Tarım Bakanı hakkında suç duyurusu ya da gensoru?

Konu, 'Tebliğler' kısmında REİS tarafından paylaşıldı.

  1. REİS

    REİS Mahir Ersin

    Yaş:
    79
    Mesajlar:
    2.389
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Olta
    En İyi Avı:
    Torikler-Kofanalar
    Arkadaşlar

    Boğazdaki katliama şahit oldukça mail göndermekten başka neler yapabiliriz diye sürekli kafa patlatıyorum.

    Şimdi hukukçu dostlarımızın yardımına ihtiyaç var.

    Gırgırlara kızıyoruz ama onlar yasal:mad: av yapıyor.

    Asıl kızmamız gereken, bebelerin katledilmesine izin veren tebliği hazırlayanlar.

    Onların başında da Tarım Bakanı olduğuna göre (sembolik olarak) Tarım Bakanı hakkında suç duyurusunda bulunabilir miyiz?

    Bir başka konu, TBMM'de gensoru verilmesi.

    Düşünce bazında iktidara yakın olanlar, iktidar üzerinden sonuç almaya, muhalefete yakın olanlar da muhalefet partilerine bir gensoru verdirmeye çalışsa, bundan Mecliste bir sonuç çıkmasa bile basında yer alması sağlanır ve konu gündemde tutulur, belki de ek bir maddeyle tebliğde değişiklik yapılır ve lüfer katliamı önlenir.

    Tabii bunlar yapılıncaya kadar hala yavru lüfer kalırsa.:confused:

    Haydi bakalım biraz da bu konularda fikir jimnastiği yapalım.

    Bunlardan hangisi uygunsa ya da her ikisi için de girişimde bulunalım.

    Hukukçu dostlar görüşlerinizi paylaşmanızı bekliyoruz.

    Konu gerçekten çok acil.,

    Selam ve sevgiler.
     
  2. macir_ertan

    macir_ertan Ertan Çetin

    Yaş:
    56
    Mesajlar:
    1.550
    Şehir:
    Haskovo-Bulgaristan
    Favori Kamış:
    Trabucco
    Favori Makine:
    Daiwa Emblem-Z
    En İyi Avı:
    Yayın,Sazan,Turna
    Abi hukukçu değilim ama müsadenle birşey demek istiyorum bu beş para etmez tebliği hazırlayanları direk mahkemeye verelim ne olacak en temizi bu değilmi
     
  3. jigging

    jigging Caner

    Yaş:
    44
    Mesajlar:
    1.213
    Şehir:
    Istanbul
    Favori Kamış:
    Penn spinfisher surf & Lineaeffe sorrento & Lucky Craft ESG II
    Favori Makine:
    Penn Surfmaster 750 & Shimano Ultegra XTB & Exage 4000fa & shimano twinpower 4000xg
    En İyi Avı:
    seni meraklı, hadi ordan... nazar değdireceksin..
    Reis babam.

    Bende hukukçu değilim fakat okul yıllarında tanıdığım bir avukat arkadaşım şunu derdi, her kuruma dava açabilirsin.. önemli olan açmak değil, elinde sağlam delillerin olması, yoksa kazanamadıktan sonra hiç bir önemi yok.

    Forumda 29,000 küsür üye var, her biri 1TL katkı yapsa bunun için 29,000TL eder ki bu parayla her türlü dava açılıp takip edilebilir... en basit düşünce.. ve sadece bu forumdan ;) diğerlerinide kattığımızda mebla çok büyür ki gerçek bir hukuk savaşı başlatmak için herşey hazır olur bence...

    Biz aslında oluşturmuş olduğumuz gücün farkında değiliz.... biz böyle farkında olmadıkçada bu böyle gidecek...
     
  4. macir_ertan

    macir_ertan Ertan Çetin

    Yaş:
    56
    Mesajlar:
    1.550
    Şehir:
    Haskovo-Bulgaristan
    Favori Kamış:
    Trabucco
    Favori Makine:
    Daiwa Emblem-Z
    En İyi Avı:
    Yayın,Sazan,Turna
    Caner çok doğru demişssin bende biraz önce bir hesap numarasına hesap açılsa sorumlu biri bunu takip etse gibilerinden düşünmüştüm ama bir hata mı yaparım para konusuna girmekle tepki alırım diye baya düşündüm,ama en gerçekçi çözüm bence bu şekilde başlayabilir
     
  5. REİS

    REİS Mahir Ersin

    Yaş:
    79
    Mesajlar:
    2.389
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Olta
    En İyi Avı:
    Torikler-Kofanalar
    Teşekkürler.

