Aralık 2012 tarihinde yapılan Kayseri Yamula Barajı istihsal ihalesinden önceki döneme ait ihale şartnamesinde balık stokunda gökkuşağı alabalığı yazılı değildi. 2012 yılında yapılan ihale şartnamesine Barajda 1 ton gökkuşağı alabalığı olduğu yazıldı ve Baraj, hafta içi balık avına komple yasaklandı. Barajdaki mevcut gökkuşağı alabalık stoku onlarca kat fazla olmasına rağmen, bu tespit ile sadece 1 ton belirtilerek aslında birilerine gayrı resmi kazanç imkanı da sağlanmış oldu. Yetkililer, Yamula Barajı'nda balık stoku tespiti için son derece ilkel bir yöntem kullandı. Bu yöntemde barajın muhtelif yerlerine ağ geriliyor ve belli bir süre sonra ağda ne kadar ve hangi balık türü yakalanmış ise bazı formüller uygulanarak stok belirlenmiş oluyor. Gece vakti kayıklar ile o ağlara yanaşıp ağdaki balık miktarını azaltanlara dair bir önlem akıllara asla gelmiyor ve alabalığın sürü halinde gezen bir balık olduğu, ölçüm ağı atılan bölgede o an hiç balık bulunmaması; ya da ağa çok az miktarda takılması da hesaba katılmıyor. Amatör oltacılar, Yamula Barajına gittiğinde yasak olan misina ağları kullanarak balık avlayan ağcıların gözlerinin önünde çok yüklü miktarda balığı kayıklarına çektiklerine sürekli şahit oluyorlar. 'Barajda 1 ton alabalık var' söylemi tuhaflarına gidiyor! Gökkuşağı alabalığının ihalede 1 ton olarak belirtilmesinin yansıması aslında şudur: Hakkaniyetli bir yorum yapılırsa istihsal edilen alanda istihsale konu olmayan balığın, olta ile avlanmasına engel bir mevzuat söz konusu değil. Amatör olta balıkçısının ise kıyıdan uzaklaştırılması gerekiyor ki rahatlıkla her türlü uygunsuz av gereci ile katliama varan biçimde avlanma imkanı oluşmuş olsun. Elde edilen gayrı resmi kazanç, artık nasıl ve kimler arasında pay ediliyor ise, onu da elbette sorumluluk sahipleri düşünecektir. Olan bitenden Tarım Hayvancılık İl Müdürü'nün, Savcıların haberi olduğuna ihtimal vermiyorum; ama Müdürlük Makamının ilgili birimindekilerin haberdar olmaması çok ilginç... Barajda istihsal edilen balık cinsleri için avlanma yasaklarına dair kanaatimin dayanağı ilgili Tebliğin 13. Maddesi ç bendinin son cümlesidir ve Kesik Köprü, Karaova Barajlarında av uygulamaları da görüşümü destekler biçimdedir. İlgili Barajlarda belirlenen cinsler harici avlanma serbestiyeti söz konusu ve hafta içi hafta sonu ayrımı söz konusu değil... Kayseri Yamula Barajında ise tüm balık cinsleri çok küçük stoklara kadar belirtilerek amatör avcılığa baraj, hafta içi tamamen kapatılmış durumda. Burada bir iyiniyet, vatandaşın huzuru ve ağız tadının önemsenmesinin dikkate alınması olgusunun çıkması mümkün değil. Belirttiğim hususlar dahilinde bir düzenin işlemesi için özel bir gayretin olması ihtimal dahilinde... Kanımca istihsal alanlarında amatör oltacılar tarafından, Şartnamede belirtilmeyen balık cinsinin Tebliğ'de belirtilen