Merhaba arkadaşlar, abiler! Bende Balıkavı.net toplumana yeni katılanlardanım. Siteyi keşfettiğimden beri, zevkle güncel hareketleri, raporlarınızı ve sitenin arşiv'ini takip ediyorum. Balık avlama hevesi çucukluğumdan beri var ve türkiyemizde geçirdiğim zaman içerisinde balık avlamaya zaman ayırırım. Aslen Sinop'un Türkeli ilçesinden'im ve doğma büyüme Almanya'dayım (banghead). Şu an, serbest şekilde Balık avlayabilmek için av ruhsatı yapıyorum ve inşallah Mart ayında imtahanları verip avlanmaya başlicam reeling. Almanya'da ruhsatsız avlanmak yasak'tır ve çok büyük para cezası vardır. Bu da Almanya'nın nadir olan iyi taraflarından. Teorik eğtim ne kadar önemli olsada, pratik olmadan bir işe yaramaz. Takip ettiğim kadar bu işe yıllarını vermiş sizlerden öğreneceğim çok şey var. Avlarınızın bol olmasını temenni ediyorum. Rastgele... Saygılar Sabri
Aramıza hoşgeldin.İnşallah yakında belgenizi de alıp profesynel olarak balık tutabilirsiniz.Avlarınızın bereketli olması dileğiyle..
Sabri bey, aramıza Hoş Geldiniz. İnşallah en yakın zamanda güzel paylaşımlarınızı görmek dileklerimle.
Sabri Abim, Keşke Türkiye'de de bu ruhsat işi olsa ve çuvalcısı, bohçacısı şucusu bucusu bir ayrılsa da (sıkı denetimlerle de)hakiki balıkçı meydanda kalsa, ah o zaman memleket nee güzel olurdu. Memleket isterim Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun; Kuşların çiçeklerin diyarı olsun. Şu göllerimiz denetimli olsun Olursa bir şikâyet olta koparan trofelerden olsun... sen gel de "Hans" ların bu disiplinine hayran kalma . Yardımcı olunacak bir konu olursa biz buradayız, rast gele
inşallah... hoşbulduk, inşallah mart ayından itibaren... teşekkür ederim kardeşim. inşallah herşey zamanla olur, buna eminim. Hans'lara gelince, onlarda disiplinden başka birşeyde yok hoşbulduk adaş... teşekkür ederim, hoşbulduk...
Sabri bey ; hoşgeldiniz. Keyifli paylaşımlar dilerim. Avrupa'daki disiplin ve kanunlara gelince,insan kıskanıyor onları.Keşke bizim memlekette de onların çeyreği kadar yasalar uygulansa.Çocukluğumuzda tuttuğumuz balık çeşitlerini maalesef şimdiki zamanda görmek mümkün değil. Hiç unutmam ortaokula giderken liman taşlarından el oltası ile istavriti yemlik tutarak,mantarlı takıma yem takardık,sarıkanat geldiğinde arkadaşlar ile birbirimize bakarak gene küçük geldi diye salardık. Şimdi ise iki istavrite kırk takla atar hale geldik,neden mi?Hans'larda olan DİSİPLİN bizde yok diye...
Hoşbulduk İbrahim bey! Evet geçmişte kalan o günleri (1980-1990) ben de çok iyi hatırlıyorum. Irmak genişliğinde akan dereler vardı Türkeli'ne bağlı Karabey köyünde. Masmavi/yemyeşil berrak suları hatırlıyorum. Büyüklerimizin balık tuttuğu ve bizzlerin yüzdüğü dereler. İki seneye kadar, yaz aylarında dere adına birşey kalmıyodu. Dereyatakları kupkuru, derinliğinden dolayı üç beş çukurda foseptik içerikli su birikintileri vs. Disiplinden ziyade altyapının olmamasında kaynaklanan sorunlar. Altyapı olunca disiplin ve sorumluluk bilinci de artıyo. Dağlardan gelen gelen Kaynak sular evlere alındı (paylaşıldı) dereler kurudu. Evlerin giderleri derelere verildi. Yağmur yağınca mikroplar denize aktı vs. vs. (gerisini siz düşünün)! Yaklaşık dört sene önce merkezi Foseptik arıtma ile merkezi su dağıtma sistemleri oluşturuldu ve iki seneden beri derelerimizde su da var balık da var ve en önemlisi derelerimiz temiz. Şu an kimseler de suyu fuzuli yere harcamaz harcayamaz çünkü hemen birileri karşı çıkar yada engel olur. Anlatmak istediğim. Altyapı olmadan bilinç oluşmaz. Disiplin de bireysel özellik olur malesef. İnşallah herşeyin güzeli zamanla Türkiye'mizde oluşur.