ÜNLÜ MARKANIN UCUZ MODELİMİ YOKSA SIRADAN MARKANIN ÜST MODELİMİ ALINMALI

Arasıra kullandığım 150 cm lik tekne kamışımda shimanonun en alt modeli hyperloop un 2500 lik bir makinesi vardı.5-6 yıl olmuştur alalı ama çok az kullandım.
Bu yıl,tekne avlarımı çoğaltınca 3. olta olarak onuda kullandım denizde.Bir iki avdan sonra zaten olan sesleri arttı,sıkışmaya başladı ve söküp bakayım dedim.Kafasını tutan somunu sökmek için sabitleme vidasını birdaha yerine sıkamadım ,çok yumuşak malzeme olduğundan yatağı aşınıverdi.onu hallettim,somun yatağı adi bir dökümden ikinci söküşte diş sıyırdı.(tam sıkamamışım,ambaleli dönünce kafa,diş miş kalmadı).
Hadi başka bir makine alayım diyerek,malzemecime gittim .YİNE shimano baktım,aliviosu catanası aynı malzeme 20 20 koyuyor üstüne ama fark yok malzemesinde,kafalarda hafif sallantı,inceden bir hışırtı(dişli sesi).Nexave modeline kadar hiçbirini gözüm tutmadı.Nexave de mal kendini belli ediyor,ses yok,tok duruş,kafa dişlisi sarı falan.Fiyat çıktı 100 tl ye tabi.
Yav,yokmu bunun ucuzu dedim,lineafin rapid seal modelini elime aldım.Tüy gibi hafif dönüyor,sesyok,şıkır şıkır makine.Fiyat 40 tl,benim bozulan ,tuzlu suyu görünce yamulan makineyle aynı para.
Birde RYOBİ KOBE inceledim,nexaveden daha ucuz ama çokdaha hoş geldi elime.
Biraz daha bakınsam,shimanoların 200 üstü fiyatlarda bi makinesine tav olup coşacam parayı,35 lira attım tezgaha lineafi aldım çıktım.
Bu haftaki kullanımımla beraber,7-8 uzun deniz kullanımı yaptım,şıkır şıkır işliyor,gayette memnunum.(neticede çektiğim yük max.1 kilo,hyperloop iki balık çekti,tuzu görünce yamulup gitti)
Bu örnekle beraber,iyi markanın ucuzundan ziyade ,aynı paraya daha uygun makine alınabileceğine inandım.Tabi bu benim yaşadığım sınırlı tecrübe.Siz değerli dostların bu konuda menfi yada müsbet tecrübe ve görüşleriniz olabilir.
Bunları burada paylaşırsanız memnun olurum
HERKESE RAST GELSİN,SAYGILAR...

 

Benimde görüsüm genel olarak o yönde. Fatih abi senin olayini söyle algiladim, her ne kadar shimanolari sevmesemde makinaya uygun olan stilin disinda bir kullanim söz konusu. Malzeme kalitesi de neka para oka köfte.

 

Shimanoya hangi türk öğrettiyse artık,işi öğrenmiş,çok iyi uyguluyor

 

is bilenin kiliç kusananin.

 

Herkes deneyimine göre yorum yazacaktır mutlaka.. bende shimanonun sadece bir makinası var, alivio 4000 fc, toplam 6-7 avda kullandım, şimdilik hiçbir sıkıntısı yok makina yağ gibi akıyor ama tabi bu yaz yoğun kullanmayı düşünüyorum, yaz sonu yazarım düşüncelerimi

 

Fatih bey,Bende bu yaz sizin gibi çok araştırdım ve en sonunda mahallemizin girişinde bulunan kuş satan dükkanda, aldığınız makinanın 40 lık olanından görüp aldım yanına da 15 TL verip 210 cm lik spin kamış aldım.Bu takımla yaz sonunda Şilede kumsaldan atçek yaparak çok güzel sarıkanat ve lüfer yakaladım.Toplam masraf 35+15 TL ,alınan haz paha biçilemez.Ayrıca makina da tuzlu suya defalarca maruz kalmasına rağmen şu anda şakır şakır çalışıyor.

