Herkese merhabalar, Bu sene biri dışında tatsız geçen sıkıcı ve sinir bozucu lüfer avlarımı yayınlamak niyetinde değildim. Belki de yenidoğan oğluma ayıracağım vakitten fedakarlık edip ava çıktığım için bu kadar sabırsız ve tahammülsüzdüm. o yüzden fotoğraflara da çok özenmedim. forumdan tanıdığım "achills" rapor konusunda fikrimi değiştirdi. Bu seneki lüfer macerama geçen hafta başı start verdim. Lüferin garanti olduğu ambarlı merasına; gerek uzaklığından, gerekse meradaki suyun kirliliğinden ve de hiçbir zaman yeterince canlı zarganaya sahip olamam sebebiyle ısrarla gitmedim. benim hiç yapamadığım gece zargana süzmek ya da halden gidip taze zargana almak lüferciliğin olmazsa olmazı. bütün avlarımı istavritin bolca bulunduğu, bu yüzden de lüferin yeme isteksiz davrandığı bana yakın olan merada gerçekleştirdim. ilk av yanlış hatırlamıyorsam geçen hafta salı ya da pazartesiydi. öğleden sonra 15.30 gibi çıktığım avda yeterince zarganam olmasına rağmen tek bir vuruş alamadan avı sonlandırdım o gün merada gezen tanıdık 5 tekneden de alan olmadığını öğrendim ama bir kaç gün önce hepsi 3-5 kısmetlerini almışlardı. o gün çok istememe rağmen işlerimden dolayı fırsat bulup çıkamamıştım. Cuma güne öğleden sonra yine aynı saatlerde çıktığım avda 2 tane lüferimsi diyebileceğim 30 cm civarı balık aldım. Fotoğrafları maalesef yok.yem canlı zargana. avdan çok keyif alamasam da, dönüş yolunda livara attığım mükemmel boyda 5 tane zargana beni ertesi gün için cesaretlendirdi. cumartesi günü livardaki 9 zarganaya ekleyeceğim zarganalarla ilk defa bu kadar tedarikli çıkacağım avın hayalini kurararak tekneye vardım. fakat zarganalar livarda çok erken ölmüş ve öğle saatine kadar da leş gibi kokmuştu. bu durum oltadan çıkarttığım canlı zarganayı livara atmamın sonucu olabilir. ölen zarganaların moral bozukluğuna bir de zargana yokluğu eklendi. saatlerce dolaşarak güç bela aldığım 2 canlı zarganayla meranın yolunu tuttum. akşama kadar dolaştım, gün batımına yakın arka arkaya 2 yem kestirerek hayal kırıklığıyla dolu bir günü daha sonlandırdım. ertesi gün avlak fena değilmiş. fakat ben yine ıskalamıştım. abim arkadaşlarıyla çıktığı avda 2-3 tane yem kestirmiş. fakat rapala arkası yaprağa dönüp aşağıdaki iki yakışıklıyı almış. çarşamba günü öğleden sonra tekneye geldik.tekneci abilerimiz zargananın bıçak gibi kestiğini söylediler. biz de abimle istavrite çıkalım dedik. akşama doğru ismail abiyi bi arayayım bakalım dedim . telefonu açar açmaz şimdi bir tane aldım dedi canlı istavritle. hop 15 dakika sonra meradayız. istavrite uygun tek iğneli rapala arkası yaprak takım hazırla falan saat altıyı geçti. 1 saate zaten döneceğiz. ikinci takımı hazırlamayıp direk rapala taktım. takımları indirdik arka arkaya birer tane hallice lüfer çektik abimle. benim rapalaya gelen ikinci lüfer üzerine abim de yem kesmeyi bırakıp direk rapala taktı uzun oltaya. zaman kısıtlı tabi. benim yediden sonraya kalma lüksüm yoktu. bir akşam önce oğlumu uyanık yakalayamadığım için eve erken gitmek istedim. dönüş yoluna geçtik bir tane daha yakışıklı benim oltama geldi. balıklar epey halliceydi. livarın genişliği 50 