yasak av zamanları haricinde, kurallara uygun olarak avlanması durumunda amatör oltacıya ceza yazılması veya sadece hafta içi suda olta var gerekçesi ile ceza-i müeyyide uygulanması hukuka aykırıdır. Ceza normu ancak, İstihsal edilen balık cinsinin yasak olarak bildirilen zaman diliminde tutulduğu ve sudan çıkarıldığı tespit edildiğinde uygulanmalıdır. Barajdaki balık stoku tespitinde ciddi hata olduğunu, Hazinenin kayba uğradığını, sportif amatör balıkçıların ince idari tekniklerle kıyılardan uzaklaştırıldığını, istihsal konusu balıkların tutulmasında yasak olan misina ağ kullanımının artarak devam ettiğini ve sürdürülebilir doğal yaşama büyük zarar verildiğini gözlemliyorum. Kayseri'de hafta içi istihsal edilen barajlarda oltayı gördüğü an ceza kesen bir algı oluştu. İlgili Tebliğ ise diyor ki: (13) ç) Kiraya verilen istihsal sahalarında avcılığın serbest olduğu dönemlerde, resmi tatil günlerinde kişi başına en fazla 3 iğneli bir olta takımı ile amatör avcılık yapılması serbesttir. Sadece kerevit veya gümüş avcılığı için kiralanmış olan istihsal sahalarında, gün ve alan sınırlaması olmaksızın, amatör balık avcılığı yapılabilir. Yamula Barajında asıl ticari unsur, gümüş balığıdır. 400 ton gümüş balığı stoku olduğu Şartnamede belirlenmiş. 40 ton sazan ve 1 ton gökkuşağı alabalığı olduğu kayda alınmış. Toplam değer ise sadece 110.000 TL.! Sadece Gümüş balığı tutulması istihsal edilmiş olsa ve görünürde ekonomik değeri olmayan balıklar Şartname'den çıkarılmış olsa, amatör olta balıkçılarının tüm sıkıntıları bitecek. Fakat alabalık mevzu olunca, bu mümkün olmuyor! Şartnamede 1 ton yazılı; ama acaba o koca Barajda kaç yüz ton alabalık var? Bir amatör balıkçı çatlasa yırtınsa 5, 10 balıktan fazla tutamazken, birileri yasal olmayan misina ağlar ile tonlarca balığı kısa sürelerde kayıklarına çekiyor ise, laf kalabalığı çok, baca duman tüter olur! Misina ağlar ile ilgili denetimler çok yetersiz. Adamlar misina ağları suya gömüyorlar. Yakalanacaklarını anladıklarında ipleri kesip, ağları boşluyorlar. O ağlar hayalet ağ oluyor ve yüz yıl balık avlıyor dipte! Böylesi bir canilik de var işin içinde. Tarım Hayvancılık İl Müdürlüğü yetkilileri, istihsal olgusunu desteklerken argümanları şu: İstihsal olmaz ise, kaçak avcılık artar! Bu görüş realiteyi saptırmaktan başka bir amaca hizmet etmiyor; zira mevcut durumda istihsal adı altında yapılan katliam, o kadar dehşet bir görüntü arz etmektedir ki, bu tarz bir tez, sadece bazı hukuksuz uygulamaların örtülmesi amacına hizmet eden resmi bir göz boyama görüntüsü vermekte... Ayrıca Kayseri'de bazı siyasilerin misina ile avlanan ağcıları desteklediği konuşuluyor. Yasak olan bir malzeme ile katliam biçiminde yapılan bir avlanma metodunu destekleyen siyasinin derdi ne olabilir, merak ediyorum? 