tatlı su kefali için göllerde yasak varken akarsularda yok denmiş nedeni nedir acaba. biraz baktım ama bulamadım.
Talısu kefali avı aslında bütün mevsim serbesttir.Ancak bazı ormanici derelerinin alt kısımlarında,yani suyun ısınmaya başladığı kısımlarda belli bir mesafede alabalıkla karışıkta cıkabilir.Bu hüviyetteki derelerde kısıtlanmaya tabidir.Alabalıklla aynı sezonda ava acıktır. Göllerde ise suni yemle(kaşık vs)avlanılmasında bir sakınca olmamakla beraber yasak sezona tabi sazan gibi balıklarında itibar edebileceği tabii yemlerle avcılığı yasak dönemde yapılmamalıdır. Ancak göl derken akla baraj gölleri gelmelidir zira tabii,helede debisi düzgün bir akarsuyla beslenmiyorsa diğer doğal göller tatlısukefalinin yaşamadığı yerlerdir. Sevgiler
yakınımda turna ve alabalık yok malesef epey yol yapmam lazım sazan yayın kefal mevcut onlarda yasak dönem .bende bakınıyorum ne avlayabilirim diye .hafta sonu geçmek bilmedi .söyledikleriniz mantıklı .kaşıkla sazanlara el sürmeden deneyeceğim bakalım .kaşıkta değişik bir yöntem denemedim hiç .teşekkürler .umarım kaşığada ufak yayınlar atlamaz.
Sevgili Fatih İki gündür sabah deniz avı arkasından tatlısu avları ile günlerimi gecirmekteyim.Belki denizin yeknesaklığı,belki doğanın artık tam manasıyla uyanıp,bireylerinin bulundukları ortamı,üreme,beslenme icgüdüleriyle,neşeyle,sevincle ve bütün güzellikleriyle doldurması beni büyülemektedir. İtiraf etmeliyimki buldukları bu bakir ortamda muhtelif su kuşlarının,ötücü kuşların,hemen her seferinde rastladığım,tilkiydi,tavşandı yılandı gibi mensuplarının,keyfini kacırmaktada sanmaktayım kendimi. Her seferinde bu huzur ortamında tabiata zarar vermekten azami kacınsamda,insanoğluyuz ya hayvancıklar tedirgin olmaktalar.Oysa ben kendimi onlardan sanmaları icin gayret göstermekteyim. Bu arada ırmak iclerinde yarı belime kadar su icinde yürürken muhtelif suni yemlerimle tatlısukefali(kasna)avlıyorum.O kadar tombullarki.sıhhat dolular.En büyükleri şimdilik biraz ürkek olsalarda kimisi yemlerimin cazibesinden kendini kurtaramamakta. Resim cekmekten kacınarak, tuttuklarımı,bulundukları ortama,nazikce,asgari sürede zarar vererekten iade etmekteyim. Partnerlerimde aynı şekilde davranmaktalar.Kendilerini ne kadar sevdiğimizi bir bilseler. Son 3 günde bu huzur ortamına ermek icin İstanbul yolu kadar KM.devirmişiz yani nerdeyse 500 KM.Öte yandan kimi zaman Yunan suları yakınlarına kadar giderek,uskumru,mercan vs balıkta kovalamışız. Hayret ettiğiim nokta ise ihtiyar vücudumun banamısın dememesi.Bu durum ise bana ayrı bir sevinc kaynağı olmakta. Sevgilerimle
Arkadaşlar yine bi sorum var Kurtboğazı barajında ortalama 15 cm boyunda yüzgeçleri kırmızımsı, derisi çok sert (kabuklu sanki) neredeyse etsiz bir balık türü var. Kimisi levrek kimisi kızılkanat diyor. Bilen varmı adını?
Sevgili Nedim Amerikalıların Perch yada yellow perch dedikleri bu balık bir tatlısu levreğidir.Popüler bir balıktır.Fazla irileşmesede ortamını bulduğunda pekala 1kg seviyelerine gelebilir.Etcil avcı bir balıktır.Her türlü sahteni n yanısıra canlı yemede gelir. Et değeri yüksektir. Sevgiler
dünyaya sizin gözlerle bakıpta yaşlanmanın mümkün olduğunu sanmıyorum. göz vardır görür göz vardır görür hisseder sever ve bu sevgiyle görmeyle başlar. gördüğünüz içinize işler. hiçbir zaman amacım balık avlamak olmadı.asıl amacım olan tabiatla buluşmaya giderken en sevdiğim araç oldu.. tabiatın renklerin kokuların seslerin tüm güzelliklerin içime işlemesini istedim ve onun için baktım ve görmeye çalıştım. şehrin içinde yaşamak işkence bana kalırsa her fırsatta kendimi dışarı atıyorum.en kötü havada bile şehrin dışına çıkıp bir köy yoluna giriyorum arabadan inip derin bir nefes alıp geri dönüyorum.bunu yapabileceğimi bilmek bile insanı rahatlatıyor .şehirde yaşamayı biraz daha katlanır hale getiriyor. sanırım çocukluğum köyde geçtiğinden bir türlü uyum sağlayamadım .hep özledim .