Yaklaşık 1 hafta tatile çıktığım karadenizde bir çok yerde olta atma fırsatı buldum. 1 ve 2 no meps kaşıkla denemeler yaptım. Eski kaşar denemelerim oldu. Solucan denemelerim oldu. Bütün bu denemeler sonrasında bir kanıya vardım. Alabalık öyle her yemi sevmiyor. Tabiki bu demek deil bunlarla balığı kandıramıyacağız. Fakat kendi yaşadığı ortamda bulunan kara sinek. kelebek ve en değerlisi olan dere böceği çok iyi iş yapıyor diyebilirim. Bu böcekler suyun taşlara vurarak hızlı aktığı sığ yerlerde, taşların altında bulunyor. Toplaması biraz zahmetlidir ama bu zahmete deyiceğini oltayı suya attığınız andan itibaren hissedersiniz. Bu nedenle sabahın 5:30'unda dağdan gelen çivi gibi suya paçalarımı yukarı çekip çıplak ayak giriyorum Kaşıklara gelince kaşığa balığın çok aç olması gerekiyor vurması için kanaatimce, çünkü kara noktalı, kırmızı noktalı 1 ve 2 no kaşıkları baya bir denedim fakat bir tık bile alamadım. İşin komik yanıda ben at çeklere devam ederken denizden 2.300 metre yukardayken, önümde alabalıklar sıçrayıp duruyordu, sanki benimle dalga geçer gibi Kaşar ise ikizderede, mercan (İstavritin biraz daha yeşilimsi bir balık) ve 2 tane ufak dere sazanı almamı sağladı alabalıklar pek yanaşmıyor kaşara. Resimdeki balıklarda kırmızı benekli ve suni alabalık var. Suni alabalıklar alabalık çiftliklerinden düzenli olarak göllere ve derelere bırakılıyormuş sanırsam. En üst resimdeki gölde, denize 2.300 metre yukarda bi dağın tepesindeki krater gibi bir şey. İnanın balık avından daha keyifliydi dağın eşsiz güzelliğini seyretmek. En alt resimdeki şelale gibi olan gölde ise balıkavı yasak, jandarma baya ciddiymiş bu konuda ama neylersinizki 5 sene önce balık aldığım bir çok dere ve ırmakda şu anda 1 tane balık dahi yok. Galiba yasaklardan önce avcı arkdaşları bilinçlendirmek gerekiyor. Bunun içinde bence ciddi anlamda kurslar açılıp, eğitime tabi tutulup lisanslar verilmeli insanlara. Kendimden de pay çıkararak söylüyorum bunları, çünkü bende bir çok şeyi bilmiyorum. Herkesde de öğrenmek için merak olmayabilir. Ama tam bu noktada, yasalar devreye girer ve yaptırım gücünü uygularsa (aynı sigara yasağı gibi) bir çok şeyi değiştirebilceğimize inanıyorum. Elimde henüz bazı resimler yok elime geçince onlarıda eklicem.
Tebrik ederim. Güzel görüntüler... Fakat son tebliğe göre solucan kullanımı yasaklanmış durumdaydı. Bundan sonraki avlarınızda dikkate alacağınızı umud ediyorum. Kolay gelsin
herşey çok güzelmiş gerçekten balıklarda şahane. umarım avların dahada güzel geçer diğer fotolarıda bekliyoruz..
Tebrik ederim İbrahim, ortaya karışık güzel bir av olmuş. 3 kırmızı benek limitini aşmamış olman da sevindirici. Demek ki yavaş yavaş bu bilinç heryere yayılıyor. Yalnızca akarsularda yasak arkadaşlar. Sanırım bu avlanılan yer göl.
