Arkadaşlar Ege'de uluslararası sular, hiçbir kısıtlama olmadan 15 Haziran'a kadar gırgır avcılığına açıldı. Gırgırlar için ağ boyu ve derinliği, balıklar için tür ve yer farkı gözetilmeden avlanılabilecekj. Bu ne demek oluyor, bence balıkların bu yumurtalı döneminde tutabildiğiniz kadar tutun, şu balıkların soyu kurusun da şu balıklardan da balıkçılardan da kurtulalım. Hani şu mektepler olmasa Maarifi ne güzel idare ederdim diyen Maarif Vekili gibi Sn Tarım Bakanı da her kesimden balıkçı ne istediyse yaptım diyor ama söyledikleri gerçeğe uymuyor. Bendeniz, konuyla ilgili olarak BİMER'e aşağıdaki yazıyı gönderdim. Konuya duyarlı olan arkadaşlarımdan da (ister benim metni kopyalayarak, ister kendi metinlerini hazırlayarak) BİMER'e göndermelerini rica ederim. Biraz sesimiz çıksın, kendi kendimize söyleyip durmakla bir yere varamayız. Selam ve sevgiler. TArım Bakanlığı KKGM.ce Ege'de uluslararası suların, , ağ büyüklüğü, derinliği, balık cinsi, boyu, avlanma sahası ve benzeri, tebliğde sınırlamalara tabi olan özelliklerin hiçbiri dikkate alınmadan, yani hiçbir sınırlama olmadan 15 Haziran'a kadar balık avcılığına açıldığı malumdur. Öğrenmek istediğim konular: 1- Bu karar alınırken danışma kurulu toplanmış mıdır? 2- Bu karar arefesinde Üniversitelerin Su Ürünleri Fakültelerinden ve konuyla ilgili bilim adamlarından görüş alınmış mıdır? 3-Tebliğde, 1 Nisan-31 Ağustos arasında her türlü vasıta ile palamut torik avcılığı yasaktır, hükmü varken, şimdi Ege'de, üstelik yumurtalı palamut ve toriklerin avcılığı neye dayanarak serbest bırakılmıştır? 4-Bu kararın, birkaç büyük endüstriyel balıkçının çıkarı uğruna balıkçılığımızın ve balıkçılıkla geçimini sağlamaya çalışan binlerce belki onbinlerce küçük balıkçının sonunu getireceğinin idrakine varmanız için bizim ne yapmamız gerekmektedir? 5- Tebliğe göre, 1 Nisan - 31 Ağustos tarihleri arasında her türlü avcılığı yasak olan palamut ve torikler balıkçı tezgahlarına nereden ve nasıl gelmektedir? Saygılarımla..
Bu insanlar elimizde sağlam kalan Ege Denizinide aynı Marmara gibi bitirmek için ellerinden geleni yapıyorlar böyle bir kararı hangi mantıkla aldılar ilginç acaba buna karar verenler balıktan ve balık avından anlıyorlarmı ? Ne olacak deniz ve balıkçılık ile ilgili bu konular tarım ve köy işlerine verilip bu işlerden anlayan bir kadro ile denizcilik bakanlığı kurulmaz ise böyle olur Tabiri caiz ise deliye yetki vermişler ilk önce gitmiş babasını kesmiş Ne diyelim hepimizin başı sağ olsun
Bilime ve doğaya karşı alınmış bu kararı kınıyorum. Bu kararı kim aldıysa en kısa zamanda mantıklı be bilimsel bir açıklama yapmalıdır. Aksi halde bu tarz yanlış karar alan yada bu kararı geri çekmeyen, çektirmeyen siyasi iradaeyi seçim vakti geldiğinde cezalandırmayı bir vatandaşlık borcu olarak görmekteyim. Böylede yapacağım. Bu denizler kimseye özel tahsis edilmemiştir.Bu denizler tüm TÜRK halkına aittir
Mahir Reis herzaman yaptığı gibi güzel bi noktaya parmak basmış.Bu egenin gırgırdan çektiğini hiçkimse başka birşeyden çekmedi bu güne kadar.Her fırsatta anlattığım bi olaydır bu.500 gr akyalardan 400 kasa çıkardılar kıyıya.daha yumurtasını bırakamamış hayvanlar bunlar.Yakalanırsa cezası 5binliraydı yanlış hatırlıyorsam düzeltin.Yani şimdi cezasıda yok.Kolay gelsin gırgırcılara.İzin veren varsa kullanır adamlar.Geleceğini düşünen yok çünkü.
Rant, rant, rant gelinen son nokta maalesef budur. Yazıklar olsun, bizi yönetenlere oy verirken çok iyi düşünmek lazım aksi halde sandıklara bile gitmemek lazım!