18 Martta Kayserili amatör olta balıkçıları Karaova Barajındaydı. Barajda gökkuşağı alabalık üretimi yapan firmanın sabote sonucu 80 ton balığı suya kaçmıştı. Devletten balıklarını toplamak maksadı ile Barajın avlanmaya yasaklanmasını talep etmişler ve ancak bir hafta bu maksatla süre alabilmişler. Haliyle çok az bir süre ve süre bittiğinde ise devede kulak mesabesinde balık toplayabilmişler. Karaova Barajında tonlarca alabalık suda ve bir işletmenin malı aslında o kadar balık. Barajda istihsal avcıları da var. Başka balık cinsleri için çok komik rakamlara ihale almışlar ve bu adamlar da alabalığın peşine düşmüşler. Kaçak olarak avlanıyorlar ve 650 kiloluk bir alabalık sevkiyatları bir denetiminde tespit edilmiş ve şu an mahkemeleri sürmekte diye duyum aldım. Bakınız istihsalde alabalık yok ise, orada istihsalci alabalık avlayamıyor! Demek ki 1 ton alabalık yazılı ise 1 tonun üstü balık çıktığı zaman burada da bir usulsüzlük söz konusu diye düşünmek gerekiyor. Peki nasıl uyduruluyor yüksek miktarda avlanmalar? Bilemiyorum! Ya da ben hayal mi görüyorum? Tüm bu söylediklerim bir paranoyadan mı ibaret? Karaova'ya dönelim: Kayserili amatör olta balıkçıları Karaova Barajı'na neden gitmişlerdi? Gökkuşağı alabalığı yakalamaya! Fakat tuttukları balığı işletme sahibine teslim etmek amacı ile! Aynen böyle yaptılar... Ankara Oltacılar Derneği'nin tertip ettiği yarışmaya katıldılar, en çok balığı Kayserililer tuttu ve tutulan bütün balıklar işletmeye teslim edildi. Amatör olta balıkçısı budur! İnsanlık da bunu gerektirir! Bu insanları çıkar gruplarının maskarası yapmamak gerekiyor! Doğal su yaşamı sürmeli. Gelecek nesillerin emanetçiyiz.
Gümüş balığı Tebliğ'deki doğru bir tespite göre: Ekolojik dengeyi bozan balık... Gökkuşağı Alabalığı da öylece... Güzel vurgu, harika yaklaşım! Doğayı seven kendini doğayı korumaya adamış idarecilerimiz böyle yazmışlar... Ve sonra bu ekolojik dengeyi bozan balıklar bir bakıyorsunuz ihale ediliyorlar. Peki para kimin cebine gidiyor? Devletin mi? Hayır! Çok azı! Çünkü Devletin İhale Şartnamesinde örneğin Kayseri Yamula Barajı'nda gökkuşağı alabalığın toplam bir yıllık stoku için 1000 kg.'ın değeri yazılır. (fakat ne hikmet ise, bu balıktan istihsalciler günde 1000 kilo toplarlar!) Yine örneğin Gümüş balığı 400 ton yazılıdır; fakat Allah bilir kaç bin ton vardır! Neden rakamlar ufalanır? Birileri hamuduyla götürsün diye mi!? Olacak şey değil, değil mi? Lakin bakınız mantık sağlam... Nasıl olsa ikisi de ekolojik dengeye zararlı balık... Kimsenin gözüne batmaz yani... Bu iş mafyanın öldürdüğü adamın cenazesine çelenk göndermesi gibi bir şey.. O gümüşü o suya kim saldı? Niye doğru dürüst stok belirlemesi yapılmadı? Madem ekolojik dengeyi bozuyor, bahane bu; neden amatörlerin avlamasına sınır konuluyor? Devlete para lazım değil mi? Para olsa dert, DEVLET der ki: Amatör Olta Balıkçısı Belgesi 200 Tl'dir. Eğitim Sertifikası ile verilir. 