Mevsim yazdı ama hangi ay aklımda kalmadı. Temmuz olabilir. Hafta sonu yine İzmirden Bergamaya gitmiş, kıyıdan birşey tutamayacağımızı düşünerek tekne kiralamıştık. Sayı olarak 3 kişi birde tekneci amca, toplam 4 kişi sabah 6,30 da tekneyle açıldık. Gerçi tekneci amca 05,30'dan beri sizi bekliyorum diyerek haklı sitemde bulunmuştu. Hedef balık mercandı. Ancak Mercanın bu aralar çok nazlı olduğunu duymuştuk, nasip deyip açıldık. Tekneci amca 70 küsür yaşında ama samimi, bildiği taşları saklamayan paylaşımcı biriydi. Yolda bir adacığın yanından geçerken bir kasnak çıkardı. Kasnağa sarılı bir miktar misina ve misananın ucunda beyaz bir kablo gibi birşey vardı, o zamana kadar hiç görmemiştim. Kablo sandığım şeyin sonunda da beyaz küçük bir iğne. Tekneci teknenin hızını düşürüp, elindeki düzeneği yavaşça suya saldı 25 metre kadar geriden takip etmeye başladı bizi benim kablo sandığım cisim. Adanın bir bölümünü tarayıp bişey tutamadı ve devam ettik. (Ben içimden hınzırca gülümsemeyi ihmal etmedim tabi ) Sonra mercan taşlarından birine geldik. Yem sülünez ve mamundu. Oltaları attık fakat ne gelen var ne giden. 1 saat kadar takıldık sonra tekneci hadi başka bir taşa bakalım dedi. Oradan ayrılarak yeni taşta da 1 saat kadar geçirdik ama orada da hiç hareket yoktu. Diğer avcı arkadaşlar akşamdan kalma oldukları için teknenin önünde uyumaya başladılar Benim çok istekli olduğu gören amca topla takımı dedi. Haydaaa (Niye ki?) Takımı topladım, çıktık geri dönüş yoluna, ben içimden amca kızdı bize indirecek tekneden diye geçirdim Kayalık bir kıyıla 50 metre yaklaştık, amca motoru durdurdu, elime avlağa giderken kullandığı benim kablo sandığım topitop sapından yapılmış düzeneği verdi, bunu tekneden 30 metre mesafeyle salacaksın ve elinde tutacaksın, balık alınca ağırlaşır anlarsın yavaş yavaş çekeceksin. Hızlı çekersen balığın ağzını yırtarsın dedi. (Ben gene içimden hangi balığın diye geçirdim) Bi yandan da tekneye adam başı 30 tl veriyoruz, adam elimize topitop sapı tutuşturuyor, bari şekeri de olaydı da ağzım tatlanaydı diye geçiriyorum içimden Tabi sonra teknecinin dediğini yapıyorum, topitop sapını saldık, tekne patır patır gidiyor, Kayalık kıyıya yaklaştık, oltamda birden bir ağırlık. Bişey yakaladım.... Tekneci yol gösteriyor, ağır ağır boşluk vermeden çek. Çekiyorum, hayretler içindeyim çok iri bir melenur. Uyuyanlara sesleniyorum sırıtarak Ben öyle bir uyanma görmedim Bu ne hız, ben oltamı yeniden denize bırakırken onlar amcadan topitop sapı dileniyorlar :laughing: Onlar daha oltaları salmadan ben bi daha tutuyorum Bu arada tekneci amca da tutuyor. Uyuyan avcılar takımları rekor hızda suya salıyorlar fakat tekneci takımlar dolanır diyor ve biri olta atamıyor. Değişmeli olarak teknenin arkasından kamışla aynı şekilde onlarda balık tutmaya başlıyorlar Biraz önce sirke satan suratların yerini palyaço gibi sürekli sırıtan suratlar alıyor. Öyle iri melanurlar tutuyoruz ki inanamıyorum. En irileri de bana denk geliyor Bir ileri bir geri saat 10.00 ile 14.00 arası ava devam ediyoruz. Tekneci mazot sıkıntısı yüzünden avı bitirmemiz gerektiğini söylüyor, yanık ama mutlu suratlarla limana dönüyoruz. Bu güne kadar tekneden yaptığım en iyi av diyebilirim. Maalesef o zamanlar fotograf falan çekmediğim için elimde görüntü yok. 4 kişi tuttuğumuz balık ortalama 11 kg civarı. Limandakiler vay maaşallah diyorlar ve tekneciye nerden tuttunuz bunları kaptan diye soruyorlar. Tekneci yuvarlak cevaplar veriyor (Taşlık kıyılardan) 2,5 kg kadarını tekneci alıyor, 2 kg da o bölgedeki bir tanıdığa bırakıp geri kalanları da 3 kişi paylaşıyoruz. Sonradan üzüldüğüm tek nokta balıklar havyarlı çıktı. Balıklardan bazıları ölçmedik ama yaklaşık 30 cm kadardı.
Bizim oralarda da hala lolipop çubuğundan sırtı yapıp melanur tutarlar Ama tekne şart bunun için bence
Ne zaman okudun Şimdi yazdım Evet bunun için tekne şart, böyle bir avda bulunmanı dilerim. O kadar zevkli ki.... Birde balıklar havyarlı çıkmasaydı.
Benim en güzel avım 13-14 yaşlarımda olmuştu. Daha o zaman paragat yasak değildi. Çok dalgalı bi havada paragat çıkarmaya gitmiştik, usta bi balıkçı ile. Ben sadece tekneyi kontrol ediyordum, usta "ileri-boş-ileri-boş" diyordu. Hava berbat olmasına rağmen çıkan balıklar mükemmeldi.