İbrahim Avın için tebrik ederim. Paylaşımının son kısmında, daha önce av yaptığın sulardan bir tek balık dahi alamadığını belirtmişsin. Doğrudur. Son yıllarda derelerimizde balık bulmak gerçekten zorlaştı. Çünkü insanlarımız doğruyu yaptıklarından oldukça eminler. Bu da yaptıklarından rahatsızlık duymamalarına neden oluyor. Mutlular... İkizdere ilçe merkezi çıkışından ovit dağına kadar olan bölüm tebliğe göre yasak (göl dahil). Uzun göl vadiside (gölden öncesi ve sonrası. gölden sonraki göletler) yine yasak kapsamında. Demir kapı istikametinden devam ederek ulaşılan göllerde yasak kapsamında. Canlı yem ile alabalık avının yasak olduğunu ise arkadaşlarımız zaten belirtmiş. Ben ek olarak, karadeniz bölgesindeki tüm akarsularda doğal alabalık ile gökkuşağı alabalığının aynı ortamda bulunduğunu ve tebliğe göre avımız gökkuşağı veya diğer çiftlik kaçkını alabalıklar dahi olsa yemli takımları kullanamayacağımızı hatırlatmak isterim. Göllerin zaten yasak kapsamında olduğunu yeniden hatırlatmama gerek yok sanırım. İbrahim, avın için yeniden tebrik ederim. Belki sadece senin anlayabileceğin şekilde avını eleştirmiş olsamda, ben senin her şekilde iyi niyetli olduğundan eminim. yukarıda yazdıklarımı da lütfen bilgilendirme olarak kabul et. Rastgelsin.
Ovit yaylasına kadar olan bölümde zaten artık balık yok diyebilirim. Çünkü insanlar dinamit, tırıvırı ve ağlarla derenin balık popülasyonunu tamamiyle öldürmüşler. Uzungöle gelince; uzungölde dere boyunca balık tutmak yasak, lakin aygır gölü denilen yani uzungölün en üstündeki dağda balık tutmak yasak deil. Ben tebliğ' den deil, oradaki otel sahibi birisi ve bir kaç köylüden öğrendim. Ama tabiki ikizdereden ovit e kadar olan bölge de 5 sene önce gittiğim karadeniz gezimde balık tutuyordum. Bununla ilgili hiç bir bilgim yoktu. Canlı yeme gelince, bir söylentiye göre canlı yem olarak sadece solucanla tutulurmuş zamanında, alman bir kafile gelip derede balık tutana kadar tabiki. Almanlardan öğrenmiş bizim köylüler taşların altında yem olduğunu. Tabiki yasak olduğunu bilmiyordum. Bu bilgiler için teşekkür ederim. Ne yazıkki şunuda söylemeliyimki, iyidereden ikizdereye kadar olan bölümde şu anda dağlar oyulup HES (Hidro elektirik santrali) çalışmaları yapıyorlar, Derelere iş makinalarıyla girip bütün dere taşlarını yol kenarlarına itiyorlar. Buna isyan ediyorum, ama balıkavı hikayemin sonundada dediğim gibi ben çevreye saygı duyan bir balıkavı meraklısı olarak bilgisizsem. Köyde yaşıyan, 2 balık yakalayıp evdeki ailesine yedirmek isteyen bir insan ne yapabilir. Sonuçta onun derdi her gün iç içe olduğu hiç durmaksızın akan güzelim dere deil, sadece 2 balık yakalayıp yemek. Bu sonucunda balığın nasıl yakalanması önemli deil. Dinamitde olabilir, tırıvırıda, serpmede. Bunun için kızabiliriz içimizde öfke oluşabilir fakat orda o derenin yanında çocukluğunu yaşamış o derenin yanında büyümüş bir insanada, hiç kimsede kızamaz kanaatimce. Çünkü cevabı belli'dir o insanın ''Bilmiyordum''. Biz eğitemedikten sonra insanları siz istediğiniz kadar yasak koyun, istediğiniz kadar uyarı levhası asın. O insan yine bilmiyor olucaktır. İşin mantığını öğretemedikten sonra, bu yasaklar aynı ilkokulda sevilemeyen matematik dersi gibi olur. Hiç bir mantığı yokdur, acayip sayısal problemlerin. Aslında mantığı vardırda bunu öğretmenlerimiz bize söylemez ya da biz sormayız. Mesala, demezki bize bu çözümlemenin sonucu saat sarkaç'ının tur hızını göstermekde. İşte biz de yasak diyoruz geçiyoruz. Öğretttikmi ? Evet, öğrettik..! Yasak olduğunu biliyorlar. Ne için yasak peki ? İnsanlar, bunu sormak zorunda deil. Öğretmen kim ise o anlatmak zorunda. Öğretmen önümüze kitabı koyup giderse, biz öğrenciler okumayız. Öğretmen açın 29 ncu sayfayı bakiyim derse okuruz. Bu yüzdendirki daha öncede belirttiğim gibi, bir kurs (Aynı ehliyet kursu gibi), bir lisans. Mezun olan balık tutmaya hak kazanır. Öğrendiklerinin dışındada hareket ederse, yani yasaları çiğnerse cezasını öder. Bu benim şahsi fikrim. Saygılar.