zehirli deniz anası chironex fleckeri kutu denizanası yunanistanın mora yarımadasından ülkemize doğru ilerliyor. 70 kişiyi aynı anda öldürebilecek zehiri taşıyan bu canlı bir kişiyi 2-3 dakikada öldürebilecek güce sahip..
Eğer gerçekten kutu deniz anası ise ve gerçekten bizim buralara geliyorsa şimdiden geçmiş olsun. 2 türü bulunan bu deniz anasının baş parmak tırnağı kadar olanı en tehlikelisi; 1 sebep çok küçük görmenin imkanı yok 2. sebep ne kadar korumalı bir elbise giyerseniz giyin mutlaka girecek bir yer buluyo 3. sebep ise gerçekten çok ama çok zehirli şahsen ben bu canlıların olduğu yerde denize girmem.
Kutu deniz anası türleri , özellikle de ' irukandji ' ülkemiz sularında görülürse sonuçları vahim olur. Can kayıplarının yanında turizm biter.Ama bence bu haberin dogru olması pek mümkün görünmüyo.Bizim sularımızın bu hayvanların yaşamasına uygun oldugunu sanmıyorum en azından şimdilik
Aynen oyle...Cok dikkat etmeliyiz.Gecen sene burada cesitli olumler oldu bu illetten dolayi... Bildigim kadariyla size temas ettiginde , temas edilen bolgede dayanilmaz aci birakiyor.
Geçen yaz Didim Akbükte şahit oldum bir kızın bacağına yapışmış,feryat figan bağırıyordu.ayrıca daldığım yerlerdede su yüzeyine yakın omuzuma yaklaşırken son anda farkettim.
Bildiğim kadarıyla bu ve daha başka türlerdeki tropik deniz canlıları; süveyş kanalı yoluyla akdenize geçen gemilerin su ambarları vs.. kısımlarında taşınarak geliyormuş. Zaman içerisinde yeni ortamlarına ayak uydurabilirlerse orada da ürüyor, çoğalıyorlarmış. Umalım ki, bu denizanası türü akdenize uyum sağlayamasın... Diğer olasılıkları düşünmek istemiyorum...
Ben bunu digitürkte belseselde seyretmiştim...Kutu deniz anası dedikleri lens koydukları kutulara girecek kadar kucuk.Ayrıca bunların panzehiri yok.Yani sonuç kesin ölüm.Ayrıca avına göre ilerliyorlar.Yani dalga nereye savuvursa oraya gidiyor diye bir kural yok.Yanlış hatırlamıyorsam kırmızı ve bir renk daha vardı unuttum bu 2 rengi tehdit algılayıp yaklaşmıyorlar.... Bunun garip bir ismi var.O adıda bulan adam tarafından konuyor.Bulan adamın deneyi ise şöyle.oğlu asistanı ve kendisi.bulunca oğlu ve kendine sadece sürtüyor.Maksat deney.Ama ikiside ölüyor.... Aman arkadaşlar bu ciddi bir haberse busene denize mümkün olduğunca girmeyin. Tek sonucu var o da ölüm
Deniz anası çarptığında ne yapılmalıdır 1-Vücudumuza çarptığı zaman meydana gelen acı kaşıntının su ile temasını kesiniz ve kolonya ile bastırarak,silerek kaşınan bölgeyi temizleyiniz 2- Gözünüzü değdiğinde, anında göz damlası damlatınız,yoksa ılık su ile bolca gözünüzü yıkayınız ve ardında gözunuzu kapatınız ve ardından doktora baş vurunuz...
Balon balıgı gibi bunlar da kızıldenizden gelmiş, ne pis canlılar var şu kızıldenizde yahu güzelim denizlerimizi mahvediyorlar... akdeniz üniversitesi duyuruyor: http://www.attabot.com/haberleri/akdeniz-üniversitesi-su-ürünleri-fakültesi/?start=5
Kutu deniz anası Eğerki bu deniz anaları gerçekten kutu deniz anasının birer cinsleri ise (ki urikanji denilen en ufak olanları en tehlikelisi) ülke olarak başımız dertte demektir. Bu hayvanların 24 tane gözü var ve kırmızı renkli objelere yaklaşmıyor hatta uzaklaşıyorlar. Eğerki bir deniz anası tarafından sokuldu iseniz elinizle iğneleri çıkartmayı denemeyiniz. Sirke acınızı azaltacaktır. Hızla doktora başvurmak gerekir. Mayolarınızda kırmızı bulundurmak yada kırmızılı mayo seçmek uygun olacak gibi... Umarım sezonluk bir sıkıntıdır. Bu hayvanlar avlarını takip eden 24 gözlü yüksek zehirli hayvanlar.... Yinede hemen internetten araştıracağım....
