Merhabalar, ne zaman turna avına gitsem avlakta güzel tenha sessiz bir yer belirler ve oradan ayrılmam ortalama 4 5 saat at çek yaparım ama fark ettiğim birşey var ki bu beni meraklandırdı turna avında balık aldığım bir noktadan 2. kez balık alamıyorum ama bulunduğum yeri değiştirdiğimde bir balık daha alabiliyorum 3. kez yer değiştirdiğimde yine bir balık daha alabiliyorum benim daha önceki atış yaptıgım 3 noktaya benden sonra gelenlerde balık alamıyor ama ben 4. kez yer değiştirdiğimde yine bir balık daha alıyorum turnalar hakkında okuduğum yazılarda turnaların diğer balıklara nazaran bulundukları yeri pek değiştirmemeleri göze carpıyor bir turna günlük ortalama 20 metre yol kat ediyormuş yani bulunduğu bölgeden pek ayrılmıyor ve bir turnanın bulunduğu alanda 2. 3. turnaya rastlamakda pek mümkün değilmiş benim avlarımdaki gözlemlerimde bu bilgileri doğrular nitelikte sanırım bir bölgeyi sahipleniyor ve bölgesine başka turnaların girmesine müsade etmiyorlar ve bir başka gözlemim daha önce balık aldığım noktalarda daha sonraki avlarda yine balık alıyor olmam... benim sorum şu; turnalar göle eşit denilebilecek mesafelerle mi yayılırlar yoksa benim gözlemlediğim olaylar tesadüfmü yani hep bulunduğumuz yerden ayrılmadan 2. 3. turnayıda alabilmemiz mümkün mü yoksa balık aldıkça yer değiştirmemiz gerekir mi?
Valla taha bir şey mi sormak istemişsin, yoksa anlatmak mı çözemedim ama son cümleni alırsak. Kıpırdamadan 2-3 saat içerisinde 10-15 turna çektiğim zamanlar oldu... En son avımda yazmıştım, kaşığa 2 turnanın birden atladığını bu da tezini çürütüyor...
Anlattığım kısımlar daha çok gözlemlerim ve okuduklarım soru kısmıda gözlemlerimin ve okuduklarımın doğruluğuydu fatih abi. yorumun için teşekkür ederim demekki sadece tesadüfmüş...
selamlar ben ayni yerden ayni baligi 3 gun ust uste tuttum. ayni balik oldugunu dudagindaki yaradan anliyorum. ayni zaman da o bolgeden ayni gun icinde 6 balik aldim 2 saat icinde. ancak benim tespitlerime gore bir bolgede birden fazla turna olmamasi durumu ordaki turnanin buyuklugu ile alakali. yani 80-90 cmlik turnalarin oldugu bolgede 30-40 cmliklerin olacagini pek sanmiyorum. ancak eger bolgede iri turna yoksa ayni boyutlarda yani birbirine saldirmayan turnalar cokca bulunabiliyor. birde tabii donemsel olarak da irdelemek gerek durumu. ureme doneminde veya normal sezondaki baliklarin yasam donguleri ve gruplasma durumlari bence farklilik gosterir
Turnalar bölgeci hayvanlardır. 1 m kadar çaplı bir alana başka bir şey sokmazlar, kafadan dalıp yerler hooked Ve o bölgeyi pek kolay kolay terketmezler. Devriyeye çıkıp yem aramazlar, yemin kendilerine gelmesini beklerler. Nadiren yer değiştirirler. Bu yüzden teknik olarak "aynı" yerden iki turna tutamazsınız. Birini tutarsınız, bir diğerinin oraya gelip yerleşmesi gerekir. Ama yer dediğinizde geniş bir alandan bahsediyorsunuz elbette. Eğer turna bol, turnanın pususuna uygun yer azsa, elbette aynı yere çabucak başka bir turna yerleşecektir. Ama teknik olarak, yanyana iki turna olması zor. Bu şu demek, bir noktadan bir turna almışsanız, oradan bir müddet, ama uzun, ama kısa bir müddet turna alamazsınız.
serdar abi selam ayni yer terimimin icini doldurayim sazlik onu 2 metre genislikte 4-5 metre uzunluktaki bir alanda at cek yaptigimda yakaladim o turnalari. ama dedigin gibi ayni balik olan ufaklik hep ayni yerde atladi sahteye. hatta simdi atlayacak diye dusunurken atladi hep. ama gecen ayki balikcilik dergisinde sonar kullanimi ile ilgili veriler varken cesitli ekran goruntulerinde ayni yem grubu etrafinda avlanan birden cok ve iri turnanin goruntusu de vardi. yine de bence suyun sicakligi, av mevsiminin donemi,yem baliklarinin populasyonu-turna populasyonu bunlarin hepsini goz onunde tutmak lazim.
