Selam Arkadaşlar. Bugün başımdan geçen bir olayı siz değerli forumdaşlarla paylaşmak istedim. Tarih: 23.06.2010 günlerden Çarşamba. Abim aradı. Balık tutmak için gölet tavsiyesinde bulunmamı istedi. Bende bir-bir buçuk yıldan bu yana gitmediğim bir göleti tavsiye ettim. Abim gölete gittikten sonra beni aradı. Göletin etrafının tel örgüyle çevrildiğini ve orada bekleyen, belediyenin görevlendirdiği bir kişi tarafından balık tutmanın yasak olduğunu söyledi. Keyfi yasak koyma gibi bu haksız durumlar beni çok etkiler ve haksızlığa asla tahammülüm yoktur. Abim tebliğin içeriğini çok fazla bilmediği için, belediyeye gidip başkanla görüşmesini ve söylediğim tebliğin ilgili maddesini başkana okumasını söyledim. Belediyeye gitmiş fakat başkan şehir dışındaymış. Durum böyle olunca abime başka bir gölet tavsiyesinde bulundum. Bu olayın akabinde hemen internetten araştırdım ve başkanın cep numarasını buldum. Aramızda şu konuşma geçti: -Selamün aleyküm -Aleyküm Selam -……Belediye başkanı Hüseyin beyle mi görüşüyorum. -Evet, benim buyrun -Başkan bey müsaitseniz bir konu hakkında görüşmek istiyorum. -Evet, buyrun -Hüseyin bey, ismim Mustafa, filan yerden arıyorum. Bugün arkadaşlarım beldenizde bulunan gölete amatör avcılık için gelmişler, fakat sizin görevlendirmiş olduğunuz bir kimse tarafından balık tutmanın yasak olduğu söylenmiş. Doğru mudur? -Evet, biz belediye olarak oybirliğiyle böyle bir yasak koyduk. -Başkan bey, tarım ve köy işleri bakanlığının haricince hiçbir idarenin yasak koyma yetkisinin olmadığını sanırım biliyorsunuz. -Mustafa bey, bu bir sulama göletidir. Ve DSİ tarafından kullanım yetkisi belediyemize verilmiştir. -Başkan bey, önce şurada anlaşalım. Bildiğiniz gibi DSİ de tarım ve köy işleri bakanlığına bağlıdır. Ve sulama ile alakalı sizi yetkilendirebilir. Ama bu amatör olarak balık avcılığı yapan kimselere yasak koyma yetkisini vermez. Siz bunları benden daha iyi bilirsiniz ama, 26974 sayılı resmi gazetede yayınlanan Tarım ve köy işleri bakanlığının 2/2 numaralı amatör su ürünleri avcılığını düzenleyen 2008/49 numaralılu tebliğin 20. maddesi şöyledir: “Bu Tebliğde belirtilen yasak, sınırlama ve yükümlülükleri belirlemeye ve ilân etmeye Bakanlık yetkilidir. Mülki idareler, diğer bakanlıklar ve ilgili kamu kuruluşları, özel ve tüzel kişiler bu tebliğde belirtilen yasakları, doğal afetler (kuraklık, sel, yangın, sağlık vb.) haricinde kaldıramazlar, bu yasaklara aykırı veya yeni yasaklama kararı alamazlar, ilan edemezler.” Bu durumda sizin yasak koymaya yetkiniz yok. -Aslında bizde böyle bir yasak koymak istemezdik ama geçen yıldan bu yana bir tane bile balık tutan görmedik. Geçenlerde göleti yeniden balıklandırdık. O yüzden böyle bir yola başvurduk. -Başkan bey, eğer durum böyleyse bizde elimizden gelen her türlü desteği veririz. Oraya avlanmaya gidecek olan arkadaşlarımıza rica eder onlardan bir iki yıl orada avlanılmamasını öneririz. Ama şu yasak koyma olayında anlaşalım. -Eğer arkadaşlarınıza durumu izah ederseniz seviniriz. Yasak koyma olayında galiba haklısınız. Dedim ya bu zaruretten dolayı böyle bir yola başvurduk. -Anladım başkan bey. İki yıl orada av yapılmaması için elimden geleni yapacağıma emin olabilirsiniz -İnşallah. Zaten bir karar aldık. Göletin etrafını mesire yeri yapacağız ve ağ atılmaması için devamlı bekçi bulunduracağız. -Valla çok iyi olur. Teşekkür ederim. Görevlerinizde başarılar dilerim. Hayırlı günler. -Ben teşekkür ederim hayırlı günler. İşte durum böyle arkadaşlar. Telefon görüşmesinden önce çok sinirliydim ama görüşmeden sonra sakinleştim. Geçen yıl başka bir beldede birebir benimde başıma gelmişti.O belde başkanına da telefondan ulaşarak tebliğin ilgili maddesindeki açıklamayı yapmıştım. Bu yıl avlağa gittiğimde hiç sorunla karşılaşmamıştım. Bu olayı aşağıdaki linkte anlatmıştım: http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=30296 Şunu öğrendim. Ortada bir haksızlık varsa kesinlikle mücadeleyi bırakmamak ve usülüne göre hakkını aramak gerekiyor. Hepinize rasgele...
Elbette böyle olmalıydı ve sen bunu başarmışsın Mustafa. İlgili olmak, duyarlılık göstermek en başta kendimize olan saygının gereğidir. İstenilen sonucu elde edememiş olsak dahi boş vermemek, bir el atmak ne kadar değerli ve anlamlıdır. İnsan olmaklığımız tam da burada başlar ve de burada biter. Teşekkürler aziz dostum, emeğine sağlık.
Nuri abim düşüncelerimi yansıtmışsın teşekkür ederim. Mustafa abim sizler sayesinde özgüvenim gelişiyor. Teşekkür ederim.
sizi kutlarım hakkınızı sonuna kadar aradığınız için. keyfi yasaklar hep var. Eminim başkan yetkilerinin sınırlarından haberdar değildi siz uyarana kadar. "Ben yaptım oldu" mantığının değişmesi dileğiyle...
Güzel yorumlarınız için Teşekkür ederim. Foruma üye olmadan önce ne tebliğden haberimiz vardı ne de yasaklardan. Sizlerin katkılarıyla bir şeyler öğrendik. Keyfi yasak karşısında dik durulmasının gerekliliğini ve bunun faydasını gördük.
Sonuna kadar haklısın, Fakaatt başkana da hak vermeden edemiyorum, bu yasağı koymadan önce o gölet ne haldeydiki böyle bir uygulama yapmak zorunda kaldılar. Şahsen ben İstanbulda Sazlıbosna ve Alibeyköy barajlarınında etrafında dikenli tel ile çevrilip 5 yıl kimsenin yaklaşmamasını o kadar çok isterim ki !
Belki yetkilerini bilmeyen , belkide bilipte kendisininde ifade ettiği şekilde kimselerin avlanmaması nedeniyle göleti çok güzel bir geçerli nedenden dolayı koruma altına alan , hatta yasak şekilde avlanmayı düşünenleri engellemek için göletin başına bekçi dikmeyi düşünen bu saygı değer belediye başkanımıza aslında senin açtığın bu konu vasıtasıyla teşekkürleri borç bilmemiz lazım. Mustafa kardeşim senide bu yürekli davranışından ve duruşundan dolayı canı gönülden kutlarım, boşuna dememişler , her şerde bir hayır vardır diye.