    Benim dediğim de bu.

    Suç duyurusunda bulunma imkanımız varsa bunun arkasından dava geliyor zaten.

    Hukukçuların görüşünü alalım derken de kaybedeceksek girmeyelim, başarma ihtimali az da olsa varsa deneyelim demek istedim.
    Zaten amaç birilerini mahkum ettirmek değil, ses getirip balık katliamını önlemek, yani üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil.
     
  6. eminertürk

    eminertürk emin ertürk

    Yaş:
    39
    Mesajlar:
    427
    Şehir:
    Akhisar
    Favori Kamış:
    shimano catana
    Favori Makine:
    penn sargus shimano baitrunner 6500b
    En İyi Avı:
    yildizli trakonya 53 cm 1,5kg sinarit 1,75kg
    eğer kampanya başlarsa bi sahte parası benden nasıl olsa bu gidişle sahteyle tutacak balık kalmıyacak
    saygılarımla
     
  7. Zıpkıncı İbo

    Zıpkıncı İbo İbrahim Can

    Mesajlar:
    2.915
    Şehir:
    Ankara
    Favori Kamış:
    Cressi, Mares, Tusa
    En İyi Avı:
    18 kg Akya
    Mahir reis, elleriniz dert gormesin, girisiminizi tebrik ederim... daha once Turgay beyin actigi benzer bir konu altinda yazmis oldugum gorusumu faydali olmasi umuduyla asagida tekrarlamak isterim... saygilarimla...

    ================

    Turgay bey,

    Cok onemli hususlara deginmissiniz. Hassasiyetiniz icin kendi adima tesekkur ederim.

    Alp beyin "bu gibi forumlarin ulusal balikcilik politikalarinda icraci degil, icra makamini bilgilendirici (ve mumkunse yonlendirici) fonksiyona sahip olabilecegi, delinen yasaklarin getirdigi magduriyete ancak hukuk yoluyla cozum bulunabilecegi" yolundaki gorusune katiliyorum. Zira internet forumu sadece bir medya aracidir, fakat sivil toplum orgutlenmesi bakimindan cok etkili olabilecek bir imkandir. Ulkemizde bu kultur yeni yeni olusmakta, baska ulkelerde ise orgutlu sivil toplumun medya vasitasiyla neler yapabildigini, siyasetcileri ikna edip kararlara, yasalara yon verebildigini goruyoruz. Bu noktada kamuoyu olusturma potansiyalini en etkin bicimde kullanmak gerekiyor.

    Bu vesileyle daha once yine sizin tarafinizdan acilmis olan "Boyle yasak olmaz" baslikli konu kapsaminda yazmis oldugum mesaji bir yontem onerisi olarak tekrardan tum arkadaslarin ilgisine sunmak isterim...

    ____________________________________________

    Turgay bey,

    Dediginiz gibi, topluca yapilabilecek bir girisim icin hukukcularin gorusunu almakta fayda var. "Başbakanlık, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'na defalarca yazdım, fotoğraf yolladım, cevap bile vermediler" demissiniz. En azindan vatandas olarak vicdani bir gorev yaptiginizi, ancak yetkililerin konuyla ilgilenmedigini kamuoyuna duyurmakta fayda var. Eger hukuk devletiysek, "bundan birsey elde edemeyiz" demeden, iyi niyetle mucadeleyi surdurmek lazim. Mesela bir imza kampanyasi baslatilabilir, toplanan imzalar dilekce ekinde bolgeniz milletvekillerinden birine (tercihen muhalefet partilerinden biri olmali ki isin uzerine gitsin) iletilebilirse, evvelce munferiden yapilan basvuru da belgelenirse, yetkililerin ilgisizligi "gorev sorumluluklarini yerine getirmeme ve ihmal" kapsaminda TBMM'de soru onergesi olarak dahi gundeme gelebilir.

