Ve Şişman Kadın Sahneye Çıkar (Ölümle Dans ve Azrail)

Konu, 'Denizlerimizden Güncel Av Raporları' kısmında Enes SAVE tarafından paylaşıldı.

  1. Enes SAVE

    Enes SAVE Enes SAVE

    Mesajlar:
    54
    Şehir:
    İstanbul
    Bu güzel konserin bitmesiyle birlikte evine dönüp eşyalarını arabaya bir an önce yükleyip eşiyle vedalaştıktan yola çıkar. Sonunda yine yollara düşmüştür. Eskihisar’dan Topçular’a geçmek üzere arabalı vapura bindiğinde kayağın emniyetli olup olmadığını kontol etmek üzere üst bagaj direkleri bağlantılarını ve gergi kayışlarını dikkatle kontrol eder. Arabanın üstünde bir kayakla uzun yola gitmek onun için bir ilk olduğundan kendi üzerindeki gerginliği biraz olsun kontrol edebilmek amacıyla normalde seyrettiğinden daha yavaş seyredip sıkça durarak bagajın güvenliğini kontrol eder. Herşey yolundadır.

    Gideceği yere vardıktan sonra ilk birkaç gün hava yağmurlu olduğu için hiçbir şey yapamadan öylece geçirir. Kendisini İstanbul’da alıkoyan yağmur aynısını Karargahta da yapmıştır. Neyse ki herşeyin sona erdiği gibi yağmur da sona erer ve kayakla ilk gezintiyi yapma zamanı gelir.

    Yolculuğun bitiminde tek başına ve büyük zorluklarla birinci kattaki karargahına çıkardığı kayağı şimdi de aşağı indirmesi gerekmektedir. Kayağı balkona çıkartır ve burun tarafındaki tutamağından tutarak kayağı aşağı sarkıtarak kıç tarafının dikkatli bir şekilde aşağıdaki zemine dokunmasını sağlar. Daha sonra aşağı inip kanoyu pazar çantasından bozma yaptığı kano taşıyıcının üstüne yerleştirerek kanoyla ve seğirtme takımıyla birlikte soluğu kıyıda alır.

    Yıllar öncesi aklına gelir. O zamanlar onbeş-onaltı yaşlarında, formunun zirvesinde bir delikanlıdır. İki kişilik kanoların üstünde akrobatik hareketler yaparak denize daldığı zamanlar gözünün önüne gelir. Bugünse bu insandan bozma yarı obez bedeniyle tadını çıkara çıkara nasıl kürek çekecektir? Neyse ki sigarayı kısa sayılmayacak bir süre öncesinde bıraktığından biraz olsun kendini toparlar ve kürek çekmeye başlar.

    Kıyıdan yeteri kadar uzaklaşınca seğirtme takımını hazırlar ve kürek çekmeyi o şekilde sürdürür.

    Bir süre kürek çektikten sonra çevresine şöyle bir bakar. Tam üçyüz altmış derece deniz! Artık balıkçılık yaşamında yeni bir sayfa açılmıştır. Kıyıdan ulaşamadığı yerlerin hemen hemen hepsine ulaşabilecek, dağarcığına yeni av deneyimleri ekleyebilecektir. Arada sırada seğirtme takımına takılan doğal çöpleri ayıklayarak gezisini sürdürür.

    Bir süre sonra ilk gün için bu kadar kürek çekmenin yeterli olduğunu düşünerek dönüş manevrasını yapar ve seğirtme takımını toplar.

    Kayağıyla geri döndüğünde saatine bakar ve şaşırır. Onun gibi hımbıl sayılabilecek birisi için çok sayabileceği iki saatten uzun bir süre kürek çekmiştir! Onun gibi hımbıl sayılabilecek birisi için bu çok iyidir.

    Kendi kendine : “Sende hala iş var!” der.

    Birkaç gün sonra arkadaşı Kalendere telefon eder. Birbirlerinin hal –hatırlarını sorduktan sonra :

    - Akçay’a geldim Kalender. Ayıracak zamanın olursa görüşelim mi? Belki balığa da çıkarız.

    - Tabii Enesçiğim. Çok iyi olur. İşlerimi ayarlayabileceğimi sanıyorum. Hafta içi buluşup balığa çıkalım mı?

    - Olur, çok memnun olurum.

    Birkaç gün sonra sabaha karşı buluşup avlanacakları yere doğru giderler. Önce tekne suya indirilir, sonra da av donanımları tekneye yerleştirilir. Seğirtme yapmaya başlarlar.

