadaşlara ılımlı yaklaşamıyorum. Çünkü denizler gibi göç vs.. yok.Anaç balıkları oradan çektiniz mi o göl malesef balık bakımından kuruyor. Şu an göllerimizde ki ANAÇ balıkların sayısı bir hayli az. Bu balıkların üstünde sadece biz balıkçıların baskısı yok bu hayvanlar bir de doğa ile mücadele ediyorlar. Yani işler karışık ve kısa zaman da belki uzun dönemde de çözüme kavuşacak bir mesele gibi gözükmüyor. Hele de sorumlu kişiler sorumluluklarının bilincinde olmadıkça.
Mehmet güzel konu açmışsın, dediklerine katılıyorum tamamen. Bizde amatör balıkçılar bile tutabildiği kadar tutmanın peşindeler, ihtiyacı olmadığını bırakma gibi bir kaygıları yok . burada ya da başka sitelerde bol bol foto çekip yayınlama merakında , sonrada tırıvırıcılara , bohçacılara kızıyorlar. aslında kendilerinin de onlardan bir farkı yok . Aslında kutlanılması gerekenler bu işi sportif (tebliğ de yazılı)amaçlı yapanlarla , ihtiyacı kadarını alıkoyup fazlasını suya bırakabilme erdemini gösterenler. İlk önce insanlar bilinçlenmeye buradan başlamalı . İçsular da dediğin gibi bazı kısıtlamalar getirilmeli ancak her ne kadar önlem alsalarda bir türlü kontrolü gerçekleştiremiyorlar. içsularda ki ekolojiyi korumak için sazan,turna vs. satışını yasaklasınlar , satışını yapanlara ceza kessinler. Ancak ekolojik düzen bu şekilde bir nebzede olsa kendine gelebilir. Mesela abant gölü gibi yada yedi göller gibi bir yerde devlet yayın , sazan gibi iri balıklar yetiştirse , Yaban tv deki gibi insanlar gitse orada balık tutsa ama alıkoymasalar , ne güzel olurdu.
Bu konuda da gayet güzel tespit edilip, uygulanan örnekler varken, altına imza koyduğumuz anlaşmalar varken düzenleme yapıp denetlemenin sorumluluğundan kaçan idari anlayışımız bizleri yanlışa yönlendiriyor diyeceğim. Aşağıya bir komisyonun raporunu ekleyeceğim. Biz ülke olarak bu komisyona yıllardır üyeyiz. Çeviriyi yapıp, açıklamalarla da destekleyen sevgili arkadaşım Mehmet AKYÜREK e çok teşekkür ediyorum. ====================================================================================- GENERAL FISHERIES COMMISSION FOR THE MEDITERRANEAN (GFCM) 2007 Rapor 81. (sayfa 6 son paragraf, sayfa 7 ilk 5 paragraf) 2.2.1 Definitions of recreational fisheries In general, RF can be defined as a non-commercial (i.e. not for sale, barter, or trade) subset of capture/harvest fisheries; motivated by catching fish for fun, pleasure, or sport.10 More formally, Cacaud (2005) defined RF as “all types of fishing activities including sport fishing activities undertaken by any individual, with or without a boat, for leisure purposes, and does not involve the selling of fish or other aquatic organisms”. This definition further assumes that RF activities are not motivated by a dependence on fish for food. Within this broad definition, one may further categorize RF into amateur, tourism, and sport/competition recreational fishing; eachhaving their own associated goals and defined as follows: 2.2.1Rekreasyonel Balıkçılığın (RB) tanımı Genel manada RB, tüm balıkçılık, balık yakalama, balık tutma faaliyetlerinin ticari olmayan (satış, barter ve ticaret amacı olmayan) altkümesini tanımlar. RB tamamen eğlence, zevk ve spor amaçlı balık tutma faaliyetidir. Cacaud’un 2005 tarihli tanımında ise RB, bireyin, tekneli ya da teknesiz spor amaçlı da dahil olmak üzere eğlence amaçlı yaptığı ama balık veya diğer su canlılarını satmaya yönelik olmayan aktiviteleridir. Bu tanım RB aktivitelerinde balığa yemek amaçlı bağımlılığın olmadığını varsayar. Be geniş tanım içerisinde RB, her biri ayrı amaçlar taşıyan AMATÖR, TURİZM, SPOR/YARIŞMA Rekreasyonel balık avcılığı dallarında kategorize edilebilir. (ÖNEMLİ NOT: BURADA TÜRKÇE KARŞILIĞI TAM OLARAK VERİLEMEYEN RECREATIONAL FISHERIES ve RECREATIONAL FISHING TAMLAMALARI VAR. RECREATIONAL