    "Yok daha neler" demeyelim, yakin gecmiste cok daha onemsiz konular bu sekilde Meclis gundemine geldi, tartisildi, bu kadar onemli bir konu nicin gelmesin??? Yeter ki meseleyi sahiplenecek dogru kisiyi bulabilelim. O noktada da iktidar - muhalefet cekismesinden hayirli bir is adina faydalanmak bir fikir olabilir. Belki bu sayede bu cekismeden ilk defa memlekete bir fayda saglamis oluruz.

    Bereketli avlar dilerim.
     
  8. azizcan

    azizcan azizcan

    Mesajlar:
    91
    Şehir:
    ANKARA
    Payıma ne düşerse varım demeye bile gerek yok.
     
  9. REİS

    REİS Mahir Ersin

    Yaş:
    79
    Mesajlar:
    2.389
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Olta
    En İyi Avı:
    Torikler-Kofanalar
    Teşekkürler zıpkıncı ibo ve fikir belirten dostlar.
     
  10. denizci_kaptan

    denizci_kaptan Sami

    Mesajlar:
    1.398
    Şehir:
    İstanbul
    Mahir Reisim ,

    Yalnız bu konu değil genel oarak hassasiyetlerini ilgi ve hayranlıkla takip ediyor, takdir ediyorum.

    Bir hukukçu olarak -hukukçu üstadlarımın müsadesiyle- konuya katkı yada ilk yorumu yapmak isterim.

    Öncelikle vatandaş olarak gensoru verme şansımız yok. Gensoru ancak bir siyasi parti gurubu ile yada en az 20 milletvekilinin imzası ile verilir. Bunu bir şekilde sağlamış olsak dahi gensorunun pratikte geçerliliği çok güçlü değildir. Çünkü meclis içinde siyasi yapılaşma genellikle iktidar partilerinin gensoruları kolay geçmesini sağlar. Bu hemn hemen bütün dünyada böyledir.

    Vatandaş olarak bu açıdan yapılabilecek etkisi olabilecek tek yol Blgi edinme kanunu kapsamında toplu imzaların eşliğinde hazırlanmış bir dilekçe örneği ile meclise başvurmak olabilir. Bu durumda meclis belirli bir süre içinde bu dilekçeye cevap vermek zorundadır. Ancak uygulamada genel geçer cevaplarla bu tarz konular savuşturulmaya çalışılır- havada kalır. Ancak basının desteğini alarak belki bir fayda sağlanması ve konunun meclis gündemine gelme ihtimali söz konusu olabilir. Yine de zor. Çünkü altında ciddi ekonomik nedenler yatıyor, aşağıda kısaca açıklayacağım.

    Sayın Tarım Bakanı ve yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunmak ve dava açma konularına gelince;

    Suş duyurusunda bulunmak zor sahmetli bir işlem değildir. Bir dilekçeyle İlgili Cumhuriyet Başsavcılığına başvurulur. Ciddi bir masraf vs yükümlülük de gerektirmez. İlgili Cumhuriyet Savcısı dosyayı alır inceler herhangi bir suç unsuruna rastlarsa ki mevcut durumda bu zor görülüyor prosedürü başlatır. Tabiki söz konusu şahıs bakan ve milletvekilleri olunca bu prosedürler hem çok uzar hem de genellikle atıl kalır.

    İşin cezai boyutuna gelirsek kanaatimce ortada suç oluşturabilecek bir neden görülmüyor. Çok zorlanırsa Görevi kötüye kullanma , görevi ihmal yada Kültür ve tabiat varlıklarını bozma ve zarar verme suçu kapsamında değerlendirilebilir ama ortada kamu yararı gibi bir bahane ileri sürüleceğinden bu başvuruların atıl kalma sonucu muhtemeldir.

    Dava açma konusunda ise Yine ilgili bakanlığa bir dilekçe ile topluca başvurulur. Dilekçede gıgırların yasaklanması istenilir. Verilecek cevap muhtemelen olumsuz olacaktır. Bu cevaba göre ilgili süre içinde ilgili İdare mahkemesinde dava açılır. Dava süreci bir kaç yıl sürebilir. Sonuç için yorumda bulunak çok doğru olmaz. Bir yargılama sürecidir karar tamamen Yüksek Yargınındır.

    Bu karamsar yaklaşımlardan sonra ne yapılabilir sorusunun cevabına gelmek lazım sanırım.

