Yeni Kanun çok Güzel Ancak Eğer Uygulanirsa. Ki Adim Gibi Biliyorum Uygulanmayacak. Zira Bizim Balikçilarin Dünya Umurunda Değil.günlük Yaşiyorlar. Inşallah Uygulanir... Daha Bugün Trol Ihbari Yaptim. Sahil Güvenlik Gelmedi Bile...
Karagözün boyunu küçültmüşler, lüferi de 20 cm. ye yükseltmişler ancak bu boy da yumurtlama boyu değil. Diğer bütün sıkıntılı konular ise aynen yerli yerinde duruyor. Bir arpaboyu dahi yol gidilmemişken yeni kanunda çok güzel olacak neler varmış merak ettim?
yeni kurallar güzelde uygulanması zor... lüferi tezgahta tane 50liraya alıp yiyen olurmu acaba? koca tekne iri gözlü ağ atacak, mazotunu masrafını vergisini mürettebatının maaşını ödeyecek kaptanı evine ekmeğini götürecek. bunun bir maliyeti olacak illaki. realite bu şekilde malesef. zannedersem yetkililerin elini kolunu bağlayan da biraz bu durum
Yetkililer kuralları tam uygularsa 14 cm. yavru lüfer yerine 20 cm. yavru lüfer avlanır olacak. Değişen nedir Roycan? O nemenem güzel kuraldır ki bizler göremedik?idk
işte sıkıntı orda nuri abi 20 cm olması güzel hatta keske 24-25cm olsa fakat 3-4 sezon bu bahsettiğim sebeplerden ötürü büyük sıkıntı olacak gibi gözüküyor. kanuna kurala uyan teknenin hale getirdiği balığın maliyeti yüksek olur muhtemelen. halkın gelir durumu ortada geçen sezon çinakopun az büyüğü sarıkant olmamış daha tezgahta sarıkanat etiketiyle 20liraya satılıyordu. düşündürücü tabi idk
ben bu kanunun çıkmasına ön ayak olan çevrecileri dinledim. esasen onlar 25 cm istemişler. ancak bizim bakanlık 20 den yukarı vermemiş. bunada şükür ama mutlaka sıkı denetim şart. ayrıca rüşvet yemiyen belediye zabıtaları lazım. tabi akp belediyesinde yemeyen zabıta kaldıysa
bence , 1- yasak göstermelik bir şekilde çıktı ki sadece o 3 balık değil daha ne canlılar yok olmanın eşiğinde ... hadi o 3 tür için çıktı yasak , bari 5 sene -7 sene tam avlanma yasağı getirselerdi bence o zaman işe yarardı... 2- sahil güvenlik bu konuda hiçbirşey yapmaz, zira bomboş sahillerde çapa atıp paşa keyfi yapıyor , o açıdan çok meşgul 3- halklar hak ettikleri gibi yönetilirler , istisnalar kaideyi bozmaz
su ürünlerinde oturan amcalarımız , türkiye sularında ne gibi bir dejenerasyon var , hangi türler yok olmanın eşiğinde , bunun için ne tür önlemler alınmalı , dünyada bunun örnekleri ve sonuçları nelerdir diye bir araştırma yapıyormu ve yapıyorsa bunu devletin bu konuda karar veren organlarına bastırıyormu , yoksa salla başı al maaşımı yapıyorlar? işte bunu da çook merak ediyorum ...
Şimdi yasak balık boyuna geldi. Ama gırgır tekneleri hamsinoz ağlar kullanıyorlar. Ağa bir de deniz anası girdi mi gözenek falan kalmıyor. İçeri hava girse çıkamaz. Sonra kullandıkları sonarlar, teknik teçhizat vs. sayesinde millerce öteden balığın yerini tesbit edebiliyorlar. Balığın hiç şansı yok. Endüstriyel balıkçılık sanırım denizde balık bitene kadar sürecektir. Sanırım bu işi yapan ailelerin balık çiftlikleri çoktan faaliyete geçmiştir. Ayrıca yakında Somali kıyılarında da Türk Gırgırlarını görmeye başlayınca hiç şaşırmayınız! Hiçbir yardım karşılık almadan yapılmaz.
Genelleme yapmak hiç yakışmamış. İnsan konuşurken elinde belgesi ya da şahit olduğu vaka olması lazım. Konulara bu şekilde yaklaşanın diğer konulardaki söylemleri de pek ciddiye alınmaz. Düşünüp düzeltirsin ümidiyle.
