Bir postacı yıllık iznini alınca şehri gezmeye çıkmış, benimki de o hesap, iznimi aldım ama ayrılmadım İstanbul'dan Boğaz'dan. Genelde Karadeniz'in kuzey taraflarına yüzmeye gittim. Su çok temiz ve hayatımda hiç görmediğim kadar sıcak. Geçen hafta yüzerken 1,5 - 2 kiloluk has kefaller etrafımda dans ettiler adeta. Genelde rastgelinen Altınbaş cinsi kefale pek yüz vermem ama has kefal favorimdir. Bunlardan birini vurmayı kafama koymuştum ne var ki Pazartesi günü aynı yere zıpkınla gidince kuvvetli rüzgar nedeniyle denizin bulandığını ve görüş mesafesinin 1 metreye kadar düştüğünü gördüm. Tabii ki zıpkınla avlanmak mümkün olmadı ama su altının geçen hafta şahit olduğum güzelliği ve balıkların gösterileri benim için gerçekten unutulmazdı. Olta ile yaptığım avlara gelince, Ercan Abi'nin "Ağustos'un ortasından sonra iri eşkina başlar" tavsiyesine uyarak kendisinden öğrendiğim yeri bir kez ziyaret ettim. Kaya kurtlarını alıp Ercan Abi'nin "ayak izli" kayasını da kaparak şamandıralı oltayı salladım. O gün forumdan Yücel ve Kazım dostlar da aynı yere geldiler, birlikte 2-3 saat kadar avlandık. Gece boyunca benim oltaya sadece tek bir vuruş geldi. Daha doğrusu bir vuruş sayılmaz, koca şamandıra bir anda suya gömülüp gözden kayboldu. Ben de hemen çektim tabii. Gecenin karanlığında aşağıdaki güzel sargoz sudan fırladı, iğneyi tamamen yutmuştu. Böylece tek balıkla evin yolunu tuttum. İkinci avımı ise iznin son gününde, yani dün gerçekleştirdim. Neye niyet neye kısmet diyebileceğim bir av oldu. Amacım gündüz izmarit yakalayıp hava kararınca da bu mevsimde kıyıya gelen iri iskorpitleri yoklamaktı. Yem olarak midye götürmüştüm, 3'lü oltayı yemleyip attım. Bayaa bekledim, farklı yerler denedim, gelen giden yok. Bunun üzerine bari iskorpit için gereken yemi bulayım deyip sahilde gezinmeye başladım. Rumeli Hisar iskelede akıntıya çapari indirdim, bayaa uğraştıktan sonra 3 tane hamsi yakalayabildim. 3 hamsi iskorpit avı için yeterli olabilirdi, belki biraz da yukarıda şeytan oltasıyla bişeyler yakalarım deyip yürümeye başladım. Aşiyan civarına geldiğimde uzakta denize giren insanların arasında birisinin çapari ile 3 tane balık çektiğini gördüm. Ben de ne olur ne olmaz diye çantaya koyduğum 10'lu çapariyi açıp attım. Oltayı atar atmaz üzerine balıklar bindi. 4 tane iri sardalyayı aldım. Sağımda solunda olta atan 2-3 kişi de aynı şekilde bol sardalya çektiler. Bunu gören sahildeki olta sahipleri balık başladı diyerek oltaları attılar. 15 dakika kadar aynı şekilde devam etti, sardalyalar her çeşit çapariye deli gibi saldırıyorlardı. Sonra yarım saat kadar hiç bir şey alamadık. Yeterli yemi çıkardım derken sardalya tekrar başladı, 2-3 kere daha full çekince işin rengi belli oldu, eve telefon açıp mangalı hazırlayın dedim. Sonra sardalyalar iyice azdılar. Bir kere 7'li, bir kere 8'li çektim. Bu irilikte sardalyalar oltaya dolunca, lüferi palamutu aratmıyorlar. Doğru zamanda doğru yerde olunca oldukça zevkli bir av yaptım. Sezon öncesi iyi bir ısınma oldu, uzun zamandır süren taze balık hasretimize de sardalya ızgarası ile son vermiş olduk. Hamsi, gümüş ve sardalya... Boğaz'da istavrit'ten başka her balık geliyor çapariye
Oy Oy Oy mükemmel görünüyorlar.Ramazan dolayısı ile biraz ara verdim balığa elim ayağım titredi valla.
Benim gibi denizsiz bir şehirde yaşayanlara bu kareler çoook uzak. Biz ancak sazan, kadife, sudak ve turna gibi balıklarla yetiniyoruz. Deniz kenarında yaşadığınız için ayrıca şanslısınız. Kıymetini bilin. Tebrikler.
kefal Sevgili aret o bahsettigin iri kefaller çok işgimi çekti.Tam olarak nokta söyleyebilirmisin.Yemesinde degilim ama tutması müthiş zevkli
aret , hocam tebrikler valla. güzel rapor olmuş. iştahımız açıldı.sardalyalar harika. başarılı avlarınızın devamı dileğiyle...
uzun zaman sonra böyle avları görmek duymak kulağa ve göze çok hoş geliyor tebrikler çok güzel av darısı diğer avcıların başına
Bir tatlı su avcısı olarak sizi kutluyorum o Sardalyalar çok lezzetliye benziyor harbiden canım çekti