FISHERIES TUM AKTIVITELERI KAPSAYAN GENEL TANIM. BU AMATOR, SPOR ve TURIZM BALIKÇILIĞI DALLARINA AYRILINCE RECREATIONAL FISHING OLUYOR. AMA BU ANLATILMASI ZOR. UZUN SENELER INGILIZCE ILE UGRASANLAR ANLAR. EN İYİSİ ŞU ŞEKİLDE ANLAŞILIR. ) RECREATIONAL FISHERIES = REKREASYONEL BALIKÇILIK (BİLİMSEL TANIM) RECREATIONAL FISHING=REKREASYONEL BALIK AVCILIĞI (BİREY FALİYETİ) Amateur fishing, for the purposes of this review, is defined as unorganized hobby fishing. Unorganized in the sense that it is not associated with specific events or competitions. Catches from amateur fishing are either released (catch & release) or are retained for private consumption. Amatör balık avcılığı : Organize olmayan, yani belirli olayları ya da yarışmaları kapsamayan balık avcılığıdır. Amatör balık avcılığı ile yakalanan avlar suya bırakılabileceği gibi (yakala – bırak) kişisel tüketim için alıkonulabilir de. Sport fishing is described as “an organised activity involving free competition between fishermen to catch the largest fish of certain species, the largest number of specimens or the largest total weight depending on the rules of each particular competition” (SFITUM, 2004). Sportif balık avcılığı: Balıkçılar arasında yarışma amaçlı organize bir faaliyeti tanımlar. Yarışmanın kurallarına göre , en büyük, en çok miktar veya en çok çeşitli türlerdeki avı yapmak amaçlanır. Tourism fishing can be understood as a fishing activity carried out by a third party who organizes a fishing expedition for tourists. Tourism fishing can be conducted by commercial fishermen (pescaturismo) or by recreational fishing professionals (“charter”); Balık avcılığı Turizmi (ya da turistik avcılık) ise üçüncü şahıslarca düzenlenen balık avcılığı turlarını kapsayan tanımdır. Balık avcılığı turizmi TİCARİ BALIKÇILAR tarafından organize edilebileceği gibi, Rekreasyonel Balık avcılığı profesyonellerince de düzenlenebilir. (m.akyurek notu: Burada sadece bilgili bir balık avcısı olarak para ile turistleri gezdirip balık avcılığı yaptırıyorsanız rekreasyonel balık avcılığı profesyoneli diye bir terim ortaya çıkıyor) There is a tendency to use indifferently or loosely the terms sport fishing and recreational fisheries in the literature as well as in legislation. For example, the Article 19 of the Croatian Law on Marine Fishery of 2003 provide that “Sport-recreational fishing is catching fish and other marine organisms for the purpose of sport and recreation”, which also included free diving. Italy used the term sport fisheries but appears to regulate both amateur and sport fisheries. As target species, methods, as well as fisher demographics vary across the three RF sub-categories, it is necessary that legislations clearly define the terminology as well as the rules and procedures to be followed for each category. Mevzuatlarda ve literatürde sportif balıkçılık ve rekreasyonel balıkçılığı kayıtsızca ve gayriciddi (gevşek) yaklaşımlarla kullanma eğilimi göze çarpar. Bu kullanım örneklerinden birine Hırvatistan Deniz Kanunu 19.maddede (2003) SPORTIF-REKREASYONEL BALIK YADA SU ÜRÜNLERİ AVCILIĞI, şeklinde rastlarız ki serbest dalış da burada ele alınır. İtalya sportif balıkçılık terimini kullanmıştır ama hem amatör hem sportif avcılığı regüle eder. ANCAK YUKARIDA TANIMLANAN 3 REKREASYONEL BALIKÇILIK ALT KÜMESİNDE (amatör,sportif,turistik) HEDEF TÜRLER, METODLAR, VE BALIKÇI DEMOGRAFISI TAMAMEN DEĞİŞTİĞİ İÇİN, MEVZUATLARIN BU 3 KATEGORİNİN HER BİRİNİN TERMİNOLOJİSİNİ , AYRICA HER BİRİ İÇİN KURALLARI VE PROSEDURLERİ AÇIKÇA TANIMLAMASI GEREKLİDİR. (M.Akyurek notu: Bu paragraf ve özellikle sonunda büyük harfle yazdığım yer olayı tamamen bitiren yer. Artık bunun üzerine sportif, amatör ve turistik balıkçılığın ayrı ele alınması, kurallarının ayrı konması gerektiği net olarak yazıyor.)
