Sudak'a niyet, Sazan'a Kısmet(07/10/2008)

Tarih : 06/10/2008 - 07/10/2008
Avlak : Altınapa Barajı
Yem : Mısır-Ekmek içi
Avcı : 2 kişi
Olta : Kamış olta-Dip oltası


Bir gün önceden anlaştığımız üzere, Tekin'le 06/10/2008 saat 11.00 gibi yola çıktık.

Akşam da avlakta kalacağımız için gerekli malzeme ve ihtiyaçlarımızı aldıktan sonra saat 13.00 gibi avlak yerimize vardık. Hafta içi olması sebebiyle her zamanın aksine gölet kalabalık değildi. Avlağın boş olması ve suyun da ciddi anlamda çekilmesi sebebiyle aracımızla, her zaman suyla kaplı olan alanlardan geçerek kendimize güzel bir yer bulduk.

Hedef balığımız Sudak, Alternatif balığımız ise Sazan'dı.

Vakit kaybetmeden oltalarımızı suya attık.



Oltalarımızın üzerlerini yemledikten sonra, sıra çadırımızı kurmaya geldi. Gündüz ve güneşli bir hava olmasına rağmen keskin bir ayaz hafif hafif kendisi hissettriyordu.. Tekin maharetli elleriyle 2 dakikada çadır işini halletti.


Çadır kurulmuş, çaylar içilmiş ama hala hedef balıklar ve alternatiflerinden tık yoktu.

Yavaş yavaş karamsarlığa kapılmaya başlamıştıkki derinden gelen bir zil sesi ve arkasından ilerimizde bulunan avcıların "koşun koşun" demesiyle bu kasvetli hava dağıldı.

İlk balığımız 1,5 kğ civarında ekmek içine gelen bu yakışıklıydı.


Sonrasında ise bütün oltalarımız uyudu adeta. Ne bizden ne de civarda bulunanlardan hiç bir hareket yoktu. Saat 23 gibi havanın soğuk olması ve vuran balığında olmaması sebebiyle çadırımıza girip yattık.. Fakat havanın soğuk olması sebebiyle uyumak mümkün değildi. Tekin'in bir kaç kez piknik tüpünü yakarak ısınma teşebbüsünü zehirleniriz! korkusuyle kabul etmedim. bir kaç kez çadırın kapısını açarak demlediğimiz çay la ısınmaya çalıştık..

Sabah gün ışımasıyle tekrar oltalarımızı ve yemleri kontrol etmeye başladık.

Yemleri tazeleyip tekrar oltaları atarken, ileride duran dip oltasının misinası gözüme çarptı. Yavaşça gerilip tekrar boşalıyordu. Bu Tekin'in sazan için attığı ve bir iğnesine mısır, bir iğnesine hazır sazan yemi taktığı oltaydı. Ve oltayı çektiğimizde mısırı tercih eden ve muhtemelen gece yakalandığı için hiç zorlamayan bir sazan vardı.

Tekin ve yorgun Sazan


2 sazanımız olmuş ama hedef balığımız Sudak'tan hala tık yoktu.

Öğleye kadar beklememize ve tekrar yemleme yapmamıza rağmen kısır gün devam ediyordu... Bu arada suda bana doğru gelen bir yılan dikkatimi çekti. Adeta beni görmüş ve özellikle geliyormuş gibi bir görüntüsü vardı. Gayri ihtiyari bir kaç çakıl alarak kendisine doğru attım. Fakat yönünü hiç değiştirmeden bana doğru geliyordu. Sudan çıktıktan sonrada başka yöne değil resmen üzerime üzerime geliyordu.

İşte yılanımız


Belkide ben gideceği yönde bulunuyorum! Diyerek ne kadar da başka tarafa geçsem yılan da yolunu değiştirerek üzerime geliyordu. Yavaş yavş tırsmaya başlamıştım


Anlaşılmıştı. Bu yılanın ya canı oyun istiyor, ya da benimle bir alıp veremediği vardı. Hemen koşup ileriden bir çubuk aldım. Çubukla başını tutarak kuyruğundan yakaladım ve ileride bulunan otluk alana götürüp bıraktım. Pabucun pahalı olduğunu anlayan yılanımız anında kaçıp gitti


Neyse.. Tekrar hikayemize dönecek olursak, saat 14.00 olmuş ama hala Sudak'tan ses yoktu. Yavaş yavaş toparlanıp dönmeyi düşünürken, ben şansımı at-çek'le denemek istedim. Amacım Akbalık denen Tatlı su kefali yakalamak. Akbalığa at-çek için Sudağa attığımız oltalardan birisini çektiğimde 25 cm civarı süpriz bir sudak geldi. Hayret! yakalanmasına rağmen hiç zil sesi çıkarmamıştı. Yemi tamamen yutan balığı aldıktan sonra oltama kaşık takarak at-çek yapmaya başladım.. 15 dakika kadar at-çek yaptıktan sonra bir vuruş ve ardından gelen balık 18-20 cm civarında küçük bir Sudak'tı Yemi tamamen yuttuğu için kurtarıp tekrar salma şansım yoktu. Bunun üzerine At-çek i bıraktım ve dönmek için malzemeleri toparlamaya başlamıştıkki, bir zil sesi ve ardından suya fırlayan çubuk. Hemen koşup oltaya sarıldım ve sonucunda buna sebeb olan sazan kollarımda

Mısır ile yakalanan 2,046 kğ Sazan


Sudak niyeti ile gittiğimiz avımız, 3 adet Sazan'la son buldu