Serhat bey çok güzel tespit etmiş çizdim altını Bende Fatihle o konuyu konuşuyordum Turnanın hayran bırakan ilginçlikleri. Aynısını burdada söyleyeyim; Şahsen bizzat yaşadıklarım ve gözlemlediklerime göre Turna için mutlak bir kavram yoktur (bana göre) Olmaz denilen yerde olabilir,almaz dediğin yemle alınabilir,bir sonraki avında bütün birikimi bilgiyi çöpe atar tezleri çürütür nitelikte hareket edebilir garip işte abicim denişik bir balık Dediğim gibi BANA GÖRE Turna için kesin birşey söylemek yanlış,ha suda yaşadığı kesin geri kalanı tamamen Turnanın süprizleri mrsparkle
Abi benim yer olarak bahsettiğim şey avcının bulunduğu yer değil balığın yemi aldığı nokta yani at çek yaparken bazen sahtemizi 30m uzaga bazen 50m uzaga atıyoruz yemin agırlıgına misinanın inceliğine göre değişen şeyler bunlar benim demek istediğim yemin suya düştüğü nokta o noktadan mı ard arda aldın balıkları yoksa birini sağ tarafdan öbürünü sol taraftan felan mı bunu merak ediyorum akvaryum balıklarında turna gibi agresif balıklar bir taş altını akvaryumdaki ufak bir çömleği kendine yer edinir ve başka balıkların yaklaşmasına izin vermez bu turnalar içinde geçerlimi onu merak ediyorum onun dışında diğer yorumlarına katılıyorum bende böyle düşünmekteyim... Serdar abi okuduğum çoğu metinde gözlemlerimde senin bu anlattıklarınla birebir örtüşüyor ama yer olarak geniş bir alandan bahsetmiyorum sahtenin suya düştüğü noktadan bahsediyorum ve senin söylediklerine göre o noktadan 2. turnayı alabilmek için aradan zaman geçmesi gerekiyor demişsin aynen dediğin gibi benimde gördüğüm kadarıyla bu gerçekten olağan bir şey yani bugun bir sazlığın dibinden bir turna aldıysam birdahaki avımda o bölgeden mutlaka bir turna daha alıyorum şimdiye dek aynı yerden aynı gun 2. balığı hiç alamadım benim düşünceme göre birden fazla balık alınmak isteniyorsa bir balık aldıktan sonra yer değiştirmek gerekiyor en azından ben bundan sonra böyle yapıcam...
En doğru teşhisi sen yapmışsın İsmail. Bu zamana kadar kağıt üzerinde yazılan ve okuduğum çoğu şeyin tersiyle karşılaştım. Mutlak olanları da oldu tabi ancak tersi daha fazlaydı. Turnanın bölgeci olduğu ve suda gezmez teşhisi de bu sene memlekette ki avımda çürüdü. Videoya çektiğim ve saldığım balığı, raporuma da koymuştum ve aynı balığı 2 gün sonra gölün karşı tarafında alakasız bir yerde yeniden yakaladım. (Salarken ağzının yarısı yoktu, anlama sebebim odur. ) Turna sabah gün doğumu derler, ne kadar avlandıysam ki sayısını bilmiyorum. Hep bu mantıkla gittim ve en erken saat 9'a kadar oltam hiç bir zaman oynamadı. Bazı arkadaşlar yazınca kızıyor ama bu iş gerçekten kısmet, doğru zaman ve yer kombinasyonu...