    İşin vahim tarafı aslında başta ilgili bakanlar hatta başbakan olmakla beraber hemen her yetkili durumun vehametinin farkında. Ellerineki istatistiki verilerin her sene balık populasyonun balıklar aşeyhine ciddi oranda azaldığını gösteriyor. Zaten balık populasyonu azalmasa denizlerde balık bolluğu olsa hiçbir gırgır trol boğazda ağ atma riskine girmeyi istemez öyle değil mi. Ama açık denizlerdeki balık populasyonu neredeyse bitince, sınırlı sayıdaki balıklar boğaz gibi dar alanlarda sıkışınca güçlü tekne sahiplerinin dolaylı baskıları siyasi erkleri bu tür kararlar almaya zorluyor. Baskıları derken yanlış anlaşılmasın ortada balıkçılıkla geçimini sağlayan ciddi bir nüfus var. Bu nufusun bir şekilde geçinmesi lazım. Bu da ancak yakalanan balık sayısına göre mümkündür.
    Bunun dışında yakalanan her balık ülke ekonomisine bir katkı sağlamaktadır. Avlanan balıklar ticarete katılır ve vergi sisteminde devlete çok ciddi bir getiri sağlar. Devlet bu getiriden vazgeçemeyeceği için tekne sahiplerinin bu talep ve baskılarına çok karşı koyamazlar.

    Görünüşe göre hukuki olarak bütün ipler Kamu Erkinin elinde. Ancak Kamu yetkilileri en çok neden çekinirler? Medyadan çekinirler.

    Medyayı harekete geçirmek için yapılması gereken prosedürler vardır. Biz ülke olarak tembel bir milletiz ya; malesef bizim Greeenpeace üyelerimiz bile çok fazla bir etkinlik içinde bulunmuyorlar yada bulunuyorlar ama bizler göremiyoruz.

    İşte öncelikli olarak ciddi bir kampanya başlatılması gerekir. Bu kampanyalarla broşurler bastırıp halk bilgilendirilmeli ve ilgili kamu yetkililerinden izin alarak bir gösteri yürüyüşünde bulunulmalıdır. bu şekilde bir yerlerden başlanmalıdır. Burada asıl mesele hadi yürüyün arkadaşlar dediğimiz zaman kaç kişi senin arkanda bulunacak bunu iyi etüd etmek gerekiyor:(

    Diyelim ki böyle bir kampanya başlatıp yürüyüş yaparak sesimizi duyurduk ve medyanın gündemine azıcık da olsa geldik. Arkasından Benzer çalışmaların devamını getirmek ve konuyu mümkün olduğunca medyanın gündeminde tutacak faaliyetlerde bulunmak lazım gelir. Kalkıp çıplak protesto yapılamaz elbette ama simgesel olarak medyanın dikkatini çekebilmek için örneğin bir gırgır ağının içinde bir gurup insanın sembolik olarak ağa hapsolmuş gibi bir halde akşam haberlerinde görülmesi bile bir ışık yakacak hareketlerdir.

    Bu tarz çalışmalar çok zor zahmetli başta greenpace üyleri gibi kişilerin destekleriyle yapılabilecek çalışmalardır. Başarı şansları genellikle de çok yüksek değildir.

    Tabiki diğer hukukçu üstadlarımızın da değişik fikirleri olabilir. Görüşleri dinlemek lazım.

    Saygılarımla...
     
    Son düzenleme: 21 Ekim 2010
  11. alikemal

    alikemal Ali Kemal GÖKTÜRK

    Mesajlar:
    1.350
    Şehir:
    Ankara
    Mahir abi güzel fikirler atmışsın gerçekten mahkemeye verebiliyorsak vermeliyiz

    Öncelikle mahkemeyi gırgırların avlak sahalarını ihlala ettiğine dairmi yoksa teblilerde belirtilen lüferin avlanma boyu olarak belirtilen çinekop(25cm)i yukarıya çekmekmi olmalı? sonuçta bubildiğim kadarıyla Sirkülelerive teblileri Tarım ve Köy İşleri belirliyor. Avlanma sahaları ve avlakları ise Boğazda ve diğer ilerde Balıkçılar kovparitifin talebi üzerine Sahilgüvenlik ve Valilik belirliyor. Aslında bu kısmı tam bir karmaşa

    -Tarım ve köy işlerinin bir madesi olan denize dökülen akarsularda ve çaylarda ,çay ağılarında ağile ticari balıkçılık yapmak yasak yani (bir volici yada gırgır trol gelip orayı ağ ile saramaz)

    Amam bir ilimizde ve o ilimizin beldesinde bu kural geçerli değil nasılmı ? Sözde valiliğin kararıylasahil güvenliğin Balıkçı kovparatifiyle anlaşmasıyla alınan ortak kararla olay çözülüyor.

