01.08.2010 İstanbul / Tırıvırı ile mücadele organizasyonu

Sevgili arkadaşlar,

Bildiğiniz üzere 01.08.2010 (dün) tarihinde, tırıvırı ile ilgili olarak yapacağımızı bildridiğimiz organizasyonumuzu gerçekleştirdik. Öncelikle tüm katılımcı arkadaşlara teşekkür ederiz. Ancak, bugüne kadarkileri saymış olsak, tırıvırıdan şikayet edenlerin sayısı binleri bulmuşken, katılımcı sayısının site bünyesinde 8 kişide kalmış olması, kendi adıma söylüyorum üzücüdür. Ki bugüne kadar bu anlamda yaptığımız hiçbir çalışmaya, yüksek katılım olmamıştır. Yeri geldiğinde burada bizlere sitem edip "hiçbir şey yapmıyorsunuz" diyen arkadaşlarımıza zaman zaman neden kızdığım dilerim anlaşılır. Zira şikayet edip de destek vermediğiniz ve hep başkalarından beklediğiniz sürece, şikayetleriniz devam edecektir.

Gelelim organizasyona,

Sabah saatlerinde buluşup, Sazlıbosna mevkiine gittiğimizde, zabıtadan Süleyman arkadaşımız, belediye halkla ilişkiler biriminden Ayşe hanım ve yine zabıtadan Mehmet arkadaşımızla birlikte bizi bekliyorlardı. Avlakta buluştuktan sonra, vakit kaybetmeden gölü dolaşmaya karar verdik. Öncelikle bentte bulunan avcılarla görüştük, hepsine tek tek tebliğlerden bahsettik ve tebliğ kitapçıklarını dağıttık. Oltasının ucunda tırıvırı olanların tırıvırılarını aldık, tırıvırının zararlarını anlattık ve kendilerine yeni takım yapıp verdik. Ayrıca, Hüseyin ağabey herkesin kovasını tek tek karıştırarak, küçük olan tüm balıkları suya geri saldı.

Topladığımız tırıvırıları yakıp, ilk parkuru tamamladıktan sonra, kahveye gidip biraz oturduk ve çayımızı içtik. Çünkü hava aşırı sıcaktı, çok terlemiştik ve yorulmuştuk. Çaylarımızı içtikten sonra, zabıtadan destek veren arkadaşlarımız, nöbet sonrası bizimle birlikte oldukları için evlerine gitmek durumunda kaldılar. Bizler ise gölün diğer tarafını dolaşmak için harekete geçtik. Diğer tarafı dolaşmak için bentten geçerken, oltasının ucunda tırıvırı attığını farkettiğimiz birinin yanına indik ve baktık ki daha önce elinden tırıvırı aldığımız avcılardan biri ve elinde tebliğler var. O esnada zabıtadan arkadaşlar da tekrar bulunduğumuz yere geldiler, durumu söyledik. Olta sudaydı ve balıkçı, ucunda yemli takım var dedi. Süleyman ve Mehmet arkadaşlarımız oltasını toplamasını, ucundakini görmek istediklerini söylediler ama balıkçı arkadaş oltasını toplarken, bile bile misinayı kopardı. Oradan çıkıp gölün diğer tarafına yürürken, zabıtadan arkadaşlar da bizlerden ayrıldılar.

Gölün diğer tarafını da dolaştıktan sonra, üst yoldan, bu defa arabalarımızla, avlananların yanında dura dura tek tek tebliğleri dağıttık, yine tırıvırıları aldık, yerlerine yeni takım verdik. Topladıklarımızı ise yaktık. Böylelikle, Sazlıbosna'nın tüm çevresini dolaşıp, herkese kitapçık dağıtmış ve tırıvırıyı anlatmış olduk. Ama ne kadar faydası olacak şimdilik bilinmez. Bu konuyla ilgili organizasyonları sıklaştırıp, insanları daha fazla bilgilendirmek ve hatta sık sık oralarda görünerek, bu konuda takip edildiklerini göstermek iyi olacaktır. Dilerim bu anlamda, üye arkadaşlar da yine destek çıkarlar.

Bu arada, yanımızdan ayrıldıktan sonra, zabıtadan arkadaşlarmızın, girişteki satıcıdan 2 torba tırıvırıya el koyduklarını da belirtelim.

Gölden ayrıldıktan sonra, Jandarma Komutanlığına gidip, orada nöbetçi olan subayla da görüşme yaptık. Bu arada, derdimizi anlattık ve jandarma komutanı ile de görüşmek istediğimizi bildirdik. Jandarma komutanı görevde olduğundan, o an için bizimle görüşemedi ama şahsına ait telefon numarasının bize verilmesini isteyerek, bizlerin de telefonlarını aldırdı.

