YENİ DÜZENLEME NE? 1. Teknelerden alınan Motorlu Taşıtlar Vergisi kaldırılıyor. 2. Gemi, deniz ve iç su araçlarının, "Bağlama Kütüğü"ne kayıt olması ve bunlardan, boylarına göre "ruhsat harcı" alınması öngörülüyor. 3. Buna göre, verilecek ruhsatnamelerden ve bunların vizelerinden gemi, deniz ve iç su aracının boyuna göre; - 5 metreden9 metreye kadar200 YTL - 9 "12 " "400 YTL - 12 " 20 " " 800 YTL - 20 " 30 " " 1.600 YTL - 30 metreden büyük olanlardan 3.200 YTL yıllık harç alınacak. Yalnızca balıkçılık ve şehir içi deniz taşımacılığı faaliyetinde kullanılan araçlardan, tarifedekinin yarısı kadar harç alınacak. 4. Yabancı bayrak çekilmiş özel teknelerin de Türk bayrağına dönmesi amacıyla; dış ticaret mevzuatındaki engellerin kaldırılması ve KDV ile ÖTV dahil, ithal işlemlerinden alınan vergi, resim ve harçlardan muafiyet getirilmesi öngörülüyor. BAYRAĞIMIZ DALGALANACAK Tasarının yasalaşmasıyla birlikte, Türk bayrağı çeken teknelere "Vay sen misin Türk bayrağı çeken, vergilerden vergi beğen" anlayışından vazgeçiliyor. Yabancı ülke bayrağı çeken ve aslında Türklere ait olan teknelere de hatta yabancılara da "Türk bayrağı" çekme olanağı sağlanıyor. "Çivi bir vuruşta çakılmaz" diye, çok sevdiğim bir söz var. Teknelerden alınan "Türk Bayrağı Vergisi"nin kaldırılması gerektiğini ısrarla yazdık ama sonunda amacımıza da ulaştık. Konuya duyarlı yaklaşıp, bu tasarıyı hazırlayanlara da teşekkür ediyoruz. Şükrü kızılot 11/10/2008 Hürriyet Ten alıntı...
Özel Teknelerden Alınan Vergiler, Alınmak İstenen Harçlar İle Türk Vatandaşlarının Yabancı Bayraklı Tekneleriyle İlgili Kanun Teklifi Üzerine ADF Görüş Ve Önerileri Değerli Amatör Denizci dostlar, Bilindiği gibi 23 Mayıs 2008 tarihinde TBMM’ye özel teknelerden MTV’yi kaldıran ve yerine harç getiren, yabancı bayraktan Türk bayrağına gelişi sözde kolaylaştıran bir Kanun Teklifi sunulmuştu. Sanıyoruz ki teklif önümüzdeki günlerde TBMM’de gündeme alınacak ve görüşülerek karara bağlanacaktır. Kanun Teklifinin tam metnine TBMM web sitesinden ulaşmak mümkündür. Tek doğru ve güzel tarafı MTV’nin teknelerden kaldırılması olan Kanun Teklifine bakılarak, 07 Ekim 2008 itibariyle ÖTB kayıtlarına girmiş 20.543 tekne olduğu değerlendirildiğinde ortaya aşağıdaki tablo çıkmaktadır. http://www.adf.org.tr/UserFiles/EK-1 ADF Görüşü(1).pdf Kanun Teklifine göre tekne boylarının ölçülmesinde 1 (bir) metrenin altındaki değerler dikkate alınmayacağından harçtan muaf teknelerin boyu 5 metre yerine 5,99 olacak ve 12.197 tekne (%59) için harç ödenmeyecektir. Ayrıca işin cabası olarak bütün teknelerin boy kademelerine uygun harç ödemelerinin saptanması amacıyla yeniden ve bir santim hassasiyetle ölçülmeleri gerekecektir. Ölçme zorunluğu, uygulamada devlete ve vatandaşa aşırı yük getirecek, haksızlıklara ve çarpıklıklara davetiye çıkaracak bir incelik(!) olarak görülmelidir. Aracılara iş çıkacağı kesindir. Oysa çözüm, bütün özel teknelerden sadece bir defa ve ilk kayıtta üretilecek belgenin (örneğin ÖTB) bedeli olmak üzere sadece 30 YTL (otuz) tutarında harç almak olmalıydı. Maliye bürokrasisinin Denizcilik Müsteşarlığı kayıtlarına itibar etmeyerek bir maden bulduğu inancıyla geliştirdiği strateji bir kez daha denizciliğin, özellikle amatör denizciliğin ne denli gözden uzak tutulduğunun göstergesidir. Yukarıdaki tablo, Denizcilik Müsteşarlığı kayıtları ve Kanun Teklifinde yer alan harç kademeleri esas alınarak hazırlanmıştır. Tabloya bakarak, Kanun Teklifini sadece 5,99 boydan küçük tekneler için yapılmış olarak değerlendirmek mümkündür. Kanun Teklifi bu şekliyle kabul edilirse; 1. Küçük boy-güçlü motorlu-genç tekneler için sahipleri MTV ile kıyas kabul etmeyecek kadar az harç öderken, küçük motorlu-yaşlı teknelerin sahipleri ödemekte oldukları MTV’den daha yüksek bir harç öder hale geleceklerdir. Bu durum Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı değil midir? Kanun Teklifi TBMM’den bu şekliyle geçerse motor satıcılarına gün doğacak, ayrıca CE standardına uygun küçük tekne üretiminin, harçtan muafiyet nedeniyle, standart dışı üretimle altı daha çok oyulacaktır. Sonuç itibariyle önümüzdeki dönemde vatandaşlarımız; (a) 