Kılıçbey adlı arkadaşın mesajını görünce konuyu sizinle paylaşmaya karar verdim.16.04.2009 perşembe günü yeniköy balıkçılarının arkasındaki küçük ahşap iskeleden(İran Konsolosluğunun Yanı) eşkina için sezonun ilk denemesini yapmaya gitmiştim.Yine aynı bölgeden çıkardığım tekelerin en irisiyle oltamı yemlemiş,zilimi takmış bekliyordum.İskelenin ortasında ayakta duruyordum.Sağ tarafımdan iskelenin altına doğru suyun üzerinden bir şeyin gittiğini fark ettim.Dikkatli bakmadığım için ilk anda oldukça kalın bir yılanı ya da müreni andıran birşey sandım.Biraz iskelenin kenarına doğru eğilip daha dikkatli baktım.İnanılmazdı canlı olarak daha önce hiç görmediğim-belgesellerde görebildiğim-bir su samuru başını suyun üzerine çıkarmış hızla sarıyer yönüne doğru yüzüyordu.Hayvan,beni görmesiyle hemen daldı;ancak gözden kaybolana kadar takip ettim.Su bulanık olmadığı ve sığ olduğu için her şey çok net görülüyordu.Özellikle uzun,kocaman,kürek gibi bir kuyruk!!!! Evet,evet kesinlikle su samuruydu ve inanılmazdı!
Sinop'ta da sık sık gözlediğimiz su samuru (Lutra lutra) nun Boğaziçinde de olması sevindirici. Fakat burada maalesef balıkçı ile susamurları kavgalı. Hatta Eylül Aralık ayları arasında lüfer oltacılarıyla samurlar arasında yine kavga çıkıyor. Çoğu kez kavgayı samurlar kazanıyor, mandallı tel sepet livarlardan koca lüferleri, kırlangıç balıklarını çalıp kaçıyorlar. Bir kaç kez de kavgada malup olup ağlara takılıp kalan, yada başka şekilde katledilmiş bireylere rastlıyoruz. Çok oyuncu, şakacı bir hayvan. Bazen yakaladığı kiloluk bir kefalle, bazen bir pet şişeyle, bazen de yavrularıyla oynarken görmek mümkün. Dilerim onlar hep var olur.
Ertesi gün,yani cuma günü de gittiğimde kendisini göremedim;ancak sanki sesini duydum.Muhtemelen yuvalanmış bir hayvan.Çok ince kuş sesine benzeyen,ıslığı andıran bir sesti.
Rize/Fındıklı'da Eşkina avım sırasında oltama öyle bir vurduki (nasıl olduğunu bende anlamadım) oltayı kapmam, verdiği boşluğu saramayışım, az sonra da suyun dışına çıkıp feryat etmesi; Çok korktum ya... Oltadan nasıl çözerim diye düşünürken kendisi kurtulup gitti de bir anda rahatladım. Benim aklıma gelen balık yakalamak için kullandığı öndişlerinin uzunluğu oldu. Son birkaç yıldır Rize/Fındıklı sahillerinde gündüz(bazende gece ay ışığında) istavritlerin geldiği dönemlerde görülmeye başlandığını biliyorum. (Samsunlu olduğum için çok eski dönemlerde Rize'deki yayılışını bilemiyorum. Bazen balıkçı ağlarına takılıp ölenleri oluyormuş.
Sarıyerde yunuslardan sonra samurlarıda görmek,yada görenden dinlemek çok güzel Konuyla alakası yok ama ben o konsolosluğu iran değil ırak konsolosluğu olarak biliyorum,belkide yanılıyorumdur. Güzel avlar,hayırlı günler.