http://haber.gazetevatan.com/Haber/397348/1/Gundem arkadaşlar yeni balık boyları hakkında bir köşe yazısı. bizlere göre yada bana göre biraz ters köşede duran bir köşe olmuş.
2 tür çinekop varmış..yeni birşey duydum?? ilginç.. biri büyümüyomuş..? bilgisi olan varsa paylaşalım..
sözlüklerden birinde şöyle bişey paylaşılmış neden sırtının karardığı ile ilgili. İstavritin kovaya girince sırtının yeşil çizgili hal alması gibi sanırım. Ben hep tansiyonu düştü diye düşünürdüm istavritlerin olay farklıymış
Bide diyorlar balık türleri azalıyor bakın biz görmeyeli çinekobun türü çoğalmış hadi hayırlısı bakalım )
Değerli Köşe yazarı arkadaşımız. Siz bu konuyu bilerekmi yazdınız yoksa bilmediklerinizlemi. şu türlerle ilgili bilimsel çalışmayı bizde bir görsek ne güzel olur. Ne farkeder türünün tek veya çok olması tutulanları torun içinden nasıl ayrıştıracağız. bir dakika basmayın bunlar lüfer olmayacak türler şunları al içeri bunları sal dışarı. Yazınızın tamamında bir grubun savunuculuğuna savunmuş bir eda var buda maalesef pek yakışmıyor bence..... Siz hayatınızda kaç tane lüfer tuttunuz da ırkının ne olduğunu gayet iyi biliyorsunuz...
Paylasim icin tesekkurler.. Ya bu yazar arkadas hicbirimizin bilmedigi bilimsel sirlari biliyor ya da arkadas yeni limit yasagini kaldirtmaya calisan vicdansiz balikcilarin borozanligini yapiyor ... eger oyleyse, bunu bedavaya yapiyor olmasa gerek hihi Daha dun aksam televizyonda yeni boy sinirlamalarindan sonra limit alti av yapan balikcilara rusvet karsiligi goz yuman yetkililer haber edildi... bu da onun medya versiyonu olmasin sakin? -Cinekopun fazla buyumeyen, 20 cm boyuna gelmeden olgunlasip yumurta doken cinsi varmis -Balik buyudukce icerdigi civa miktari da artarmis (evet, dogrudur), dolayisiyla buyuk balik sagliga kucuk baliktan daha zararliymis (tartisilir)... yani olgunlasmis balik degil de yavru balik avlamak ve yemek daha saglikliymis (artniyetli cikarimin boylesi, yuh derler adama) En kibar deyisle; dalga mi geciyorsun hemserim??? ... ve hatta kaba tabirle; sen hic sopa yememisin herhalde...
"Çinekopun iki türü vardır. Bizim balıkçıların sırtıkara diye tarif ettiği ve denizlerimizde daha çok görülen çinekop türü 16-17 santimden daha fazla büyümez." Bu satırların ve altındaki daha bir sürü kuyruklu yalanın sahibi Ercan İnan: İki olasılık var, ya biri seni fena halde keklemiş ya da sen para karşılığı yazı yazan gazeteciliğin yüz karası birisin. Senin adına umarım bunlardan ilki doğrudur. Bu şekilde dezenformasyon yayarak 16-17 cm'lik çinekopları avlamaktan medet uman balıkçı ahalisi, size de bir çift lafım var: Bu kafayla giderseniz birkaç seneye kalmaz gerçekten de 16-17 cm'lik bir şeyler tutacaksınız.
Bende bunu yeni duydum. internette de böyle bir açıklamayla karşılaşmadım. Ya biz bi şey bilmiyoruz, yada yazar bunu bi tarafından uydurmuş. Sanki kararı sabote edercesine...
belkide doğada bir çok canlıda olduğu gibi dişisi ile erkeği arasında boy farkı vardır ve bahsedilen büyüme olayının renkle alakasıda burdan gelmektedir ? Ama böyle durumlarda genelde daha iri olan dişi oluyor.Lepisteslerde bile bu böyle yani.