Bizler de sayımız az olduğundan (keşke kalabalık olup dağılarak, bir çırpıda gölün etrafını tamamlamış olabilseydik), gölün çevresini ancak dolaşabilmiş olduğumuzdan, başka bir avlağa daha gidemedik ve sıcaktan ve açlıktan bitap düşmüş bünyemizi biraz canlandırmak için, yemek yemeye başka bir yere gittik. Hüseyin ağabeyin harika melemeni ve beraberindeki taze çay ile karnımızı doyurduk. Eline, gönlüne sağlık Hüseyin ağabey.

Dün bizimle birlikte olan Süleyman, Mehmet arkadaşlarımıza ve Ayşe hanıma, desteklerinden ve samimiyeti her şekilde anlaşılan yüzlerinden ötürü çok çok teşekkür ederiz. Hüseyin ağabey (dersim) ve oğlu Emre, Kazım (kedi), Tayfun (tcomak), Günay (son mohikan), Ercan (balık kurdu) ve Yasin'e (m-a-v-i) de ayrı ayrı teşekkürler. Dün eller ve çeneler iyi çalıştı doğrusu. Umarım çok geçmeden yine böyle bir organizasyon yapabiliriz. Tüm ayrıntıları yazamadım, zira işyerindeyim ama uzatmak da istemiyorum. Fotoğrafları ekleyeyim, atladıklarımı, arkadaşlarımız da anlatacaklardır zaten.


TEŞEKKÜR;

Dün aramızda olmayan ama bize destek veren ;

SAMADER Amatör Olta Balıkçıları ve Doğayı Koruma Derneği
Arnavutköy Jandarma Komutanlığı
Cengiz Balıkçılık
Kısık Balıkçılık Üsküdar şubesi - Necati Bey
ve
REMIXON'a

sonsuz teşekkürler...

 

Zabıtadan arkadaşlarımızın el koyduğu tırıvırılar

 

Gölün karşı tarafında avlanan nipeten ön cepheye göre daha deneyimli balıkçı arkadaşlar biz oradayken az farkla limit altı bir sazan yakaladılar. Ricamız üzerine balığı bıraktılar. Bu esnada çektiğim video.
http://www.metacafe.com/watch/4995741/sazansuya_b_rakma_videosu/



Genel olarak gölün yakın olan cephesinde bilinçsiz avcılar çoğunlukta olduğundan ilk başlarda karamsarlığa düşsemde, gölün karşı yakasına geçtiğimizde, bilinçsiz avcılardan şikayet eden daha bilinçli ve daha donanımlı avlanan avcılarla karşılaştık. Bu kısımlarda kurallara uyum yüzdesi %80-90 ı buluyordu. Bu arkadaşlarla yaptığımız kısa, ayaküstü sohbetlerde içimizdeki karamsarlık bir nebze olsun azaldı. Sonuç olarak tırıvırı kullanan ve kurallara uymayan şahısların aslında balıkçılığa yeni başlamış, yarar-zarar bilmeyen, bilgi arasada bulamayan kişiler olduğu gözümüzden kaçmadı. Bu bağlamda düşündüğümüz zaman sitemizin faydasının bir defa daha farkına vardık.

 

Bir hatayı yapmak bazen çok kısa zaman alsa da telafisi kesinlikle çok daha uzun zamanlar almakta.

Yazıkki çevremizin, balıklarımızın ve kısıtlı imkanlarımızın bu kadar uzun zamanı yok. Katılımın az olmasına üzülmekle birlikte etkinliğin resimlerden gösterildiği kadarı ile yine de başarı sağladığını düşünüyorum.

Ancak balık heveslisi insanları baştan eğitmedikten ve siyahla beyazı öğretemedikten sonra daha çok çuval çuval tırıvırı toplarız malesef.

Keşke ne üretimi ne de temini bu kadr kolay olmasa bu zıkkımın. Ve bu belayı "icat" eden vicadansızların da ne hayattayken ne de öldükten sonra yerlerinde rahat yatamamalarını diliyorum.

Gayretleriniz için kendi adıma teşekkür ediyorum.

Saolun..

 

tırıvırı ve melemen

melemeni burdan görünce keşke sonuna kadar kalabilseydim dedim neyse bir sonraki sefere artık bu arada el koyduğumuz tırıvırı 75 adet

 

Size çok ama çok teşekkür ederiz. Siz olmasaydınız o kadar rahat hareket edemezdik muhtemelen.

 

Bir şey daha eklemek istiyorum. Tırıvırıları yaktığımız karelerin hepsi tek bir imhayı içermiyor. Aralıklarla belli yerlerde topladıklarımızı bir kaç kerede imha ettik.