Cümleten Selamlar. Geçenlerde videolar bölümünde 'Acı Manzara' isimli bir konu açmıştım. http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=50911 Yıldırımlı havalarda karbon kamış kullanmanın tehlikelerine dikkat çekmek istemiştim. Okuduğum yorumlara bakarak karbon kamış kullanmanın tehlikesi var mı yok mu? Yıldırımlı havalarda yıldırımdan korunma yolları nelerdir? Bu ve buna benzer soruların cevaplarını bende dahil bir çoğumuzun bilmediğine şahit oldum. Bu konuda aramızda bilgili bir arkadaş yok mu acaba? Bilgilerini bizimle paylaşsa da, herkes bu konuda bilgi sahibi olsa daha iyi olmaz mı? Aklıma gelen sorular şunlar? 1- Kamış çeşitlerinin hangileri tehlikelidir. 2- Yıldırımlı havalarda balıktayız diyelim. Korunmak için neler yapmamız lazımdır? 3- Kıyıya yakın durmanın bir tehlikesi var mıdır?
Kamıştan ziyade ayakkabı önemlidir. kalın kaucuklu tabanı olanlar daha güvenlidir. Havada yıldırım ihtimali varsa kamış dikilmemelidir. su iletkendir ama deniz suyu çok daha iyi iletkendir . Denizden 2-3 metre uzakta durmak daha güvenlidir. En ideali o saatlerde soba başında kestane pişirmektir...
şahsen ben pek aldırmıyorum.çünkü oltalata varana kadar çok şey var yıldırımı çeken.genelde emniyet binalarının üzerinde yaklaşık 7-8-9 mt lik uzun telsiz antenleri var ve tamamen metal.ama deniz suyu iletkenliğine katılıyorum biraz uzak durmakta yarar vardır.
3-haftadır-yıldırımlarla-birlikte-olta-atıyorum-oltayı-savururken-kamışı-yatay-savuruyorum-normal-atışım-kafa-üzerindendir
kauçuk ayakkabı yıldırımdan korunma yöntemi değildir. hatta aksine yıldırıma denk gelirseniz daha sağlam pişmenizi bile sağlar. elektrik çarpmaması için önlem olarak kauçuk terlik ayakkabı ellere kauçuk bazlı eldiven giyilir. bu yöntemi evde sigortanızı değiştirirken kullanabilirsiniz. hatta bu nedenle kauçuk tabanlı ayakkabıyla vucudunuzdaki statik elektirik sıkışıp kalır. arabanızın kapısını kapatırken sürekli sizi çarpar durur..başınıza mutlaka gelmiştir. aküde kaçak varmı diye aramayın .farklı ayakkabı giyin çarpılma kesilir. bu nedenle ; yıldırım çarpması ile akıma kapılmak farklı şeylerdir. yıldırım çarpması yaşayan 10 kişiden dokuzu halen yaşıyor araştırmaya göre. bazı problemler yaşasada. ancak yıldırım çarptığında ayağınızdaki kauçuk yıldırımı toprağa vermeyip direnç göstereceğinden .. sizde ampulun içindeki direç teli gibi parlarsınız. yıldırım sizden geçip toprağa nekadar çabuk ulaşırsa o kadar şansınız olur. siz onu kauçukla vucudunuza hapsedersiniz.. lütfen yalnış ve kulaktan doğma bilgilere kulak asmayın .. doğru bilgiyi ve verdiğim bilgiyi akutu arayarak teyit edebilirsiniz.
Karbon kamışların üzerinde yer alan elektrik uyarısını ve suyun iletkenliğini dikkate alacak olursak bence ilk yıldırım ile bölgeden ayrılmakta fayda var. Bir akrabamın epeyce uzağına düşen bir yıldırımın onun ayağını kırmasına neden olacak kadar havaya sıçrattığını da eklemem gerek....
Anladığım kadarıyla forumda tam bilgili bir arkadaş yok. Ne yapalım bizlerde doğru ya da yanlış google amcanın verdiği bilgilerle yetinecez. Doğrusunu söylemek gerekirse geçen yıl yıldırımın darbesini az da olsa yedim. Belki de bu yüzden çok tırsıyorum. Çalıştığım büro minare ile bitişik sayılır. Geçen yıl şimşeklerin çaktığı bir günde akşam üzeri minareye yıldırım düştü. Daha önce böyle bir ses duymamıştım. Hani bombaların patlama sesi booom diye ifade edilir ya. İşte o sesi neredeyse kulak zarım patlayacak şekilde hemen yanımda hissettim. Her yer kapkaranlık olmuştu bir anda. Tam o anda elimdeki kablosuz mouse elimden fırlamıştı. 2-3 dakika oturduğum yerde öylece kalmıştım. Ardından 10 dakika sonra 100 metre ilerime trafoya düştü. O gece eve çok zor gitmiştim. Sabahleyin büroya geldiğimde arkamdaki duvarın bir bölümünün patlamış olduğunu gördüm. Ayrıca 2 pc anakartı 1 monitör, modem, yazıcı hepsinin elektronik aksamı yandı. Trafoya baktığımda da metal aksamların plastik gibi yanmış olduğunu gördüm. İşte bu yüzden çok tırsıyorum.