Rhopilema nomadica Deniz ansı korktuğumuz gibi kutu deniz anası cinslerinden değil. Rhopilema nomadica denilen bir tür büyük ve farkedilebilir bir tür. " Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. M. Cengiz Deval, zehirlenmelere karşı alerjisi bulunanlarda ciddi klinik vakalar görülebileceğini söyledi. Deval, özellikle küçük çocukların kıyılara vurmuş denizanalarına elle temas etmemeleri, temas etmişlerse ellerini vücutlarına ve gözlerine sürmemeleri gerektiğini söyledi. Denizanalarında bulunan yakıcı kapsül hücreleri, deriyle teması sonucunda patlar ve zehrini deriye zerk etmesiyle yanma ve kaşıntı başlattığını anlatan Deval, "Kaşıntı daha sonra yerini acıya ve kızarıklığa bırakır. Su toplama ve kanamada görülebilir." dedi. CİDDİ YARALANMALARDA HEKİME BAŞVURUN Denizanasına suda herhangi bir şekilde temas edilirse sudan çıktıktan sonra kesinlikle kaşımamak gerektiğini bildiren Deval, şunları söyledi: "Patlamamış yakıcı kapsüller varsa deriden bir havlu ile temizlemek suretiyle uzaklaştırılır. Yanan yerin tatlı suyla yıkanması, ilk tedbir olarak yanlış bir uygulama olup böyle bir uygulama, deniz suyu yoğunluğuna sahip patlamamış kapsüllerin yoğunluk farkından dolayı patlamasına neden olacaktır. Denizanasının dokunduğu bölgeyi amonyaklı su veya sirke ile silmek kazazedeyi rahatlatır. Ciddi yaralanmalarda doktora başvurmak gerekir." Deval, plajlarda geniş gözlü ağlarla koruma bantları oluşturularak ve bu bantlara takılan denizanalarının toplanarak uzaklaştırılabileceğini söyledi. Pek çok denizanasının ya kıyıya vurmuş halde ya da dalgada bulunduğunu anlatan Deval, plajlarda bunların gözlenerek toplanması ve uzaklaştırılması gerektiğini sözlerine ekledi. "
Denizanalarının Özellikleri Kendilerine özgü yapıları ile denizlerde karşılaşılan en ilginç yaratıklardan olan denizanaları, kalbi ve beyni olmadan yaşayabilen nadir canlılardır. Uygun koşul ve ortamda yaşadıkları sürede oldukça uzun süre yaşayabilirler. Bu özellikleri nedeniyle deniz altında ölümsüz olarak nitelenen pek çok denizanası türü bulunmaktadır. Şemsiyeyi andıran görüntülerinin yanı sıra denizde hareket edebilmek için vücutlarını sürekli açıp kapatarak ilerlerler. Kendilerini koruma altına almak için herhangi bir canlı ile temas etmeleri halinde hemen dokunaçlarında bulunan zehri salgılarlar. Bu zehirli sayılan salgı ise temas edilen yerin kızarıp kaşınmasına neden olabilir. Denizanalarının birçok türünün vücudunda zehir bulunmaz. Etrafına ışık saçma tekniği ile düşmanlarından korunmaya çalışır. Tomurcuklanma yöntemi ile çoğalırlar. Bilgihanem
Benim de dertlenecek bir kalbim, tasalanacak bir aklım olmasa ben de uzun yaşarım. Hemi de daha çok ışık saçarım Ayrıca kimseyi de kaşındırmam. Denizanasından daha sevilesi bir yaratık olma potansiyelim varmış. Ne mutlu bana Şaka bir yana çok şükür halimize ki kalbimiz, aklımız ve ruhumuz var da, iman tahtamızda buluşturabiliyoruz onları; ışığa varabilmek ve nasipse ışık saçabilmek için, gerçekten beklendiği gibi, insan gibi insan olabilmek için. Biraz düşündüm de: şu balıkçılar iyi insanlar galiba be! ve evet, İnsanlar. Denizlerden ufuklara doğru boş boş baktığımızı ve balık beklediğimizi sanıyorlar. Gelecek şey nasiptir, nasip; biz onu bekliyoruz, onlar bilmiyorlar. O huzuru duymuyorlar. Paylaşım ve bilgi için teşekkürler. Beni de böyle kabul edip, idare edin