gerçekten bu hobiye gönül vermiş insanların av yerine her gidişlerinde başlarına gelen iyi kötü olaylar belleklerimizde bir anı olarak yer alır bundan tam 15 yıl önce ekim ayı (nerden hatırlıyorsun derseniz hanım oğluma 8 aylık hamile ) fabrikada mesai saatinde bir balık muhabbetinde hdi bu akşam dereye karabalığa gidelim lafıyla bir anda 8 kişilik bir ekip kuruluverdi ben biraz mazeret üretip kıvırsamda hanımın hamileliğini öne sürüp izin sonucu yine katılmak zorunda kaldık bu ekibe iş çıkışından 1 saat sonra ekip toplanmış olarak evin önüne geldi güzel bir yolculuktan sonra karadereye vardık ve oltalarımızı atıp başladık beklemeye bir yandanda mangal ve muhabbet ortam harika saat 10gibi baktık balık yok herkez sıkılmaya başladı bizimde dönüş yolculuğumuz başladı taki akçapınar köyünden dönüp yoluna devam eden taksiye kadar tam banvit fabrikasının oraya gelmiştik ki o zamanları yol şu anki yolgibi ayrılmış değil önümüzde yalpalayarak giden taksiyi sollamaya karar verdik ve tam sollamaya kalktığımızdada taksi sinyal vermeden debleke köyüne dönmeye kalktı ve bizde mecburen arkadan taksiye vurduk telaşla taksiden indik iki araba olduğumuz için arkadaki arkadaşlarda durup bizlerin yanına geldiler biz arabanın durumuna bakarken vurduğumuz arabanın sahibide kendi arabası etrafında bakınıyor ben bi ara şu adamın yanına bi gideyim derken adam aniden arabasına biniverdi sen nereye gidiyorsun demeye fırsat kalmadan lastikleri yakarcasına kalkış ve ve ben bir anda kapıda asılı kaldım bereket camı açıktı koltuk altından iyice kapıya tutundum ama ayakkabılar bir anda tabansız kaldı eridi gitti adama dur ne yapıyon desemde bana devamlı atla atla diyor baksana kaçla gidiyon 90km süratin var diyorum iyice korkmuş durursam sen beni döversin diyor yemin billah diyorum dövmiyecem aşağı yukarı 800metre kadar bu yolculuk böyle devam etti taki tren yoluna gelirken keskin bir viraja kadar ve o esnada kmde 20yi görünce kendimi yan taraftaki hendeğe yuvarlıyıverdim ben hendekten emekliyerek çıkarken arkadan gelen arkadaşlar durdular ve kısa bir sağlık taramasından sonra bir arkadaşın ben onu tanıyorum şu köyün muhtarı deyince takipten vaz geçildi sağ salim evimize varmış ve sabahleyin yine işimize gittiğimizde gelen bir telofonla soluğu sanayide almıştık bizim muhtar arabasını tamire getirmişti ve beni karşısında görünce bir anda kendini arabasına kitledi ve jandarmaya haber verip kendisinden şikayetçi oldum oda benden şikayetçi oldu ve soluğu karakolda aldık uzman çavuşa herşeyi anlattık ve arabanın masraflarını bari çekmesini istedik bunun için bu şikayet ettiğimi belirttim karşı tarafın hem alkollü olması ve kaçması bizim işimizi kolaylamıştı ve sonunda arabanın masraflarını karşılaması neticesinde anlaştık bende bu anımı hiç unutamam ALLAH beni oğluma bağışlamıştı sanki
Ben dalardım bu adama abi... mustafa abi geçmiş olsun Allah seni sevenlerine bağışlamış.. Bu zihniyette bir adamı da muthar yapmışlar yazık bu muhtarın görev yaptıgı köydeki köylüler ne durumdalar acaba ???