 

Fatih abi konu başlığından yola çıkarak şunu söyleyebilirim.

Makinalarda hırıltı, kitlenme, rahat çekmek hepsi rulmanlarla ilgili. Üst seviye ünlü markaların ürettiği ucuz modellerde kullanılan malzeme piyasaki diğer ürünlerle aynı zaten. Fark nerde fiyatta yani marka, patentler falan filan. Bence hangi marka olursa olsun en ucuzunu değil en azında orta seviyelerdekilerini almak daha mantıklı olacaktır.

Bir önerim daha var, örneğin shimano catana, okuma safina veya daiwa crossfire aldınız, makinayı kullanmadan kendiniz veya işi bilen birine makinayı açtırıp rulmanlarını içinden çıkartıp aynı ölçülerde Karaköy'den paslanmaz çelik kapalı veya seramik kapalı rulman alabilirsiniz. Makinanın performansını en az %60 arttıracaktır. Bu rulmanlar makina fiyatının yarısı hatta yarısından da fazla tutabilir ama ürünleri incelerseniz zaten bir veya iki üst modeli daha pahalıdır. Özellikle Seramik rulmanlar pahalıdır ama yağlamak gerekmez.

 

Bence yerine göre değerlendirme yapmak ve malzeme alırken ona göre davranmak gerekiyor...

Son bir-iki yaz tatilini Kuşadası ve Fethiye'de geçirdim; burada akşamüzerleri balık tutmaya çalışan birkaç kişi izledim; hedefler aman aman değildi ve ellerinde gayet ucuz, basit takımlar mevcuttu ki aynı avlanma biçimini ben yapmaya kalksam benim de alacağım takımlar bu tip birşeyler olurdu... Ama mesela hedefiniz spin ile levrek ise ne geleceği belli olmaz; her an trofeye hazır olmalısınız ki o halde iyi markaların pahalı olan iyi ürünlerini almak gerek diye düşünüyorum...

Yalnız şu Catana'dan bende de var her yıl izmarit avında kullanırım ve epey eski birşey olmasına rağmen sorunsuz...

 

Ben yaz ayları için özellikle ucuz makineleri seçiyorum 1 hafta tatilim oluyor Marmaraereğlisi'ne gidiyorum. Orada mırmır eşkina çıkıyor. Beklemeli av olduğu için yerde müsait oladığından makinelerin içi kum doluyor kamışlar çiziliyor. Pahalı takım kullanıpta dikkat ediceğime o dikkati ava veriyorum

 

Haluk yanlış anlama,aklıma getirdin,genele söylüyorum bunu.Levrek te levrek tutturmuşlar gidiyor,yok kalamayı az sıktım ,çok gevşettim,takımı patlattırmadım,kepçeledim vs.Bir balığa bakıyorum,bide yaşanana ki doğru hepsi,incecik kamışlar,küçücük kafalı makineler kiloluk balığı orkinos havasına sokuyor.3 KİLOLUK levrekmi geldi(5-6 zor olur kol çıkartabilir ) takıma,5 dakkada elle kıyıya patlatmazsam ben bişey bilmiyorum ne kepçe ne makina dinlerim,icabında arkaya düz koşuyeterki misina zayıf olmasın ki o durumdada 3 dakka fazla sürer.((kıyıdan sallama avcılığından bahsediyorum) .Biz balığa başladığımızda vardı tabi makinadır kamıştır ama yüz kişide bir.Elle çalışırdı herkes.Hangi spin makina benim kolumdan güçlü olurki(normal makinelerden bahsediyorum )

 

Tamam aşağı yukarı aynı şeyleri söylüyoruz; levrek örneği şunun için; ispendekte denk gelebilir; az kalmasına rağmen 5-10 kg.lık olanı da; o küçücük kamış ve makinanın böylesi büyük bir balıkta mücadeleye dayanacak kalite ve sağlamlıkta olması gerekir; her halükarda saracağınız misina öyle kuvvetle çekmeye dayanır kalınlıkta olmayacak olamayacaktır... Ama zaten çıkan levrek öyle 1-2 kg.lık ise sıradan bir makina ve kamış iş görür bence...