Fatih, her zaman her yerde geçerli bir kaide olmaz. Senin gittiğin yerde bazı sebeplerden öyle bir durum ortaya çıkmış olabilir. Ama şunu bilmen lazım. O durum o şekilde çok uzun sürmeyecek, bir zaman sonra ekosistemin dengesi oluşacak ve bizim bahsettiğimiz duruma dönecek. Örneğin, bir sel gelir, ortamdaki turnaların pusu kurmasına müsait yerleri söker atar. Yada bir şey olur, turna nüfusu artarken yem nüfusu azalır. Bu gibi, pek çok olağan dışı durum ortaya çıkabilir. Bunların sonucunda turna hayatta kalabilmek için el mahkum tavır değiştirir. Bilhassa turna nüfusu yoğunsa, küçük turnaların bir bölge edinmesi pek mümkün olmaz, gezinir dururlar. Ama koşullar bir süre sonra değişir, turna da bahsettiğimiz gibi davranmaya başlar. Pek bilinmeyen bir şey şudur. Büyük turnalar çok hımbıl olur. Sahte yemleri çok fazla tercih etmezler. Onları yakalamanın yolu, biraz bayatlamış uskumru kullanmaktan geçer. Ve ava uygun bölgelerin bu tembel turnalarca kapatılmış olması mümkündür.
Senatör diye tabir ettikleri büyük bir turnadan bahsediyorsak haklısın Serdar abi. Çok büyüğüyle tanışma fırsatına erişemedik. Ama hepimizin oltasına gelen 30-60 cm arası turnada benim bu zamana kadar izlediğim ve yaşadığım tecrübelerim. Bahsettiğin uskumru ve bu tarz cansız yemler için ağzına takılarak, sahte aksiyonuyla dağılmadan kullanılan bir aparatı forumda görmüştüm. Ancak hiç bir satıcıda denk gelmedim. Normal şartlarda bu tarz yemlerle ay çek yapmak mümkün olmuyor, yem parçalanıp dağılıyor...
Fatih, teknik olarak 30 - 60 cm, küçük turna oluyor. Turna, bizim sularımızdaki turnalar, kuzey turnası yani, 1.50 metreye çıkabilir. 1m kadar olanlarına sık sık raslanır. 60 cm üzeri turnaları büyük turna olarak sınıflamak gerekir. Turnalar, her yerde olmaz. Saklanacak bir şey ararlar. Orada saatlerce hareketsiz bekleyebilirler. Ve teknik olarak kendilerinden küçük her şeye saldırırlar. Bu yüzden belli bir bölgede, dip dipe olmamak kaydıyla, aynı boyda turnalar toplanmış olur sık sık. Şuna dikkat edin, nokta değil, bölge. Yani mesela, 10m X 10m gibi bir alan. Burada 8-10 turna birlikte olabilir, hemen hepside aynı boyda olurlar dahası. Koca bir gölü düşünürseniz, buraya bir nokta demek, hatta sıcak nokta demek mümkündür tabi. Büyük, 80 cm ve üzeri turnaların metabolizması düşüktür. O yüzden beleş yemi, kokmuş balığı vs. pek severler. Haaa, suyun üstünde yüzen ördekleri kapıp gittikleri de görülebilir ama, ölü yem daha sevdikleri bir şeydir. Bunlar için, çeşitli takımlarla, kafası kesilmiş kocaman bir uskumru dibe atılır, bekletilir. İyice çürümüş, leş olmuş, berbat kokmaya başlamış olmamalı. Taze iken alır giderseniz, yol boyunca yeterince bayatlayacaktır. Peki neden uskumru? Bunun kokusu, tatlı suda ayırt edicidir. Tuzlu su balıkları tatlı suda erir. Tatlı su balıkları ise dayanıklı olur. Ama kefal örneğin, tatlı suya dayanıklıdır. Levrekte öyle. Fakat uskumru bu açıdan iyi netice verecek kadar büyük ve uygun bir balıktır. Palamut mesela o kadar iyi netice vermez.
