Dün akşam ege tvv de bir haber geçti.Tırnak kadar çipura yavrularını yakalamışlar ve çiftliklere satıyorlarmış.İnanırmısınız bu işide kıyı kenar şarapçılarına yaptırıyorlarmış 5000(beşbin)adet yavruyu 1000 liraya yakalıyorlarmış gediz deltasında.Yakalanan yavrular foça limanında denize salındı çok sevindim ==="Nasıl engel olalım. Adamlar tül ığrıp getirip Gedizağzı'nda balıkçılık yapan en bıçkın adamlara verip yavru tutmalarını istiyorlar. 5 bin yavru bin YTL. 10-30 Cm. arasındaki sığ sularda iki kişi yarım günde 5 bin yavru yakalayıp bin YTL. alıyor. Yoksul, yaşamı deniz ile şarap şişesi arasına sıkışmış bu insanlar için bin YTL. büyük para. Öte yandan 5 bin çipura yavrusu toplayabilmek için milyonlarca diğer türlere ait yavru da yokediliyor. Tarım İl Müdürlüğüne şikayet etmişler. Sonuç çıkmamış. Sahil Güvenlik engeller ama su çok sığ olduğu için giremezler." diyorlar.=====işte bir siteden bulduğum yazı oltalarımız neden boş anlaşılıyor sanırım....
Dünyada milyarlarca sofra var , milyonlarca balıkçı bu sofralarda deniz ürünleri bulunmasını sağlıyor, bir o kadarda yakalarken telef oluyor. Ne bereketmiş kardeşim yüzyıllardır sömürülüyor , bir insan evladıda durup ''yeter bu dünyada yaşama hakkı bir tek bizde mi var '' diye sormuyor.
Dünyada çevreyi ve denizleri kurtaran 2 büyük olay olmuştur 1. 1. Dünya savaşı 2. 2.Dünya savaşı Araştırırsanız bu 2 savaş esnasında uzun süre balıkçılık yapılamadığını ve her savaş esnasında balık popülasyonunun katlandığını görürsünüz. Düşünsenize deniz o kadar bereketli ki 4 sene balık yakalanmıyor ve kendini katlıyor.
Bölgeyi bilmiyorum ama muhtemelen jandarmanın alanına giriyordur. Ben Adana-Karataş'ta(Özellikle Akyatan ve Ağyatan dalyanlarının civarında, bilmeyenler için söyleyeyim buralar devlet tarafından kiralanan doğal dalyanlardır, inanılmaz sayıda çupra vardır; bir keresinde levrek için at-çek yaparken sırtından yakalanan bir çupra çekmiştim , o derece yani... herneyse.) Biz Karataş'taki bu dalyanlardan dönerken defalarca kez durdurulmuştuk. Her seferinde arabanın bagajına bakıyorlardı. Ben silah arıyorlar sanmıştım ama meğerse bölgeden yavru çupralar kaçırılıp balık çiftliklerine satılıyormuş. Jandarma müdahalesinden sonra bu kaçakçılığın hemen hemen durduğu söyleniyor. Söylemeye çalıştığım şey şu: "Bence jandarma bu işe el atmalı."
çiğli ve tuzla civarında Yavru balıkları yakalayıp satmak suçtur. Bu suçu işleyenleri görenler, burada bu işi yapanları bilenler varsa, bu balıkları almaya gelen kamyonların plakasını bana versinler gereği hemen yaptırılacaktır. Az önce jandarma komutanı ile görüştüm, araba plakasını verin aracı kapatayım, yapıldığı yeri belirtin suç üstü yapayım dedi. bana ulaşmak için özel mesaj yolu ile telefon numaranızı bildirebilirsiniz.
Lanet olsun bunların hepsine. Eğer elime geçirsem bir kaşık suda boğarım ben bunları. Şerefsizliğin-kansızlığın daniskası bu. Bunlar sadece kendini düşünen zavallılar-ecdadını ve gelecek neslini hiçe sayıp; zürriyetini körelten mahluklardır. (Hepinizden özür dilerim. Kendimi kaybettim.)
bilim adamlarının araştırmasına göre tahminen 2050 senesinde artık çipura diye bir balık kalmayacakmış. Böle adiler yüzünden 2050 senesine bile klamadan tükenecek balıklar ne diyeyim yav yedikleri ekmek içtikleri su bile haram böle adilerin bu dünyanın bide öbür tarafı var unutmamak lazım.
2500-3000 merak etme 2050 değil 2500 dede bu balıkları görürüz.Yeterki duyarlı olalımo gün televeiyonda 2 bidonda 10000 adet balık foçaya bırakıldı bunun gibi 5 kaçak yakalansa 50.000 adet eder ve onların üremelerini bi düşünelim. Bu arada marmara civarından çipura raporları almaya başladık bu sevindirici bişey yıllar önce olduğu gibi ben diyorumki bu kaçakcılıkta yakalanan yavruları marmaraya salsalar belki göç edecekler egeye ama illaki kalanlar olacaktır ve üreyeceklerdir. sizcede güzel değilmi...Ayrıca kıyı balıkçısı dahi olsa ...ya bu tuttuğum 2 tane balıktan ne olacak....deyip parmak kadar lidakileri tutupta çantasına atan arkadaşlarımızıda uyarırsak inanın o 2 balıktan binlerce yeni balık üreyebileceğini unutmamalıyız.Ne kadar duyarlı olursak bi balıktan ne olacak demeyip geri salarsak değil 2050 2500 lerde bile torunlarımızın torunları bile bu balıkları görür.tabi bu arada jandarma ve sahil güvenlik çok çalışması lazım her ihbarı gece gündüz demeden değerdirmeleri lazım.Hatırlıyorumda bundan 15-16 sene önce izmir Gülbahçeye giderdik babam dyo boya fabrikasında çalışıdı ve fabrika işçilerini ve ailesini 2 haftalığına tatile gönderirdi ozamanlar oradaki balık yağmur gibiydi3-4 balıkçı teknesi vardı 1 ekmeği denize atardık kefaller tarafında 1 dakkada yenirdi şimdi bi lokma atıyorum yüzüne bakaçak kefal dahi yok.şimdi ise 50-100 adet tekne var yapılaşma var deniz tabanında kayaların üzerinde kahve rengi ve her sene kalınlaşan pil bir tabaka var..Ama şuna dikkat ediyorum artık insanlarımız bir kaçyıldır bilinçlenmeye başladı bilinçli insan sayıdsı nekadar artarsa geleçeğimiz okadar parlak olacak burada yazılanlar silküler haberleri v.s. bizleri eğitiyor herbirimizin kaçkişiyiz bilmiyorum balıkçı olarak ama tuttuğumuz 1 balık 30.000 kişiysek ufak diye saldığımızda bize yüz binler olarak geri dönecektir....bu kanal projesinden sonra izmir körfezinde de tür çeşitliliği artmıştır .barbun dahil olmak üzere bir çok tür bulunmaktadır.inşallah ilerki yıllarda eskilerin anlattığı gibi levrek sürülerine dalan köpekbalıklarını ve yunuslarıda göreceğiz bu gidişle...hepinize temiz doğa ve bol balıklı günler dilerim....
abim sen olayın farkında olduğun için bu şekilde konuşup geleceğini korumak ve hatta torunlarınla balık tutmak istiyorsun ama bu gibi adamların hayatı şarap şişesinde başlıyor, şarap şişesinde bitiyor ve bir abimizin dediği gibi bunlar için binlira deli para...