 

Levrek, hele ki, öyle büyük levrekler tutmak için öyle ahım şahım makineye pek gerek yok. Büyükleri pek hırçın olmaz zaten boyuna göre. 1 kg olan 1 uğraştırıyorsa, 7 kg olan 7 uğraştırmaz pek öyle.

Çok önceden beri söylerim. Shimano'nun ucuz modelleri yerine aynı paraya ve daha azına ucuz markalara bakmak, sizi her zaman daha mutlu edecektir.

Daiwa? Daiwa'nın ucuz modeli yok ki meredin. Ama aynı şey onun içinde geçerli aynen.

 

Niye ki; hiç mi mücadele vermiyor; hiç mi kalama almıyor bu hayvan??? Benim duyumlarım bu şekilde değil; ilk yakalandığı an kafayı çevirip gidiyor imiş; ben söyleyenlerin yalancısıyım... Bu durumda tüm sistemi iyi çalışan bir makina ve yük ile darbeleri absorve edebilecek kalite bir kamışa ihtiyaç olur; tabii ki tüm donanımın iyi seçilmesi gerek...

Daiwa'nın da var ucuz modelleri; geçenlerde 50 liraya falan vardı mesela; ucuzluk da göreceli; öyle 200 liralar civarına bir makina benim kişisel değerlendirme tabloma göre ucuz sınıfına giriyor mesela...

 

Evet, Levrek bir Akya, bir Lambuka gibi hırçın değildir ama, attığı kafa darbesi bayağı meşhurdur. Misinayı boynuna kaptırırsan, o misina kesilir gider. Şayet misinayı solungacına alamazsa, kalamayı bayağı zorlar. Tamam yoruldu, bu iş bitti dersin; sonrada neye uğradığını şaşırır, arkasından bakar kalırsın. Tabii 300-500 gr.lık levreklerden bahsetmiyorsak.

Mesela 3.750 gr.lık bir levrek.

 

Sağlam soru çok yararlı muhabbet!Nayt fişır abi 8 yıl Bursa da yaşadım.Avlarınızı ilgiyle ve özlemle takip ediyorum.Bu akşam Muradiye tayfası Narlı da.İçinde ustalarım var.Eğer şu saatler oradaysanız denk gelirsiniz.Selamlar.

 

Levrek muhabbetini açarak konuyu ben dağıttım galiba Asıl konu başlığına dönmekte fayda var
Konunun özü düşük bütçe ile ünlü markaların ucuz(tek bilyalı,plastik ağırlıklı,düşük teknolojili modellerini alıp marka kalitesinemi yönelelim yoksa aynı paraya çok daha özellikli ama sıradan bir markanın makinesinimi alalım.
''Yahu markası ünlü'' deyip,emsali 10 lira olan makineye 50 tl sayıp,10 liralık makine kalitesinde mal sahibi olma ihtimalimizmi vardır ,yoksa meşhur marka ucuzda satsa kaliteden ödün vermezmi acaba
Bu konudaki tecrübe ve görüşlerimiz bizi hangi tercihe yöneltiyor

 

3 - 4 kg. dan sonra, levreğin hırçınlığı azalır baya. onlara arkasını dönme fırsatı vermemek gerekir, galsamasıyla çok kolay keser. ama şansımıza kavgacı değillerdir.

aslında olay biraz fizik olayı. o boyda bir balık, hareket ederken çok enerji harcar. birde artık kuyruğu ile yüzer. kafa atamaz pek, kuyruk atar ve dümdüz çekiyor gibi olur. dahası bu çok enerji harcatır ve çok çabuk yorulur.