Tabiki kısmet şans işi ancak bir kural her avlakta geçerli olacak değil ya avlanırken takımın yemin herşeyin doğrudur gerisi şansa bakar orası oyledir ama yanlış hazırlanmış bi takımın hangi şansından bahsedilebilir? Mesela ben bir avlakta yalnızca oval kaşıkla balık alabiliyorum bir diğer avlağımda kaşık hiçbir işe yaramıyor rapala ya da sassy kullanıyorum demek istediğim ankaradaki avlaklarla senin memleketindeki avlak bir olmaz ki abi balığın alıştığı yeme suyun bulanıklığına ısısına herşeyine göre elbette değişiklik gösterecektir mesela seninde dediğin gibi ava gün doğumunda gidilmesi gerektiğini herkes söyler bu bilgiyi ben avlağıma göre doğru ya da yanlış kabul ederim mesela x avlağında ben kaşık kulanıyorsam hava alacakaranlıkken kaşık suda nasıl parlayacakta turnanın dikkatini çekecek? o avlağa ben güneş tam vururken giderim ki attığım kaşık su altında parlasın turnanın dikkatini çeksin... Atıyorum fosforlu sassym var hava aydınlıkken berrak suda kullanıyorsam bunun bi avantajı olmaz ki hava karanlıkken fosfor avantaj sağlar okuduklarının tersiyle karşılaşman bence o bilginin yanlışlığından değil avlaktaki farklılıklardan kaynaklıdır diye düşünüyorum ve serdar abinin dediği gibi bencede turna bölgeci bir hayvandır ha aynı boydaki ufak turnalar birbirine saldırmadığından bir arada bulunabilir ancak 100cm boyunda büyük bir turna cektikden hemen sonra aynı yerde 35 40 cm turna çekmeyi ummak boşa geçirilen zaman, şans işi demek anlamsız bi söz olur bence...
Cevaba nereden başlasam bulamadım. Taha'cım 10 senelik olta hayatımda tatlı su avına memleketimde ilk defa bu sene gittim. Öncelikle Ankara'da sen hangi avlaklarda avlanıyorsun bunu öğrenmek isterim. Malum benim Ankara ve 150 km çevresinde girmediğim bir su birikintisi dahil kalmadı senin avlaklarla ilgili tecrübeleriminde olduğuna eminim. Bahsettiğim bu gözlemler ve tecrübelerimin de hepsi Ankara'daki avlaklarda edinilmiş tecrübelerdir. Malzeme ve takım doğrulundan bahsediyorsak o konuda da problemim olmadığını zannediyorum. Güzel bir sahte ve kaşık koleksiyonum mevcut, gittiğim bütün avlarımda sabit bir malzemeye takılı kalmam, iş yapsın,yapmasın sırayla takar, dener, kullanırım. Saat konusuna gelirsek senin x avlaklarında kaşık hangi saatte iş yapıyor veya balık saat kaç gibi çıkıyor bilmiyorum ama ben desensiz, düz renk mepps ve zifiri karanlıkta bir çok kez balık aldım. Raporlarımda da görebilirsin. Yani bu demek oluyor ki bu hayvanların her hangi bir organı bizim ki gibi olmuyor. Senin, benim önümüzü göremediğimiz bir karanlıkta bu hayvanlar fosforsuz, metal ve hareket eden bir yemi algılayıp seçebiliyor... Konu içinde avlak adı konuşmak istemezsen bu konuyu özelden de konuşmaya devam edebiliriz. Senin meraları bir yorumlayalım
Ankarada ki avlaklar zaten sende ankaralı olduğun için bildiğin yerler fatih abi raporlarındaki çoğu resimde gördüğüm yerler benimde müdavimi olduğum yerler... Ayrıca şunuda söylemek isterim senin takımların yanlış demedim yalnızca örneklerden biriydi o yanlış anlaşılmak istemem... Sahte ve kaşıkları bende gittiğim her avlakta teker teker denerim ama belli bir süreden sonra x avlağında aldığım balıkların hepsini kaşıkla alıyorsam orada başka yemler kullanmadan önce ilk kaşıkla başlarım ve çoğu zamanda avımın ilk 30 dakikasında bana göre o avlakta geçerli olan yemim ile balığımı almış olurum... Zifiri karanlıkta meps ile balık alabilirsin çünkü meps suyun içinde dönerek geldiğinden dediğin gibi