Çok uzun makale de yazilir bu konuda. Faydasindan çok polemik yaratacagina inandigimdan gerek yok. Ugrasip edip hedefe varmanin mutlulugunu forumda paylasiyorsun.. Baligi da saldim diyorsun.. Adam yorum yaziyor veya özelden mesaj atiyor. ' o balik salinir mi bee çok lezzetlidir ' iyide ben yemek için tutmadim ki.. Zihniyet meselesi. Ben hem Türkiyede hem Fransada uzun seneler avlanmis biri olarak Türkiye'de sportif olta balikciligi kavraminin yerlesebilecegine ihtimal vermiyorum. Kolayci milletiz biz. Amatör olta balikcisi olarak kaliriz anca
Yorumunuz sadece bu mudur? Aklıma geliveren basit bir örnek vereyim. Bundan 2.5 sene önce kapalı mekanlarda sigara yasağı yoktu. Hatta belki bir 10-12 sene öncesi uçaklarda, trenlerde de sigara içilirdi. Ne oldu da dumansız hava sahaları oluştu? Kurallar konuldu, etkin bir şekilde duyuruldu. Acaba kaç kişiye kurala uyumsuzluk cezası kesildi? İnsanlarımız inandı, uyum sağladı. Yani toplum benimsedi ve kural oturdu. Büyük bir başarı sağlandı. Benimseme kolay olmadı. Ama her fırsat değerlendirilerek benmsenmesi sağlandı. Sevgili Roy, Sizce çok mu zordur bu 3 ayrı ketegorinin (AMATÖR - SPORTİF ve TURİSTİK BALIKÇILIK) hedefleri, amacı, kurallarının belirlenip duyurulması? Çok mu zordur duyurulan kuralların planlayan eğitimlerle yaygınlaştırılıp, uygulamanın denetlenmesi? Biz toplum olarak bunları hak etmiyor muyuz sizce?
Tarik bey, gönül ister ki aynen yazdiginiz gibi olsun. 3 tarafi bereketli denizlerle dolu, her kösesinde tatlisu kaynaklari, barajlari, gölleri bulunan, 4 mevsimi yasayan bir ülkede bahsettiginiz kurallari koyma ve uygulama yetkisi gida tarim ve orman bakanligina verilmis. Dedigim gibi fazla yorum yapmak istemiyorum, dost aci söyler olacak. Ben bugün x bir restorantin kapali mekaninda garsondan kültablasi isteyip sigara yakabiliyorsam kural varmis yokmus pek de önemli degil. Inanin alinacak yol o kadar uzun ki ben diyeyim 30, siz diyin 40 yil. O zamana suda canli kalir mi ? Kalir. Insanoglu en vahsi hayvansa, tabiatana bir o kadar yufka yürekli.
Sportif oltacılıga gelinceye kadar aşılması gereken çok merhale var amaç deniz popilasyonunu korumaksa, Önce işin ticari boyutundan başlamak lazım 1- Trol avcılıgı kesinkes yasaklanmalı, denizlerdeki tüm troller kaldırılmalı, 2- Gırgırların katliama varan kıyımlarına bir sınır getirilmeli balık bollugundan balık fiatları 1 liraya düştü deniyor çay 50 kuruş 1 liraya balıkmı olur o halde neden bu kadar çok balık yakalamak için ugraş veriliyor bir kotası olmalı. 3- Bu güne degin kaç balıkçı tezgahında limit altı satılan balıga cezai işlem uygulandı. 4- Tatlısularda ag atmak yasak devlet yetkilileri gelsin büyük menderes deltasında ag atanları her sabah görsün. 5- Biz amatörler otokontrol sistemi kuralım limit altı balık tutanla, limit üstü kg balık tutanları uyaralım ki babamızın oglu olsa dahi. 6- Sitelerin limit dışı balık avlarının yayımlanmasına kesinkes izin vermemesi. Hülasa denizler biz amatörlerin avlanması ile kurtulacaksa ben şimdiden bu balıkçılık hobisini bırakmaya hazırım ama yukarıda sayılanların yapılması kaydıyla bindigi dalı kesen biz amatörler degil ticari balıkçılardır Merak eden Karadenizi görebilir, araştırabilir.