1 yıl geçerlidir. OLTACI hafta içi hafta sonu her zaman her türlü EKOLOJİK DENGEYİ BOZAN BALIĞI AVLAYABİLİR! Buyrun kaba hesap sadece Kayseri'den 5.000 X 200 = 1 TRİLYON Devlet, Yamula Barajını kaça ihale etmişti? 110.000 TL! Niye böyle yapılmaz? Çünkü burada para, Devlete gidecek... Ama ya bu ranttan nasiplenen var ise onun cebine ne girecek? Bir kurgu geliştirelim. Birileri DEVLETİN YETKİSİNİ KULLANARAK DEVLETİ ZARARA UĞRATMA PAHASINA ekolojik dengeye zararlı balığı 1 ton tespit ederse ve aslında bu balıktan 100 ton varsa orada ve bu balık ekonomik olarak kıymetli ise buradaki 99 TONUN BEDELİ kime gider? Kaba hesap: 9000 X 5= 500.000 TL Bu, sadece istihsalin en küçük stokuna dair rakam üstelik! Realitede Devletin kasasına bu ihaleden TOPLAM ne girdi? 110.000 TL! Kurgumuzda, BU TEZGAHI KURAN, BUNDAN NEMALANMAZ MI HİÇ? İstihsal için şöyle bir argüman da öne çıkıyor, diyorlar ki: Eğer Barajlar istihsal edilmez ise, kaçak avlanma artar! Eğer bu ölçekte bir götürme var ise: KURDU KUZULARA ÇOBAN YAPANLARIN, GRİPTEN ÖLMESİ İHTİMALİ OLAN KUZULARIN DERDİNE DÜŞMESİ NE TUHAF!
DEVLETİN KURUMLARINI DENETİM YAPMAYA ÇAĞIRIYORUM. ELİNE OLTA ALIP HAFTA İÇİDE OLSA ZAMAN GEÇİRMEK İÇİN GELDİĞİ SU KENARINDA BALIK TUTAN AMATÖR BALIK AVCISINA CEZA YAZAN JANDARMA VE TARIM MÜDÜRLÜĞÜ PERSONELINIDE KINIYORUM. DERHAL SİRKÜLERDE DEĞİŞİKLİK YAPILIP HAFTA İÇİ AVCILIĞININ SERBEST BIRAKILMASI İÇİN BİR AMATÖR BALIK AVCISI OLARAK ELIMDEN GELEN DESTEĞİ VERMEYE HAZIRIM. MİSİNA AĞ KULLANIP DÜNYANIN BALIĞINI TUTAN VE ELINDE OLTASIYLA GELIP BALIK TUTMAYA CALISAN AMATÖRÜ İHBAR EDEN, BARAJLARI KIRALAYAN ŞAHISLARINDA İŞALLAH EN YAKIN ZAMANDA ELI AYAĞINA DOLAŞIR DİYORUM. KOCA BARAJI KIRALAYIP MİSİNA AĞLA BALIK TUTAN ŞAHISLARI DENETLEYECEK OLAN JANDARMA, TARIM MÜDÜRLÜĞÜ NERDESİNİZ, GÜCÜNÜZ ELİNDE OLTAYLA AKŞAMA KADAR OLTA ATIP 10 TANE BALIK TUTMAYA ÇALIŞAN VATANDAŞAMI GÜCÜNÜZ YETİYOR. YETER ARTIK.... TÜM KAYSERİLİLER OLARAK MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK, BU KONULARI DİREK BİMERE VE GEREKİRSE YILMADAN USANMADAN CUMHURBAŞKANLIĞINA YAZMAKTAN ÇEKİNMEYELİM. MUTLAKA SESİMİZ BİR ÇIĞ GİBİ BÜYÜYÜP DUYULACAK.
Aylardır yakınmaları devam ediyor. Kayseri'de gözlerinin önünde gelişen balık katliamlarının önlenmesi için seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Yasak olduğu kanun ile belirlenmiş misina ağ kullanımının önlenmesi ve kullananların denetlenmesi için yetkilileri göreve davet ediyorlar. Misina ağlar ile halen göllerimizde av yapılması gerçekliği ile ilgili fiili durum canlarını sıkıyor ve neden denetim yok; ya da yetersiz diye feryat ediyorlar. Barajda stok olarak bildirilen 1000 kilo alabalık hakkında bu tespitin gerçeği yansıtmadığını her ortamda dile getiriyor ve aslında barajdan günlük 1000 kilo civarı balık tuttukları ile övünen, bu sözleri sağda solda dillendiren