Merhaba arkadaşlar, Dün aşağıda resimde görülen büyüklükte bir yılan balığı yakaladım. Daha önce hiç yılanbalığı ile karşılaşmadığım ve hakkında sadece elektrikli türlerininde olduğu bilgisine sahip olduğum için ne yapacağımı bilemedim. Yeterli techizatımda yoktu. Balığa dokunamadım ve ölmesini beklemek için iskleye astım. Çok büyük hataydı ama ne yapacağımı şaşırdım doğrusu. Ben ava devam ederken o orada ölür diye tahmin ettim ama 1 saat kadar sonra yanına gittiğimde hala canlıydı ve biraz daha sonra misinayı kopartarak hayvan denize atladı. Lezzeti ve avı hakkında bilgi rica edeceğim arkadaşlar. Geçenlerde forumdaki makaleleri okurken bir arkadaşın mesajı üzerinede pek üstüne düşmedim bu avımın. resim alıntıdır. Benim yakaladığım balığın rengi biraz daha açık ve kafası daha düzgündü. Bu balığın kafa yapısı resimde tam görünmüyor ama görünen kadarı ile biraz müreni andırıyor gibi. Onun kafa yapısı daha yuvarlaktı.
tadını ben sevmem kokar diye ama meraklısıda çok bunun, tulum şeklinde temizleyip defne yaprağıyla mangalda şiş yapıyorlar. çeşmede özellıkle bayan meraklısı çok. kıyıdan avı konusunda bılgım yok, ama zıpkınla basit. ayrıca bu saldırgan bir balık değildir, çekınmene gerek yok.
Samet sen büyük ihtimalle " mığrı " yakalamışsın. Yakaladığımız balığı eğer tüketmeyeceksek ve doğal çevresine zararlı bir istilacı tür değilse ( balon balığı, İsrail sazanı gibi ) fotoğrafını çektikten sonra mutlaka en az zarar verecek şekilde geri salmalıyız.
Merhaba Samet kardeş, Ben de bundan 2-3 yıl kadar önce Rize'nin Fındıklı ilçesindeki limanlarda farklı zamanlarda birkaç tane yakaladım. Boyları 75-80 cm. üzeriydi.(En son oltama takılan 1 m. yi geçiyordu, maalesef kaçırdım ve bir daha rastlayamadım). Daha önce Samsun'da babamların ağına takıldığı için nasıl temizlendiğini ve bazı özelliklerini balıkçılardan öğrenmişler. Emin kardeşimin de dediği gibi tulum şeklinde çıkarılıyormuş. Samsun'daki balıkçıların dediğine göre kanındaki bir maddeden ilaç yapılıyormuş ve iskorpitin dikeninde olduğu gibi (ama yendiğinde zararı olmayan) biraz zehir taşıyormuş. Ben kış mevsimine girerken yakaladığım için olsa gerek, derisinin altında 1 cm. kalınlıkta bir yağ tabakası vardı. Balığı temizledikten sonra fileto haline getirip tavada kızarttım. Bol miktarda yağ tavanın içinde birikti. Eti yumuşak ve bana göre lezzetliydi, ekstradan da bir koku alamadığımı belirtmeliyim. Yakalama işine gelince; özel olarak yılan balığı avına çıkmadım, ama eşkina avı için kullandığım yemlere özellikle de boru kurduna az da olsa karidese vurdu. Gündüz avlanan bir balık olmadığı, gece kayaları dolaşarak beslendiğini duymuştum. Umarım başkasından duymuş olsam da sana verdiğim bilgiler yardımcı olmuştur.