    Aynı şekilde aynı beldede uygulanan başka bir kural bozukluğu ise şu şekilde
    Sahil güvenliğin belirlediğiteblilere ve kararlara göre ticari balıkçıların(voli ,Gırgır Trol gibi) gemilerin liman ağızlarında ve liman girişlerinde avlanması ve ağ atması yasaktır. Bu bütün illlerin tamamıda geçerli olan bir kural fakat Ne hikmetse bu kural o beldede işlemiyo

    ıyıdan sahil güvenliği arayıp karakola bildirdiğimizde yüzsüz bir komutanın tamam ilgileniyoruz cümlesi ve gönderdiği bir askerin bakıp karakola geri dönmesiyle sonuçlanıyor. Ertesi gün tekrara aynı yerde aynı şekilde avlanılıyor.

    İstanbul kousunda;
    Delil istiyorlarsa delilde bulunur okadar istanbul kıyılarında avlanan arkadaşlarımız forum üyesi sürekli rapor veren abilerimiz var düşünün herkezin elinde de kamera özelliği olan en kötü 2MP bir ceptelefonu ile çekilmiş videolar ve fotoğraflar en somut delilimiz bu sayede avlanması yasaklanmış bölgelerin haritasından ihlal edilen bölgeler ortaya çıkar. Daha sonra o gırgırların ağlarını topladıktan sonra balıkları buzhane arabalarına yüklemek için limana geldiğinde bir video da orada çekilir burada yakalanılan balığın boyu bir şerit metre ile gösterile bilir. Ama işin asıl zor kısmı bu adam kasanın içinden balığı alıp sana şerit metreyle ölçtürürmü orası ayrı

    Kaldıki çekilen videolarda karışık birkasada hakim bey kurunun yanında yaşta yanmış gibisinden bir kara verirse ozaman neyapıcaz?
    Zaten çinekop dediğimiz hayvan 1 karış kadar boyuvar 25 cm teblilerde belirtilmiş daha küçüğüde arada kaynadığı taktirde bütün yavruları katletmiş demektir ama hakim anlarmı ? Açar tebliyi bakar ha şukadar boy der tamam bu yasal der geçer. Bunun öncesinde çinekop denilen şeyin sirkülelerden ve teblilerden çıkartılması ve lüferin asıl boyu yazılıp sabitlenmeli. yok lüferdi yok sarı kanatdı yok çinekoptu bu gibi boyuna göre isimler farklı balık izlenimi yaratıyor. Bu yüzden tek isim kullanılmalı

    Bu dava bence iki aşamalı olur ilk başta Tarım ve Köy İşlerine ,balığın teblilerde belirtilen boyu ele alınıp gerçek değerlere çekilmeli daha sonrada bu sayede gırgırların küçük balık yakalama durumunda 25cmlik çinekopun 3-5 cm daha küçük yakaladığında oda arada karıştı diyememsine sebep oluruz. Bu bizim ilk dayanağımız olur. Diğeride avlanma sahalarını yargılamalıyızki buda dediğim gibi biz amatör kıyı balıkçılarının video kamera yada cep telefonlarıyla çektiği video yada fotoğraflarla gırgırların avlakları ihlala ettiklerine dahir suç duyurusunda buluna biliriz.Bu davayıda artık Sahil Güvenliğemi gırgır gemisinemi yoksa bunları teftiş eden başka bir kuruluşa karşımı açılmalı orasını bilemiyorum.