ağcıları, Devletlerine şikayet ediyorlar. Amatör oltacıya gökkuşağı alabalığında 10 adet limit var ve hafta içi olta avcılığı yasak. Amatör olta balıkçılarının hepsi toplansa bir teknenin bir günde misina ağ ile topladığı balığı toplayamazlar ve bu neden ile hiç kimse onların varlığını balık popülasyonuna zarar olarak göremez, kimsenin böyle göstermeye hakkı da yoktur. Yakınmaları var! Neden yetkililer bu konularda amatör olta balıkçısı olan ve binler ile ifade edilecek kadar çok, bu ülkenin vergisini veren, kurallara uyan vatandaşının yanında değil diye... Yakınmaları var! 1 ton alabalık var ise bu sularda, nasıl oluyor da her gün 1 ton tutulabiliyor, kimdir bu işleri denetleyenler diye... Yakınmaları var! Ağ atanlar kıyı dibine kadar ağ atıyor ve olta atmalarına fırsat verilmiyor, neden bu konularda düzenleme yapılmaz diye... Yakınmaları var! Yetkililerin denetleme vazifesini ne zaman yaptıklarını merak ediyorlar! ‘Onlarca olta balıkçısı çeşitli nedenlerle ceza yedi. İyi güzel de bu misina ağları biz her su kenarına gittiğizde görüyoruz. Biz haftada bir gün gitmemize rağmen binlerce metre ağı görürken ve ayrı ayrı bölgelerde buna şahit olurken, yetkililer nasıl oluyor da altlarında son teknoloji tekne ile göremiyorlar’ diye... Yamula Barajına bendeniz de gidiyorum mesela, yetkililerin daha bir kere misina ağ topladığına doğrusu şahit olmadım! Yakınmaları var! Devletlerinin maddi zarara uğradığı konusunda kaygıları var. Kim bu stok miktarlarını nasıl tespit etmiş ise gerçeği yansıtmıyor diyorlar. Yakınmaları var! Devletin memuru, vatandaşına sırt çeviremez. Vatandaşın işini kulak arkası yapamaz, vatandaşı kaale almama gibi bir lüksü olamaz diyorlar. Yakınmaları var! Neler oluyor oralarda, bir iş mi çevriliyor, bu kadar büyük bir rant söz konusu olunca endişe ediyor ve onları ferahlatıcı açıklamalar bekliyorlar. Yakınmaları var! Gittikleri sularda sazangilleri göremiyorlar artık. Gümüş avı bahanesi ile balık yumurtalarını silip süpüren avlanma biçimleri mi acaba bu durumun nedeni diye soruyorlar... ‘Devletin yetkili bir memuruna bir işimiz için gittiğimizde biz onun kara kaşına kara gözüne hasta olduğumuz için önümüzü iliklemeyiz! Devlete duyduğumuz saygıdandır hürmetimiz! Bu hürmeti şahsına sananlar yanılmışlar ve hakikati fark edememişlerdir; ya da oturduğu koltuğun nefsinin tatminine tahsis edildiğini düşünenler de hata yapmışlardır.’ diyor ve devam ediyorlar: ‘Biz Devletin memurunun şahsında hukuksuz olduğunu düşündüğümüz uygulamaları Devletimize şikayet ediyor ve bir sivil toplum hareketi olarak hak arama mücadelesi veriyoruz. Bizden her kim ne sebep ile rahatsız oluyor ise doğrusu bu çok dikkat çekici bir durumdur.’ Açıkçası bendeniz de bu yakınmaları, hak arama girişimlerini suç olarak algılayanların, bu yakınmalarda suç unsuru arayanların vicdanlarına ve hukuk algılarına şaşıyorum!