Yine Eskilerden Ama Bu Sefer Farklı

Konu, 'Av Hikayeleri' kısmında eyüp koçar tarafından paylaşıldı.

  1. eyüp koçar

    eyüp koçar Eyüp Koçar

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    63
    Şehir:
    Üsküdar-İstanbul
    Favori Kamış:
    lineaeffe s-flex 4,20 250 gr.
    Favori Makine:
    okuma av65
    En İyi Avı:
    Çoğundan yakaladım ama trofe gelen olmadı
    Şu birkaç gündür havanın soğuyup sahile inemediğim zamanlarda aklıma gelen bi çocukluk anımı sizlerle paylaşmak istedim. Umarım beğenirsiniz.

    12 yaşındayım ve balık tutma hevesimin kıpırdanmaya başladığı zamanlar. İzmir Yenişakran'daki yazlığımızı yeni almışız. Sabahları erkenden iskeleye koşup bi yandan sinek iğneyle isparoz karagöz bi yandan da kıbrıs oltasıyla kefal avlıyoruz.(fırından aldığımız ekmeğin içi sinek oltaya dışı kıbrısa gidiyor, ziyan olan kısım hiç yok) Bizden 3-5 yaş büyük abiler de 2-3 köstekli takımlarla kaba lidaki ve iri karagözleri çekiyorlar tabi çocukluk işte sora sora, izleye izleye sülünezle ve kabuklu yengeçle avlandıklarını öğrenip bu işin peşine düşüyoruz. Yeni Şakrana yolu düşenler bilir Cancan plajını. Sülünezin yatağıydı o zamanlar. Hemen ince teller ve tüfek mermileri babama sipariş ve sülünez çubukları hazır. Tabi yuvasından çıkarmayı öğrenene kadar kaçırdığımız sülünezin haddi hesabı yok. Zamanla işi öğrenip sakin havalarda pratik yapa yapa sülünez işini çözmüştük ama enteresan bir nokta vardı. Sülünez çıkarttığımız plajın zemini kumluk olduğu için dil balığı ve tekir kaynıyordu. Hemen şişlerin arkasını sivrilttik ve cebimize 1 kulaç olta sarılı sinek iğneli mantarı koyup güneş batmasına yakın plaja geldik. İlk sülünezden yem yapıp arkamızdan sallandırdık, bi yandan da dil balıklarını kolluyoruz. Elden ufaklarına ilişmiyoruz bile. Zaten suyu bulandırmamak için yavaş hareket ettiğimizden diller kaçmıyordu ve sırtlarından şişleyip alıyorduk. 2-3-5 derken yarım kilodan fazla dil 2-3 tekir benim torbamdaydı. Biladerde de 5-6 tane dil 1 tanede tekir vardı. Sülünezler işin karıydı bizim için. Toplanıp eve geldik. Babam balıkları görünce şaşırdı. Ertesi gün bende gelicem dedi. Tamam ama önce bana 2 kollu(köstekli) olta bağla dedim. Ben sabah çipura tutacağım. Babam oltayı yapıp verdi, ertesi sabah ben doğru sahile. 3-4 tane de kabuklu yengeç buldum sülünezlerle birlikte yem yaptım. O sabah çipura denecek kadar iri olmasada 5 tane kaba lidaki 1 karagöz tuttum. Önceki günün hasılatıyla beraber ailecek afiyetle yedik. Tabii bizim 3 amaçlı av denemeleri 1-2 hafta daha devam edip gitti. Taki meşhur poyrazlar başlayıpta su ayna gibi dibini göstermeyi bırakana kadar.

    Poyrazla beraber levreği keşfettik. Kıyıda gezen bu avcının en sevdiği yemin sarı kubili (sarı kaya balığı) olduğunu öğrendik.Arkadaşım Murat'la hemen bırakmalık olacak şekilde 10-12 kulaç misina ve paragat iğnesiyle kasnaklar hazırlayıp bir önceki akşamdan yemlik kaya balıklarını tuttuk. Çuvala koyup denize bırakınca sabaha dek ölmediklerini de öğrenmiştik. Sabah hava ağarırken sahildeydik. Hemen yemleri takıp oltaları 3-5 metre önümüze salladık 1 -2 kulaç boşluk verip üzerine taşları koyduk.(kalama olduğunu yıllar sonra öğrendim)Güneş doğarken ilk hareket geldi. Zaten kıyıya yakın olduğu için balığı görüyorduk. Yemi yutup ilerlemeye başladı. Durdu bekledik ve çektik ilk levrek ellerimizdeydi ama bi anda balıkta Murat'ta kayboldu.Murat heyecanla balığı kapıp koşa koşa eve gitti babasına gösterdi. Beraber geri gelirlerken ikinci balığı ben çektim. Babası sakın sesinizi çıkarmayın yoksa burayı talan ederler, işinizi sessiz sedasız görün dedi. O gün 3 tane 500-600 gramlık levrek tuttuk, kıbrısla aldığımız kefalleri saymıyorum anlar nasıl olsa ken kendine yakalanıyordu. Ertesi gün için planları yaptık olta sayısını arttıracaktık ama yemi nasıl çözecektik. Muratın 5 yaş küçük bir kardeşi vardı. O ve 2 arkadaşına bize adam başı 10 kaya balığı yada isparoz getirin dondurmaları kapın dedik. Onlar bir yandan biz bir yandan yemler toplandı ve her gün bu muhabbet böyle sürdü gitti.

    1992 senesinin yazında yaşadığım bu balık dolu günleri hep arar hep yad ederim. O zaman ki balık şimdi olsa ne olurdu yada şimdiki ekipman ve bilgi o zaman olsa neler yapılırdı diye. Birtek üzüntüm o zamanlar fotoğraf işine önem veremememizdir (makinelerin çok kıymetli ve anne babadan izinsiz açılmadığı dönemler:( ) Ama en güzeli benim balıkçılığa adım atmam ve bunu devam ettirmem olduğu kanaatindeyim.
     
    Son düzenleme: 26 Ocak 2010
  2. tamer dursun

    tamer dursun Tamer Dursun

    Yaş:
    59
    Mesajlar:
    48
    Şehir:
    İstanbul/Fatih
    Favori Kamış:
    D.A.M
    Favori Makine:
    D.A.M
    En İyi Avı:
    özelden söylerim
    Müthiş bir anı belgesel tadında ve tadından yenmeyen bir anı. İçinde müthiş bilgilerde ikramı; teşekkürler Eyüp. sağolasın
     
  3. kilicbey

    kilicbey İsmail Kiliç

    Yaş:
    54
    Mesajlar:
    1.719
    Şehir:
    İSTANBUL
    En İyi Avı:
    MIRMIr. 1.5 Kg LEVREK2 Kg Köpekbalığı 1 metre.
    Her geçen gün öncekini aratır olmuş durumdayken böylesi güzel günlerin tekrardan hatırlanması yine kapanmış yaraları deşti, olsun yinede güzel günlermiş yaşananlar, paylaşım için teşekkürler Eyüp.
     
  4. mmaradona

    mmaradona mehmet

    Yaş:
    38
    Mesajlar:
    12
    Şehir:
    KONYA
    levrek yakaladıgın yerde aynı levrekler gece 3 ten sonra geliyorlar hala :)ışıl ışıl