bizim algılayamayacağımız titreşimler oluşturur turnanın hareket eden herşeye saldırdığını biliyorisek zaten mepsin kullanımında gece gündüz fark etmeyeceği de bilgimiz dahilinde olur benim bahsettiğim kaşıklar oval gümüş renk olanlardır ben o kaşıkların yalnızca gümüş rengi olanları ile balık alabildim şimdiye dek bir tarafı gümüş rengi diğer yanı altın rengi olan bir kaşığım var ki benim favorimdir daha arefe günü güzel bir meradaydım öğleden önce kısa bir yağmur yağdı ve hava kapalıydı öğleden sonra ise güneş açtı ve güneşin açmasıyla birlikte bahsettiğim kaşıkla hemen birtane balık aldım o kaşığı ne zaman kullandıysam açık havalarda hep balığı aldı kapalı havalardaysa bir işe yaramadı... Elbetteki balıklar ile bizlerin duyu organları aynı değil benim böyle bir iddam yok belki zifiri karanlıkta denesem o zamanda o bahsettiğim kaşıkla balık alabilirim ancak inanıyorum ki karanlıkta o yem 1metre capındaki balıkların ilgisini cekebiliyorsa güneşli havalarda parlayarak 10metre çapındaki balıkların ilgisini çekebilir... Balığın beslenme şeklinde gün doğumu ya da gün batımı gibi bir fark olmaz balığın tokluk hissi yoktur ne zaman yem verilirse verilsin yer ama gece ile gündüzün şöyle bir farkı olabilir gece balıklar yemi yalnızca titreşim ve koku yönüyle algılarken gündüz bu algılara birde görüntü eklenebilir böylece av daha verimli olur kanaatindeyim... Tekrar söylüyorum fatih abi beni yanlış anlamanı istemem sana olumsuz birşey söylemedim...
Yanlış bir şey anlamadım, sende beni yanlış anlama. Ben biliyorum diye bir iddiam olmadı hiç bir zaman. Bahsettiklerim sadece yaşadıklarım, başıma gelenler. Ne kadar tecrübe de edinsek, hayatımız boyunca bir şeyleri bilmeden, öğrenemeden yaşayacağız zira hiç birimizin ömrü yetmez her şeye. Arefe günü bizde balıktaydık, sen nerelerdeydin özelden atabilirsin...
Turna kolay avlanabileceği ama aynı zamanda kamufle olabileceği yere yatar. Kolay avlanabileceği yer demek, diğer balıkların geçiş yollarına hakim yer demektir. Birbirlerine olan mesafesi hakkında bilinenin tersine çok yakın (birkaç metre) durabilirler. Fakat bir turna aldığınızda o noktaya bir daha atış yapmadan evvel 10-15 dakika dinlendirin. Su durgunsa çok hareketli olmayın. Oturup bir cigara içimi süre bekleyin. Dışarı alamadığınız balık muhtemelen yine oltanıza gelecektir. Aynı sahte ile beklemeden denemeler yapın. Suya yüksekce bir yerden bakıp su altı bitkilerini tespit etmeye çalışın ve bitkilerin tam üstünde değil, kenarlarını tarayın. Bazen kıyıya yarım m. mesafede dahi beklerler fakat siz bölgeye geldiğinizde usulca açılırlar. Bu yüzden balıkların çoğunu kıyıya paralel atışlardan yakalamışımdır. Balık hırçınsa kaşık, nazlı ve hareketsiz ise (jig kafa ile kendiniz hazırlayacağınız) titrek kuyruk silikonlar deneyin. Bulunduğu yere düşürürseniz hayır diyemezler. Bitmez bu yazı, biri beni durdursun...
Kıyıdan avlandığım için 15-20 dak uğraşıp da turna alamadığım yeri kıyı imkan verdiği ölçüde değiştirmeye çalışıyorum. Ayrıca bir noktada bulunduğum sürede atışlarımı sürekli farklı yerlere yaparak kıyıyı taramaya çalışıyorum. Paralel atışların kıyının 'basamak' yaptığı yeri biliyorsanız çok verimli olduğunu okudum ama bunu tecrübe edemedim. Şahsen 'Buraya atarsam kesin sahteyi taktırırım' dediğim yosunlu, sazlıklı ve dalların bulunduğu yerlerden hep turna aldım. Biraz da empati yapmak gerekiyor sanırım. 'Ben avcı bir balık olsam nereye saklanırdım?' diye düşününce faydası oluyor.