O kadar panikledim ki gerçekten ne yapacağımı bilemedim. Her ne kadar sinir yok, acı yok densede genelde balıkları bile çok acı çekmesinler diye sudan çıkartır çıkartmaz keserim. Sırf bu yüzden artık canlı yem kullanmayı bile bıraktım. Hayvana iğneyi batırdığında çırpınıyorsa demek ki canı yanıyordur Burada bir el ayağa dolaşma durumu olduğu için o anda aklı mantığı bir kenara bırakıyorsunuz. İğneyi ağzından çıkaramadığımdan dolayıda sonuçta hayvan bir şekilde hırpalanacaktı ama bunu minimize etmeyi düşündüm fakat hata yaptım. ben yemesemde babam genelde denizden çıkan her türlü canlıyı yediği için eve götürmeyi düşündüm ama kısmet değilmiş. Teşekkürler bilgi için. Kuyruk kısmını kasınca orada bir şeyler var zannettim o yüzden dokunamadım. Birde balık çok hareketliydi. Eğer yere bırakırsam bir sakatlık çıkabilir diye dokunamadım. Saldırgan olmadığını öğrenmem çok iyi oldu muhtemelen bir gece yılan balığı avına çıkacağım. Artık daha rahat hareket edebilirim. Teşekkürler. Burada balık tutan arkadaşlardan tavuk etine geldiğini öğrendim. Bu zamanlarda da bayağı bir tutan oluyormuş. Sudan çıktıktan sonra dikenlerini açtığını görmedim. Zaten burada balon balığı ve trakonyada bir hayli fazla olduğundan dolayı eldiven götüreceğim bir daha ki ava. Sağol verdiğin bilgiler için. Geçen yıl bu zamanlarda avlandığım bölgede avlanıyorum. Geçen yıl akşam 5 - 6 gibi başlayıp sabah 8 - 9 a kadar süren avlarda balıklara yetişemiyordum. Karagöz ve gopezler resmen nöbetleşe geliyorlardı. Sabahlarıda güneş yarım göründüğü anda çipura ve lidaki olurdu. Bu yıl bu balıklardan eser yok. Dün gece sardalya, tavuk ve ekmek ile avlandım. sabaha kadar 2 tane gopez bir ahtapot ve bir yılan balığı yakalayabildim. Sardalyalı ve tavuklu yemlere harami balık dediğimiz balıklar bile vurmadı yemler olduğu gibi geri geliyordu. Sanki bölgede balık bitmiş gibiydi. Avlarımdan birindende boş döndüm. Acaba taramışlar mıdır buraları? Zamanla bazı bölgelerde bir takım nedenlerden dolayı balığın yavaş yavaş azaldığını biliyorum ama bir yılda bukadar azalmasının nedeni ne olabilir? Hadi dün gece misinam farkediliyordu diyeceğim ama sabahta bir tane balık göremedim. Geçen yıl güneş doğduğunda iskelenin altında küçük rengarenk balıklar olurdu. Bu sene onlarda yok. Son olarak yemimize ahtapotların gelmemesi için ne yapabiliriz? Yapılışı bir hayli zahmetli olduğu için ben bu canlıları almıyorum. Geceleride iğneden çıkartmak çok zor oluyor. Bacakları şap şu kolunuza her yerinize yapışıyor. Gelmemesi için bir yöntem var mı yoksa katlanmak mı gerekiyor
Merhaba, yılan balığı dediğimiz tür,yılana benzediği için bu ismi almış bir balıktır. Normal balıklardan farkı ise deri solunumu da yapmasıdır. Tüm dünyadaki yılan balığı türleri sadece meksikada bir körfezde yumurtalarını bırakırlar ve bildiğim kadarıyla yumurtadan çıkan yavru (annesi bazen orada ölmesine ve kendisi ile hiç karşılaşmamış olmasına rağmen) annesinin geldiği yere tek başına döner. Kayalık yerlerde oyuklarda ve kaya altlarında yuvalanır. Saldırgan değildir. Geceleri avlanır, obur bir hayvandır ve her türlü yeme gelir.Bazı bölgelerde yılan balığı bol olması nedeniyle gece kıyıdan başka balık için olta balıkçılığı yapılamaz (Örneğin benim yazın avlandığım çanakkale geyikli bölgesinde gece olta attığınızda kesin yılan balığı alırsınız) Eti yağlıdır ve özel muameleler ile tadı harika olur. Örneğin temizlenmiş, fazla yağı alınmış, dilimlenmiş ve bir gece öncesinden rendelenmiş kuru soğan, şarap, tuz ve karabiber sosunda bekletilmiş yağlı yılan benim favorilerimdendir. Ticari olarak değeri olmayan bir türdür.Ülkemizde tercih edilmeyen bir deniz ürünüdür, uzak doğu mutfağında suşi ve sashimi yemeklerinde özellikle tercih edilir.
Seneler önce Özdere sahilinde gece oltama taktigim gelincik baligi ile yakalamistim bir migiri,aynen senin soyledigin gibi ölmek bilmemisti saatlerce.Ben derisini iyice soyup yagda yapmistim ama oyle baharat falan koymamistim,eti'nin tadi diger deniz baliklarina göre yavan gelmisti bana.simdilerde her serbest dalisimda karsima cikiyor ama vurmuyorum,onunla ugrasmak yerine baska baliklarla ugrasmasini tercih ediyorum acikcasi
