Balık stoklarımızın tükenmemesi için amatörler olarak çaba gösteriyoruz, burada sorunları tartışıp çözüm üretmeye çalışıyoruz, ‘Sürdürülebilir Balıkçılık’ deyip duruyoruz, ancak son zamanlarda av yasaklarına dair çabaların sonuç vermemesinden olsa gerek, bir karmaşadır gidiyor, profesyonel-amatör tartışması sürüyor, somut olarak hangi soruna nasıl bir çözüm aradığımızı, neyi kime şikayet edeceğimizi dahi tartışır hale geldik gibi görünüyor… Ülkemizde sirküler, yönetmelik, yasa, Avrupa Birliği (AB) katılım müzakereleri kapsamında tarım ve balıkçılık alanında reformlar, vs. var, yani bu konuda yasal boşluk olduğu söylenemez. Ancak uygulamada denetim ve yaptırım noktasında hep sorun yaşanıyor. Bu sorunlar tabi ki sadece bizde değil, tüm dünyada yaşanıyor, herkes kendince çözümler üretiyor, bununla kalmayıp ait olduğu uluslararası topluluğa uyarak önlemler alıyor. Devletlerin deniz, göl ve akarsular ile su ürünlerini koruma amaçlı yasama süreçlerinden bağımsız olarak, bazı uluslararası denetim ve danışmanlık kuruluşları da var. Buna örnek olarak, dünya çapında faaliyet gösteren bağımsız bir kuruluşun internet sitesini aşağıda ilginize sunmak istiyorum. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü ile koordineli çalışan bu sertifikasyon kuruluşunun bizdeki Türk Standartları Enstitüsü benzeri bir işlevi var, fakat bağımsız bir kuruluş ve standardizasyon haricinde de faaliyetler yürütüyor. Aslında Osmanlı sarayına gıda temininden sorumlu olan ‘Kahyalık’ müessesesi gibi çalışıyor. Kendisine başvuran kişi, firma, kooperatif, vs. için önce bir araştırma yapıyor, avlanan balığa, avlağa, depolama ve taşıma usullerine, doğaya zarar verilip verilmediğine, vs. dair değerlendirme yapıyor. Bunun sonucunda standartlara uyuyorsa ‘sürdürülebilir balıkçılık sertifikası’ veriyor ve bu sertifikasyonu uluslararası piyasaya duyuruyor. Bu duyuru ile avcı/üretici daha büyük bir piyasaya açılma imkanına kavuşuyor, ürünlerinde sertifikasyon kuruluşunun etiketini (son zamanlarda bazı marketlerde görmeye başladığımız ‘organik ürün’ ibaresi gibi) kullanma hakkı elde ediyor. Ürün avcı/üreticiden tüketiciye kadar izlediği yolda hiçbir şekilde kalitesinden ödün vermiyor, bu sayede kontrolsüz ve aşırı avcılık kısmen de olsa önlenebiliyor, avlak tahribatı bitmiyorsa da azalıyor, avcı/üretici sahtekarlık yapamıyor, tüketici de ister istemez bilinçleniyor. Sistem aslında turizm sektöründeki ‘mavi bayrak’ uygulaması gibi çalışıyor. Yani kurallara uyup çevreyi koruyanı ödüllendiriyor, uymayanı ise piyasanın dışında bırakıyor. Diyebilirsiniz ki “zaten AB normları yüzünden birçok sektör zarar gördü, küçük üretici perişan oldu, bir de bu iş çıkarsa başımıza balıklarımızı da yabancılar sahiplenir!”… Sürdürülebilirlik, hangi ölçekte olursa olsun, balıkçılığın olmazsa olmazı haline geldi. Bu sistem ihracattan ziyade iç piyasaya sunulan ürün için sertifikasyon getiriyor. Zaten böyle bir sistem biz amatörleri doğrudan ilgilendirmiyor, profesyonel balıkçılığın neden olduğu tahribatı önlemeyi amaçlıyor. Kaldı ki başta da belirttiğim gibi bizde her türlü sirküler, yasa, vs. mevcut, ama denetim sorunu var. İçinde bulunduğumuz şartlar, her gün karşılaştığımız üzücü durumlar dikkate alındığında, böyle bir uygulamanın bizim için henüz çok uzak olduğu görülüyor. Yine de başkalarının bu konuda neler yaptığını görmemiz açısından bu gibi örnekleri incelemekte fayda olabileceğini düşünüyorum. Bahsettiğim kuruluşa ait internet sitesi malesef Türkçe değil, fakat ilginç bilgiler içeriyor. Özellikle de “Track a Fishery” bölümüne tıkladığımızda dünya genelinde bu kuruluştan ‘sürdürülebilirlik sertifikası’ alanların (71 adet) ve incelemesi henüz süren adayların (129 adet) listesi ve haritası yer alıyor. http://www.msc.org Saygılarımla…
Ahhhh İbrahim ah , bizler bazı şeyleri idrak edene kadar zaman çoktan tükenmiş hatta canlıların nesli bile tükenmiş oluyor, şimdi sen bunları birilerine anlatacaksın, bu birileri yapması gerekeni öğrenecek, öğrendiklerini tatbik edebilmek için yasa taslağı oluşturacak, sonra bu taslağı gerekli merciilerine sunacak , bu merciidekiler konu hakkında ayrıntılı rapor isteyecek , bu raporları isteyenler tekrar bilgili kişilere danışacaklar , bu kişiler herzamanki gibi keselerini bir şekilde doldurma peşinde koşanlardan oluşacak ve eeeeee vallahi bu dedikleriniz bizlere uygun değil diyerek istenen rapora son noktayı koyacak , bu rapor tekrardan yetkili merciiye ulaşacak ve efendim bizler gereken araştırmaları yerinde ve uzman kişilere yaptırdık , bizim böyle şeylere ihtiyacımız yok , herkese gönlünü ferah tutmaları salık verilecek. İnan benim umudum yok.
Vallahi doğru söylüyorsun İsmail hocam ... Sonra bir de bakmışsın yetkili kişileri gereksiz yere meşgul ediyoruz diye başımıza ne işler gelmiş.... Neme lazım, en iyisi biz bu hayallerden vazgeçelim, beş, on yıl daha avlanırız nasıl olsa, denizde balık bitince de sen sağ ben selamet... Allah iyiliğini versin ... Sevgiyle kal....