    Aslında bu işlele uğraşan bir sivil toplum rgütü yada federasyonumuz olmalı ve bizleride denetlemli Yokmu bim içimizdede çürükler elbette var. Parketa atanmı istersiniz yoksa gece fenerle dalanmı birde sırtında tüp oldumu deymeyin keyfine Liman içinde zıpkınla avlanmanın yasak olduğu ve çayların içine girlmeyceği gibi çay ağızlarında zıpkınla aktif avcılık yapılmasının yasak olduğu bi yerde bu yasaklar bile deline biliyorken buda biraz toplum ahlakı bireylerin eğitmiyle alaklıbir durum

    En basitiörneği bu yaz yaşadığım bir olay

    Sözü geçen beldede liman da yürüyüş yaparken biryandan denizdeki kefallere ve etraftaki balıklara bakıyordum yanımda hiçbir av aleti olmadan öylesine gezerken liman içinden elinde zıpkın kafasında gözlük şnoker, ayağında paletle dalan bir genç gördüm yaşı 20li civarlarda liman içinden dalış yaptığınıgördüm ve ben yluma doğru devam ettim en sonunda mendirekte Deniz fenerinin gölgesine oturdum etrafa bakınırken gözüm o zıpkıncıdaydı liman içinden fener burnuna kadar birkaç oltacının oltasının altından geçerek geldi En sonunda daynamdım ve seslendim:
    - arkadaşım ne yapıyorsun? yasak burada bu şekilde dalmak.
    - hadi çık dedim
    cevap :
    - sen kimsin hıı sen kimsin??
    - ben ali kemal :...))) sen kimsin??
    - Sahilgüvenlik
    birsüre güzel yollu sözle ikna etme çabalarım zıpkıncıyı liman içinden çıkartıp mendirek burnuna yönelmesini sağladı birazdaha orada takılıp gözlemledim ama anlaşılan zıpkıncının içeriden çıkmaya niyeti yoktu
    o an ben sahil güvenlik demsini düşündüm ve bu fake de ola bilir gerçekte ola bilir. Çünkü o gün hafta sonu ve çarşı izninde küçük birt beldede asker ne yapıcak ki?
    Bu biraz toplumun eğitimi, ahlakı ve görgüsünden kaynaklanıyor
    O genç çocuğa belki bende ılımlı yaklaşmayıp sert çıksam ya kavga çıkacak yada karakolluk olucaktık.
    İşin özü Dejenere olduk.Kayığını alan kaptan olmuş.(çıkar dünyası millet sinekten çıkacak yağın hesabında)

    bu işin kişiye ama töre düşen sorumluluğu ve payı ise kanımca şu şekilde olmalı ve ben uygulayan ve uygulanması taraftarıolrak

    Yakalanılan küçük balığı çinekoptur , defne yaprağıdır, ladiktir,ispendektir, kıraçadır hepsinin hangi isimle olursa olsun hepsinin yakalandıktan sonra etrafındaki avcılar görecek şekilde salınması ve bunu balandıra ballandıra anlatılması. hatta söz misali biri gelip şuna bak misgibi çinekopu saldı dediğinde yada ispendek neden saldın diye sorduğunda ise güzel çe anlatılmalı alına cevap olurmu ya gibisinden olduğunda ise horlanmalı ve tepki konulmalıdır. Kişi ve avcı olarak durşumuzu bozmamalıyız
     
    Son düzenleme: 21 Ekim 2010
  12. Emin Yıldırım

    Emin Yıldırım Emin Yıldırım

    Mesajlar:
    370
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Olta ve tesbih
    En İyi Avı:
    3,5 Kg Kefal
    Nacizhane bir fikir olarak şunu önerebilirim.Her akşam saat 18,20 sularında Kral fm de Mehmet in gezegeni diye bir programda Türkiye için adı altında 10-15 dakikalı bir canlı bağlantı ile katılımın yapılıp,herkesin ülkenin sorunları hakkında fikir beyanında bulunduğu bir bölüm var.Ve bu beyanlar cd ye kayıt yapılıp her hafta sonu Sayın Başbakana ulaştırılıyor.Bu programa sorunlarımız hakkında detaylı bilgisi olan ve ağzı laf yapabilecek birkaç arkadaşımız telefonla katılımda bulunursa sesimizi hem tüm Türkiye ye hem de devletin en yüksek merciine ulaştırma imkanı bulabiliriz.
     