cm civarı. bir tanesi de livarın diğer tarafında olduğu için kadrajda çıkmamış. Bu kadar keyifli bir avdan sonra ertesi günü balığa ayırmaya karar verdim. dönüş yoluna geçerken ruhsatsız olduğunu tahmin ettiğim ufak bir tekne meraya boydan boya ağ atıyordu. arayıp ihbar etsem, ruhsatlı çıkarsa yetkilileri boşu boşuna meşgul edeceğim. neticede voli ağ her yere serbest diye biliyorum. ben de hiç bir şey yapmadım. balığı silip süpürdüğünü ertesi gün zor yoldan öğrenecektim. Son olarak dün sabah dükkanı çırağa emanet edip 9 gibi avlağa vardım. zaten avlaktaki bir tanıdık sabah 6 dan beri canlı zarganayla dolaştığını ve vuruş alamadığını söyledi. benim seçeneklerim ise canlı istavrit, buzluğa 3 defa girmiş çıkmış artık deforme olmuş zarganalar ya da rapala . fazla ısrar etmeyip 30 dakika dolaştıktan sonra artan sıcak üzerine enerjimi ve yakıtımı akşam üzerine saklayayım dedim. meranın az açığında 15 metrelerde saat 13 e kadar 4 kilo istavrit aldım. yeterince aldığımı düşünüp tekneyi demirleyip uyumaya karar verdim. nasıl olsa birisi arar diye saati de kurmadım. kendime geldiğimde saat 16.30 olmuştu. biraz zarganaya dolaştım yok. rapala arkası kokmuş zargana vuruş yok. canlı istavrit yok, rapala arkası istavrit yok, sadece rapala yine vuruş yok. bu kadar sık yem değiştirerek vakitten yediğimi düşünüp tekrar rapala arkası zarganaya döndüm ve aşağıdaki yakışıklıyı aldım balık 40 cm civarı olması lazım. bir saat daha vuruş olmayınca yeter be deyip döndüm. işin özeti lüfere niyetlenip çıktığım avlar tatmin edici değildi. fakat istavrite çıktığımız olmadık bir avda 45 dakikada 4 lüfer aldık. "deniz"le hakikatten pazarlık olmuyor....
Hüseyin bey, tebrik ederim avlarınız için, fotoğrafları çok beğendim dahada güzelleri rastgelsin... Böyle güzel raporlarınız forumdaki herkesi memnun edecektir
avınız için tebrik ederim güzel balıklar almışsınız:hungry: rapor konusuna gelince bence,bence sıkıcı deyil,avcı adamın görseller kadar,açıklayıcı,doyurucu raporlarada ihtiyacı var yemek tuzsuz olurmu,buda öyle birşey yeni doğan çocuğunuz için, ALLAH cc analı babalı büyütsün,evlendirsin.torun sahibi olasın rasgele
Yok, neden sıkıcı olsun. Elinize sağlık. Resimleri göremedim ama güzel balıklardır sanırım. Daha da güzelleri rastgelsin. Asıl aynı mesajları okumaktan sıkılıyorum. Ne kadar paylaşım olursa o denli keyifli oluyor bence.
Hüseyin en sonunda ikna ettim demekki seni Hah şöyle balıkları koyda gözümüz gönlümüz açılsın.Yaptığın avlar gayet güzel tebrik ederim..Daha nice avlara inşallah. Safları sıklaştıralım, daha yeni başlıyoruz
Raporu sıkılmadan okuduğumu yazarak başlayayım. Şu sıralarda balıksız veya az balıklı avlar gerçekleşmesi çok normal. Bence canımızı sıkmamalıyız, çünkü bildiğiniz gibi gerek kıyıdan gerek tekneden at-çek yapıp, yem değiştirmekten sıkılacağımız günler çok yaklaştı. Biraz gezmek, biraz deniz havası almak, dostlarla iki çift muhabbet kârımızdır bence. Mesela bu sabah kıyıdan lüfer için yatırdım oltayı. Balık namına bir şey yok. Balıktan vazgeçtim, bari dedim bir kez vurduğunu görsem de toplasam takımı. Ama nerdeeee, tık yok. Canımız sağ olsun. Başka seferlere...