Arkadaşlar bu tür olaylar çok yaşanır ..yaban tv de bile oldu geçmişte.. her eline kalem alan her konuda bilgili olamaz .. acizlik gösterir araştırmaz bu durum ortaya çıkar..balıkçının biri bu adamcazı muhtemelen kadırdı..yada tadık balıkçısı vardı.. vs..
gazetteciye cevap www.balıkcilar.net sitesinde ''ihtiyar'' rumuzlu M.Mahir Ersin arkadaşın bu gazeteciye cevabı : ..../......... Bizim de gazeteci kardeşimize bir mesajımız var. Sevgili kardeşim Ercan İnan, Şu yazı vesilesiyle senin için ne kadar üzüldüm bilemezsin, inan. Yazındaki maddi hataları saymaya kalksam, aynı uzunlukta bir yazı yazmam gerekir, çünkü tamamı yanlış. Yalan demiyorum, yanlış, çünkü açıkça görülüyor ki, profesyonel ve amatör balıkçıların ezici çoğunluğunun ve Fikir Sahibi Damaklar'la Greenpeace gibi sivil toplum kuruluşlarının neye karşı mücadele verdiğini hiç araştırmadan dolayısıyla anlamadan (biraz ağır olacak ama) eline verilen yazıyı ya da kulağına üflenen sufleyi yazı konusu yapmışsın hem de senden önce yazan gazeteci dostlarına ters düştüğünü bile bile. Kaç yıllık gazeteci olduğunu bilmiyorum ama gazeteciliğin ilk kuralının, gerçeği araştırıp öğrenmeden tek kelime yazılmayacağı olduğunu bildiğine inanıyorum. Keşke bir gazeteci olarak bu temel kurala uysaydın da ilgili çevreler üzerinde hiçbir etkisi olmayacak tam aksine gazetecilik mesleğinde kredini hayli düşürecek böyle bir yazıya imza atmasaydın. Keşke, çinekopun iki ayrı türü vardır derken, ülkemizdeki bunca Su Ürünleri Fakültesi'nin varlığını hatırlasaydın da bir telefonla nasıl bir yalana alet olduğunu anlasaydın. (Sırtıkara, çinekopun bir cinsi değil, lüferin irisine verilen, çok da kullanılmayan bir addır). Keşke onbinlerce kıyı balıkçısını balığı rakı sofrasından tanıyanlar olarak nitelemeden önce zahmet edip bir tanesiyle konuşsaydın. Beş kasa balığı hiç bir arada görmeyen binlerce kıyı balıkçısı yaşama savaşı verirken keşke onlardan birine misafir olup ne tuttuğuna daha doğrusu tutamadığına bakabilseydin. Yazık, senin adına üzüldüm. M.Mahir Ersin
bizim ulusal gazetelerimizin köşeyazarlarının bilmedigi halt yok yarın siyaset yazar digergün din ile ilgili bir yazı yazar başka bir gün ekonomi yazar tarih yazar coğrafya yazar yazar oğlu yazar adı ustunde yazar bilip bilmeden yazar. çoğunuda bilmeden biliyormuş gibi yazar.
Kukla çok memlekette. Bu da onlardan biri. Dayım Çınarcık'ta balıkçılık yaparak geçiniyor. Bayram tatilini yanında geçirdim. 5 gün kaldım, 2 kere uzatma attı dayım. 1. gün 3 km ağ, içinden çıkan 3 adet iskorpit. 2. gün bir önceki günün hüsranı yüzünden hemen mendireğin ön kısmına daha kısa bir ağ, içinden çıkan yarım kasa kadar iskorpit ve yine yarım kasa kadar yeşil renkli 22-24 cm uzunluğunda kalın dudaklı bir balık, dayım adını söyledi ama şimdi aklıma gelmedi, biraz tatlı su balığını andıran bir balık. edit: şimdi hatırladım. Balık Kikla balığı. Son gün mendireğe bir gırgır teknesi gelince dayım " Zaten olmayan balığı da bu köpekbalıkları yutar, biraz tatil yapayım," diyerek ağlarını toplayıp kulübesine kaldırdı. Bir gırgır hamsi avlarında 30-40 tonlara varan balık kaldırabiliyor. Bu gazeteci kılıklı yazıdaki hesabı nasıl yapmış, ona bu yazıyı yazdıranlara sormak lazım. Yok lüfer boğazdan geçti mi artık elalemin malı olurmuş, bize yar olmazmış. Peki benim çocukken Mart-Nisan aylarında Yeşilköy'den avladığım lüferler, kofanalar oraları çok sevdiği için mi göçmemiş? Yazının elle tutulacak en ufak tutarlı bir tarafı yok. Kamuoyu desteği için bilinçli yazdırılmış bir yazı bana göre.