5,99 boydan küçük tekne alacaklar, (b) 5,99 boydan büyük tekneler için yabancı bayrağı tercih edecekler, (c) Devlet yeni bir bağlama kütüğü ve ruhsatname düzeni ile çok yüksek maliyetli bir kayıt sistemine geçmiş olacaktır. Bütün bunlar vatandaşa bir tekne sahibi olup keyfi için denize çıkmak, spor yapmak istemesinin karşılığı olarak uygun görülmektedir. Kanun Teklifinde yer alan bir diğer husus ise ancak maliye bürokrasinin aklına gelebilecek ve sürekli harç alabilmek uğruna üretilmek istenen “ruhsatname” uygulamasıdır. Bilindiği üzere ruhsat, bir faaliyetin başlayabilmesi, sürmesi (arama ruhsatnameleri, işletme ruhsatnameleri, satış ruhsatnameleri, iş yeri ruhsatı) veya bir mesleğin icrası (avukatlık ruhsatnamesi vb), bir cihazın kullanılması (telsiz ruhsatı) veya bir işin yapılmasına başlanması (inşaat ruhsatı-yapı izin belgesi) gibi durumlarda düzenlenir. Kanun Teklifinde yer alan ruhsatnameyle vatandaş kendisine ait özel teknesiyle denize izinle çıkar hale getirilmektedir. Bu bağlamda bütün amatör denizcilerimizi yeni iş yerlerinin(!) açılışı nedeniyle kutlamaktan başka çare kalmayacaktır. 2. İç sularda henüz yeşermekte olan su sporlarına yönelişin daha işin başında belini kıracak “ruhsatname” uygulaması, ticari tekneleri de içine alarak daha da çirkinleşecektir. Ticari teknelerin asıl kayıt yeri “gemi sicili”dir. Ticaret Kanununa göre kurulmuş Gemi Sicili’nin varlığı karşısında, bu kanunla özel teknelerin ve 18 gros tonilâtodan küçük ticaret gemilerinin ruhsata bağlanmasını ve bağlama kütüğüne kaydını zorunlu hale getirmek imkânsızdır. Dileyen kişinin teknesini bir kez ödeyeceği harç karşılığında gemi tasdiknamesi alarak, gemi siciline kaydetmesi mümkün olacaktır. Bir diğer deyişle, Gemi siciline kayıtlı teknelerin Kanun Teklifinde öngörüldüğü şekilde harç öder hale getirilmeleri mümkün değildir. Kanun Teklifinin hazırlanışında ağırlık taşıdığı anlaşılan maliye bürokrasisi her zamanki gibi hareket etmiş, Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım ve Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan’ın basına intikal eden açıklamalarına rağmen bir kez daha “vur abalıya” demiştir. Türkiye’de denizciliğin gelişmesi için birinci derecede “olmazsa olmaz” ilkesi temelde bir spor faaliyeti olan amatör denizciliğin teşvikidir. Kanun Teklifi bu ilkeden uzaktır ve kabul edildiği takdirde zaten hiç olmaması gereken ve 28 yıldır ne boyutta ödendiği doğru dürüst öğrenilemeyen bir vergiyi kaldırmaktan öteye bir yararı olmayacak, başka tür bir haksızlığın ise (ruhsatnameyle denize çıkmak) temelini oluşturacaktır. 3. Yabancı bayraktan dönüş bir hayal olarak kalacaktır. Kanun Teklifi, belli bir tarihe kadar yabancı bayrak altında kaydedilmiş teknelerin her türlü vergiden muaf olarak Türk bayrağına geçirilmesini öngörmektedir ancak; (a) Anayasanın 10’uncu maddesine aykırı olduğu (Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz), (b) Türk vatandaşlarının yabancı bayrak altında adlarına kayıtlı tekneleri zaten bulunmadığı için işlemeyecektir. Hedeflenen bütün yabancı bayraklı tekneler Türk vatandaşları adına değil, bayrak ülkesinde kurulu şirketler adına kayıtlıdır. Kanun Teklifinin bayrak değiştirme konusundaki maddesine işlerlik kazandırmak için “Türk vatandaşlarının yabancı ülkelerde kurulu ve ortağı oldukları şirketler adına kayıtlı tekneler her türlü vergiden muaf olarak Türk bayrağına geçirilebilirler” ifadesine ek olarak yer verilmesi halinde ise Anayasaya aykırılık iyice ortaya çıkacaktır. Asıl çözüm, Kanun Teklifinin geri çekilerek yerine dış ticaret mevzuatındaki engellerin kaldırılması yanında KDV’den istisna ve ÖTV oranının indirilmesini öngören kanun değişikliklerini içeren yeni bir teklifin sunulması ile sağlanacaktır. ADF konuyla ilgili görüşlerini, Teklifin sahibi Milletvekillerine aktarmıştır. Saygılarımızla
yasa geçerse çok düzgün bir uygulama değil gibime geldi.4,5 metre polyester arkasında 50 hp motor.yer alanya vınnn gidicek ortalığın tozunu atıcak .tmm oda olucakta..... vergi vermicek .diğer alanyalı ahmet amca 7,5 metre üstünde pat pat 9 luk bi saate gidicek 7 mil yolu vergi vericek saçma gibi geldi bana