Bilindiği gibi Sürdürülebilir balıkçılığı sağlamanın en temel prensibi; balığa en az bir kere üreme şansını tanımaktır. Bunun sağlanabilmesi için; -Balık türleri ve bunların üreme boylarına göre ticari satış boyları neticelendirilmeli. Bunlar bir kitapçık ya da çizelge haline getirilmeli. Örnek -Tarım ve Köyişleri bakanı’na bu proje sunulmalı -Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bir genelge yayınlamalı. Bu genelgede -Tezgahlarda balık boylarını denetleyecek zabıta timleri su ürünleri mühendislerince eğitilmeli.. -Zabıta ve Balık satıcılarının bu çizelgeyi bulundurmaları zorunlu hale getirilmeli. -Genelgede; şehir zabıtaları, hazırlanan çizelgeye göre tezgahtaki balıkların boylarını inceleyerek gerekli cezaları kesebilmelidir. -Alo XXX Yavru Balık Koruma Hattı kurulmalı: Bu hattın amacı; zabıtaların yetersiz kaldığı durumlarda, tüketici insiyatifini harekete geçirerek, üreme boyunun altındaki balığı satan esnafı şikayet edebilecek bir hareket olmasının sağlanmasıdır. Ayrıca -Alo xxx Yavru Balık Koruma Hattı yazısı her balıkçıda müşterinin görebileceği bir konumda ve çerçeve içinde yazılı olması yasal ve zorunlu hale getirilmelidir. Balıkların üreme-satma-satınalma boyutu ile ilgili tüm kriterler, varlığın devamı esasına göre diyalektik bir zemin kazanacaktır. Balıkların üreme-satma-satınalma (eşdeğer) boyutu ile ilgili çizelge Tarım ve Köyişleri Bakanlığı websitesinden yayınlanıp aynı zamanda ilgili su ürünleri örgütlenmeleri, STK ve halk bu konudaki niitelikli bilgi ve etkiye kolayca ulaşabilmelidir. Sağlıcakla Kalın.
Paylaşım için teşekkürler. Haklısınız, ticari tebliğin iyileştirilmesi, satıcıların denetlenmesi, kolluk kuvvetlerine seminerler verilerek bilgilendirilmesi nihayetinde vatandaşın bilgilendirilmesi zaten ivedilikle yapılmalı. Ancak benim anlamadığım daha doğrusu içinden çıkamadığım bir konu var. Gırgır teknelerinin ağ aralıkları konusunda nasıl bir çözüm getirilmeli. Balık türleri için ayrı ağ aralıkları nasıl ayarlanıyor? Diyelim ki ticari balıkçı kurallara uygun hareket ediyor. Radarda balık sürüsü gördüğü zaman bu balığın türünü cinsini bilebiliyorlar mı? Yoksa ağı attıp çıkan balığı görünce mi anlayabiliyorlar? Öyleyse hamsi sardalya sürüleri için atılan ince gözlü ağlarda limit altı başka bir balık sürüsü çıktığında ne yapılacak yada yapılıyor? Ağlar toplanmaya başladığında balıklar büyük oranda ölmüş yada zarar görüyor olması kuvvetle muhtemel. Bu konuda nasıl bir çözüm yolu geliştirilebilir?
Gırgır tekneleri radarlarından ağ atacakları bölgede bulunan balık içeriğini, görebiliyorlar. Hamsi gırgır ağları, kendinden büyük olduğu halde yavru halde olan çinekop palamut gibi balıkların da ağ içerisinde yakalanmasına neden olabilir. Ancak bunlar için kabul edilebilir oranlar var. Eğer balık çok karışık ise orada ağ çevirmeyebilirler. Kabul edilebilir oranda bir balık kaybı varsa orada ağ çevirirler. Bu da sorunu önemli ölçüde çözebilir. Ama burada avcılıkla uğraşan kişinin insiyatifi çok önemlidir.
Bünyamin bey sunum iiçn çok teşekkür ederim. Çok hoşuma gitti. Eğer küçük balığın alıcısı olmazsa avcılar küçük balık tutmamak için yöntemler geliştireceklerdir. (tutmak için nasıl geliştiriyorsak...)
Paylaşımınız için teşekkürler , ''Devletin malı deniz , yemiyen keriz'' mantığı her alanda yok edilmeli !!! Balığı yiyen bilmeyebilir ! , Fakat tutanla , satanın mesleği bu, onların ''Bilmesi gerekir !!! , Çok sıkı eğitim ve denetim şart , STK diye bir şeyi daha yeni öğrenmeye başladı bu halk !!!
Uploaded with ImageShack.us İşte buna benzer bir çizelge olmalı herkez en azından bilgi sahibi olur. Çizelge sadece bir örnektir.
Sahi "sürdürülebilir balıkçılığı sağlamanın en temel prensibinin balıklara en az bir kere üreme şansı tanımak" olduğunu hangi bilimsel kaynakta, yada ölçüp, biçip hesaplayıp yazılmış hangi kaynaktan öğrendiniz. Biliyorum amatör ortamda bunu ilk kullanan bir akademisyen... Fakat; ona bunu sorduğumuzda verecek bir cevabı vardır ve sanırım da verir, sizin bir cevabınız var mı? İyi niyet bu işlerde uzman olamak için yeterli değildir. Çok gereksiz saptamalar yapıyorsunuz ve pek çok kişi bunu esas almaya kalkıyor. Bakın ben size söyliyeyim sürdürülebilir balıkçılığın esasını... İşletme oranı 0.5 yada daha düşük olacak... En karlı (ticari açıdan) seviye tam 0.5 dir. Bir Kaç Kaynak 1 http://www.fao.org/DOCREP/005/Y4593E/y4593e03.htm 2 Fish population dynamics in tropical waters: a manual for use with programmable calculators...Daniel Pauly 3 http://innri.unuftp.is/pauly/On the interrelationships betwe.pdf 4 http://www.fao.org/fishery/topic/14836/en
Erdem Bey, Balıklara en az bir kere üreme şansı vermek pratikte birebir mümkün değildir. Ancak üreme boyutundaki bireylerin fazla oluşu o bireylerin varolma şansını artıracaktır. Ancak gelin görün ki, piyasada satılan balıklar genelde üreme boyutunun altında. Pazarda satılan lüfer üzerinden örnek vereyim. Bu balığın kaçta kaçı üreme boyutunda. Sadece lüfer mi? Çok gereksiz saptamalar yaptığımı ve pek çok kişinin de bunun örnek aldığını söylüyorsunuz. Kim neyi örnek almış da ne yapmış merak ediyorum. Burada amaçlanan bir fikir ve burada amaçlanan tezgahtaki balıkların denetlenmesi ve bu konuda ihbar hattının kurulması talebiyken konuyu geliştirmek yerine sizin bu ifadeleri kullanmanıza hiç bir anlam veremiyorum.