  13. davids41

    davids41 tamer

    Mesajlar:
    61
    Şehir:
    kocaeli
    Emin olun tarım bakanlığının yaptıgı tek suc bu değil. Belki bilenler vardır ama bilmeyenler için yazıyorum.ithal Etler artık gümrükten sadece gözle kontrol edilerek geçiyor.yani bu bakanlık tam bir katil
     
  14. alikemal

    alikemal Ali Kemal GÖKTÜRK

    Mesajlar:
    1.350
    Şehir:
    Ankara
    İşin vahim kısmı forumun bir kısmında balıkların ve gırgırların durumu ve çinekop ,defne yaprağı ve ispendeklerinavlanmaması ve soyun devamlılığı için çaba sarf edilir ve beyin patlatırken başka bir bölümde ise çinekop çaparisi için misina tavsiyesiisteniyor :( çinekop u daha iyi nasıl avlarımdiye düşünüyo arkadaş ya biz daha kendi içimizde tekbir ağız tekbir yürek olamıyoruz. Sorun burada
     
  15. KULL64

    KULL64 Emrah

    Mesajlar:
    1.836
    Şehir:
    TURKIYE
    Favori Kamış:
    Guan2000gr
    Favori Makine:
    Ticagt4000
    En İyi Avı:
    ...
    Eger hesap acilip bu is icin para gonderilecekse bende varim.
    Burada da bahsedildigi gibi biz hepimiz tekyurek,tek bilek olursak vallahi gelebiliriz isin ustesinden.Tum samimiyetimle soyluyorum bunlari.
    Bu arada :
    Boyle birseyide aramizdan iyice konuscabilecek birini secerek yapabiliriz.Istemek basarmanin yarisidir.Bizde her firsatta birseyler isteyelim bu konuda.Sonucta kaybedecek birsey yok.

    Boyle bir konu icin cok yurekten tesekkurlerimi sunarim.
    Rastgele ...
     
  16. enginson

    enginson engin

    Yaş:
    42
    Mesajlar:
    2.161
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    daiwa crossfire(spin) okuma salina
    Favori Makine:
    shimano catana 400 fb, ryobı ecusima 6000vi, okuma avanger 65
    bizim mahkemeleren bir sonuç çıkacağını sanmıyorum ama dünya mahkemeleri ya da greenpeace ile bir şekilde irtibata geçilebilirse birşeyl olabilir diye düşünüyorum..
     
  17. enginson

    enginson engin

    Yaş:
    42
    Mesajlar:
    2.161
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    daiwa crossfire(spin) okuma salina
    Favori Makine:
    shimano catana 400 fb, ryobı ecusima 6000vi, okuma avanger 65
    greenpeace a mail attım belki yardımcı olabilirler diye düşünüyorum..
     
  18. REİS

    REİS Mahir Ersin

    Yaş:
    79
    Mesajlar:
    2.389
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Olta
    En İyi Avı:
    Torikler-Kofanalar
    denizci_kaptan

    Alperen, şahsım ve konuyla ilgili yorumun için çok teşekkür ederim.

    Bu şekilde konuşup tartışarak bir yerlere varacağımızı düşünüyorum.

    Önce şuna bir kere daha açıklık getireyim, benim derdim bağcıyı dövmek değil.

    Suç duyurusunda bulunalım derken, medyanın ve ilgililerin dikkatini çekmeyi amaçlıyorum. Yoksa Sn. Bakanı mahkum ettirmek değil isteğim, zaten bunun meseleye bir faydası da olmaz.

    Suçun ne olabileceğine gelince, vurgulayacağımız, ilmi verilerin aksine kararlar alarak milli varlığımız olan balık stoklarının yok edilmesine zemin hazırlamak olabilir.(mi?)

    Çünkü lüfer balığı 20-24 cm boya ve iki yaşına erişmeden üreme kaabiliyetini kazanamıyor.
    Tebliğ ise 14 cm. lik lüferi tutabilirsiniz diyor.

    Bilgi edinme kanunu çerçevesinde, BİMER ve Tarım Bakanlığının ilgili birimleri e-posta yağmuruna tutuluyor duyarlı profesyonel ve amatör balıkçılarla sivil toplum kuruluşu Fikir Sahibi Damaklar mensupları tarafından.

    Bunlara baştan savma cevaplar veriliyor ve bu cevaplar, asli görevi balık stoklarını korumak olanların, yaptıkları işten haberdar olmadıklarının açık bir itirafı gibi görünüyor.
    Ben bu görüşümü kendilerine (belki biraz da ağır sayılabilecek bir dille) yansıttım.