    Kalender Kum Adam’a avlağın yapısı ve yakalandıktan sonra balığın davranışlarıyla ilgili bilgi verir. Sabah seansında bol bol güneşlenmek dışında ne yazık ki başka bir şey yapamazlar. Karınlarını doyurmak için öğleyin karaya çıkarlar. Güzel bir öğle kahvaltısından sonra yaptığı yolculuktan dolayı üzerine biraz yorgunluk çöken Kum Adam biraz uyumak için arkadaşından izin ister. Arkadaşı da onu dinlenmek üzere karada bırakıp ava devam etmek için yeniden denize açılır.

    Yaklaşık iki saat sonra telefon acı acı çalarak çalarak Kum Adamı uyandırır. Telefondaki Kalenderdir :

    - Kum Adam hemen kalk ve tekneye gel. Balık başladı. Şimdiden balıklar üç tane sahteyi kopardılar.

    - Hemen geliyorum.

    Kısa bir süre sonra Kum Adam yeniden teknededir. Takımını hazırlayıp seğirtmeye başlar. Kalender’in saptadığı ilk şey havanın sabaha göre farklı olduğudur. Demek ki koşullar uygun duruma geldiği için balık hareketlenmiştir.

    Birkaç on dakika sonra Kum Adamın beklediği o an gelir. Kamış uç tarafından önce bir-iki sendeler ve sonra masaya vurulan yumruk gibi birden yatar. Kum Adam o anda kamışı kapar :

    - Vurdu Kalender vurdu!

    Kum Adam kamışı eline alıp uygun konuma gelir gelmez kamışa o güne kadar hissetmediği kadar sert bir darbe daha gelir ve o anda uzaklarda balığın o muhteşem cüssesiyle suyun dışına tarpon balığı gibi çıkarak sahteyi tükürmek için kafasını sağa sola savurduğunu görür. Bu manzara onu kendinden geçirmiş gibi olsa da misinadaki olası bir boşluğa karşı makineyi hızlı bir şekilde sarmayı sürdürür.

    Balık kah suyun üstüne çıkarak şahlanır kah suyun içine girip ağır kafa darbeleriyle yol alır. Kum Adam bu balığın porsiyonluk veya biraz daha büyük hem cinslerini İstanbul boğazı’nda ve Karadeniz’de kıyıdan yıllarca avlamış olsa da bu balık onun karşısına sanki bambaşka bir türmüş gibi çıkmıştır. Kendi türüne göre boyutu çok büyük olsa da gösterdiği mücadele boyutlarını kat be kat aşmaktadır. Kum Adam sonunda balığı teknenin kenarına kadar getirebilir. Ancak o kadar yoldan getirdiği bu balık hırçınlığından bir nebze ödün vermez. Üstelik balığın muhteşem cüssesini çok yakından gören Kum Adam sanki büyülenmiş gibi onu seyretmeye başlar. Kollarıysa bilinçsiz şekilde balığı zaptı rapta almaya çalışmaktadır.

    İçinden “Bu balık hiç yorulmaz mı, sağ-sol, teknenin etrafında 180 derece dön, sol-sağ. Kalomayı biraz daha sıkayım, belki kontrol bana geçer” diye geçirip uyguladığı anda…

    İşte o anda herşey biter. Çok sert bir manevra daha yapan balık bu hareketiyle makineyi kilitlemiş ve misinayı koparak kurtulur. Ölümle olan muhteşem dansı o kazanmıştır.

    Kum Adam oturur, bir süre konuşamaz. Vücudundaki adrenalin düzeyi bu düzeye kadar ulaşmıştır. Kısık kısık nefes almaya başar, belki biraz da hırıldar. Bedeninin kendisini toparlaması birkaç dakikasını alır.

    Konuşabilecek kadar kendisine geldiğinde Kalender’e dönerek :

    - Yaşamımda benim için çok önemli olan bir avın kaçmasına ilk defa üzülmedim. Helal olsun, yaşama sonuna kadar sarıldı, yaşamı sonuna kadar haketti.

    Kalender :

    - Üzülmene gerek yok. Buradaki ilk balık zaten hiçbir zaman tekneye alınamadı.

    - Kalender, kendimi resmen sopa yemiş gibi hissediyorum. Bu balığın av hazzı levreği de geçti.

    Kalender sabırla arkadaşının toparlanmasını onbeş yirmi dakika kadar bekledikten sonra ava devam etmeleri gerektiğini hatırlatır ve sahtesini suya bırakır.

    Kum Adam takımını düzene koyar, Kalenderden bir adet sahte yem klipsi ister. Kalender sahte yem kutusunu eline alıp açtığı anda…

    BAMMMMM!

    Kalenderin kamışına yine o muhteşem vuruş gelir. Kum Adam arkadaşını uyarır. Belki de kaçırdığı balığın üzerinde yarattığı etkiyle saniye geçmeden çok yüksek sesle bir daha uyarır. Bu türden bir uyarıyı doğal olarak beklemeyen Kalender elindeki kutuyu fırlatarak kamışa sarılır ve mücadeleye başlar.

