================================================================================ Rahmetli kayınbaba ile balığa çıktık. Yüzlük misinanın ucuna canlı yem takıp ikiyüz elli metre ileri bıraktırıyor, birkaç saat sonra en az bir kiloluk balıklar alıyoruz. Ben nişanlı, bacanak evli, canlı yemi ileriye bıraktım, kıyıya çıkınca bacanak daldı, elinde iyice ezilerek küçültülmüş bir teneke. Biraz sonra misinanın bağlı bulunduğu kargı yattı, kayınbaba misinayı asılıyor birtürlü gelmiyor. Hep beraber çekmeye başladık bir saatlik uğraş sonunda kıyıya eğik büğük bir teneke çektik. Kayınbaba bizlere baktı baktı, ağızını açmadan bacanak çareyi kaçmakta buldu. Tabi ki ortalık Kel Ali'nin Bağına döndü. Bu arada diğer kargı da yattı. Kayınbaba bizlere bakmaya başladı. Ondan önce biz misinaya asıldık. Yaklaşık bir saatlik uğraşın sonunda üç kilogıram civarı bir vatos. Kayınbaba sesleniyor . -Aman dokunmayın elektirik çarpar. Kim dinler, anında soyulup közde pirzola yapılıyor. ====================================================================== GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ HAYALİ CİHAN DEĞER. (Otuz beş yıl önceki anektodlar)
Yöntemde anlamıcak bişi yok anladıgım kadarıyla atma takm yapmışlar...ucunda ölü balık var anladıgım kadarıyla doğrumudur...?
Yüzlük misina, iğne, kurşun, tek iğne, iğneye ölü balık (kıyıdan küçük canlı balık yakalarsan onu da takabilirsin.) o zamanda kuşun bulmak ta zor onluk çivileri bağlıyoruz kuşun yerine.