    Konu, boğazda gırgır avına açık sahanın daha da genişletilmesiydi.
    Sorumuza, boğazdaki yasaklamanın, aslında balıklarla ilgili olmayıp sadece avcılığın gemi yolunda yapılmamasıyla yani başka bir Bakanlığın yasakları dolayısıyla olduğunu, kullandıkları terimin ne manaya geldiğini sonradan öğrendiklerini(Trafik ayırım düzeni-trafik ayırım şeridi), ve benzeri, sonradan uyandık manasına gelecek sözde bir açıklamayla cevap verdiler.
    Biz de bu açmazları kendilerine hatırlattık.

    Bu durumda, onlardan ümidi kestiğim için medyayı konuya daha fazla eğilmeye teşvik etmek ve daha üst makamları yapılan yanlışlar konusunda bilgilendirmek maksadıyla suç duyurusu ya da gensoru dedim.

    Gensoru için de yine medyada haber olacağı ve dikkatleri konuya çekeceği düşüncesiyle ümitvar oldum, yoksa gensorudan bir şey çıkmayacağını biliyorum, ayrıca isteğim, ondan çıkacak sonuç da değil, onları sadece araç olarak kullanabilir miyiz diye düşündüm.

    Bir de (senin de belirttiğin gibi) gensoruyu muhalefet partisi vereceğine göre, konu hakkında bilgilenmiş olur ve iktidara yüklenme vesilesi sayar dedim.

    Tekrar teşekkürler, selam ve sevgiler.
     
  19. REİS

    REİS Mahir Ersin

    Yaş:
    79
    Mesajlar:
    2.389
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Olta
    En İyi Avı:
    Torikler-Kofanalar
    alikemal

    Geniş kapsamlı yorumun için teşekkür ederim.

    Alperen'e yazdıklarım, senin de bir kısım sorularına cevap niteliği taşıyor.

    Balıkçılar için yasak ve kısıtlamaları TArım Bakanlığı koyuyor, ancak bu başka bakanlıkların yasaklamalarına uyulmakayacağı anlamına gelmiyor.

    Mesela boğazdaki gırgır avına yasak bölgeyi ben, balıkçılık açısından belirlenmiş sanıyordum, halbuki Ulaştırma Bakanlığınaca belirlenen gemi yoluna çıkmamaları içinmiş.

    Liman içlerinde avcılık sanıyorum hem trafik açısından (belki) hem de sağlık açısından yasaklanmıştır.

    Akarsu ağızlarındaki yasaklamalar ise bütün akarsuları kapsamıyor, hangi akarsu ağızlarında yasak olduğu bir liste halinde açıklandı.

    Mesela Ağva ve Riva derelerinde yasak ama boğazda Göksu deresinde yasak değil.

    Tebliğleri okursan, bunlara herkesin uyması gerektiğini, ancak doğal afet ve benzeri olağanüstü durumlarda valiliklere değiştirme yetkisi verildiğini görürsün.

    Benim bildiğim kadarıyla, SG, Valilik, balıkçı kooperatifi bir araya gelip tebliğe aykırı bir işlem yapamaz, karar alamaz, yapıyorsa suçtur.
    Dediğin yerde başka bir özellik olabilir.

    Gırgırlar, yasal yerlerde ve boylarda balık avlıyor, onlara bir şey diyemeyiz.
    Diyeceklerimiz, lüferde yasal boy olarak 14 cm. yi kabul edenleredir.

    Daha önceki tebliğlerde bu yasal boy hep değişmiş, birinde 20 cm.imiş.

    Herhalde yıllara göre lüferin üreme kaabiliyeti de değişiyor. :)

    Sözün özü, aslında senin de dediğin gibi bir vicdan ve ahlak meselesi, bizim yapmak istediğimiz, balık stoklarınmın yok edilmemesi için yetkilileri uyandırıp harekete geçirmek.
    Bundan en çok fayda sağlayacak olanlar yine balıkçılıktan geçim sağlayanlardır.

    Selam ve sevgiler.
     
  20. enginson

    enginson engin

    Yaş:
    42
    Mesajlar:
    2.161
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    daiwa crossfire(spin) okuma salina
    Favori Makine:
    shimano catana 400 fb, ryobı ecusima 6000vi, okuma avanger 65
    gırgırların sahipleri gerçekten çok zengin insanlar, teknelerindeki düzenekler kaç milyon dolardır kimilir, hatta bizim kaptan demişti bir kaçtanesinin sahipleri milletvekiliymiş. yorum bile yapamıyorum artık, denizcilik bakanlığı kurulsa yine başına bu gırgırcıları getirirler demedi demeyin...