    Balık yine sudan fırlayıp ölümle dansına başlamıştır. Ancak bu kez karşısındaki tecrübeli bir rakiptir. Kalender balığı tekneye sabırla yavaş yavaş getirir, balığın yorulmasını bekler, Kum Adama kepçelemesi için alması gereken konumu belirtir ve zamanı geldiğinde hooopp balığı kepçeye sokar. O anda sanki aynı organizmanın diğer parçasıymış gibi hareket eden Kum Adam kepçeği kaldırıp o muhteşem balığı tekneye alır.

    Alır almaz, sanki balığı kendisi yakalamış gibi zafer nidaları çıkartır. Arkadaşıyla tokalaşır ve :

    - Kutlarım Kalender. Buranın ustası sensin. Ayrıca bana muhteşem bir av günlüğü yaşattın. Bunun için de ayrıca teşekkür ederim.

    Dönüş yolunda Kum Adama o güzel günden geriye kalan, hangi hataları yaparak balığı kaçırdığının muhasebesidir. Hatalarını çabuk bulur. Bir sonraki randevusu böyle olmayacaktır.


    Bu hikaye Kalender arkadaşım Bahadır Sarıca'ya ithaf edilmiştir.
     
  2. nertetiker

    nertetiker ÖNER

    Yaş:
    38
    Mesajlar:
    206
    Şehir:
    BURSA
    Favori Kamış:
    REMIXON STORM SURF KAMIŞ 100-275G 420CM
    Favori Makine:
    Okuma Trio 40 makine
    En İyi Avı:
    AVIN İYİSİ KÖTÜSÜ OLMAZ :)
    okunduğunda, okuyana yaşanmışlık hissi veren mükemmel satırlar.
     
  3. polat1907polat

    polat1907polat hasan

    Yaş:
    60
    Mesajlar:
    24
    Şehir:
    istanbul
    tebrikler enes kardeşim.tam bi ders bu.
     
  4. baskentli1

    baskentli1 İsmaiL

    Mesajlar:
    326
    Şehir:
    Ankara
    Favori Kamış:
    En ucuzu :)
    Favori Makine:
    Honda CBR 600F :)
    En İyi Avı:
    Turna 9,5 KG
    Enes abi hevesimi alamadım defalarca okudum....
    Eline koluna sağlık arşivledim ;)
     
  5. simendifer

    simendifer Sennur

    Mesajlar:
    9.177
    Şehir:
    İstanbul
    Emeğiniz için teşekkürler, İki bölümü de büyük keyifle okudum. Üstelik hikayenin sonunda tanıdığımız, sevdiğimiz bir arkadaşımızın adını görünce, hikaye daha da bir anlam kazandı. Umarım başka hikayeler için arayı uzatmaz ve bizi böyle bir keyiften mahrum etmezsiniz. :)
     
  6. Bahadır Sarıca

    Bahadır Sarıca Bahadır Sarıca

    Mesajlar:
    889
    Şehir:
    İzmir
    En İyi Avı:
    Levrek, bir sonraki
    Sevgili Kum Adam,
    Keyifli yazınla bir kez daha o anlara geri gittim. Benim için çok güzel bir hediye oldu. Bunun için ayrıca teşekkür ederim. Ne mutlu ki bu güzel anları beraber yaşadık.
    Dediğin gibi; “ilk balık zaten hiçbir zaman tekneye alınamamıştı.” Ama inanıyorum ki çok daha keyifli bir rövanş yaşayacağız.
    Paylaşacak keyifli avlarımızın devamı dileklerimle.
    Sevgi ve selamlar…
     
  7. mehmetar79

    mehmetar79 Mehmet

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    316
    Şehir:
    Adana / Ceyhan
    Anlatım çok başarılı avınız da öyle.
    Tebrik eder devamını dilerim Kum adam ve Kalender :)
     
  8. volex21

    volex21 Volkan

    Mesajlar:
    6.735
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    Okuma V System 2.40 Lineaeffe Spirit Surf 3.90 (fiyat performans 9/10)
    Favori Makine:
    Spro Red Arc 20'lik (Fiyat/Performans : 8/10)
    En İyi Avı:
    Levrek (57 cm - 2.100 gr ) Sargoz (700 GR kadar) Palamut (40 cm üzeri), Lüfer 40 cm, Çipura 950 gr
    Hikayenin tamamını okudum ve çok keyif aldım. Avlarınızın devamını dilerim.
    Bahadır abinin de dediği üzere, rovanşı çok gecikmesin. :D
    Sevgilerimle...