Açıkçası bu çok zor bir olay değil sadece bir federasyon'un kurulması lazım ama bunun için belirli derneklerin bir araya gelip uzlaşma sağlamaları lazım.. Bu da şu an belli başlı dernekler için zor çünkü arada özel avlak meselesi var yani paylaşılamayan rant var.. Bazı dernekler bunu gördü ve vazgeçti bu federasyon meselesinden. Türkiye de benim bildiğim 1000 kadar kişi bu sportif balıkçılık işini yapan insan var. Bunlardan bazıları gerek yurt için de gerekse yurt dışında (WORLD CARP CLASSİC) gibi yarışmalara kendi özel çabaları sonucu katılabilmiş değerli insanlar var.. Mesele burada bu yetki'nin tarım bakanlığından alınıp bu iş için eitilmiş kişilerden oluşmuş devlet kurumu ya da yarı özerk bir balıkçılık federasyonuna bırakılması meselesi. Asıl sorun insanlardan ziyade yetki devri bana göre. Yoksa insanları yola getirmek kolay... Sizin dediğiniz sigara örneği her yerde yapılamıyor önemli olan bu istisnalar tabi ki olacak ama bir 10 yıl sonra o durumlar bile kalmayacaktır. İnsanlardan önce insanları yönlendirecek bir kurumun olması şart. Hala bu amatör balıkçılık belgesinin manasını çözemedim benim var bulundurulması ve alınması zorunlu değil. İşe buradan başlanabilir her balık türü için farklı belgeler verilebilir ve bu belgeler aynı ehliyet gibi bir sınava tabii tutulması gerekmektedir. Bir insan hem turna hem kasna hem de sazan balığı hakkında detaylı bilgiye sahip olmayabilir. O neden le özellikle tatlı sularda sazan avı için ayrı bir belge , Turna,kasan ,sudak için ayrı bir belge ve de ülkemizde malesef olamyan yayın avcıları için ayrı bir belge olmalıdır. Tabii bunlar benim kişisel görüşlerim,bu konular tartışarak uzun toplantılar yapılarak çözülmesi ve de uzlaşmaya varılması gereken bir mesele.
Mesela burada da şu olaya giriyor..Basketbol ve futbol un aynı federasyon tarafından yürütüldüğünü düşünün ve ne kadar sağlıklı olacağına siz karar verin. Artık deniz ve tatlı su ayrımı kesin olarak yapılmalı her iki avcılık türü de aynı kurumdan yürütülemez.
Demiştim. Tabii ki zorunlu değilsiniz de yazdıklarınız içinde bu üç soruma cevap bulamadım ne yazık ki. Ancak sizin gibi düşünen (belki de haklı olan kesim) kişilerin çoğunluğu bu gelişimin olmamasının sebeplerinden biridir bence. Kural koyup, bizi yönetenlerin layık oldukları şekilde yönetiyoruz dediklerine eminim. idk Her nedense istemiyoruz. Amatör Balıkçılık ile Sportif Balıkçılığın bir birinden faklı yönleri ile tanımlanıp, uyugulanmasının şart olduğuna inanan bir kişiyim. Bu konuyu günlerce saatlerce tartışabilirim. Hadi uzun olur diye bunu geçtim. Mesela; Balık Avcılığı Turizmi (ya da turistik avcılık) ise üçüncü şahıslarca düzenlenen balık avcılığı turlarını kapsayan tanımdır. Balık avcılığı turizmi Ticari Balıkçılar tarafından organize edilebileceği gibi, Rekreasyonel Balık avcılığı profesyonellerince de düzenlenebilir. Şeklinde tanımlama var. Bu tanım bizim kurallarımız içinde de tüm tafsilatı ile yerini alsa, bu alanda faal olan (tanıdık bildik olanlar da dahil) bir çok insanımız açık bir şekilde ekmek yemek varken neden bunu gizli saklı yapsın ki? Yani Bizim Rekreasyonel Balık avcılığı profesyonellerine ihtiyacımız yok mu? Bizler bu işi adı konmadan yapan kişilerle hiç ava çıkmadık mı?
Sayın Sami SÖKELİ bey, Mesajınızın başına yazdığınız aşağıdaki satırı okuyunca devamını okumak gereği bile duymadım. Kusuruma bakmayın. Sportif oltacılıga gelinceye kadar aşılması gereken çok merhale var amaç deniz popilasyonunu korumaksa, Neden bu mesajı bu konunun altına yolladınız ki? Bu yazışmadaki amaç ile uzaktan yakından alakası olmayan bir yorum yapmaktasınız. Bu konu başlığı altında deniz su ürünleri popülasyonunun korunmasını amaç edinen tek kelam yok ki. Lütfen amacın dışına çıkmayalım.