İyi niyetle de olsa bilgi eksikliğine dayalı söylemler pek fazla şey ifade etmiyor. Kısaca bildiklerimi aktarmaya çalışayım. Bildiğiniz kampanyalarda lüfer balığı bir semboldü, denizdeki kötü gidişe dikkati çekmek için bir başlangıçtı, arkası gelecek. Fikir Sahibi Damaklar, Greenpeace ve binlerce profesyonel ve amatör balıkçı, balıklarımızın ve balıkçılığımızın birkaç büyük endüstriyel balıkçının çıkarları uğruna feda edilmesine karşı çıkmak ve sürdürülebilir balıkçılığı sağlamak amacıyla lüfer üzerinden kampanya başlattılar, binlerce e-posta ile, basın yoluyla ve imkan bulunduğunda yüz yüze konuşarak durumun vahametini ve yapılması gerekenleri Tarım Bakanı başta olmak üzere Su Ürünleri yetkililerine anlattılar. Konu, haziranda toplanan danışma kurulunda ele alındı. Bu kurula büyük balıkçılar(gırgır sahipleri) STK ve balıkçı kuruluşları ile bilim adamları katıldı ve görüş belirttiler. Greenpeace ve aynı görüşü paylaşanlar, lüfer için 24-25 cm. in asgari boy olması gerektiğini, bu boydaki lüferlerin de ancak %60'ının üreme kaabiliyeti kazandığını, bu konudaki tek ilmi araştırma olan Ege Üniversitesi çalışmasına dayanarak öne sürdüler, gırgırcılar ise buna karşı çıkarak, biz tutmazsak Yunanlılar tutar dediler, konuyla ilgili hiçbir araştırması olmayan Prof. Bayram Öztürk de 19 cm. uygundur dedi. Bakanlık da bu son görüşlere uyarak 20 cm olmasına karar verdi. Tabii yukarıdaki ifadeler, bir gün süren danışma kurulundaki konuşma ve tartışmaların çok kısa özeti. Şimdi yapılması gereken bu 20 cm. in de uygulanabilmesi, zira bildiğiniz gibi başta amatör balıkçıların çoğunluğu ve gırgırlar olmak üzere asgari 13 cm. olması gereken istavriti henüz kıraça boyunda (8-10 cm.) iken tutanlar, yasağa uymuyor, bu balıklar balıkhanede açıkça pazarlanıyor ve tezgahlarda satılıyor. Burada hepimize düşen, iğneyi kendimize çuvaldızı başkasına hesabı önce kendimizi kurallara uydurmak, sonra da uymayanları ve denetlemeyenleri takip etmek, ihbar etmek ve netice alıncaya kadar bıkmadan çalışmak. 20 cm kolay elde edilmedi, seneye inşallah 24 cm olur. Baksanıza birileri gazeteci kandırıp iki çeşit çinekop var, biri büyür lüfer olur, biri büyümez öyle kalır demeye kadar vardırdılar işi. Hayırlısı Allahtan.
Ah Reisim, sen bir ömürsün. Hakkaniyet adına çabaların, emeğin ve iyiniyetin için candan teşekkürler. Saygıyla ellerinden öperim, iyi ki varsın. Gururumuz, güvenimiz hem gönencimizsin. Tutturmuş abimiz "yavru palamut" diye önüne geleni tırpanlıyor. Göster abicim neymiş nasılmış bu yavru palamut? I'ıh, göstermez/gösteremez. Sade suçlar, ateş eder. Nereden bulsun şimdi belge, şahit? Suçla-yargıla defteri kapa. Biliyorum bu sözlerimin de Senin naif gönlünde yeri yok, kulağımı çekmek istersin ama varsın olsun, içimden geleni yazdım, affet abim.
sana istediğin zaman isbat ederim. yeterki görmek iste. bir gün yenikapı balık haline gelirsin. bak paralar havada nasıl uçuşuyor gösteririm. ben kimseye iftira atmadım. yemeyenide görmedim.
ağzına sağlık reis çok güzel izah etmişin. o kıraçaları boşver. ben defne yapraklarını yüzlerce kasa halinde satılırken şahit oluyorum. oradaki belediye yetkilileride görmezlikten gelip cebellezi yapıyorlar.
Madem şahitsin hiç olmazsa birisinin videosunu çek ilgililere ilet, gereğini yapsınlar, seyirci kalma abisi.Temiz vatandaş olmak bunu gerektirir, öyle ya. "İlgililer de rüşvetçi" demiyorsundur herhalde? Veya çekim için kameram yok?
keşke o kadar kolay olsa. ben yenikapı açıklarında tekne ile balığa çıkıyorum.. balıkçıları trol yaparken görüyorum. sahil güvenliği hemen aramama rağmen maalesef hiç gelen olmuyor. yani al gülüm ver gülüm. sen kameraya çek şikayet et diyorsun. yahu şikayet edeceğim adam onlardan daha cepçi. yani yapacak bişey yok. ben çok uğraştım. olmadı.
Tertemiz gönlünün yansımalarına bakıp kulak çekmek ne haddime ama yine de beğenmediğimiz duruma düşmekten sakınmamız lazım derim. Selam ve sevgilerimle Allaha emanet ol
Ben kıraça dedim, sen yaprak, bunlar birer örnek ve maalesef örnekler çok. Bizlere çok iş düşüyor çoook.
sorma. hemen hemen her hafta yeni kapı balık haline sabahtan bir defa olsa bile uğrarım. almasamda seyrederim. insan bazen insanlığından utanıyor. yavru kılıçlarmı dersin. kasası 10 tl ye küçücük hamsilermi dersin. kıracalarmı drsin. defne yapraklarımı dersin var da var. bu sene daha gidemedim. ancak inşallah denetimler sıkılaştırılmıştır. adam gibi adamları oraya denetlemeci olarak koymuşlardır. umudum yok ama umutsuzda olmuyor.. saygılar bizden