7 kg levrek, 3 kg olan kadar uğraştırmayabilir. ama bundan, iskorpit gibi olur anlamı çıkarmak olmaz. gene biraz ustalık elbet ister. fakat işi biraz bilen biri, orta karar bir makine ile rahatça tutabilir.

konuya gelirsek, markasına göre değişir mesele. benim gözlemim, shimanonun ucuz modelleri o parayı etmez. hatta 1000 tl altı modellerinin tümü için bu geçerli kanaatimce. ama okuma veya daiwa için, en ucuz modellerine para vermeye değmez sadece.

mesele aslında o parayı edermi değil. o makineyi almaya değermi? daiwa alırken düşünülmesi gereken ilk husus bu. eğer kaliteye değil fiyata bakıyorsak, ucuzlukla pay kapmaya çalişan markalar daha uygun olur. kaliteye bakıyorsan, bakarsın, bu makine benim aradığım şey der, parayı basar alırsın.

 

valla ben bu işe anlam veremiyorum.yaratılan algı her yöne çekiliyor.ekipman ve teknik anlamında.liman içinde kefale atarken sabah erken saatkerde çok levrek yakaladım.hepside uslu uslu geldi.yem sardalya kullanıyorum.şeytan iğnesi.mono mişina.sabah duyulan tek ses balığın sudan çıkarken şapırtısı,ikinci ses ise sahil güvenliğin nöbetci erleri burda balık tutmak yasah hemşerim.

 

Fatih Abi, Bence ucuz 30-40 liralık makine alırken çok bilyeli,kalamalı janjanlı görüntüsü olan makineler yerine tek bilyeli veya bilyesiz makineler almak daha mantıklı. Diğerleri çabuk dağılıyor. Birde devir sayısı düşük olursa toplarken daha az yorucu oluyor. Büyük balık gelirsede makineye pek güvenmemek lazım, iş kamış ve kişinin deneyimine kalır.

 

Bu tercihler kişiden kişiye, kişilerin olguya bakış açılarına göre değişiklik arzeder; Fatih bey. Nacizane kendi bakış açımla.

Ben bu olguya hobi olarak bakarım. Hiç bir zaman, aman şöyle bir balık yakalayayım, evin yolunu tutayımn amacı taşımam. Burada benim için önemli olan, o atmosferin verdiği havayı yaşamaktır. Balık gelirse de yapılması gereken mücadele ve alınan zevktir; bence aslolan.

Peki bunu neyle yaşayacaksın ?

Elinde ki takım ve donanımla pek tabii ki.

Kullanılan takımlar, her şeyden önce kullanıcısına o zevki yaşatmalı. Kadınların aksesuarları nasıl ki kolye, bilezik, vs.vs. ise, bizim aksesuarlarımız da, kullandığımız takımlar ve kolumuzda ki saat vs.vs. olmalı.

Nasıl olsa yakalayacağım balığı, 10 liralık makina, 25 kuruşluk iğne de yakalar diyerek, zevk almadığım, bakımını, temizliğini bile angarya gördüğüm bir takımı, alıp kullanmam. Bu şekil hobiyi yapmaktan da zevk almam. Bundan, ucuz bir takımla balık yakalamak ve maaliyet hesabı çıkar ki, en kestirme ve garanti yol, balıkçı tezgahıdır bence.

Kişi, sabahleyin evden çıkarken giydiği kıyafetlere, çorabına, ayakkabısına kadar uyumuna dikkat ediyor ve bu davranışıyla çizgisini yansıtıyorsa, bu da benim için aynı olgudur ve aynı eş değeri taşır.

Elimizde ki ekipmanlar, avlanma sahası dışında da, evde yapılan bakımı, temizliği, muhafazasıyla insana ayrı bir zevk vermeli. Ben bunu yaşıyorum. Bence değersiz olan bir ekipman, işi bitince bir köşeye atılır ve gider. Esas atıl olan, bir köşeye atılmış olan, o malzemelerdir; bence.

O kadar zengin olmadığıma göre..........

Nacizane değerlendirmem ve bakış açım bu şekildedir.