Nasil cevap bulamadiniz Ilk cümlemde gönül ister ki aynen yazdiginiz gibi olsun demistim. Ama yine de kisaca cevapliyim kendi bakis açim ile. 1. Zor degil, 3-5 yetkili 3-5 konuya hakim yeterlilik sahibi ile oturur yazar, mecliste oylanip milli gazetede yayimlanir. 2. Iste bu çok zor, hatta yapilabilirligi Türkiye sartlarinda imkansiz. 3. Toplum olarak tabi ki en iyisini hakediyoruz lakin sartlar insan yapisini, davranisini, tabiatini, zihniyetini degistiriyor. Sorumlu sirf sartlar mi? Hayir. Bence en büyük sorun medyanin geneli. Türkiye ve 75milyon yurtdasa en büyük zarari basin-yayin organlari veriyor.
Bizim bunca emek verip, yazıştığımız bu mecralardan neden fayda sağlayacak bir şeyler çıkmaz? Bunu ben biliyorum artık. Çünkü bizler burada spesifik bir konuyu dağıtmadan tartışıp, ortak bir karara gitmekten bile aciziz. Klavyenin verdiği o mutlak rahatlık ile deşarj oluyoruz sadece. Mehmet KORDAN kardeşim yazalım demişti. Ben bildiğim ve dilimin döndüğü ne varsa yazdım sayılır. Bana müsaade.
Açıkçası buna ben katılmıyorum ben bulgaristan da doğdum 4 yaşında geldim buraya komünist sistemin içinde doğdum ama yaşadıklarımı hatırlamıyorum. Sadece bana söylenenleri biliyorum orada bile daha bu kavramlar dünya da oturmamışken her göl de bir bekçi olabiliyorsa burada neden olmasın? Hem istihdam açılmış olur hem de doğal hayat korunmuş olur. Yani denetleme işi yetki devri olduktan sonra zor değil. Bir an önce tarım bakanlığından alınmalı adamlar zaten sulama amaçlı bakıyorlar olaya balık umurlarında değil. İş hep deriz ya balıkçıya düşüyor aslında balıkçıya düşmüyor.Kime düştüğünü bende bilmiyorum şimdi tebliğ hazırlanırken tarım bakanlığı ile birlikte çeşitli kurumlar dernekler ve de kişiler bir araya gelerek uzlaşma sağlıyorlar, nasıl diyebilirler ki sizden alınsın bu yetki diye. Derneklerin bir an önce birleşerek federasyon yoluna gitmeleri lazım ve de artık her şehir de balıkçılar mevcut derneklere üye olmalı mevcut dernek yok ise bir araya gelip dernekleşme yoluna gitmeli ki ileride söz sahibi olabilsinler. Bu işin çözümü tarım bakanlığına bağlı özerk bir federasyonda yatıyor sanırım.
Ben bu şu Türkiye şartlarında olmaz yapamayız, bizim insanımızla hiç olmaz anlayışına katılmıyorum. Olaya zaten bu şekilde başlarsanız kaybetmişinizdir. Herkesin mücadele azmini de kırarsınız. Bir arkadaş restoranda sigara örneği vermiş de, emin olun artık eskisi gibi kapalı ortamlarda yaygın olarak içilemiyor sigara, burda kesin kes bir başarı var. Kimi istisnalar varmı var..ama o içenlerde korkuyla içiyorlar çoğu zaman..diğer içmeyenlerin kötü bakışları altında ezilerek içiyorlar. Limit Altı Balık Avını önlemede de her yönden ilerlemek gerekiyor. Adım adım..bu bir mücadele dir. Bu iş gönüllülerle başlar. ordan biraz burdan biraz..Lüfer de kazanılan kısmi başarıdaki kamuoyu bile bu şekilde oluşturuldu.
Iste yazmakla kalindigi sürece sonuç budur Tarik bey. Bir yerden baslamali mi? Evet. Yazisarak baslamali mi? Niye olmasin? Peki kural var da halkimiz niye varolana dahi uymuyor Tarik bey ? Bu sorunsalin kaynagi nedir? Kaynak kurutulmadan fikirlerin yeserip filizlenmesi mümkünmüdür? Niye emekli bir vatandas ufak bir kayik ve ag ile azmak agzini kapatir? Niye limitlere uymaz? Hangi sebep ile ? Iste ben bu sorulara cevap ve çözüm bulamadikca Türkiye'de sportif olta balikcilgi kavraminin yerlesebilecegine inanmiyorum. Siz inaniyormusunuz?