Açılsın zaten ne zaman kapanıp açıldığıda pek belli değil, Ülkemizin her yeri deniz ile kaplı diyoruz, mesele senin benim yediğim balık değildir, bakın bir genele ? Ülkemizde kalkanı, fangriyi, lagosu hayatında tatmamış insanlar var, var değil hatta çoğunluk bu yönde, Peki bu ülke velinimetleri kime gidiyor, rantçılara ve, vatandaş 150 euroya kalırken bir otelde 40 euroya kalan turiste.
Sayın Reisimizin, bu konu başlığında, sorduğu soruları, cevaplarını ''profesyonel balıkçılar başta olmak üzere birçok arkadaşımız bilmektedir.! Bence Önemli olan bu soruların cevapları değil, ''bu sorunların çözümü ve çözücüsüdür !!! Bunun böyle olabileceği , konuya paydaş olanlar tarafından ,önceden niçin görülememiştir ? Şayet görüldüyse, niçin dile getirilip gerekli girişimler,zamanında yapılamamıştır ? (bu konu bile, buraya, çok geç açılmıştır .!!!) Her ne olursa olsun, burası bir hukuk devletidir.! Günümüzde artık hepimizin gördüğü üzere Askeri kurumlar dahi sorgulanabilmektedir,sorgulanamayan kurum varmıdır ? Balıkçılıkla ilgili kurumlar , ''hukukun üstündemidir !!! Bu kurumun, sorgulanması için ben hukuksal bir girişim göremedim.! Şartlar böyle oluncada !! ''Ağlamayana kimse emzik vermez'' ! ,Kimse kusura bakmasın.!!!
Burası Türkiye , 5 yıl sonra bakalım ne tutulacak , hoş balığı tutmasını bilen yine tutar. Sanal dünya sadece böyle yazıp çizecekse daha çok kötü günler görürüz. balık tutmata , konuşup ah vah demeye herkesin gücü var , fakat toplanalım eylem yapalım ses duyuralım dendiğinde kimseden gık çıkmaz. Balıkta bitsin herkes kurtulsun en güzel yol bu .
Biz bi yeri toparlarken diğer yandan birileri bozuyor bu nasıl adalettir, biz üç beş balığın hesabını yapıp onlara yumurtlama ve büyüme imkanı tanımaya çalışırken adamlar kökten temizlik yapıyor. Şu sitede kaç üyeyiz binlere hitap ediyoruz elimizden hiç mi bişey gelmiyor? avukat, hukukçu vesayre hiç mi kimse yok şu konulara el atabilecek? bu kadar acizmiyiz anlamıyorum. Sadece izleyecekmiyiz bu olanları?
Sonuç alınması için toplu hareket edilmesi gereken ciddi bir konu olduğu anlaşılıyor. Sesimizi duyurmak ve toplu hareket etmek için site yönetimini ve bu konuya çok hakim üyelerimizin birşeyler yapması şart yoksa bu olay devam eder forumdaki bu konu kapanır ve unutulur.Önümüzdeki yıllarda amatör balıkçılık çok zarar görür.en azından bu konuya hakim üyelerimiz tepki için bir yol göstermede bulunmasını rica ediyorum.Mahir abimize de böyle önemli bir konu açtıgı için teşekkür ediyorum.
Bunlar bir anda değişebilecek türden hadiseler değil Etki-Gelişim-Tepki Bunlar hayal ürünü değil, sadece ciddiye alınması gereken hususlar. Denize ve balığa sevdalı insanların "Dünyanın yaşam kaynağı denizler" diyerek yola çıkması gerekli. Çünkü çok yakında dini, etnik, siyasi, hukuksal vb sorunlar yerini ekolojik sorunlara bırakacak. Çünkü bundan sonra ekolojik sorunları sadece izlemeyeceğiz. Onun acı sonuçlarını da yaşayacağız. Her birey olarak kendi düşünce yapımıza uygun çevreci bir sivil toplum kuruluşlarına üye olmalıyız. Bu birinci etap. Türkiyedeki STK ların nüfus oranına olan oranıyla Avrupadaki STK ların nüfusa olan oranıyla kıyaslarsanız, bu katılım farkının nedenlerini anlamamıza yardımcı olacak ciddi bir sebep olarak karşımıza çıkacaktır. STK olmadan sesler gür çıkmaz. O yüzden balıkçılar kooperatiflerle, amatörler derneklerle, vatandaşlar ise STK lar ile seslerini duyuracaklar. STK yapılanmasının daha köklü olduğu yerlerde, uygun olmayan kararlar ciddi halk tepkisiyle karşılaşır. O yüzden STK düşüncemizin dışa dönük şekli olarak düşünmeliyiz. Daha önce açtığım şu konu başlıklarını incelemenizde ciddi faydalar var. Amatör Balık Avcıları Dernekleri Doğal ve Ekolojik Yaşamı Destekleyen Sivil Toplum Kuruluşları Sağlıcakla Kalın.
yakın zamana kadar tüm ihtiyaçlarını öz kaynaklarından karşılayabilen bir ülke iken nerede ise tüm kaynaklarımızı kurutmayı başardık, sanırım buna elde kalan son kalelerimiz denizlerimizde dahil oldu......